İki burjuva cepheye karşı milyonları üçüncü cephede buluşturmaya!...
Üçüncü cephe, salt seçim endeksli bir düşünüş ve ittifaklık zemininde var edilemez. Üçüncü cephe, ancak ve ancak sokakta fiili meşru mücadele hattından yaratılabilir. Kitleler, öznel ve somut sorunlarının çözümü için mücadelenin tarafı oldukça burjuvazinin manipülasyon alanının da dışına çıkacaklardır. Kitleleri her cepheden kuşatmak, erkek egemen, sömürgeci faşist burjuva düzene karşı, işçi ve emekçilerin eşitlikçi demokratik toplum düzenini yaratma mücadelesine katılmaya çağırmak geleceğin değil, üçüncü cephenin güncel görevidir.
2023 seçimlerine aylar kaldı. Seçimler ile olası sonuçları kitlelerinde yoğun biçimde gündemine dönüşmüş durumda. Adaylar, seçimlerin hangi koşullarda yapılacağı, normal bir seçim olup olmayacağı, faşist şeflik rejiminin seçimi kaybetme olasılığı karşısında yapacakları, HDP'nin kapatılıp kapatılmayacağı, kapatılırsa seçime nasıl, kiminle gidileceği vb. sayısız sorunun yanıtı aranır durumda. Her gün adına araştırma şirketi denilen, özünde algı operasyonları yapmayı iş edinmiş şirketlerin piar sonuçları açıklanıyor. Ki bu araştırma şirketlerinin temel misyonunu, kitlelerin iki burjuva alternatif dışında seçeneksiz olduklarına iknası ve bu duygunun özel biçimde örgütlenmesi oluşturuyor. Aylardır faşist şeflik rejimi sözcüleri, adına altılı masa denilen burjuva muhalefet ittifakından adayını açıklamasını istiyor. Bu çağrıları yakın zamanda yanıtını bulacaktır.
HDP'nin Emek ve Özgürlük İttifakı adına, üçüncü bir alternatif olarak kendi adayını çıkarma kararını açıklaması, bir anda burjuva siyasetin merkezi gündemine dönüştü. HDP'nin yaptığı açıklama, burjuva muhalefet ittifakı kadar faşist şeflik rejimi için de kaygı ve öfke nedenidir. Faşist şef, üçüncü cephenin oluşumunu, büyüyüp, gelişmesini salt seçimler merkezli ele almamaktadır. Faşist şef, üçüncü cephenin büyütülmesinin sonuçlarını, Kobanê serhildanlarında, 7 Haziran 2015 seçimlerinde fazlasıyla deneyimledi. Hal böyle olunca, bu seçenekten ölümüne korkmaktadır. Aynı korku, burjuva muhalefet ittifakı için de geçerlidir. Üçüncü cephenin potansiyelinden duyulan korku, üçüncü cephenin burjuva siyasete yedeklenmesi yoluyla giderilmek istenmektedir.
Bu denklem, faşist şeflik rejiminde "Biz gidersek istikrar bozulur" olurken, burjuva muhalefet ittifakı kanadında "Erdoğan'ın gitmesi için herkes bizim adayda birleşmek zorunda" argümanına dönüşmektedir. Mesele üçüncü cephenin gelişimi olunca, iki burjuva cephe "devrimci, demokratik bir seçenek olmasın da hangimiz olursak olalım" fikriyatında birleşiyor. Faşist şeflik ile burjuva muhalefet ittifakının çelişkileri de birlikteliği de sınıf kardeşliklerinin gereği ve sonucudur.
Faşist şefin kalemşörleri, son bir haftadır iki temel noktada etkin faaliyetini sürdürüyor. Hilal Kaplan gibi yeminli faşist şef hayranları, 2023 seçimlerinin tüm dünyada tarihi bir öneme sahip olduğunu ve seçimi faşist şefin kazanmasının tüm dünyaya lider ve güçlü Türkiye'nin ilanı olduğunu ispata çalışıyor. Bu fikri, faşist şefi istemeyen, dolayısıyla güçlü Türkiye'yi istemeyen "dış düşmanlar" safsatası üzerinden biçimlendiriyorlar.
Faşist şefin baş kalemşörlerinden Abdulkadir Selvi ise burjuva muhalefet ittifakının son dönem haleti ruhiyesi ile meşgul. Faşist şefin geçmiş yol arkadaşı Ahmet Davutoğlu, "bizim cumhurbaşkanı, altı lideri dinlemezse kriz çıkar, erken seçim olur" deyince ellerini ovuşturdu.
Selvi, Altılı Masanın Cumhurbaşkanı değil, kendilerine kukla atamayı vadettiğini söyleyerek, Davutoğlu'na geçmişi hatırlatıyor. Selvi, faşist şef-Davutoğlu hatıra defterinden, Başbakan olduğu dönemde faşist şefle Bakanlar Kurulu toplantılarında baş koltukta kimin oturacağı kavgasına tutuştuğunu, faşist şefin kararlı durup "gelirse gelir, gelmezse gelmez" deyince de kıpkırmızı bir surat ve asık bir yüzle baş değil yan koltukta oturmak zorunda kaldığını paylaşıyor. Bu yoldan, faşist şefine güzelleme yaparak, burjuva muhalefet ittifakından çıkacak bir cumhurbaşkanının, faşist şef gibi kararlı olamayacağını demeye getiriyor ve kitlelere "şeften vazgeçmeyin" mesajını veriyor. Selvi, her cepheden faşist şefinin pisliklerini kapama, suçlarını savunma ve onun geleceğin güvencesi olacağını ispat için kalemini oynatıyor.
