27 Aralık 2024 Cuma

HDP Diyarbakır Seçim Bildirgesi'ni açıkladı

HDP tarafından açıklanan seçim bildirgesinde kadınlar, gençler, doğa, ekonomi ve çocuklara ilişkin çok sayıda proje yer aldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, 31 Mart Yerel Seçimleri kapsamında Diyarbakır Seçim Bildirgesini açıkladı.
 
Sur ilçesinde bulunan Demir Otel'de yapılan basın toplantısına HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan, HDP'nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayları Hülya Alökmen Uyanık ile Selçuk Mızraklı, HDP Diyarbakır tüm ilçe belediye eşbaşkan adayları, seçim ittifakında yer alan siyasi parti liderler ve çok sayıda kişi katıldı.
 
Açıklamanın yapıldığı toplantı salonuna "Yerel yönetimler kadınlarla özgür olacak", "Kaldığımız yerden devam edeceğiz", "El ele verelim, ülke bizi bekliyor", "Daha çok HDP, daha çok temsil", "İrade gaspına son!", "Her yerden daha güçlü geliyoruz" ve "Beraber inşa ettik, beraber koruyacağız" yazılı pankartlar asıldı.
 
YEREL DEMOKRASİ
 
Toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yerel seçimlere radikal demokrasi anlayışıyla gittiklerini belirterek, "Geçmişten gelen deneyim ve birikimlerimizi, içinde bulunduğumuz iklim dinamikleri ile yeniden yoğurduk. Tüm Türkiye'de iddialı hazırlandığımız seçimlerde, bildirgelerimizi halkla paylaştık. Her yerel kendi özgünlüğünde böyle bir yol açıyor. Bu tam da bizim yerel demokrasi anlayışımızı ifade etmesi açısından büyük bir öneme sahip. Yerelin sorunlarını ve beklentilerini dikkate almak yerel demokrasinin olmazsa olmazıdır" dedi.
 
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ
 
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştiren Temelli'nin açıklamaları şöyle: "Türkiye'nin içinde bulunduğu en önemli sorunlardan biri demokrasidir. Kayyumlarla yol almaya çalışan bir anlayışa karşı yerel demokrasi diyoruz. Faşizme karşı demokrasi, özgürlük ve yerinden yönetim diyoruz. Sürekli olarak partimiz ve bizler hedef haline getiriliyoruz Cumhurbaşkanı ve iktidar tarafından. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uydurma bir sistemdir. Kuvvetler ayrılığını ve halkın iradesini yok sayar. Ortada ne kuvvetler ayrılığı, ne hukuk üstünlüğü kalmıştır. Demokratik siyaseti savunanlar cezaevindedir. Halkın bizzat katıldığı, temsiliyetini sağladığı yerel yönetimler kayyum eliyle yok sayılmıştır. İktidarda kalabilmek için, üç beş belediye için. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokratik bir sistem olmadığı gibi, bir arada yaşam kültürünü yok sayan bir sistemdir. Hem Cumhurbaşkanı hem yürütmenin başı olursanız, her şeyi birbirine karıştırırsanız; ülkeye çöküntüden başka bir şey getirmezsiniz.
 
20 MİLYON KÜRDE 'DEFOLUN GİDİN' DİYOR
 
Şimdi Türkiye halkları bir Cumhurbaşkanı arıyor, göremiyor. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı sabah nefret söylemiyle kalkıyor. Hatta bu ülkede yaşayan 20 milyon Kürt'e 'defolun gidin' diyor. Her türlü suçlamayı yapıyor, sonra da ben böyle bir şey demedim diyor. Dediğinin kanıtları videolarda var. Sen videolarda bizi göstereceğine biraz da geçmişi göster. Örneğin, 2014 yılını göster. 2014 yılında yerel seçimlere giderken, Newroz'u kutlamaya giderken, bu ülke nasıl bir siyasi bir iklim içerisindeydi onu göster. Hepsi hafızalarda, bu ülke balık hafızalı değil fil hafızalıdır.
 
