21 Kasım 2024 Perşembe

HDK 13'üncü Kadın Konferansı: İsyanla büyür, direnişle kazanırız

HDK 13. Kadın Konferansı'nı "Umutla yürür, isyanla büyür, direnişle kazanırız" şiarıyla gerçekleştirdi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, 13. Kadın Konferansı'nı, "Umutla yürür, isyanla büyür, direnişle kazanırız" şiarıyla Sancaktepe ilçesinde bulunan Dr. Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirdi.

Konferansa, HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Gemnel Başkanı Hatice Deniz Aktaş, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara'nın yanı sıra çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.  

'HDK BİR OKUL, BİLİNÇTİR'
Divan üyelerinin seçimi ile başlayan kongrede, divan adına konuşan DEM Parti MYK üyesi Semiha Şahin, HDK'nin eşitlik, özgürlük isteyenler için umut gemisi olduğunu ve yıllardır yürüttükleri mücadelenin bütün zorluklara rağmen güçlendiğini ifade etti. Şahin, "Umudun gemisi olma yolculuğunu sürdürmeye devam ediyoruz. Yılmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. HDK fikriyatı tarihten aldığı güçle geleceği inşa etmenin adı olarak ortaya çıktı. HDK bir okul, bir bilinçtir. Şiddet, savaş, sömürü varsa HDK fikriyatı bunlara karşı mücadele içinde olmaya devam ediyor. HDK çatısın altında olan kadınlarla, LGBTİ+'larla hayatımızın, geleceğimizin çalınmasına izin vermedik. Emeğimizin hakkını alana kadar isyanla yolculuğumuza devam edeceğiz. Rojava devriminin umuduyla yürüyoruz. Kadınlar, LGBT+'lar olarak hayatlarımız için bir arada olmaya demokratik cumhuriyeti inşa etmeye devam edeceğiz. İyi ki varsınız" şeklinde konuştu.

Divan konuşmasının ardından devrimci mücadelede yaşamını yitiren kadınlar için saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra sinevizyon gösterimi yapıldı.

'KİMSE HALKLARIN İTİRAZLARI KARŞISINDA DURAMAZ'
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, Orta Doğu'daki savaşın planlı bir şekilde devreye konulduğunu belirterek, "Dünyanın her tarafında bu savaş politikalarına karşı insanlar sokaklara çıkarıp ses çıkarıyorlar. Halklar bu savaş politikalarını karşısında iken egemenlerin bir adım bile geri atmaması egemenlerin bu konudaki kararlılığını gösteriyor. Onlar bizden daha mı güçlü, hayır. Hiç kimse halkların itirazlarının karşısında duramaz. İsyan Rojava'dan Filistin'e, Peru'dan Şili'ye kadar devam ediyor. Yine özellikle son dönemde barışın koşulları var gibi görünüyor olabilir ama bunu egemenlerden beklemek gibi bir lüksümüz yok. Barışın hakim olması bizim kararlılığımız ile ilgilidir. Bu coğrafyanın halklarının özgür yaşaması için barışa ihtiyaç var. Bizim de bu barışı örecek bir örgütlenme zemini içerisinde olmamız lazım. Bu ülkenin içerisinde bulunduğu kıskacın ancak oluşabilecek barış süreciyle aşılabileceğini insanlara anlatmamız gerekecek" dedi.

'ERKEK EGEMEN SİSTEME KARŞI İSYANDAYIZ'
Ülkede yaşanan krizlerin kadınlara dönük etkilerine değinen Demir, "Bu ülkede her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve kadınların öldürülmesi biçim değiştirilmeye başladı. Bütün bunlar sıradan olağan şeylermiş gibi algılanıyor ama bir kadının saçının teline zarar verilmesi bile bir isyan gerekçesi. Sistem bilinçli olarak kadın katillerini koruyor çünkü standart olarak belirledikleri, evin içerisine sıkıştırabilecekleri kadın sistemini arzuluyorlar. Aksi halde iktidarın kadın katillerine bu kadar müsahama gösterilmesinin başka açıklaması olamaz. Ama kadınların katledilmesi, erkeklerin sadece öfkesi ya da suçlu olmasıyla açıklanamaz. Bu egemen erkek devletin kadın üzerinde uyguladığı sistemin kendisidir. Erkek egemen sistemi yıkmak üzere isyandayız, direnişteyiz" diye belirtti.

