DÜNYA
İrlanda'dan Arjantin'e: Bedenlerimiz de bizim, sokaklar da
Arjantin ve dünya çapındaki kadın hareketlerinin gösterdiği gibi rüzgar artık kadınlardan yana esiyor ancak aynı zamanda önlerinde daha büyük savaşlar onları bekliyor. Dünyanın dört bir yanında güçlenen kadın hareketleri erkek egemenliğinin temellerini sarsacak potansiyele sahiptir. Kadınlar, adım adım gerçek cinsiyet eşitliğine ve özgürlüğe doğru yürüyor, politikleşiyor ve örgütleniyorlar.
Dünya kadın hareketi hiç ummadık bir hız ile büyüyor ve gelişiyor. Artık enternasyonal kadın özgürlük mücadelesi yeni bir döneme girdi ve kapsadığı toplumsal kesimlerin genişliği, dünyasal ölçekteki yaygınlığı, yaratıcılığı, artan kitleselliği, kendi sembollerini yaratma gücü bize bu dönemin daha yeni başladığını ve sıçrama eşiğine ilerlediğini gösteriyor. Dünyanın dört bir yanında çeşitli gündemler ve talepler etrafında boy veren kadın eylemleri, birbirini etkiliyor ve ileri itiyor.
Latin Amerika'da #NiUnaMenos (Birimiz Daha Eksilmeyeceğiz), ABD'de #MeToo (Ben de) ve "Women's march" (Kadın Yürüyüşleri) ve Polonya'dan dünyaya yayılan kadın grevleri, enternasyonal kadın hareketinin bazı belirgin örnekleridir. Kadının ezilen cins konumundan doğan sorunları ve varoluşsal talepleri bu hareketler ile toplumsal mücadelelerin gündemi oldu ve toplumsal mücadelelerin toplamı içerisinde kadın özgürlük mücadeleleri en kitlesel ve en güçlü konuma geldi. Öyle ki, cinsiyetçi Trump'ın ABD başkanı seçilmesine karşı ortaya çıkan ve sayıları milyonları bulan kadın yürüyüşleri, hem enternasyonal kadın hareketini geliştirme açısından ABD'den Avrupa'ya çeşitli talepler etrafında dünyanın dört bir yanına yayıldı hem de ABD'de gerçekleşen en büyük gösteriler olarak tarih sayfalarında yerini aldı. 2017'de ilk kez gerçekleşen enternasyonal kadın grevinin ikincisi 2018'de yapıldığında, çağrıya ortak olan her ülkede olduğu gibi İspanya'da da büyük bir kitleselleşme sağlandı ve 5 milyon kişi enternasyonal kadın grevi çağrısına yanıt olarak hareketin zirvesini oluşturdu.
Yine İrlanda'da, genç kadınların uzun yıllardır öncülük ettiği mücadeleler sonucunda kürtaj yasallaştı. Böylece, 2015'de uzun soluklu mücadeleler sonucu eşcinsel evlilik hakkının tanınmasından sonra İrlanda kadın hareketinin kazanımlarına bir yenisi daha eklenmiş oldu. İrlanda, dünyanın en geri kürtaj yasaklarına sahip bir ülke konumundaydı. Öyle ki, ertesi gün hapı bile suç kapsamına giriyor, kadınlar yargılanabiliyordu. İrlanda'da kürtaj hakkı için mücadele kapsamında 8 Mart kadın grevine destek sunmayan üniversite kalmamıştı ve tüm dünya İrlanda tarihinde eş zamanlı gerçekleşen en büyük gösterilere şahit olmuştu. Binlerce kadın, başkentteki merkezi köprüyü işgal ederek hayatı felç etmişti.
ARJANTİN'DE SÜREKLİLEŞMİŞ KADIN HAREKETİ
Siyaseti şekillendirme ve yönetme gücünü arttıran bu hareketler, elde ettiği başarılarla giderek daha fazla meşruiyet kazanıyor. Enternasyonal kadın hareketinin mücadeleleri süreklilik elde ederek dünyanın her bölgesinden birbirlerine itilim kazandırmaya devam ediyor. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Örneğin, halihazırda enternasyonal kadın hareketinin öncülerinden birisi durumunda olan ve şimdilerde İrlanda ve Polonya'da kürtaj hakkı için gelişen hareketlerden de güç alarak sokaklara çıkan Arjantin kadın hareketi şimdilerde önemli bir eşikten geçiyor. Arjantin'de kürtaj hakkı için yeşil fularları ile sokaklara çıkan kadınların eylemi bu bağlamda dünya kadın hareketinden bağımsız değil, aksine mevcut kadın özgürlük mücadelesi dalgalanmasının önemli bir parçası olma özelliği taşıyor. Arjantin'de fiili meşru mücadele yoluyla Machismo'ya (maçoluğa) karşı isyan bayrağını çekerek son yıllarda büyük kitle gösterileri ile yapısal erkek şiddetine ve onun yıkımına karşı harekette olan bir kadın hareketi mevcut. Ve Arjantinli kadınlar, geçtiğimiz pazartesi günü #NiUnaMenos eylemlerinin yıl dönümünde, #NiUnaMenosXAbortoClandestino (BirimizDahaEksilmeyeceğiz, illegal kürtajlara X) şiarı altında ülke çapında son üç yılın en büyük dördüncü eylemini gerçekleştirdiler.