HALKLARIN SİYAYETİ
 
Her şeyi hatırlıyoruz. O zaman ne diyordunuz? Ne söylüyordunuz? Biz ne diyorduk? Biz 2014 yılında nasıl tutarlı bir şekilde barış diyorsak, bugün de barış diyoruz. 2014'te nasıl demokrasi diyorsak, bugün de demokrasi diyoruz. Çoğulcu, laik, demokratik cumhuriyet için ve yerel demokrasilerin güçlendirilmesine bir kez daha vurgu yapıyoruz. Dolayısıyla bizim siyasetimiz tutarlıdır. Bizim siyasetimiz, halkların siyasetidir. Halkları siyasete davet eden bir anlayıştır. Halklara siyaseti yok sayanlar, halkları düşmanlaştırır, yok sayar ve inkar eder. İşte bu inkara karşı bugün yerel demokrasi anlayışımızla, yerinden yönetim anlayışımızla, her yerde Türkiye'ye umut olmaya, Türkiye'nin tıkanmış yollarını açmaya yine biz adayız! Yerellerde iktidara geleceğiz."
 
'YERELDE İKTİDARA GELECEĞİZ'
 
Yerel seçimlerde iktidarı elde edeceklerini dile getiren Temelli, "2014'te, 102 belediye kazanmıştık, bugün çok daha fazla belediyeyi kazanacağız. Yerellerde iktidara gelerek yerel demokrasiyi güçlendirerek Türkiye'nin önünü açacağız. İktidara gelemediğimiz yerde, Türkiye halklarını, Türkiye toplumunu seçeneksiz bırakmadık. Onlara demokrasi seçeneğini sunduk. Türkiye halklarını seçeneksiz bırakanlar, sandıktan soğutanlar, sandıkları kaçıranlar, seçmenlerin kaydını silenlere karşı Türkiye halklarına demokrasi seçeneği yarattık. Bir arada demokrasiden ve barıştan yana, yan yana gelme seçeneği yarattık. Bu tekçi anlayışa karşı çoğulcu, demokratik, laik cumhuriyetin nasıl yol kat edebileceğini gösterdik. Bundan gururluyuz ve tabi ki umutluyuz" diye konuştu. 
 
HALKIN YÖNETİME KATILMASI
 
Türkiye'nin ekonomik ve siyasi kriz içerisinde olduğunu ifade eden Temelli, "Yerel demokrasi mücadelemiz üç temel ayakta şekillenecektir. Bugün Türkiye bu üç ayakta da derin kriz içerisindedir. Tüm bu krizleri aşmanın yolu yerellerden başlar. Her şeyden önce Türkiye siyaseti derin bir kriz içerisindedir. Türkiye siyaseti tekleştikçe, insanları siyasetten uzaklaştırdıkça, siyaset giderek ciddi bir kriz sarmalına sürüklenmektedir. Bu krizi aşmanın yolu, yerel demokrasidir. Halkın bizzat yönetime katılmasıdır. 'Üreten biziz, yöneten de biziz' diyerek herkesi siyasete, bir arada mücadeleye, kentini yönetmeye davet ediyoruz. Siyaseti toplumsallaştırıyoruz" ifadelerini kullandı.
 
'TOPLUMSAL BARIŞI İNŞA EDECEĞİZ'
 
HDP'nin yerel yönetimler anlayışı ile Türkiye'nin sorunlarını çözeceğini söyleyen Temelli, "Türkiye toplumu kriz içindedir. Türkiye toplumunun çok ciddi sorunları var. Bu sorunları aşmanın yolu, toplumsal barış ve bir arada ortak iradeyi var etmekten geçer. İşte uzun yıllardır Kürt siyasetinin mücadelesi, Türkiye halklarına öncülük yapıyor. Bunu saygıyla bir kez daha selamlıyorum. Bu sadece Türkiye için değil, hem Ortadoğu'nun, hem dünyanın önündeki yeni bir siyaset anlayışıdır. Toplumların aslında kurtuluş reçetesidir. Toplumsal barışı inşa etmek, siyasetçilerin görevidir. Bugünkü iktidarın yaptığı gibi, AKP-MHP bloğunun yaptığı gibi,  toplumları karşı karşıya getirip kutuplaştırarak değil, toplumsal barışı inşa ederek yol alacağız. Toplumun bütün sorunlarını hep birlikte çözeceğiz" dedi.
 
