HBDH: Devrimci misyonumuz devam ediyor

HBDH YK, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesinin Türkiye emekçi halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle iç içe geçtiğini kaydetti ve ekledi: "Şoven, faşist propaganda ve baskı zayıfladığında, zemin kaybettiğinde emekçi halkların toplumsal gerçeklikle nasıl daha fazla buluşma imkanı bulduğunu deneyimleyen bir pozisyondayız."
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, yazılı bir açıklama yaparak süreç değerlendirmesinde bulundu. Birleşik devrim mücadelesinin kazanacağının altı çizilen açıklamada, kapitalist sistemin kriz içinde olduğu kaydedildi. Kapitalist sistemin yapısı gereği kriz ürettiğini ve bu krizlere sözde çözüm reçeteleri ile yol alan bir gerçekliğe sahip olduğu belirtilen açıklamada, "Egemenlik, tahakküm ve sömürü üzerine kurulu sistemin kendisini bu yapısallık üzerinden var etmeye çalışması, bu krizli gerçekliğe içkin bir neden olarak bize göstermektedir. Bu gerçeklik kriz yaşamadan ve yaşatmadan işleyemez. Tüm kriz aşma çabaları yeni toplumsal krizlerin yaşanmasını beraberinde getirdi" denildi.
'HBDH'NİN DEVRİMCİ MİSYONU DEVAM EDİYOR'
Kürt hareketi ve önderliğinin deklare ederek başlattığı sürecin yeni bir müzakere zeminine çağrı olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen HBDH YK, "50 yılı bulan Kürt özgürlük mücadelesi PKK ve önderliği öncülüğünde yeni bir aşamaya taşınmaktadır. HBDH olarak bizler Kürt halkının ve Türkiye emekçi halklarının kazanımlarıyla sonuçlanacak her mücadele evresinin ittifakı olacağız. Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesi, Türkiye emekçi halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle iç içe geçmiştir. Bu gerçeklik bizlere ortak mücadeleyi daha da büyütme sorumluluğu yüklemektedir. Mücadeleyi geniş bir toplumsal zemine yayma fırsatları oluşmaktadır. Şovenizm ve faşist propaganda ile perdelenmeye çalışılan toplumsal gerçeklikler ve çelişkiler daha da belirginleşecektir. Şoven, faşist propaganda ve baskı zayıfladığında, zemin kaybettiğinde emekçi halkların toplumsal gerçeklikle nasıl daha fazla buluşma imkanı bulduğunu deneyimleyen bir pozisyondayız. Bunun için toplumsal mücadele dinamiklerini daha fazla harekete geçirebilme fırsatlarıyla karşı karşıyayız. Bugüne kadar her kazanım mücadele ve direnişle elde edildi bundan sonra da öyle olacaktır. Kadınlar, ezilen emekçi sınıflar, halklar ve işçiler olarak ortak mücadeleyi daha da büyüterek kazananın bizler olacağını göstereceğiz. Sonuç olarak esas eksenin tüm bu değerlendirmeler ve gelişmeler ışığında kapitalist emperyalist sisteme alternatif olan, halkların özgür geleceğinin, sosyalizm ve demokrasi mücadelelerinin olduğu kuşkuya yer vermeyen bir gerçekliktir."