23 Kasım 2024 Cumartesi

Enkaz, faşist şeflik rejimidir

Emekçi halklarımız hala enkazların altında bulunan yakınlarını beklerken, devleti dolayısıyla faşist şeflik rejimini o enkazlara gömdü. Emekçi sol hareketin tüm bölük ve bloklarının başlattığı dayanışma seferberliği yürünecek doğru yolun ilk başarılı adımıdır. OHAL saldırısına karşı, emekçi halklarımızın seferberliğini büyütmek için tüm güç ve olanakların harekete geçirilmesi, faşist şefin deprem simsarlığını boşa çıkaracak tek güçtür. Dayanışmayı devasa halk örgütlülüğüne sıçratmak, halklarımızın kahredici kuvvetini toplamak ve politik islamcı faşist rejimin tepesine bir balyoz gibi inmek için daha büyük politik seferberlik! Halklarımız için tek kurtuluş faşist şeflik rejiminin yıkılmasıdır.

Maraş merkezli 7.8 ve 7.6 şiddetinde depremlerde Antakya, Antep, Adana, Amed, Malatya, Adıyaman, Urfa, Batman ve Siirt'te on binlerce bina yıkıldı, yüz binlerce emekçi halkımız yıkıntıların altında kaldı, 15 milyondan fazla insanımız doğrudan depremden etkilendi. Faşist şeflik rejimi, bir gecede binlerce insanımızı katlederken, on binlerce insanımızı deprem yıkıntıları altında, milyonlarca insanımızı kış koşullarında sokaklarda açlığa ve ölüme terk etti.

Aynı depremde Rojava ve Suriye'nin Kobanê, Minbiç, Efrîn, Hama, Lazkiye, Halep'de bin 746 insanımız yaşamını yitirirken, binlerce kişi de yıkıntıların altında kaldı. Deprem sonrası, uygulanan ambargo ve işgal saldırılarının devam ettiği Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölge halklarımızın barınma ve yaşamsal ihtiyaç maddelerinde yaşadıkları sorunlar krizsel düzeye ulaştı.

Deprem sabahı, sahte üzüntü pozlarıyla boy gösteren faşist şef, bir gün boyunca ortadan kayboldu. Tüm deprem bölgelerinden, "Devlet nerede?", "Yardım edin, kurtarın" çağrıları yükseldi. "Deprem değil devlet öldürdü" haykırışı ise faşist şeflik rejimi devletinin icraatlarının özeti oldu. Faşist şeflik rejimi, Kürt, Alevi ve Arap Alevi'si halklarımızın yoğunlukta olduğu deprem bölgelerine, kurtarma ekiplerini günlerce göndermedi, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamadı, ölüme terk etti. Bu durum salt devletin bürokratik hantallığı ve şefçi merkeziyetçi yapısının bir sonucu değildir. Düpedüz politik islamcı faşist şeflik rejiminin ırkçı ve ayrımcı politikasıdır. 

Öte yandan, çürümüş ve kokuşmuş mafyacı devlet gerçeği halkın dayanışma olanaklarına da çökmeye çalışıyor.   Halklarımızın dayanışmak için kendi olanakları ile deprem bölgelerine ulaştırmaya çalıştığı yardımları engellerken, soygun ve rant kurumu AFAD'ın koordinasyonu adıyla yardım tırlarına, araçlarına el koydu. 

Faşist şef ve şürekasının yavuz hırsız olmada mahirliğini 15 Temmuz darbesinden çıkardığı "fırsatlar" nedeniyle bilmeyen yok. Binlerin katili olarak tarihe geçen faşist şef, depremin kendisine sunduğu "lütfu" depremin ikinci günü açıkladı. Depremin yaşandığı on kentte 3 ay süreyle OHAL ilan etti ve "Devlet nerede?" diyen milyonlara "devlet OHAL"de dedi. İnsanlarımızın enkazların başında yakınlarından haber almayı beklediği ve devleti yardıma çağırdığı saatlerde faşist şef, açıkladığı IBAN numaraları ile AFAD üzerinden soygun, talan kampanyasını duyurdu. Görevlendirdiği AFAD sözcüsünü bilanço açıklama adı altında, saat başı ekranlara çıkararak para yardımları çağrılarının sürekli duyurusunu yaptırdı.

