2 Mayıs 2024 Perşembe

ICOR Genel Koordinatörü Gärtner-Engel'den Filistin açıklaması

Siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik soykırım saldırılarına ilişkin ICOR bileşenleri olarak uzlaşma sağlayamadıklarını ve bu nedenle açıklama yapamadıklarını aktaran ICOR Ana Koordinatörü Monika Gärtner-Engel, tartışmaları kamuoyuyla paylaştı.

Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu (ICOR) Ana Koordinatörü Monika Gärtner-Engel, siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik soykırım saldırılarına ilişkin henüz bir açıklama yayımlamadıklarını hatırlattı ve nedeninin ICOR'un birleşeni olan örgütler arasında uzlaşma sağlanamaması olduğunu aktardı. Gärtner-Engel, devrimci ve işçi sınıfı hareketindeki tartışmalara katkı sunmak için uzlaştıkları ve uzlaşma sağlayamadıkları noktalar ilişkin açıklama yaparak, tartışmalara katkı yapılmasını istedi.

'FİLİSTİN KURTULUŞ MÜCADELESİNDE AKTİF OLARAK DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ'
Gärtner-Engel, "ICOR tarihinde ilk kez henüz ortak bir açıklamaya varamadık. İsrail'in devlet terörüne karşı temelde birleşmiş bir pozisyonumuz var. Bu, ICOR'un neredeyse tüm örgütlerinin Filistin kurtuluş mücadelesiyle aktif olarak dayanışma içinde olduğu gerçeğine karşılık gelmektedir. Almanya'da aktif olarak bağış toplanmakta, tıbbi bakım için Gazze'ye 15 bin Avro aktarılmıştır. Hamas ve İslami Cihad gibi Filistin'deki siyasi güçlere yönelik eleştirilerin değerlendirilmesi ve izin verilebilirliği konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. Bu konudaki ortak noktaları ve çelişkileri açıklığa kavuşturmak amacıyla görüşleri yayınlamak ve tartışmak istiyoruz. Bu çalışma, ICOR tarafından Mart 2023'te yayınlanan 'Filistin Kurtuluş Mücadelesi' başlıklı çevrimiçi gazeteye dayanmaktadır. Ortaya çıkan çelişkiler büyük bir titizlik, özen, ciddiyet ve saygıyla açıklığa kavuşturulmalıdır" dedi.

'FİLİSTİN HALKINA KARŞI DEVLET TERÖRÜNÜ VE SAVAŞI DURDURUN'
Gärtner-Engel, ICOR karar taslağında yer alan ve birkaç öneriyle genişletilen ve görüş birliği sağladıkları şu pasajı aktardı: "Filistin halkına karşı devlet terörünü ve savaşı durdurun! Filistin kurtuluş mücadelesi ile dünya çapında dayanışmayı büyütelim! Gazze'ye yönelik yıkıcı bombardımanı durdurun! ICOR, aşırı sağcı İsrail Netanyahu hükümeti tarafından sıkıyönetim uygulanmasını, acımasız bombardımanı, Gazze Şeridi'nin tamamen abluka altına alınmasını ve kara birliklerinin konuşlandırılmasını kararlılıkla ve nefretle kınamaktadır. Şok geçiren siyonist devlet, Gazze Şeridi'nden Batı Ürdün'e ve Lübnan'a kadar Filistin halkına yönelik katliamları ve yıllardır devam eden sömürgeci işgalini hızlandırmak için olağanüstü hal ve savaş ilan ederek sınırsız bir acımasızlığa yöneldi. İsrail tarafından başlatılan kara saldırısı Gazze savaşını yeni bir boyuta taşıdı. Üçte ikisi çocuk ve kadın olmak üzere 11 bin kişi İsrail bombaları ve top mermilerinin yağmuru altında can verdi. 1,5 milyon insan göç etmek zorunda kaldı. İsrail'in emperyalist saldırganlığı giderek masum sivillere yönelik bir soykırıma dönüşüyor. Gazze'deki hastanelerin bombalanması, halka tüm kuzey Gazze Şeridi'ni boşaltma çağrısı yapılması ve Celabiye mülteci kampının bombalanması savaşın en korkunç katliamları arasındadır. Bu kanlı savaşa derhal son verilmelidir! Hükümet Gazze Şeridi'nin elektriğini çoktan kesti. Şimdi su ve gıda tedariği de kesiliyor. İki buçuk milyon insanın elektriğinin kesilmesi, kitlelerin ölümüne ya da bölgeden tamamen sürülmesine yol açacaktır.