Faşist şefin kalemşörleri, HDP aleyhtarlığı üzerinden üçüncü cephe antipropagandasını da ihmal etmiyor. Troller ve saray kalemşörleri her gün aldıkları talimatlar uyarınca, kirli kalemleriyle, çıktıkları sözde tartışma programlarında oynattıkları kirli ağızlarıyla seçim faaliyeti yürütüyor. Bu seçimin, sadece faşist şeflerinin değil kendilerinin de geleceğinin güvence seçimi olacağını biliyorlar.
Burjuvazinin bu kirli cangılının karşısında, üçüncü cepheyi kitleler içinde büyütme olanaklarını sunan Emek ve Özgürlük İttifakı adayı, kitlelerin gerçek alternatifi konumundadır. Burjuvazinin, faşist şeflik rejiminde vücut bulan temsiliyeti ile "güçlendirilmiş parlamenter rejim"de vücut bulacak temsiliyeti arasında özsel olarak bir fark yoktur. Burjuvazinin, faşist şefin diktatörlüğü altındaki sömürü ve terörü ile onun parlamenter rejim formundaki sömürü ve terörünün hedefi aynıdır. Her iki zeminde de burjuvazinin çıkarlarına karşı, işçi, emekçi, genç, kadın, LGBTİ+ ve ezilen halklar saldırıların hedefi durumundadır.
Burjuvazinin iki cephesinin de temel hedefi, kitleleri maniple etmek ve yedeklemektir. Burjuva seçenekler karşısında, kitleleri üçüncü cephede örgütlemek ve burjuvaziye karşı mücadeleye seferber etmek, sosyalistler başta olmak üzere, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın tüm bileşenlerinin seçim sürecinde temel sorumluluğudur. Bu noktada kritik halkayı, kitlelerin ufkunun ve gelecek hayalinin burjuva parlamentonun sınırlarının dışına çıkarılması oluşturmaktadır.
Üçüncü cephe, salt seçim endeksli bir düşünüş ve ittifaklık zemininde var edilemez. Üçüncü cephe, ancak ve ancak sokakta fiili meşru mücadele hattından yaratılabilir. Kitleler, öznel ve somut sorunlarının çözümü için mücadelenin tarafı oldukça burjuvazinin manipülasyon alanının da dışına çıkacaklardır. Kitleleri her cepheden kuşatmak, erkek egemen, sömürgeci faşist burjuva düzene karşı, işçi ve emekçilerin eşitlikçi demokratik toplum düzenini yaratma mücadelesine katılmaya çağırmak geleceğin değil, üçüncü cephenin güncel görevidir.
Kitlelerin tek alternatifinin neden üçüncü cephe olduğunun somut ve net biçimde anlatılması için sayısız sorun ve gündem halihazırda önümüzde duruyor. Yoğun bir kitle seferberliğiyle harekete geçmek ve kitlelerin eylem ve gücüne güvenmekten başka seçenek bulunmuyor. Kitleleri kazanma sorunsalının çözümünde, iki burjuva cephenin ortak yanlarının somutlaması, faşist şeflik rejiminin koyu terörüne karşı, burjuva muhalefet ittifakının soslanarak gri gösterilen faşizmine rıza üretilmesine karşı mücadele temel önemde.
Soru ve yanıtları net. Faşist şeflik rejimi ile burjuva muhalefet ittifakı neyi, kimi temsilde birleşiyor?
-İşçi ve emekçilere açlık sınırında, gelecek güvencesinden yoksun yaşamayı dayatan burjuvazinin, sermayenin sözcüleri ve temsilcileridirler.
-Kadınların ikincilliğinin, evsel köleliğin üretim merkezi ailenin, kadın katliamlarının; LGBTİ+'ları yok sayan, dışlayan, seks işçisi olmak dışında hiçbir çalışma, yaşam alanı tanımayan erkek egemen burjuva devletin savunucusu ve koruyucusudurlar.
-Gençliği, özerk demokratik eğitim hakkından mahrum bırakan, geleceksizleştiren burjuva düzenin sürekliliğinin dayanaklarıdırlar.
-Kürdistan'ı sömürgeleştiren, Kürt halkını yok sayan, tüm ezilen halkları asimile ederek kimliksizleştiren tekçi sömürgeci rejimin; Türk-Sünni İslam senteziyle Aleviler başta olmak üzere inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran zihniyetin kurucusu, savunucusu ve temsilcileridirler.
Burjuva seçenek karşısında, üçüncü cephe ise;
Güvencesiz çalıştırılan, emeğinin karşılığını alamayan, açlık sınırında yaşamaya zorlanan işçi ve emekçilerin; yaşamın yarısı olan, eşitlik ve özgürlük için, erkek egemenliğine karşı mücadele eden kadınların, LGBTİ+'ların; geleceği, hayalleri için mücadele eden gençlerin; ulusal kimliği ve hakları için mücadele eden Kürt halkının ve ezilen tüm halkların; doğanın talanına karşı ve topraklarını korumak için mücadele eden yoksul emekçi köylülüğün, ekolojistlerin, inanç özgürlüğü için mücadele eden Kızılbaş Alevilerin cephesidir. Üçüncü cephe, milyonların alternatifi ve adresidir. İki burjuva cephenin ve onların düzeninin yenilgisi için; milyonlara ulaşmaya, milyonlarla buluşmaya ve milyonları üçüncü cepheye kazanmaya.
*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 20 Ocak tarihli 99. sayı başyazısı.