OHAL ilanı, deprem ya da depremin yaralarının sarılması adına değil, depremin yarattığı risk ve fırsatları için yol haritasıdır. Deprem bölgesi halkının Afet Bölgesi ilan edilsin talebini hiçe sayan saray rejimi, müsebbibi olduğu felaketten nemalanma yolunu seçti.

Faşist şef, "Yalan ve çarpıtma haberlerle insanımızı birbirine düşürmeye niyetlenenleri yakından takip ediyoruz. Günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız" tehditleri eşliğinde OHAL'i duyurdu. Ülkücü faşist Bahçeli ise bozmadığı planını sürdürüp yaptığı meclis grup toplantısında milliyetçilik edebiyatıyla arsızca partisinin kuruluş yıl dönümünü kutladı ve tehditler savurdu.

Faşist şef, depremin ilk anından itibaren "Dayanışma yaşatır" diyerek, deprem bölgeleri için seferberlik çağrısı yaparak harekete geçen, dayanışma kampanyaları başlatan HDP, ESP, Emek ve Özgürlük İttifakı güçleri, bir bütün olarak emekçi sol hareket ile demokratik kitle örgütleri, sosyal medya hesaplarından enkaz altında kalan devlet gerçeğini duyuran depremzedeleri ve yakınlarını tehdit etmektedir. Faşist şefin zamanı geldiğinde açacağını iddia ettiği defterinde, kendisini suçüstü yakalayan ve saray huzurunu bozan üçüncü cephe güçleri vardır.

Faşist şef, ilan ettiği OHAL ile seçim faaliyetini sürdürerek ve ellerini ovuşturarak izlediği yeni rant alanlarının restorasyonunu sağlamak istiyor. OHAL ile altında kaldığı deprem enkazını denetim altına almak istiyor. Enkaz altında ölüme terk ettiği on binleri kaldırılacak hafriyat olarak görüyor.

OHAL ilanıyla, "Göstermelik arama faaliyetleri birkaç gün sürsün, biraz 'mucize' kurtuluş haberleri olsun, sonrasında herkes sussun, hafriyat temizlensin, yardımlar için akan paralar bütçeye eklensin, on şehirde ihaleler, satışlar başlasın ve gelsin paralar" diyor. Bütün bu yıkım ve felaketin suç ortağı inşaat şirketleri, yap-satçı müteahhitler, TOKİ ve diğer parazitler faşist şefleri gibi ellerini ovuşturuyor. Yeni talan ve vurgun hesapları yapıyorlar.

Sınırsız rant ve talan imkanı faşist şefin iştahını kabartmış olsa da yakın zamanlı seçim gündemi bir parça can sıkıntısı yaratıyor. OHAL ilan planında, bu meselenin de hesabı kitabı bulunuyor. İşler planlarına uygun yürümezse, on kentte ya da alanını daraltarak 3 ay daha OHAL'i uzatarak, deprem yaralarını sarma yalanıyla seçimleri erteleme yoluna da gidecektir. Anayasada 6 ay olan OHAL yetkisini 3 ayla başlatması, olası gelişmelere göre hareket alanı yaratmak içindir.

Faşist şefin planlarının en büyük engeli, üçüncü cephe güçleridir. Zira depremi bir felakete dönüştüren politik islamcı AKP-MHP iktidarının pervasız politikalarıyla devlet-halk ayrışması en çıplak hali ve çelişkisiyle ortaya çıkmış bulunuyor. OHAL, özünde faşist şefe öfke duyan halklarımıza, üçüncü cepheye karşı ilan edilmiştir. Faşist şef, binleri katledip, milyonları ölüme terk ederken; üçüncü cephe güçleri "Dayanışma yaşatır" diyerek deprem bölgeleri ve halklarımızla dayanışmak için seferberlik ilan etmiştir. Faşist şef, bin odalı sıcak sarayında rant ve talan planları yaparken; üçüncü cephe güçleri, milyonların yanıbaşında, onlarla omuz omuza acılara, umuda, açlığa ve soğuğa ortak olmuştur. Faşist şef, milyonların acıları üzerinden kaç milyon dolar kazanılacağının hesapları ile meşgulken; üçüncü cephe güçleri, milyonların insanca yaşaması mücadelesini daha fazla büyütme arayışı ve çabası içindedir.

