21 Kasım 2024 Perşembe

İklim adaleti için 'bir adım ileri'

"Sadece bir iklim hareketi olma" görüşü, hareketin tohumlarının filizlendiği günden beri var olan ve reformcu-yeşilci ideologlarca geliştirilen bir görüştü. Görünüşte radikal, içerikte reformcu "Yokoluş İsyanı" bu görüşü varoluşunun merkezine koyarak baştan toplumsallaşma olanağını yitirmişti. FfF içinde ise bu konu sürekli iç mücadele konusu olmuştu. Öne çıkan "İklim değil, sistem değişmeli" sloganı hareketin içindeki antikapitalistlerin mücadele sloganına dönüştü.

Fridays for Future (FfF) Küresel İklim İsyanı'nın kuruluşunda ve yayılmasında 2018 Sonbaharı'ndan beri motor rolü oynuyor. Greta Thuneberg'in inisiyatifiyle, başta genç kadınlar gelmek üzere öğrenci gençliğin öncülüğünde 21. yüzyıl ayaklanmalar zincirine küresel iklim isyanı da eklendi. 20 Eylül Küresel İklim Grevi ile, gençliğin iklim isyanı mali ekonomik sömürgelere yayılarak küreselleşme ve toplumsallaşma yolunda ciddi bir eşiği aştı. Ne var ki, FfF öncülüğündeki ekoloji hareketi içinde artık "yerleşikleşen" ders boykotlarıyla iklimin savunulamayacağı görüş açısı yayılıyor. Bir tarafta gençliğin direnişçi dinamiği "artık gerçekçi olmalıyız" liberal-yeşilci ve düzeniçi görüşlerden etkinlenirken, antikapitalist ve enternasyonalist gençler öncü ve kimi yaratıcı eylem biçimleriyle hareketi ileriye taşımanın yollarını arıyorlar. Bu bağlamda iki FfF aktivisti bir haftalık açlık grevine başladı.*

YILGINLIK YOK
19 yaşındaki Sarah Hänßgen ve 20 yaşındaki Carlos Maletti Quinones, 22 Kasım'da başlattıkları açlık greviyle gençleri "yeniden uyandırmak ve İklim Adaleti mücadelesinde yeni bir eşiği yakalamak" istediklerini açıkladılar.

FfF, hakikaten de güçlü bir fiili meşru zeminde doğdu ve gelişti. Bir yıla yakındır binlerce öğrenci her Cuma dersleri boykot ediyor. Bu, sadece burjuva yasallık bakımından değil, aynı zamanda toplam burjuva düzen bakımından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Çünkü "okullar" gençler için güçlü bir düzen sınırıdır. "Toplumsal öğretilmişlikleri" gençlere aşılama ve ideolojik hegemonya kurma araçlarıdırlar. Burjuvazi, kaba zor kullanma yerine, kendiliğinden gelişen bu kitle hareketinin sönümlenmesi yolunu izledi. Çünkü söz konusu çocuklara ve gençlere toplumsal destek oldukça güçlüydü.

Küresel İklim Grevleri, FfF'nin ve ekolojik mücadele dinamiklerinin "tek kanala akmasını" ve "küreselleşmesini" sağladı. 20 Eylül Grevi de sokağa çıkan dört milyon insanla burjuvaziye güçlü bir mesaj niteliğindeydi. Ne var ki, FfF'nin en örgütlü ülkesi Almanya'da CDU-SPD Büyük Koalisyonu'nun açıkladığı İklim Paketi bırakalım FfF'nin taleplerinin, emperyalistlerin birlikte kararlaştırdıkları Paris Mutabakatı'nın çok gerisinde kalması, gençler içinde umutsuzluğu ve yılgınlığı büyüttü.

Yaklaşık bir yıldır bu büyük sorumluluğu omuzlayan çocuklar ve gençler aynı zamanda "yoruluyorlar" ve giderek okullarda "sınıfı geçememe", "derslerin kötüleşmesi" gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.

Bu koşullar içinde reformcu-yeşilci öğeler ve hareket içindeki temsilcileri "soğukkanlı" ve "gerçekçi" bir yol haritası öneriyorlar. Dolayısıyla gençleri, Yeşiller gibi burjuva partilerin "uzun vadeli" ekolojik dönüşüm programlarına yedeklemek istiyorlar.