'NETANYAHU HÜKÜMETİ BM BİLDİRGESİNE AYKIRI HAREKET EDİYOR'
"Şimdi su ve gıda kaynakları da kesiliyor. İki buçuk milyon insanın elektriğinin kesilmesi, kitleleri öldürmeyi ya da bölgeden tamamen sürmeyi amaçlamaktadır. İsrail'in bunu yapabilecek güce sahip olması bile Gazze'deki Filistinlilere yönelik günlük ve yapısal baskının altını çizmektedir. Siyonist yerleşim politikası, Filistin halkının topraklarını elinden almakta, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve yaşama hakkını soykırım noktasına varacak şekilde ayaklar altına almakta ve siyonist ideolojiyle ırkçı, insanlık dışı üstünlükçü bir çılgınlığı yaymaktadır. Tüm bunlar, başta ABD emperyalizminin olmak üzere emperyalist hükümetlerinin ve aynı zamanda emperyalist AB'nin ekonomik, askeri ve siyasi desteği olmadan mümkün olamazdı! Tüm bunlara karşı dünya çapında kararlı bir direniş gereklidir! Hamas'ın diğer güçlerle ittifak halinde gerçekleştirdiği saldırı, İsrail hükümeti tarafından tüm bölgede yangına dönüşebilecek bir savaşı başlatmak için bahane olarak kullanılmaktadır. ICOR örgütleri Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı için kararlılıkla ayağa kalkma konusunda birleşmiştir! Netanyahu hükümetinin devlet terörünü kararlılıkla protesto edelim! Filistin halkının işgale karşı direnme hakkı vardır. İşgalci İsrail ordusu ve paramiliter gruplar her gün insanları öldürmekte, kendilerine ait olmayan toprakları işgal etmekte ve on yıllardır Filistin halkını taciz etmektedir. Bunu sayısız BM bildirgesine aykırı olarak sistematik bir şekilde sürdürüyorlar."

'EMPERYALİST MÜDAHALENİN ANA KIŞKIRTICISI ABD'
Gärtner-Engel, tartışmalı olan noktanın özellikle Hamas ve İslami Cihad'ın değerlendirilmesi ve Filistin kurtuluş mücadelesinin bir parçası olup olmadıkları ya da kamuoyu önünde eleştirilmeleri gerekip gerekmediği ya da bunun bölücü bir eylem ve dayanışmanın geri çekilmesi olup olmadığı sorusu olduğunu belirtti ve devam etti: "Bir dizi örgüt Hamas ve İslami Cihad'ı gerici, pek azı da faşist olarak değerlendiriyor. İsrail'in devlet terörüne işaret ederek haklı gösterilemeyecek olan 7 Ekim saldırısıyla bağlantılı olarak İsrail'de sivillere yönelik insanlık dışı katliamların gerçekleşmiş olmasına dair eleştiriler var. Devrimcilerin faşist örgütlerle işbirliği yapamayacağını ve bunun yerine proleter enternasyonalizminin hareketin güçlü noktası olduğunu vurguluyorlar. Buna karşı diğer görüşler ise bu örgütlerin gerici olduğunu düşünmekle birlikte onları Filistin direnişinin bir parçası olarak görüyor ve ICOR'un açıklamasıyla bu örgütleri eleştirmek dayanışmanın geri çekilmesi anlamına geleceğini değerlendiriyor. Bu tartışmanın kökeninde, emperyalist müdahalenin, şüphesiz (bu konuda genel bir mutabakat var) ana savaş kışkırtıcısı olan ABD emperyalizmi ile sınırlı olup olmadığı sorusu yatıyor. Ya da İran, Katar, Türkiye ve diğer (yeni) emperyalist güçlerin ipleri elinde tutup tutmadığı ve bunlarla mücadele edilmesi gerekip gerekmediğidir. Bu, Filistin davasını desteklemeleri halinde tüm emperyalistlere ya da gerici güçlere karşı aynı anda mücadele edilemeyeceği ve edilmemesi gerektiği teziyle çelişmektedir."

