14 Kasım 2024 Perşembe

HDP: Ajanlaştırma ve kaçırma girişimi işe yaramadı, yaramayacak

HDP yönetici ve üyelerine yönelik baskı ve tehditler sürüyor. Kendilerini "istihbarattan" diye tanıtan sivil kişiler, HDP'lileri ajanlık yapmaları için tehdit ediyor. HDP İstanbul İl Örgütü, ilgili bakanlıklara çağrı yaptı ve "mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yönelik siyasi soykırım operasyonları, gözaltı, tutuklama ve linçle birlikte son süreçte üyelerine dönük ajanlaştırma girişimleriyle devam ediyor. Kendisini "istihbarat" olarak tanıtan kişiler İstanbul İl Örgütü'nün bazı yönetici ve çalışanlarını tehdit ederek, “ajanlık” dayattı.

Maltepe Gülsuyu Mahallesinden Seven Özyıldırım, karakola çocuğuyla ilgili ifadeye çağrılıp, ayrı bir odaya alınarak psikolojik baskı ve tehdit uygulandı. Küçükçekmece'de Osman Özdemir sokakta yürürken önü kesildi, ajanlaştırma dayatmasında bulunuldu. Bağcılar'da Cüneyt Karabey'in işyerine gidildi, Erkan Kakça da evinin önünde plakasız siyah bir araçla zorla alınarak şehir içinde dolaştırılarak psikolojik şantaj ve tehditlerle ajanlaştırılmaya çalışıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde, HDP Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Parti Meclisi Üyesi Mustafa Naci Toper, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve HDP üyelerinin katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. 

YOLERİ: KAÇIRMA GİRİŞİMLERİ GÖZALTINA KAYBETME RİSKİ BARINDIRIYOR
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, son dönemlerde ajanlaştırma dayatmalarının arttığını belirterek, olayları rapor haline getirip kamuoyu ile paylaştıklarını söyledi. İnsan hakları açısından kişi özgürlüğü ve güvenliği başta olmak üzere, bu tür durumlarda sonu işkenceyle biten kaçırmaların da olduğuna dikkat çeken Yoleri, "Kaçırma girişimlerinin geçmişte olduğu gibi gözaltında kaybetme riski barındırdığını biliyoruz. Bu bir insan hakkı ihlalidir" dedi.

Yoleri, bunun HDP'nin faaliyetlerini ve örgütlenme özgürlüğünü engellemek amacıyla yaptığının altını çizdi.

HDP İstanbul Basın Eşsözcüsü Cüneyt Karabey, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle, maruz kaldıkları mali sorunları çözmek amacıyla ailesine ait bir dükkanı internet üzerinden satışa çıkardığını söyledi. Dükkanı satın almak amacıyla kendilerini Fatih ve Aras olarak tanıtan kişiler tarafından 4 kez arandığını ve görüşmek üzere plan yaptıklarını fakat kişilerin bir türlü gelmediklerine dikkat çeken Karabey, en sonunda kişilerle buluştuğunu kaydetti. Karabey, sonrasında yaşananları şöyle aktardı: Fatih olarak bildiğim şahıs dertlerinin dükkanım olmadığını belirtti. 'İstihbarattan geliyoruz, senin için geldik' dedi."

'ARABANA BİR MOLOTOF ATILABİLİR' TEHDİDİ
Kişilerin ısrarla emniyetle alakaları olmadığını vurguladıkrını kaydeden Karabey, "Cüneyt, çevrende sana zarar verebilecek insanlar var. Şuan burada bulunan arabana bir molotof atılabilir veya dükkanına sana dost görünen tehlikeli bir paket bırakarak seni o paketle yakalatabilir. Dolayısıyla biz senin durumunu, aileni, çevreni, geçmişte başından geçenleri yeni dönemde HDP ilde tekrardan görev aldığını biliyoruz. HDP içinde, dışında bize yardımcı olman gerekiyor" diye tehdit ettiklerini belirtti. Bu uygulamalarının partisi kriminalize etmek amacıyla yapıldığını söyleyen, "Onurlu insanlar olarak bu uygulamaların karşısında duracağız, hiç bir şekilde mücadelemizden alıkoyamayacaklarının bilinmesini isterim" diye konuştu.