'YOLUMUZ AYDINLIKTIR'
Son olarak HDK'nin kuruluşundan bu yana kadın mücadelesi başta olmak üzere her alanda çalışmalar yürüterek ortak mücadele zeminini oluşturmayı amaçladığını söyleyen Demir, "Bizim hedefimiz yeni dönemde Türkiye mücadele odakları ve emekçileriyle bu iktidarı alaşağı etmek ve barışın taşlarını adım adım örmektir. Yolumuz açıktır, aydınlıktır. İsyanla, direnişle umutla bu geleceği ancak biz kadınlar örebiliriz" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, HDK Kadın Meclisi'nin 13. Kadın Konferansı'nda konuştu. HDK'nin erkek egemen sisteme karşı ortak mücadelenin çatısı olduğunu dile getiren Hatimoğlu, "Bizler HDK olarak umutla, dirençle, yaşamın kendi ellerimizle ilmek ilmek dokuyacağımız bir sürecin içindeyiz. HDK, erkek egemen kapitalist sisteme karşı bütün ezilen ve sömürülenlerin ortak mücadele cephesi ve bu fikriyatı büyüten bir kongredir. HDK, partimizin de içinde olduğu kongredir ve bütün ezilen ve sömürülenlerin ezen ve sömüren güçlere karşı ortak mücadelein büyütülmesinin paradigmasını ortaya koymuştur" diye belirtti.

ARTAN KADIN KATLİAMLARI
Türkiye'de artan kadın katliamlarına değinen Hatimoğulları, "Türkiye ve bölgede kadınların durumunu en iyi şekilde analiz etmeye çalışacağız, analizle yetinmeyeceğiz, önümüzdeki dönemdeki mücadele hattımızı ve pratiklerimizi de hep birlikte konuşacağız. Planlamalarımızı da hep beraber konuşacağız. Şu bir gerçek ki biz bu coğrafyada her gün katlediliyoruz. En son İstanbul'da IŞİD'vari yöntemle kadınların boğazlarının kesildiğine tanıklık ettik. Bütün bu cinayetlerin en büyük sebebi erkek egemen sistem ve bu sisteme çanak tutan mevcut olan rejimdir. Bakın şüpheli ölüm adı altında sayısız ölümler var. Her şüpheli ölümün altında bir erkeğin yattığını çok iyi biliyoruz. Bir erkek egemen anlayışın ve baskının yattığını da çok iyi biliyoruz" diye kaydetti.

'ESENYURTLULAR YALNIZ DEĞİLDİR'
"Kent uzlaşısı" modeli ile seçilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve sonrasında yerine kayyım atanmasına dikkati çeken Hatimoğulları, Ahmet Özer'in derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Kayyımın geri alınması gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, iktidarın halk iradesini tanımadığını kaydetti. Hatimoğulları, "Kürdistan'taki belediyelere geçmiş dönemde kayyım atayarak deneyimlenen bu iktidar, CHP belediyelerine kayyım atamış oldu. Esenyurt halkı yalnız değildir" dedi.

"Halkı seçilmişleri yönetmelidir, atanmışlar değil" diyen Hatimoğulları, eşbaşkanlığa dönük saldırılara işaret etti. Hatimoğulları, "Bizler eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir dedik, demeye devam edeceğiz. Her yerde, içeride ve dışarıda eşbaşkanlık ve eşit temsilyetimiz, mor çizgimiz olduğunu söylemeye, bunun mücadelesini vermeye siz sevgili kadınlarla birlikte vermeye devam edeceğiz" diye vurguladı.

'BARIŞI SAVUNACAĞIZ'
Hatimoğulları, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalara da işaret ederek, şunları söyledi: "Aslında biz bu sürece süreç demiyoruz, dememeliyiz de. Gelişmeler var. Biliyorsunuz Devlet Bahçeli'nin gelip eş başkanımızla tokalaşmasıyla iktidar bir sürecin başladığını iddia etti. Biz ise buna bir süreç diyemeyiz dedik. Elbette barışın parıltısının oluştuğu her yerde bizler barış için mücadele etmeliyiz. Barışı talep eden bir kongreyiz, bir partiyiz. Onurlu bir barış için mücadele ediyoruz. Barışı talep eden bir kongreyiz, bir partiyiz. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik bir şekilde çözülmesi için değil elimizi taşın altına koymak, canımızı vermeye hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ettik. Ama buradan muhalefete, muhalif kesimlere boyun eğdirmeyi hedefliyorlarsa yanılırlar. Bunu mesajını da biz her daim verdik.