Konuyla ilgili olarak web sitesinde münferit örgütler tarafından bir dizi açıklama yayınlandığını kaydeden Gärtner-Engel, Uluslararası Koordinasyon Grubu'ndan (ICC) kendileri de aykırı görüşlerin temsilcileri olanların (Almanya MLPD ve Tunus PPDS) haftalardır iki ortak uzlaşma önerisini içeren bir ICOR açıklaması yayınlamaya çalıştıklarını söyledi. Gärtner-Engel, ancak her iki öneri için de gerçekten güçlü bir çoğunluk sağlanamadığını belirtti ve bununla birlikte, ICOR içindeki bu tür temel meselelerin dar çoğunluk oylarıyla çözülemeyeceğini ifade etti.

'YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ'
Gärtner-Engel, özetlenen tartışmaya dair ilk uzlaşma önerisini şöyle aktardı: "İşbirlikçi siyasal İslamcı Hamas ve İslami cihadın İran ve Türkiye gibi bölgedeki gerici, sömürgeci, faşist siyasal İslamcı rejimlerle ve emperyalistlerle ortaklığı ve uzlaşmacı tutumu yıllardır artarak devam etmektedir. Filistin ulusal kurtuluş mücadelesi güçleri içinde devrimci demokratik güçler ön plana çıkmadan ve hareketin liderliğine yükselmeden, bu şanlı özgürlük mücadelesi önündeki burjuva engelleri aşamaz, dahası bölgedeki ve dünyadaki tüm devrimci güçlerle işbirliği emperyalist güçlerin çıkarları uğruna feda edilmiş olur. Kurtuluş hareketleri asla sivillerin katledilmesi gibi karşıtlarının yöntemlerini benimsememelidir. İşgalci İsrail devleti ve varlığını bu sömürgeci devlete bağlayan burjuva siyasi güçlerin ırkçı apartheid rejimi yıkılmadan gerçekleştirilemeyecek olan Filistin halkının kurtuluşu, ancak halkların tam eşitlik, gönüllü birlik ve sosyalizmi hedefleyen birleşik mücadelesiyle mümkün olacaktır. Demokrasi, özgürlük ve sosyalizm için antiemperyalist bir hareketin en önemli müttefikleri işçiler ve dünyadaki geniş kitlelerdir! Filistin halkının kurtuluş mücadelesi taktikler açısından çelişkilerden yararlanabilir ve müttefikler kazanmak için mücadele etmelidir, ancak yalnızca milliyetçi ve gerici-faşist güçlerden bağımsız kalırsa ve nihayetinde sosyalizm perspektifini takip ederse umutları vardır. Bu aynı zamanda Şah'ın devrilmesinden sonraki İran devriminin de acı bir deneyimidir. Sıkıyönetim sona erdirilsin, tüm işgal güçleri Filistin'den çekilsin! Filistin halkının kurtuluş mücadelesi ile dayanışma! İşgale ve baskıya karşı direnme haklarını aktif bir şekilde savunalım! Tüm demokratik siyasi tutsaklara özgürlük! Demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde yaşasın proletarya enternasyonalizmi!"