Halihazırda her yıl ortalama 450 bin kürtajın gerçekleştiği Arjantin'de, tecavüz veya anne sağlığını tehdit eden durumlar dışında kürtaj yasak. Meclis, nisan ayından itibaren kürtaj yasağının kaldırılmasını tartışıyor ve bu ay sonu bir karara varılacak. Buna karşı hızlıca eyleme geçen kadın hareketi, illegal kürtaj sonucunda yaşanan ölümleri durdurmayı hedefleyerek bir yandan mecliste tartışmalar sürerken diğer yandan sokakta bir basınç yaratıp siyaseti belirlemeye yönelmiş durumda.
"Yasal, Güvenceli ve Serbest Kürtaj için Ulusal Kampanya" üyesi Patricia Bustamante, biriken mücadele deneyimlerini şöyle değerlendiriyor: "2015 yılında başlayan ilk #NiUnaMenos eylemleri, sonraki üç yıl boyunca kadın hareketinde büyük bir ilerlemeye sebep oldu. Şimdi, artık bizleri öldürmeyi bir kenara bırakmalarını talep etmekle yetinmiyoruz, aynı zamanda yoksulluğun kadınla özdeşleşmesine de bir son vermek istiyoruz, çünkü elde ettiğimiz görünürlük ile bütün toplumda bir sesimiz olmuş oldu." Bu bağlamda kadınlar eylemlerini Merkez Bankası'na yönelterek Mauricio Macri yönetiminin IMF ile yaptığı yeni anlaşmaları da kınadı. 'Erkek egemenliğini sonlandıracağız', 'Adam asmaca oynayalım: Erkek egemenlik ölecek' yazılı pankart ve dövizler taşıyan kadınlar, slogan ve coşkuları ile erkek egemenliğine meydan okudu.
KADIN KİTLELERİNİ VE KADIN İSYANLARINI KADIN DEVRİMİYLE BULUŞTURMAYA
Arjantin ve dünya çapındaki kadın hareketlerinin gösterdiği gibi rüzgar artık kadınlardan yana esiyor ancak aynı zamanda önlerinde daha büyük savaşlar onları bekliyor. Kadınlar mücadele deneyimlerini biriktirirken, kitleselleşirken ve mücadele yoluyla siyaseti belirleme gücünü arttırırken aynı zamanda bir kolektif varlık ve kimlik olarak tarih yazmaya başladılar ve şimdiye kadar hiç deneyimlemedikleri süreçlerden geçiyorlar. Bu anlamda, bütün toplumun nihai olarak özgürleşmesine kadar oynayacağı tarihsel rolüne yaklaşmış oluyorlar. Dünyanın dört bir yanında güçlenen kadın hareketleri erkek egemenliğinin temellerini sarsacak potansiyele sahiptir. Kadınlar, adım adım gerçek cinsiyet eşitliğine ve özgürlüğe doğru yürüyor, politikleşiyor ve örgütleniyorlar. Türkiye ve Kürdistanlı komünist kadınlar, kadın devrimi programını kılavuz alarak, bu enternasyonal dalgalanmalardan yararlanmalılar. Bu bağlamda, bir yandan sırtını dünyanın en ileri kadın devrimi pratiğine tekabül eden Rojava Kadın Devrimi'ne yaslayarak ve somut devrimin sunduğu muazzam mücadele deneyimleri ve kazanımlarıyla kuşanarak, diğer yandan enternasyonal kadın hareketinin canlandığı yeni mücadele döneminden esinlenerek, kadın kitleleriyle buluşmak için süreklileşmiş bir faaliyete geçmelilerdir.
Ayrıca, dünya komünist kadın hareketinin de bu hak kazanım mücadeleleri içerisindeki doğal yerini alması, çeşitli talepler etrafında birleşen kadın kitlelerinin sunduğu örgütlenme potansiyelinden yararlanması, çeşitlilik gösteren mücadele araç ve biçimlerinin kullanımıyla kadın kitlelerini toplumsal mücadelenin yıkıcı bir devrimci dinamiğine dönüştürmesi gerekir. İrlanda'dan Arjantin'e, kız kardeşlerimiz ile mücadeleye, enternasyonal kadın hareketini ileriye itmeye, dünya kadın devrimine!