HKP (Maoist) MK üyesi Hanumanthu: Bana öğrettiğiniz değerler, devrimci ideallere dönüştü
Odisha'da çıkan çatışmada ölümsüzleşen HKP (Maoist) Merkez Komite üyesi Paka Hanumanthu'nun, babasının ölümünün ardından annesine gönderdiği mektupta, "Babamın, 'Oğlum işçilerin, köylülerin, Dalitlerin ve kadınların özgürlüğü için devrimci olarak mücadele ediyor; bununla gurur duyuyorum' dediğini öğrenince büyük bir gurur yaşadım. Senin gibi anne babalar bu ülkede binlerce, milyonlarca. Devrimci hareketin ülke çapında ilerlemesinde bu anne babaların özlemleri de pay sahibidir" ifadeleri yer aldı.
Hindistan'ın Odisha eyaletinde 25 Aralık günü çıkan çatışmada ölümsüzleşen HKP (Maoist) Merkez Komite üyesi Paka Hanumanthu'nun (Ganesh Uike) cenazesi ailesi tarafından teslim alınacağı öğrenildi. Cenaze töreni Telangana eyaletine bağlı Nalgonda ilçesindeki Pullemla köyünde düzenlenecek.
Bu arada Hanumanthu'nun 30 Eylül 2022'de babasının ölümünün ardından 15 Kasım 2022 tarihinde annesine yazdığı mektup ortaya çıktı. Annesi de daha sonra ağır yoksulluk, hastalık ve yaşlılıktan yaşamını yitiren Hanumanthu'nun mektubunun annesine ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyor. Hanumanthu'nun Avani News'te yayımlanan mektubunun çevirisi Yeni Demokrasi tarafından yapıldı. Hanumanthu'nun ailesi ve yoksul halkla kurduğu ilişki, devrimci mücadeleye adanmışlığını gösteren mektubunun tamamını paylaşıyoruz:
"Anne… Senin gibi anneler için… (Paka Hanumanthu)
Sevgili anneciğim,
Bu kadar acı bir zamanın geleceğini hiç düşünmemiştim. Babamın 90 yaşında, 30 Eylül 2022'de bizi terk ettiğine dair acı haberi gazetede gördüm. Seni geride bırakıp devrim yoluna girdikten sonra, babamın ölüm haberini duymak beni kırk yıl öncesine götürdü. Seninle, babamla, ailemizle ve köyümüzdekilerle geçirdiğim günlerin hepsi gözümün önüne geldi.
Devrim yolunu seçmeden önce sizin sevgi ve şefkatinizle büyüdüğüm için, bugün seçtiğim yolda yürüyebildiğimi düşündükçe size olan saygım daha da artıyor. Özellikle babam, benim için, kardeşlerim için ve evimiz için çok büyük fedakarlıklar yaptı. Bu ülkede sıradan insanların çoğu böyle yaşar. Bu sorumluluk duygusu, sevgi ve emek erdemi gerçekten çok değerlidir.
Çocukken dedem Pullaiah ve nenem Peddamma'nın kucağında oynadığım günler çocukluğum kadar canlı. Babam çukur kazardı, tarlayı sürerdi, tırmıklardı, tohum ekerdi ve ürün yetiştirirdi. Çektiği tüm zorluklar sizin de çektiğiniz zorluklardı. Siz ikiniz, yoksulluğumuzda bize destek olmak için borçlandınız. Tüm o zorlu çalışmalara rağmen, ailemizin tamamının aç kaldığı günler oldu. O günlerin hepsini güzel anılarla hatırlıyorum. Bu ülkede bizim gibi yaşayan birçok aile var. Koşullarımıza rağmen bize verdiğiniz desteği her zaman hatırlayacağım. O zamandan beri birçok kez deneyimledim ki nerede olurlarsa olsunlar tüm ebeveynler böyledir. Bu kadar zor zamanlarda bile geleceğe dair büyük bir umudunuz vardı. Belki de sizin kendi hayatınızda gördüğünüz bu umut, bende insanlığa ve bu ülkenin tarihine dair bir iyimserliğe dönüştü. O günlerde senin ve babamın söylediklerini asla unutamam.
Evin büyük oğlu olarak bana gösterdiğiniz sınırsız sevgi, şefkat ve güven, beni devrimci yolumda her zaman ayakta tutuyor. Okumak için köyümüzden Nalgonda kasabasına gidecek otobüs parasını bile bulamadığım günlerde, sen iki gün tarla işçiliği yapıp kazandığın parayı bana vermiştin. Benim okuyup bir işe girerek aileyi geçindireceğimi herkes gibi siz de düşünmüştünüz. Ama ben devrim yolunu seçtim. Yine de sorumluluklarımdan kaçmadığımı ve doğru yolda olduğumu anladığınızı bilmek beni çok mutlu etti.
