29 Aralık 2024 Pazar

'Failler cezalandırılıncaya kadar bu mücadele devam'

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 528'incisinde, 1995 yılında Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde jandarma karakolunda telle boğdurularak öldürülen ve cenazesi kaybedilen Naif Demir'in akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 528'incisi, Valiliğin kayıp eylemlerini 29 haftadır yasaklayan keyfi ve hukuk dışı kararı nedeniyle İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD Diyarbakır Şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 6 Mart 1995 tarihinde Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde jandarma karakolunda telle boğdurularak öldürülen ve cenazesi kaybedilen Naif Demir'in akıbeti soruldu.
 
Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, Diyarbakır Valiliğinin kayıp eylemlerini 29 haftadır keyfi bir şekilde yasakladığını hatırlattı. Eylemlerinin amacının belli olduğunu ve her hafta tekrar ettiklerini belirten Örhan "Bizler kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak, kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması ve faillerinin cezalandırılması amacıyla gerçekleştirdiğimiz bu açıklamanın, birilerinin hoşuna gitmiyor ve alanlarda bizleri görmek istemedikleri açık ve nettir. Kayıpların bakışları, onların korkulu rüyasıdır. Kendi dönemlerinden olmadıklarını söyleseler de, bu işin sorumluluğunun herkeste olduğunu bilmeleri gerekiyor. Bu nedenle bizleri, faillerin yargı önüne çıkarılıp cezalandırılmayana kadar bu mücadeleyi bırakmayacağımızı, alanlara çıkmamıza izin vermeseler dahi sesimizi buradan duyurmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
 
İmralı hapishanesinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridi protesto etmek amacıyla HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve Türkiye hapishanelerden yayılan açlık grevi eylemlerine dikkat çeken Örhan "Maalesef can kayıpları noktasına gelmiş bulunuyor" diyerek, Adalet Bakanlığı'na sorumluluk alma çağrısında bulundu.
 
NAİF DEMİR'İN AKIBETİ SORULDU
 
Örhan'ın ardından İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, 6 Mart 1995 tarihinde Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde jandarma karakolunda telle boğularak öldürülen ve cenazesi kaybedilen Naif Demir'in hikayesine anlattı. Yalçın, şunları belirtti: "Demir ailesi, Hakkâri'nin Çukurca ilçesi Kayalık (Zavite) köyünde ikamet ediyordu. Bu aile 1983 yılında köy kırsalında 3 PKK militanı ile çatışmaya girer. Çatışmada 2 örgüt militanı sağ olarak yakalanır ve güvenlik güçlerine teslim edilir. Bu olaydan dolayı PKK ile aile arasında sorunlar yaşanmaya başlar. Aile askeri birimlerle daha fazla ilişkiye girer. Ailenin köylerinden ayrılmasına güvenlik güçleri izin vermez. Askeri birimlerle geliştirilen ilişkiler üzerine, Naif Demir Çukurca İlçe Jandarma Karakol kantin ihalesini alır. Ayrıca, dönemin Çukurca Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Bedrettin Kütük ile birlikte Federal Kürdistan Bölgesi üzerinden silah kaçaklığı işine girer. Adı geçen bölük komutanı, silah kaçakçılığı sırasında kazandıkları paradan Naif Demir'in payına düşeni vermemeye başlar. Demir ısrarla parasını ister. Parasını alabilmek için zaman zaman devreye aracılar sokar.
 
CENAZE ZOP SUYUNA ATILDI
 
"Bu durumdan sıkılan Yüzbaşı Bedrettin Kütük, 6 Mart 1995 günü akşam saat 21.30'da Naif Demir'i İlçe Jandarma Karakol Komutanlığının hemen bitişiğinde olan PTT lojmanlarında misafir olarak kaldığı evden aldırıp Karakolda Astsubay Metin Koç ile birlikte telle boğduktan sonra cenazeyi Çukurca'ya 7-8 kilometre mesafedeki Zap suyuna atar. Karakolda olaya tanık olan askerlere, Naif Demir'in örgüte yardım ettiği için cezalandırıldığı söylenir. Ancak bu askerler Demir'in para meselesi nedeniyle öldürüldüğünü biliyorlardı. Naif Demir'in Kardeşi, Çukurca İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı başta olmak üzere birçok askeri ve emniyet makamına kardeşini sormak üzere gider, ancak durumun kurcalanmaması yönünde tehdit edilir. ‘Yüksekova çetesinde' yer alan ve buna ilişkin itiraflarda bulunan itirafçı Kahraman Bilgiç, itiraflarında Naif Demir'in Yüzbaşı Bedrettin Kütük tarafından alacak verecek için infaz ettirdiğini, savcılığa bu yönlü ifade verdiğini belirtir. Tüm bu gelişmelere rağmen Yüzbaşı Bedrettin Kütük hakkında soruşturma yapılmaz. Aile olayı AİHM taşır, ancak sonuç alamaz. Naif Demir'in cenazesine ailenin tüm arama çalışmalarına rağmen hala ulaşılamadı."
 
Yapılan konuşmaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.