16 Kasım 2024 Cumartesi

'Gençliğe yönelik '90'lı yılların kontrgerilla yöntemleri uygulanıyor'

İzmir'de ajanlık dayatması, tehdit ve kötü muameleye ilişkin İHD'de yapılan basın açıklamasında, '90'lı yılların kontrgerilla yöntemleri kullanılıyor.

İHD İzmir Şubesi, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ve SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur'un katılımı ile ajanlık dayatması, tehdit ve kötü muameleye ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi.

Basın metnini okuyan İHD İzmir Şube Sekreteri Ahmet Çiçek, "Yolda yürürken, GBT için kimliğiniz isteniyor. Gözaltına alınıyorsunuz. Nedeni size o anda açıklanmıyor. Bir Güvenlik Merkezi'ne götürülüyorsunuz. Buraya kadar her şey normal gelebilir ama kamerası olmayan bir odada ve avukatınız olmadan, sivil kişiler tarafından, teklif, şantaj ve tehditle sorgulanıyorsunuz, onurunuz zedeleniyor. Gözaltı merkezinden bırakıldıktan sonra telefonla aramalar, mesajla tacizler devam ediyor" dedi.

AJANLAŞTIRMA İÇİN HER TÜR YÖNTEM DENENİYOR
İHD'ye yapılan başvurularda ajanlaştırma için aranan kişilerin üniversite öğrencileri, esnaf, siyasi parti üye veya yöneticileri, aktivistler, gazeteciler olduğunu belirten Çiçek, "Kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce telefonla aranıyorlar, kafe, sokakta, herhangi bir yerde, görüşmeye çağrılıyorlar. Görüşmeyi kabul etmeyenler bir daha bir daha aranıp tehdit ediliyorlar. Kabul edenlere ise 'onunla sohbet etmek, arkadaş olmak' istediklerini söylüyorlar, 'bu kadar çok çalışmalarına gerek olmadığını, kendilerine yardımcı olunduğu takdirde kolay bir yaşamlarının olacağı' söyleniyor. Olumsuz yanıt verdikten sonra yine aramalar, teklifler, tehditler artarak devam ediyor. Aileler de aranıyor, korkutulup tehdit ediliyor. Sonra ya gözaltı yapılıyor ya da kısa süreli kaçırılıp tehdit edilip baskı kuruluyor. Gelen başvurularda kişilerin bazıları basınla paylaşılmasından bile çekiniyor. Bize başvuruya gelmeyen birçok vakanın olduğunu da tahmin ediyoruz. Bu uygulamaya maruz kalan öğrenci ise, çevresinden izole edilmeye çalışılıyor, özel yaşamıyla tehdit ediliyor" diye konuştu.

OCAK AYINDA 9 BAŞVURU YAPILDI
İzmir'de yaşanan ve bu yılın ilk ayından bu yana 2’si çocuk 9 başvurunun İHD'ye yapıldığını kaydeden Çiçek, "Son zamanlarda, belki de hiç olmadığı kadar polis devleti pratikleri sergileniyor. Bunun nedenlerinden bir tanesi de özellikle 90'lı yıllarda bu suçları işleyen devlet görevlilerinin cezasızlık zırhı ile korunmasıdır" dedi.

Yetkililere "Bu kişiler kimlerdir, emniyetin hangi biriminde görev yapmaktadırlar? Yani gözaltı sırasında, kamerasız odalarda bu teklif ve tehditleri yapanlar, telefon aramaları ve mesajlarla insanları günlük yaşamlarında tedirgin edenler kimlerdir?" diye soran Çiçek, "İçişleri Bakanlığına bağlı birimler (emniyet, jandarma, istihbarat örgütleri) insanları; bir de izleme-gözleme yoluyla 'gözaltında’ tutamaz, somut hiçbir neden, gerekçe ve kanıt göstermeden, insanların hakları ve özgürlüklerine müdahale anlamına gelen istemlerde bulunamaz. İnsanların haklarını kullanmalarına engel olamaz" diye hatırlattı.

Çiçek, konu hakkındaki taleplerini şöyle sıraladı:

■ Tehdit, baskı ve zorla kaçırılmayla karşılaşan kişiler, tüm bu girişimlerin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile işkence ve kötü muamele görmeme hakkının ihlali olduğunu bilerek, bu baskı yöntemlerine boyun eğmemeli, yasak sorgu ve ifade işlemlerine iştirak etmemeli, bu girişimlerde bulunan görevliler hakkında başta savcılığa şikayet olmak üzere tüm hukuki süreçleri işletmelidir.
■ Cumhuriyet Başsavcılıkları başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, TİHEK, Valiliklerin İnsan Hakları Kurulları insan hakları ihlalleri ile ilgili kuruluş amaçlarını yerine getirmeli, resen bu ihlallerin takibini yaparak etkin bir adli ve idari soruşturma yürütülmesine katkı sunmalıdır.
■ İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu BM ve AK kriterlerine uygun biçimde faaliyete geçmeli, kolluğun hesap verilebilirliği sağlanmalıdır.
■ Güvenlik ve istihbarat birimleri faaliyetlerini hukuka uygun bir biçimde sürdürmeli, kişilerden baskı ve tehdit yöntemleriyle delil elde etme yönteminden vazgeçmeli, TBMM Güvenlik ve istihbarat Komisyonu alt komisyon kurarak istihbarat örgütlerinin yasadışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalıdır.

ÇEPNİ: SALDIRILAR '90'LARIN KONTRGERİLLA YÖNTEMLERİ
Çiçek'in ardından söz alan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, "En son Ankara'da ondan fazla öğrenci arkadaşımızın siyah transporterlarla kaçırıldığını biliyoruz. Kendisine Kamu Güvenliği Teşkilatı diyen çeteler öğrencileri kaçırıp yasadışı sorgulama yöntemleriyle yasadışı bir faaliyet geliştirmişlerdir. Bir örneğini de İzmir'de görüyoruz. Belli ki iktidar kendi siyasi faaliyetini '90'lardaki gibi kontrgerilla yöntemleriyle yürütmeyi bu dönem esas alıyor" dedi.

Saldırıların karşısına olmaya devam edeceklerini vurgulayan Çepni, bu faşist saldırıların bir örneğinin dün ODTÜ'de yaşandığını hatırlattı. Çepni, "Gençliğe dönük bu faşist saldırılar bu dönemde tırmandırıldığının bir örneği olarak da ODTÜ'de faşist çeteler ODTÜ'ye provokasyon yapak için girdiler. Devrimci demokrat öğrenciler, üniversitelerini savunmaya çalıştılar. Bu saldırılar karşısında olacağımızı belirtmek istiyorum" diye konuştu.