Havran Devlet Hastanesinde sağlık emekçilerinden mobbing tepkisi
Havran Devlet Hastanesinde açıklama yapan SES üyesi sağlık emekçileri mobbing ve usulsüz görevlendirmelere tepki göstererek; "Her türlü mobbing ve liyakatsizlikle mücadelemize devam edeceğiz" dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Balıkesir şubesi, Havran Devlet Hastanesi önünde mobbing, usulsüz görevlendirmeler ve GETAT hakkında basın açıklaması yaptı. Eylemde, "Mobbinge ve liyakatsizliğe izin vermeyeceğiz" pankartı açıldı.
SES olarak, nitelikli sağlık hizmetine engel olan bütün keyfi uygulamaların ve baskıcı yönetimin karşısında olduklarını belirten Karapınar, şöyle devam etti: "Hastanemizde yaşanan en ciddi sorunlardan biri, sertifikasız personelin, sertifikalı sağlık çalışanlarının yerine görevlendirilmesiyle ortaya çıkan tehlikedir. Özellikle diyaliz biriminde, diyaliz sertifikası olmayan bir hemşirenin, üç sertifikalı çalışanın bulunduğu birimde sorumlu olarak atanması kabul edilemez bir durumdur. Bu hem mesleki yeterlilik açısından, hem de hasta sağlığını doğrudan etkileyen bir risk unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık hizmetlerinin ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak verilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz. Diyaliz Merkezleri Yönetmeliği bu konuda çok açık olmasına rağmen, bu kurallara uyulmamakta ve hastaların hayatı tehlikeye atılmaktadır."
İŞYERİ TEMSİLCİSİNE MOBBİNG
SES işyeri temsilcisi Sibel Kaçmaz'ın müdür yardımcısı Mustafa Gedikli ile yaptığı görüşmeden sonra sistematik mobbingin hedefi haline getirildiğini vurgulayan Karapınar, "Kaçmaz hakkında başlatılan soruşturmalar, sendikal faaliyetlere yönelik bir misilleme niteliği taşımakta ve çalışanlara yönelik açık bir gözdağı olarak değerlendirilmektedir. Bu keyfi tutumlar yalnızca Kaçmaz'ı değil, tüm çalışanları baskı altına almakta, iş barışını bozmakta ve hastane genelinde büyük bir huzursuzluk yaratmaktadır" dedi.
Hastane yönetiminin diyaliz biriminde kamera sistemi kurarak, çalışanların dinlenme alanlarını izlemeye aldığını, bu yolla çalışanları psikolojik baskı altına almayı amaçladığını kaydeden Karapınar, bu uygulamanın çalışanların işyerinde kendilerini güvende hissetmelerini engellediğini ifade etti.
'YASAL SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ'
Bir sağlık emekçisinin usulsüz bir şekilde Acil Servis'te görevlendirilmesinin yönetimin liyakatsiz ve keyfi uygulamalarının göstergesi olduğunu vurgulayan Karapınar, "Sertifikası ve tecrübesi yeterli olan bir çalışanın başka bir birimde zorla çalıştırılması, aynı zamanda kamu hizmetinin kalitesini de düşürmektedir. Yine Acil Servis'te hemşire ihtiyacı varken başka bir ilçeye geçici görevlendirme yapılması, iyi niyetten yoksun, kurum çıkarlarını gözetmeyen bir tutumun açık kanıtıdır. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinde açıkça belirtildiği üzere, sendikal faaliyetler yürüten temsilcilerimizin ve üyelerimizin güvence altında olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu güvenceyi ihlal eden tüm hukuksuzluklara karşı yasal süreç başlatacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz" dedi.
Sağlık hizmetinin ekip çalışması ile sunulabileceğini, bunun da ancak iş barışının sağlanması ile mümkün olacağına işaret eden Karapınar, "Liyakatsiz yöneticilerin, sağlık kuruluşlarında iş barışını bozarak hastalara verilen hizmeti tehlikeye attığını açıkça görmekteyiz. Havran Devlet Hastanesi de bu duruma en bariz örneklerden biridir" ifadelerini kullandı.
'BİLİMSEL OLMAYAN YÖNTEMLERLE HALK SAĞLIĞI TEHLİKEYE ATILIYOR'
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp'ın (GETAT) bilimsel temellere dayanmayan, tekrarlanabilir ve güvenilir verilerle desteklenmeyen yöntemler olduğunu, nitelikli sağlık hizmetinin yerini alamayacağını ifade eden Karapınar şöyle devam etti; "Hastanemizde GETAT uygulamaları kapsamında hacamat ve sülük gibi sözde tedavi yöntemleri için geniş bir personel kaynağı ayrılmıştır. İki hemşire, bir anestezi teknisyeni ve bir sekreter gibi sağlık emekçilerinin bu yöntemlere yönlendirilmesi, halkın çaresizliğini sömürmekten başka bir amaca hizmet etmemektedir. Sağlık emekçileri olarak, bilimsel temelleri olmayan bu uygulamaların halk sağlığını tehlikeye attığını ve hastane kaynaklarının israfına yol açtığını vurguluyoruz. Nitelikli ve bilimsel sağlık hizmeti herkesin hakkıdır; tıbbın alternatifi yoktur."
'MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ'
Başhekim Gülsema Akıncı'nın diyalog kurmayı reddetmesine ve hastanedeki sorunlara çözüm bulmak yerine sorunları derinleştiren bir tutum sergilemesine tepki gösteren Karapınar; "Biz, sağlık emekçileri olarak her türlü mobbing, keyfi uygulama ve liyakatsizlikle mücadelemize devam edeceğiz. Halkımızı, basın mensuplarını ve tüm kamuoyunu, bu süreçte yanımızda olmaya ve mücadelemize destek vermeye davet ediyoruz. Sağlık emekçilerinin haklı taleplerini görmezden gelen baskıcı yönetim anlayışına karşı mücadelemiz sürecek" dedi.
Eylem boyunca, "Susma haykır, mobbinge hayır", "Susma sustukça sıra sana gelecek", "Sağlık emekçisi yalnız değildir", "Sağlıkta ticaret ölüm demektir", "GETAT bahane torpil şahane" gibi sloganlar atıldı.