Dün de Esenyurt'a atanan kayyımla nasıl bir pratik izlemiş olduklarını göstermiş oldular. Bizler de mesajımızı bu anlamıyla almış olduk. Ne olursa olsun Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ne olursa olsun Türkiye'de çatışmasızlık sürecinin başlaması ve onurlu bir barışın inşa edilmesi için mücadele etmekten asla geri durmayacağız. Ne olursa olsun Ortadoğu'da her yeri ateş sarmalına çevirmiş olan emperyalist güçlere karşı mücadele etmeye, orayı bir savaş sahasına, emperyalist güçlerin paylaşım sahasına dönüştürmeye çalışanlara karşı halklar adına barışı savunmaya devam edeceğiz.

DEMOKRATİK CUMHURİYETİ İNŞA EDECEĞİZ
Bizler HDK'nin paradigmasıyla yol yürüyoruz. HDK'ye bağlı çalışan bütün bileşenlerle beraber şu gerçeği itiraf etmeliyiz ve şu özeleştiriyi vermeliyiz ki; HDK paradigmasının daha fazla büyümesi konusunda daha fazla pratik adımlar atmaya ihtiyacımız var. HDK'yi daha çok örgütlemeye, HDK'nin daha çok toplumun kılcal damarlarına yayılmasına ihtiyaç var. İki bloktan da bu ülkeye fayda yok. Bizler üçüncü yolun yolcuları olarak Demokratik Cumhuriyeti hep birlikte inşa edeceğimiz günlerin yakın olduğunu düşünüyoruz. Nesnel koşullar bu anlamıyla kesinlikle olgunlaşmıştır ve çalışmalarımızı bu anlamıyla sürdürmeliyiz. Ben buna olan inancımızla bedenimize, emeğimize, kimliğimize saldıranlara karşı biz kadınlar birlikte güçlüyüz diyoruz."

21'İNCİ YÜZYIL KADIN YÜZYILIDIR'
21'inci yüzyılın kadın yüzyılı olduğunu belirten DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, "21'inci yüzyılda kadınların, gençlerin, inançların, halkların isyanları var. Özellikle yüzyıllık bu süreç içerisinde ulus devletin kendisini inşa etmesi krizleri derinleştiren bir yerden oldu. Çünkü ulus devletle tekçiliği inşa etmek bir yönüyle kimlikleri, çokluğu, erkek egemenliği inşa etmek oluyor. Bu açından bizler 21'inci yüzyılı kadın yüzyılı olarak tanımlarken aynı zamanda farklılıkların da yüzyılı olduğunu söylüyoruz. İşte burada da HDK devreye giriyor. HDK kadın meclisleri tam da bu sıkışmışlığın içerisinde var olmanın ve örgütlenmenin önemini ortaya koyuyor" dedi.

ORTADOĞU'DA BİRLEŞİK MÜCADELE 
İmralı'da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecridin kadın özgürlük mücadelesi açısından yansımalarına değinen Türkoğlu, "Yakın bir zaman önce yapılan görüşmeye İmralı'dan bizlere bir selam geldi. Burada Sayın Öcalan'ın Kürt sorununun çözümündeki rolünü ve yeni yaşamı var ederken neler yapacağımızla tekrardan karşılaştık. Tecrit var olduğu sürece sorunlar çözülmüyor ve bu aynı zamanda her türlü gaspı meşru gören bir tecrit olduğunu gösteriyor. O açıdan tecridin kaldırılması biz kadınlar için de yeni dönemin hedefi olarak kendisi ortaya koyuyor. Çünkü bugün bir yönüyle İmralı'da tecrit altına alınmak istenen 'Jin, jiyan, azadî' felsefesi ama bu felsefe dünyanın her yerinde kendisi açığa çıkarıyor. Bu felsefe bugün nasıl evrenselse kadın mücadelesini de buradan feyz alarak birleşik mücadele haline getirmeyi bizlere gösteriyor. HDK'nin konferansı bu anlamda çok önemli. Baskı, savaş, erkek egemenliğinin kadın kırımının bu kadar sistematik hale getirdiği bir dönemde biz kadınlarda isyanın sorumluluklarını yerine getirmeli ve yeni yaşam modelini Ortadoğu'da nasıl birleşik mücadeleye getireceğimizin yollarını aramamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