'BAŞINA DEVLET KUŞU KONDU, DENEYİMLERİNİ BİZİMLE PAYLAŞ'
HDP Sefaköy İlçe binasına giderken, durdurulduğunu belirten Osman Özdemir de, kişilerin "İstihbarat"tan geldiklerini, emniyetle alakalarının olmadığını söylediğini aktardı. Özdemir, "Ne yaptığını biliyoruz. Çocuğun burada dershaneye gidiyor dediler. Özellikle aile fertlerini kullanarak tehdit etmeye çalıştılar, 'başına devlet kuşu kondu' dediler. Özellikle bunun ne olduğunu sorunca da, 'senin yıllarca nerede çalıştığını, ne yaptığını biliyoruz. Hareket içindesin. Deneyiminden faydalanmak istiyoruz' dediler. Reddettim. Hukuki başvuruda bulunacağımı söyledim. Şunu belirtelim, mücadelemiz yasaldır. Ne olursa olsun çalışmalarımızdan geri adım atmayacağız" şeklinde konuştu.


KAKÇA: KORKMAYIN, TEŞHİR EDİN
HDP İl Yöneticisi Erkan Kakça da evinin karşısındaki bakkaldan alışveriş yaptığını ve dönüş yolunda önünün arabayla kesildiğini söyledi. Kakça, "Konuşmak istemeyince arabaya zorla bindirdiler. Kendinizi en çok güvenli hissettiğiniz yerde, kendi mahallenizde tecrit etmek istiyorlar. Arabada, 'seni tanıyoruz, ne yaptığını biliyoruz, kimlerle ne yaptığını biliyoruz' dediler" diye konuştu.

Şahısların, "Devlet yeniden yapılanıyor, bu noktada bildiklerini bizimle paylaşırsan biz de sana yardımcı oluruz" dediklerini ve ticari yönde birçok teklif de bulunduklarını kaydeden Kakça, şöyle devam etti: "Bunları yaşayan yönetici, üye ya da halktan dostlarımıza, demokratik mücadele içinde emek sarf eden kim varsa onlara da yüksek ihtimal gidiyorlardır. Korkmasınlar, kurumlarımız ayakta, HDP ayakta. Demokratik kamuoyu bu konuda çok duyarlı. Kendilerine güvenmez, geri adım atarlarsa üzerlerindeki baskı ve şiddet daha da artacaktır. Çıksınlar ve bu kişileri açıkça teşhir etsinler."

AVCI: TARİH BU BASKILARDAN SONUÇ ALINAMAYACAĞINI DEFALARCA GÖSTERDİ
HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, kaçırma ve ajanlaştırma dayatmalarına maruz kalan üyelerinin insan hakkı ihlaline maruz kaldığını belirtti. Avcı, "Daha önceki hükümetler ve süreçler de benzer durumlar defalarca kez yaşandı. Fakat devletin illegal birimlerinin ve bununla ilgili kurulmuş kurumlarının bu tarz çalışmalarının sonuç alamayacağını defalarca kez tarih gösterdi. Partimize, çalışanlarımıza dönük bu tip baskıyı, yasal ve yasadışı uygulayan şahıs, grup, çete veya planlı programlı çalışan devlet memuru her kimse bilmelidir ki demokratik yol yöntem, barış ortamı ülkenin huzura ve refaha kavuşmasının tek çözümüdür" dedi.

BULUT: KİŞİLER YARGI BİRİMLERİNE TESLİM EDİLSİN
Basın metnini okuyan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut da İçişleri ve Adalet Bakanlığı'na seslendi: "Devletin resmi görevlileri olduğunu söyleyen kimi şahıslar yasadışı yol ve yöntemlerle tehdit, şantaj, darp ve psikolojik işkence yöntemleri ile ağır insan hakları suçları işlemektedir. Görevi her bir vatandaşın güvenliğini sağlamak olan bakanlıkların, bir görevinin de siyasi bir partinin çalışmalarına yönelik engelleri, tehditleri bertaraf etmek olduğunu bir kez daha hatırlatır, bu yasadışı yol ve yöntemleri kullanan kişilerin ivedilikle tesbit ve teşhir edilmesini ve yargı birimlerine teslim etmeye çağırıyoruz."

Bulut, başta Kürt sorunu olmak üzere, ekonomik, sosyal, siyasal sorunları çözmek, Türkiye'yi demokratikleştirmek gibi acil görevleri olan HDP'nin yılmadan çalışmaları sürdüreceğini vurguladı.