İlk öğrenim yıllarımda dedem Pullaiah, 1940'larda Nalgonda bölgesinde gerçekleşen silahlı köylü mücadelesine katıldığı günleri anlatırdı. O dönem köylerde yaşanan toprak ağalarının zulmünü, sömürüyü ve angaryayı gözümün önünde canlanır gibi aktarırdı. Komünist gerillaları bastırmak için Nizam polislerinin, Razakarların saldırılarını; Nehru ve Patel liderliğindeki Hint ordusunun Nalgonda'yı nasıl kuşattığını anlatırdı. Köylerde yoksulların evlerinin yakılmasını, yağmaları, zulmü ve kadınlara yönelik saldırıları tek tek anlatırdı.
Büyüdükçe, köylerimizde dedem gibi Telangana silahlı köylü mücadelesine katılmış birçok yaşlı olduğunu öğrendim. Aynı şekilde, o günlerin devrimci mirasının ve binlerce şehidin fedakarlıklarının Naxalbari ve Srikakulam mücadeleleriyle sürdüğünü fark ettim. Dedemin anlattıkları üzerimde silinmez bir iz bıraktı.
Onun sözleri sayesinde gençliğimde toplumda yaşanan sömürü ve eşitsizlikler üzerine ciddi biçimde düşünmeye başladım. Devrimci siyasetten etkilenerek Radikal Öğrenci Birliği'ne katıldım ve ilçe komitesinde çalıştım. 1981 yılında üniversitede lisans eğitimi alırken yoksul halkın yaşamının düzelmesi, milyonlarca yoksul köylünün, sizin gibi anne babaların sömürü ve baskıdan, kadınların ataerkil baskı ve şiddetten kurtulması için eğitimimi yarıda bırakıp devrimci harekete katıldım.
Sizden aldığım dürüstlük ve emek anlayışı, dedemden aldığım mücadele deneyimi hala bana yol gösteriyor. Bana öğrettiğiniz onurlu değerlerin, toplumsal değerlere, devrimci ideallere ve pratiklere dönüştüğünü söylemekten mutluyum. Bencillikten uzak yaşama değeri, devrimci yolumu sürekli güçlendiriyor.
Bu kırk yıl içinde polis güçlerinin defalarca evimize baskın yaparak size sıkıntı yaşattığını biliyorum. Özellikle babamı Chandur Polis Karakoluna götürüp benim yerimi öğrenmek için aşağılayarak işkence ettiler. Teslim olmam için gazetelere açıklama yapması adına babama baskı yaptılar, ama o asla boyun eğmedi. Doğru bildiği bir şey varsa, ne kadar zorluk olursa olsun arkasında durdu. Benim yüzümden yaşadığı baskılara da aynı dirayetle katlandı.
Babamın, 'Oğlum işçilerin, köylülerin, Dalitlerin ve kadınların özgürlüğü için devrimci olarak mücadele ediyor; bununla gurur duyuyorum' dediğini öğrenince büyük bir gurur yaşadım. Senin gibi anne babalar bu ülkede binlerce, milyonlarca. Devrimci hareketin ülke çapında ilerlemesinde bu anne babaların özlemleri de pay sahibidir. Babamın da son nefesini bu düşüncelerle verdiğini tahmin edebiliyorum.
Bugün birçok devrimci, sömürü düzeninin dayattığı baskılar nedeniyle sevdikleri anne babalarını ve kardeşlerini sadece anmakla yetinmek zorunda kalıyor; onları göremiyor. Devrimcileri öldürmek için silahlarına bile ödül koyan bir sistem var. Ülke genelinde sayısız komplo ve operasyonla topyekun bir savaş yürütülüyor. Bihar-Jharkhand'dan Dandakaranya'ya, Odisha'dan Telangana'ya kadar yaklaşık 700 bin polis, komando ve yarı askeri güç konuşlandırıldı. 'Samadhan Operasyonu' adı altında 2022'ye kadar devrimci hareketi tamamen yok etmeyi hedeflediler.
Kentlerde ise Modi hükümeti, demokratik, ilerici ve devrimci örgütlerin liderlerine ve aydınlara baskı uyguluyor. Telangana dahil birçok eyalet hükümeti, merkezle işbirliği yaparak 'kent Naksaliti' adı altında insanları tutukluyor. Yerli halk, yerli ve yabancı şirketlerin sömürüsüne karşı çıktığı için yarı askeri güçlerin ve polis komandolarının saldırısına uğruyor; dronlarla bombalar atılıyor. Bu faşist baskı yüzünden, kan bağımız olan insanlar öldüğünde bile yanlarına gidemiyoruz.
Devrimciler şehit olduğunda ya da yakınları hayatını kaybettiğinde, halkın ve örgütlerin birlikte son yolculuğa uğurlama geleneği yıllardır sürüyor. Babamın da aynı onurla uğurlandığını öğrenmek, bu acı içinde bana bir teselli oldu. Hepsine devrimci selamlarımı gönderiyorum.
Hoşça kal…
Evladın
P. Hanumanthu
Merkez Komite Üyesi"