Katil, rantçı faşist şef, suçüstü yakalandığı deprem bölgelerine, üçüncü cephe güçleri girmesin, depremzedelerle temas etmesin istiyor. Ancak buna engel olamayacağını ve kitlelerin artık kendisine güven duymayacağını bildiğinden, ezilenlerin dayanışma gücünün yaşatmasına ve kendi alternatiflerini yaratmasına karşı daha baştan OHAL tedbirini alıyor. Kendisine karşı biriken toplumsal öfkenin ve bu öfkenin ortaya çıkaracağı gücü iyi biliyor ve daha baştan savaş düzenine geçiyor. Depremle, faşist şefin savaş ve katliamlar üzerinden kendisini yaşatmaktan başka hiçbir seçeneği olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Yıllardır doğanın ve ekolojik çevrenin yıkımı yolundan rant politikalarını sürdüren, bilim insanlarının uyarılarını sümenaltı ederek hiçbir deprem tedbiri almayan faşist şeflik rejimi, binlerce insanımızın doğrudan katilidir. Aynı katil rejim, deprem sonrası on binlerce insanımızın enkazların altında ölümünü izlemiş, milyonları sokaklarda ölüme terk etmiştir. Deprem günü dahi sömürgeci işgal planlarını ihmal etmeyen faşist şef, depremden etkilenen Rojava Şehba'yı bombalamıştır.

Üçüncü cephe güçlerimizin "dayanışma yaşatır" sloganıyla başlattıkları seferberliği bundan sonra daha fazla büyüterek sürdürmesi ve milyonların güç ve desteğiyle depremden etkilenen halklarımızın yaralarını sarması görevi önümüzde duruyor. Faşist şefliğin rant planlarını boşa çıkarmak, rant ve soygun kurumları üzerinden oluşturduğu yasak ve engellemeleri halklarımızın iradesiyle boşa çıkarmak temel önemdedir. Emekçi halklarımız hala enkazların altında bulunan yakınlarını beklerken devleti dolayısıyla faşist şeflik rejimini o enkazlara gömdü.

Katliamcı, rantçı faşist şef ve onun kurumu AFAD'ın el koyduğu her kuruş ve yardımlar rantçıların, soyguncuların palazlandırılması demektir. Depremzede halklarımızın yaralarını saracak ve bundan sonra yaşamlarını kurmalarını sağlayacak olan, emekçi halklarımızın dayanışma gücü olacaktır. Bunun için, emekçi halklarımızın özerk yapılarının, dayanışma ağlarının ve sistemlerin oluşturması gerekmektedir. Emekçi sol hareketin tüm bölük ve bloklarının başlattığı dayanışma seferberliği yürünecek doğru yolun ilk başarılı adımıdır. Bu ilk adımı başarıyla yenileri takip etmelidir. Dayanışma ağları dahil tüm örgütler politik bir misyonu da üstlenerek faşist saray rejimine karşı öncü ve birleşik bir mücadeleyi yükseltmelidir.

Faşist şefin OHAL saldırısına karşı, emekçi halklarımızın seferberliğini büyütmek için tüm güç ve olanakların harekete geçirilmesi, faşist şefin deprem simsarlığını boşa çıkaracak tek güçtür. Depremin değil, faşist şefin katlettiği binlerce emekçi halkımıza boyun borcumuz, faşist şeflik rejiminin yıkımı ve katliamlarının hesabının sorulmasıdır. Dayanışmayı devasa halk örgütlülüğüne sıçratmak, halklarımızın kahredici kuvvetini toplamak ve politik islamcı faşist rejimin tepesine bir balyoz gibi inmek için daha büyük politik seferberlik! Halklarımız için tek kurtuluş faşist şeflik rejiminin yıkılmasıdır. Günün görevi politik islamcı faşist rejimi yıkmak için birleşik mücadeleyi yükseltmektir.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 10 Şubat tarihli 102. sayı başyazısı.