'TÜRKİYE'YE ÖRNEK OLACAĞIZ'
 
Partisinin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları tarafından hazırlanan bildirgenin önemine dikkat çeken Temelli, şunları söyledi: "Toplumsal krizi aşmanın yolu, her şeyden önce toplumsal hizmetleri toplum lehine toplumla birlikte üretmekten geçer. Nasıl üreteceğiz, nasıl var edeceğiz, toplumsal barışı nasıl inşa edeceğimiz bildirgelerimizde, Amed özel bildirgesinde bütün ayrıntılarıyla bulmak mümkün. Hiçbir vaatleri kalmadığı, ne bu tür vizyonları ne de bu tür sözleri var. Varsa yoksa düşmanlık! Tam da bu düşmanlığın karşısına projelerimizle, irademizle, anlattıklarımızla çıkıyoruz. Bir üçüncü ayak da iktisadi çöküntüye karşı iktisadi zenginliği var etmek, onu hakça, adaletçe paylaşmaktır. Bugün ekonomik krizi hep birlikte yaşıyoruz. Ekonomik krizden nasibini almayan kalmadı. Türkiye halklarının yüzde 80'i mağdur. Türkiye işsizlikle, hayat pahalılığıyla, enflasyonla boğuşuyor. Türkiye tarihinin belki de en büyük siyasi, iktisadi ve toplumsal çöküşüne sürükleniyor. Yerel demokrasi anlayışımızla, yerinden yönetim anlayışımızla sadece belediyecilik sınırlarında kalmayacağız dedik. Özellikle işsizlikle, hayat pahalılığı ile mücadele konusunda sınıfsal perspektifimizle, emek eksenimizle; emekçinin, çiftçinin, esnafın haklarını koruyan, hakça paylaşıma olanak sağlayan, bize ait olana sahip çıkan, hak ettiğimizin mücadelesini veren bir anlayışla yerel yönetim anlayışımızı var edeceğiz. İktidara geldiğimiz yerlerde yapacağımız bu projelerle tüm Türkiye'ye örnek olacağız, iddiamız ve inancımız büyüktür, mücadelemiz büyüktür."
 
'KAYYUM TALANINA SON VERECEĞİZ'
 
Temelli'nin ardından, Uyanık ve Mızraklı'nın Diyarbakır'a ilişkin hazırlanan şiiri okumasıyla bildirgenin açıklanmasına başladı. Diyarbakır'ın tarihi yerlerinin video ve fotoğrafları ile hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından Uyanık, belediyelerin halka ait olduğunu bir kez daha vurgulayarak, belediyeleri halkın hizmetine sunacaklarını söyledi. Ortak karar alarak, birlikte yöneteceklerini belirten Uyanık, herkese eşit hizmet vereceklerinin, ayrımcılık yapmayacaklarının, kent, kadın, gençlik, çocuk, köy, mahalle meclislerini ve kent forumlarını yönetime ortak edeceklerinin altını çizdi. Bütçenin halka ait olduğunu kaydeden Hülya, belediyeleri geri alarak kayyum talanlarına son vereceklerini belirtti.
 
Ardından Uyanık ve Mızraklı sırayla bildirgede yer alan maddeleri okudu. Bildirgede yer alan maddelerin bazıları şu şekilde:
 
'ORTAK KARAR ALACAĞIZ, BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ'
 
-Herkese eşit hizmet vereceğiz. Asla ayrımcılık yapmayacağız. Tüm farklılıkları gözeteceğiz, kimseyi dışlamayacağız.
 