'FİLİSTİN HALKININ KURTULUŞU BİRLEŞİK MÜCADELEYLE OLACAKTIR'
CPA ML Avustralya'nın uzlaşmaya ek olarak ikinci bir uzlaşma önerisi olduğunu aktaran Gärtner-Engel, şöyle aktardı: "ICOR, tüm ezilen halkların kendi öncü örgütlerini seçme hakkını desteklemektedir, ancak aynı zamanda farklı yönelimleri sınıf bakış açısıyla inceleme ve mümkünse yargılama görevi de vardır. Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin mevcut direnişi, bir yandan Hamas ve Filistin İslami Cihad'ı (PIJ) içermektedir. Hamas ve PIJ'in, her ikisi de kendi halklarının geniş kesimlerine baskı uygulayan ve Türkiye örneğinde olduğu gibi, Suriye'nin kuzeydoğusunda kurtarılmış Rojova bölgesini bombalayan İran ve Türkiye gibi (aşırı) gerici rejimlerle bağları vardır. Ancak direniş aynı zamanda FDKC ve FHKC gibi ilerici ve devrimci seküler örgütleri de içermektedir. Filistin kurtuluş hareketindeki devrimci demokratik güçleri özgürlük, demokrasi ve sosyalizm için Filistin ulusal kurtuluş mücadelesini birleştirecek, güçlendirecek ve ilerletecek ve Siyonist, emperyalist ve gerici güçlerin engellerini aşacaktır. Kurtuluş hareketleri, sivillerin katledilmesi gibi düşmanların gerici yöntemlerini benimsememelidir. İşgalci İsrail devleti ve varlığını bu sömürgeci devlete bağlayan burjuva siyasi güçlerin ırkçı apartheid rejimi yıkılmadan gerçekleştirilemeyecek olan Filistin halkının kurtuluşu, ancak halkların tam eşitlik, gönüllü birlik ve sosyalizmi hedefleyen birleşik mücadelesiyle mümkün olacaktır.

'TÜM DEMOKRATİK SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK'
"Demokrasi, özgürlük ve sosyalizm için antiemperyalist bir hareketin en önemli müttefikleri işçiler ve dünyadaki geniş kitlelerdir! Filistin halkının kurtuluş mücadelesi taktikler açısından çelişkilerden yararlanabilir ve müttefikler kazanmak için mücadele etmelidir, ancak yalnızca milliyetçi ve gerici-faşist güçlerden bağımsız kalırsa ve nihayetinde sosyalizm perspektifini takip ederse umutları vardır. Bu aynı zamanda Şah'ın devrilmesinden sonraki İran devriminin de acı bir deneyimidir. Sıkıyönetim sona erdirilsin, tüm işgal güçleri Filistin'den çekilsin! Filistin halkının kurtuluş mücadelesiyle dayanışma! İşgale ve baskıya karşı direnme haklarını aktif bir şekilde savunalım! Tüm demokratik siyasi tutsaklara özgürlük! Demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde yaşasın proletarya enternasyonalizmi!"

Tartışmaya sağlam temellere dayanan katkıları yayınlanmak üzere görüşlerin bildirilmesini isteyen Gärtner-Engel, son olarak şunları söyledi: "Uluslararası devrimci ve antiemperyalist hareket içinde tartışmayı sürdürmenin kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda aktif olmak için bekleyemeyiz - ve beklemiyoruz da. Her ICOR örgütü, devrimci, Marksist-Leninist teori, kendi analizleri ve pozisyonları temelinde Filistin halkının kurtuluş mücadelesiyle güçlü bir dayanışma geliştirmeye ve aynı zamanda devrimcilerin proleter bir tartışma kültürüyle birleşmesi için mücadele etmeye çağrılmaktadır. Bu konuları tartışın ve yayınlanmak üzere tartışmaya sağlam temellere dayanan katkılarınızı bize gönderin!"

*Tartışmaya katkı sunmak için tıklayınız.