'HDK MAYASI TUTTU'
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise salonda bulunan kadınları selamlayarak konuşmasına başladı. HDK paradigmasının gelinen aşamada tüm toplumda karşılık bulduğunu söyleyen Uçar, "Bu maya tuttu. Çünkü Türkiye'de siyasal mücadelenin en çok zorlandığı konulardan birisi de ortak mücadeleydi ve devlet halkları yan yana getirmeyerek kendi sistemini korumaya çalıştı. HDK bu noktada ortaya koyduğu fikriyatla bunu aştı ve bizim içinde rehber olmaya devam ediyor" dedi.

ÖCALAN'A YENİ AİLE GÖRÜŞ YASAĞI VERİLDİ
Günümüzde Üçüncü Dünya Savaşı'nın devrede olduğuna dikkat çeken Uçar, söz konusu bu savaşla ki Kürt kazanımlarının pazarlık haline getirilmeye çalışıldığını vurguladı. Bu anlamda PKK Lideri Abdullah Öcalan'la yapılan görüşme ve siyaseten son dönemde yapılan açıklamalara işaret eden Uçar, "Bugün açığa çıkan bu tablonun herhangi bir sürece evirildiğini söyleyemiyoruz. Evet, 43 ay sonra Sayın Öcalan bir görüşme gerçekleştirildi ama hemen ardından bugün yeni bir aile görüş yasağı verildi. Bunun adı yasa, demokrasi, kanun değil, Kürt halkını tanımıyoruz ve Kürt halkını ezmeye devam edeceğim demektir" diye belirtti.

YÜZLEŞME ÇAĞRISI
"Kürt sorununda yüzyıllık inkar bu ülkeye ne kazandırdı" diye soran Uçar, çözümün Kürt sorunu başta olmak üzere yaşanan sorunlarla yüzleşmekten geçtiğini söyledi. Uçar, "Yüzleşme çok kıymetli. Yüzleşme olmadan her sorun tekrar tekrar önümüze geliyor. HDK'nin kuruluşu ve paradigması tam da bunun içindir. Bir yandan devletçi yani erkek siyaseti kendisini dayatırken diğer yandan HDK bunun karşısında çok büyük bir alternatif yarattı. Çünkü devraldığımız mirasla attığımız adımla büyüyerek ilerledik. Cesareti kırıldığı andan itibaren toplum örgütsüz hale geliyor. Kürt sorunu bu kadar krizde iken ve İmralı'da devam eden tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Uçar, sözlerini şöyle noktaladı: "Kadın mücadelesi umudunu hiç yitirmedi ve tüm baskılara ve zora rağmen kendisini örgütlemeye devam etti. Bakın saçımızın teli bir eylemdir. 1 Kasım Dünya Kobane Günü'nde kadınların zılgıtları bir eylemdir. Bu kimlik çok direndi ve bugün hedefte. Neden? Çünkü sisteme karşı alternatif olarak gelişti. En kritik dönemdeyiz. Gerek hukuki gerek siyasal anlamda o kadar çok mirasımız var ki bundan sonra da bu öncülüğü devam ettirmemiz gerekiyor. Yolumuz açık olsun."

KARA: KADINLARIN ORTAK MÜCADELESİNİ BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR
HDK Kadın Konferansında söz alan SKM Genel Sözcüsü Tanya Kara, Kobanê zaferini kutladı. Kara, "Erkek egemenliği şovenizmi, milliyetçiliği, kadın, LGBTİ+, göçmen düşmanlığını özel olarak örgütlüyor. Bu saldırılar karşısında daha özel mücadele yürütmeye ihtiyacımız var. Kadınların ortak mücadele birikimini bölmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz" dedi.