-Kent Meclisleri, Kent Forumları, Mahalle Meclisleri, Köy Meclisleri, Kadın Meclisleri, Gençlik Meclisleri ve Çocuk Meclislerini yönetime ortak edeceğiz.
 
-Meslek odaları, muhtarlar, emek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, dernek ve yurttaş girişimleri ile ortak çalışma yürüteceğiz.
 
-Açıklık/Şeffaflık ilkemiz gereğince belediye meclis toplantılarımızı halka açık yapacağız. Demokratik Kitle Örgütlerinin toplantılara katılımını sağlayacağız. Toplantı sonuçlarımızı web sayfaları ve belediye panolarında yayınlayacağız. Halk, istediği bilgilere anında ulaşabilecek.
 
-Halkla ilişkiler masalarımızı büyüteceğiz. E-belediyecilik, akıllı belediyecilik uygulamalarımızı yaygınlaştıracağız.
 
-Belediyemizde kadın özgürlükçü anlayışı hâkim kılacağız. Kadınlar her kademede eşit temsil edilecek. Cinsiyetçi hiçbir uygulamaya izin vermeyeceğiz. 
 
-Belediyenin bütün harcamalarının şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlamayı hedefliyoruz. 
 
'BÜTÇE HALKINDIR, HALK İLE BİRLİKTE YAPACAĞIZ'
 
-Toplumsal Cinsiyete Duyarlı ve Katılımcı Bütçe yapmayı esas alıyoruz. Yerel yönetim anlayışımız, halkın bütçe yapım süreçlerine doğrudan katılımını hedefler. 
 
-Yaşam alanlarına dair yapılan harcamaları ve bütçe planlamalarını halkın doğrudan katılımı ile düzenleyeceğiz.
 
-Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçelemeyi esas alacağız.
 
-Bütçe sürecinin her aşamasının şeffaf ve katılımcı bir şekilde yapılmasını sağlayacağız.
 
-Bütçenin hangi hizmet alanlarında ve ne şekilde kullanılacağına halk karar verecek. Bunun için bütün sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve toplumsal kesimlerle birlikte karar vereceğiz ve uygulayacağız.
 
-Çocukları, gençleri, engellileri ve doğayı gözeten bütçe yapacağız.
 
-İmar ve rantı değil, insanı, doğayı ve dayanışmayı esas alacağız.
 
-Her yıl bütçe gelir ve giderlerinin halk ile paylaşılacağı bütçe forumları düzenleyeceğiz
 
'BELEDİYELERİMİZİ ALACAĞIZ, KAYYUM TALANINA SON VERECEĞİZ'
 
-KHK'lerle ihraç edilenler için istihdam olanakları yaratacak, dayanışma ağları kuracak ve işlerine dönene kadar mücadele edeceğiz.
 
-Kayyumun kapattığı Anadilinde Eğitim Veren Kreşler, Kadın Sığınakları, Kadın Danışma Merkezleri, Eğitim Destek Evleri, Öğrenci Yurtları, Kültür Merkezleri, Belediye Şehir Tiyatroları, Kooperatifleri, Üretim Atölyeleri, Yoksullukla Mücadele Dernekleri, Sağlık Merkezleri gibi belediye birimlerini yeniden açacağız ve daha güçlü bir şekilde halkın hizmetine sunacağız.
 
-Kayyumların tarihi ve kültürel hafızayı yok etmek için yıktırdığı anıt ve heykelleri yeniden inşa edeceğiz.
 
-Kayyumların isimlerini değiştirdiği park, bahçe ve sokaklara isimlerini yeniden vereceğiz.
 
-Eş Başkanlık uygulamasına devam edeceğiz. Kadın Daire Başkanlığı'nı yeniden kuracağız.
 