Sarah Hänßgen ve Carlos Maletti Quinones gibi antikapitalist ve enternasyonalist gençler ise, "Bir adım ileri" diyorlar: "Açlık grevi sadece bir örnektir. Başkaca yaratıcı, ama kesinlikle bir adım ileriye götürecek eylem biçimlerini bulmalıyız ve kullanmalıyız."

Amaç, Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion) gibi bir felaket havası yaratmak değil. Aksine, sosyalist gençler eylemleriyle "hareketi asıl hedefe", yani kapitalist sisteme ve onun devletlerine karşı, gençleri kendi özgüçlerine güvenmeye ve dünyanın yaşanılabilinir geleceğini savunmaya yönlendirmeye çalışıyorlar. Eylem, aynı zamanda bir iddia beyanıdır ve reformcu damara karşı pratik bir karşı hamledir. Almanya'da işçi sınıfının karşısına dikilen politik grev yasağı, iklim adaleti mücadelesi ekseninde yeniden gündemleştirildiğinde öğrenci gençliğin işçi sınıfı ve sendikalarla bağları güçlendirilebilir, daha da önemlisi iklim adaleti mücadelesinin emekçi karakteri gelişir.

Açlık grevinin sahiplenilmesi, kent gruplarında binlerce genç tarafından tartışılması, destek açlık grevlerinin örgütlenmesi gibi somut gelişmeler eylemin amacına ulaşacağı yönünde güçlü işaretler içeriyor.

KÜRESEL İKLİM İSYANI, ROJAVA DEVRİMİ VE HALK AYAKLANMALARI
FfF, küreselleştikçe toplumsal değişim gücü artıyor. Zira FfF'in temel başarısı tek tek ülke ekolojik mücadelelerini Küresel İklim İsyanı'na doğru "buluşturmasında" saklı. Dolayısıyla FfF'ın yapısal özelliği enternasyonalist kimliğidir.

Ne var ki, sosyal şovenizm de dahil olmak üzere kimi politik-ideolojik sorunlar enternasyonalist kimliğini sekteye uğratıyor.

"Sadece bir iklim hareketi olma" görüşü, hareketin tohumlarının filizlendiği günden beri var olan ve reformcu-yeşilci ideologlarca geliştirilen bir görüştü. Görünüşte radikal, içerikte reformcu "Yokoluş İsyanı" bu görüşü varoluşunun merkezine koyarak baştan toplumsallaşma olanağını yitirmişti. FfF içinde ise bu konu sürekli iç mücadele konusu olmuştu. Öne çıkan "İklim değil, sistem değişmeli" sloganı hareketin içindeki antikapitalistlerin mücadele sloganına dönüştü.

"Sosyal kriz aynı zamanda bir ekolojik krizdir" diyen Şilili FfF aktivistleriyle enternasyonalist dayanışmanın yeterince yükseltilmemesi, bu "iklim indirgemeci" ve dolayısıyla reformcu eğilimin bir yansımasıdır. Keza Rojava ve Kuzey Suriye Federasyonu'na yönelik işgal girişimine karşı FfF Rojava ile dayanışmasının sınırlı kalması, FfF Türkiye'nin hassasiyetlerini dikkate almakla açıklanması aynı eğilimin devletçi politikalardan kopuşamamanın yansımasıdır.

Hänßgen ve Maletti Quinones Şili ve Rojava ile dayanışmayı da gündemleştirmeleri, hatta SPD-CDU Koalisyonu'na Türkiye ile bütün ekonomik ve politik ilişkilerini kesme talebini yükseltmeleri bu burjuva eğilimlere karşı gençleri saflaştıracak, gelecekleri için sokağa çıkan gençler içinde işgal karşıtı, enternasyonalist ve sosyal eğilimlerin güçlenmesini sağlayacaktır.

Rojava devriminin savunulması ve ezilen halkların ayaklanmalarını emperyalist merkezlere taşıma görevlerinde olduğu gibi iklim adaleti mücadelesinde de "Bir Adım İleri".

*Eylemcilerin Talepleri: "1- Büyük Koalisyon'un İklim Paketi yeniden görüşülsün ve FfF'nin talepleri kabul edilsin. 2- Herkese politik grev hakkı. 3- Rojava'daki savaşın ve Şili'de ayaklanmanın şiddetle bastırılması açıkça mahkum edilsin. Türkiye'ye bütün silah ve askeri mühimmat ihracatının ambargoya tabi tutulsun."