'DEMOKRATİK KENT PLANLAMASI, DEMOKRATİK AMED'
 
-Kendine yetebilirlik, özgünlük, yerel kimlik anlayışıyla ekolojik yapılar, sokaklar, teknik altyapı-üstyapı ve yeşil alanlar tasarlayacağız. 
 
-Yeşil bina, yeşil çatı ve benzeri konularda topluma öncülük edeceğiz. 
 
-Yurttaşların ekolojik kent anlayışından faydalanabilmeleri için 'Ekolojik Kent Yaşam Rehberleri' oluşturacağız. 
 
-Amed'in kendine özgü mimari ve estetik kimliklerini öne çıkaracak, koruyacak ve görsel kirliliği ortadan kaldıracak çalışmalar yapmak amacıyla 'Kent Estetiği Kurulu' oluşturacağız. 
 
'AMED'İ YEŞİL POLİTİKALARLA YÖNETECEĞİZ'
 
-Halkımızı betona mahkum etmeyeceğiz. Kent meydanlarının ağaçlandırılmasına hız vereceğiz. 
 
-Yeşil alanları arttırarak kent ormanları gibi toplumun ihtiyacını esas alan yeşil alan politikalarını hayata geçireceğiz.
 
-Yeşil Alan oluşturmayı sadece parklarla sınırlı tutmayacağız. Kentin birçok yerini çeşitli meyve ağaçlarını da içerecek şekilde yeşillendireceğiz. 
 
-Kentlerimizin doğasına, tarihine, orasına, faunasına karşı işlenen suçların önüne geçmek için 'Kent Suçu' yönetmeliği hazırlayacağız.
 
KADINLARA DAİR...
 
-Belediye hizmetlerine toplumsal cinsiyet perspektifinden bakılması ve etkilerin incelenmesi için Toplumsal Cinsiyet Etki Değerlendirme Kurulu (TCED) oluşturacağız.
 
-Kadınların ekolojik köyler ve kooperatifler kurmasını destekleyeceğiz. Belediyemize ait tarım arazilerini kadınların kullanımına açarak kadınların burada ekolojik tarım yapmasını destekleyeceğiz ve bu ürünlerin aracısız bir şekilde halka ulaşmasını sağlayacağız.
 
-Belediyelerimizde hayata geçirdiğimiz Eko-Jin kadın tarım politikalarını tekrardan yaşama geçireceğiz.
 
-Kadınların emeklerini daha görünür kılmak ve üretime katmak için Özgür Kadın Kooperatifleri kuracağız. Aracısız bir üretim-tüketim ilişkisi ile Bismil, Ergani ve Yenişehir'de Kadın Semt Pazarları inşa edeceğiz.
 
-Kadınların istihdam alanlarını yaygınlaştırmak için Kadın İstihdamı Geliştirme Merkez'lerini (KİGEM) belediyelerimizde yaygınlaştıracağız.
 
-Tandır evlerini yaygınlaştırarak Amed merkezde Tandır Büfelerini faaliyete geçireceğiz.
 
-Kadınların şehir içi ulaşımı aktif ve özgürce kullanabilmeleri için belediyelere bağlı otobüslerde Jinkart Amed/Kadın Kartı Amed uygulamasını hayata geçireceğiz.
 
-Her ilçede kadınların sorunları ve ihtiyaçları için hizmet verebilecek çok dilli Kadın Danışma Merkezilerini yeniden açacağız.
 
-İşlevsizleştirilen Amed Büyükşehir Belediyesi kadın sığınma evini yeniden hizmete açacağız. Kadın sığınma evi sayımızı arttıracağız.
 
-Kayyum tarafından kapatılan çok dilli 'Alo Şiddet Hattını' yeniden açacağız.
 
-Kadınların hem çalışma yaşamına hem de kamusal yaşama özgürce katılabilmeleri için her mahallede, istihdamın yoğun olduğu yerlerde ulaşılabilir, ücretsiz, anadilde eğitim veren kreşler açmaya devam edeceğiz.
 
-Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve farkındalığı arttırmak amacıyla mahallelerde, ilçe ve köylerde anadilinde 10 bin öykü kitabı basarak ücretsiz dağıtacağız.
 
-Kadınlara özgü alanlar yaratabilmek için her ilçemize bir Kadın Parkı ve merkez ilçelerimizden birinde Kadın Özgürlük Meydanı yapacağız. 
 
-Her ilçede kadınlar için ucuz ve erişilebilir Kadın Spor Kompleksleri açacağız.
 
-Daha önce açmış olduğumuz genç kadın öğrenci yurtlarını açmaya devam edeceğiz.
 
-Kültür sanat faaliyetlerini bütün kadınlar için ucuz ve erişilebilir kılacağız. Adule Kadın Sanat Festivalini yapacağız.
 
-Özellikle köylerden gelen kadınların çarşı-pazar, eğitim sağlık gibi işlerini hallederken soluklanıp ihtiyaçlarını karşılayabileceği kadın dinlenme merkezleri açacağız.
 
-Çermik'te kadınların faydalanabileceği belediye bünyesinde sağlık nedeniyle kaplıcaya gitmesi gereken ancak maddi durumu elvermeyen kadınların buradan ücretsiz faydalanmaları için Kadın Kaplıca Tesisini kuracağız.
 
-Pilot çalışma olarak Bismil'de kadınların hem üretim yapabilecekleri, hem de doğa ile zaman geçirebilecekleri alanlardan oluşan "Ekolojik Kadın Köyü"nü kuracağız.
 
-Bağlar, Kayapınar ve Ergani'de Kadın Tarih ve Kültür Merkezi,
 
-Yenişehir'de Kadın Eserleri Kütüphanesi,
 
-Sur'da Kadın Hafıza Merkezi ve Kadın Sanat Merkezi,
 
-Yenişehir'de Kadın Sanat Merkezi açacağız
 
DİL ÇALIŞMALARINA DAİR...
 
-Kayyuımlar tarafından kapatılan Dil Koruma ve Geliştirme Müdürlüklerini yeniden açıp, tüm yerel yönetim hizmetlerini çok dilli sunacağız. 
 
-'Önce Söz Vardı' projesiyle halk edebiyatının sözlü eserlerini, çok dilli olacak şekilde derleyip yayınlayacağız.
 
-'Zimanê Me Hebûna Me Ye' projesiyle kaybolmaya yüz tutmuş yerel kültür ve dillerin korunması, canlandırılıp geliştirilmesi için eğitim çalışmaları, dil kursları, sözlük çalışmaları, çalıştaylar ve forumlar düzenleyeceğiz.
 
-Çok dilli hizmet veren Zarokîstan, Xalxalok, Ferzad Kemanger, Cegerxwîn ve Aram Tîgran gibi konservatuar, okul, akademi ve kreşlerin sayısını artırarak kuruluş felsefesine uygun etkinlik ve faaliyetler yürüteceğiz.
 
-'Zimanê Me Jiyana Me Ye' projesiyle atölyeler ve kurslar açarak belediyede çalışan emekçilere ve halka yönelik dil eğitimleri vereceğiz
 
ÇOCUKLARA DAİR...
 
-Çocuklar için anadilinde eğitim veren kreşler, atölyeler, kurslar açmaya devam edeceğiz. 
 
-Spor tesisleri, yüzme havuzları, yaz kampları ve eğitim merkezlerini yaygınlaştıracağız.
 
-İlçe ve köylerimizde çocukların yaz-kış yararlanabilecekleri ve keyifli zaman geçirebilecekleri Mobil Oyun Alanları inşa edeceğiz. 
 
-Uyuşturucu madde kullanımı, cinsel istismar ve çocuk yaşta evlilikleri önleyecek politikaları hayata geçirmek için Mobil Zarok Birimleri kuracağız.
 
-Cezaevlerindeki çocuklara dayanışmak için STÖ'lerle işbirliği yapacağız.