25 Kasım 2024 Pazartesi

'Emek ve beden sömürüsüne karşı 1 Mayıs'ta Taksim'deyiz'

Genç kadınların makbul kadınlık ya da "özgürlük" adı altında beden sömürüsü dayatması kıskacına hapsedilmek istendiğini kaydeden ÖKG Merkezi Koordinasyon üyesi Hivda Selen, bunların altında yatan asıl kaynağı yoksulluk krizi olduğunun altını çizdi. Hapsedilmek istendikleri bu cendereye karşı "bu düzeni yıkacak biziz" diyerek 1 Mayıs'a gittiklerini kaydeden Selen, "Tüm genç kadınları da emeklerinin gasbına, yoksulluğa, bedenlerimizin sömürüsüne karşı 1 Mayıs'ta sokağa, Taksim'e çağırıyoruz" dedi. 

"Bu düzeni yıkacak biziz" diyen sosyalist genç kadınlar, güçlü iddialarıyla 1 Mayıs'a gidiyor. Direniş ve mücadele önemi bakımından Taksim'in tarihine dikkat çeken sosyalist genç kadınlar, 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamaya çağırıyor.

47 yıl önce işçi ve emekçilerin mücadele gününü kutlamak için 1 Mayıs'ta Taksim'e akan yüz binler devletin saldırısına uğradı. O gün 34 kişi ezilerek, silahla veya bıçakla katledildi/yaralandı. Kazancı Yokuşu'nda '77 yılında Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren Özkol, Nazan Ünaldı, Sibel Açıkalın ölümsüzleşti. 

MÜCADELE EDENLERİN EN ÖNÜNDE GENÇ KADINLAR YER ALIYOR
Kanlı 1 Mayıs'ın ardından 1978, 2010, 2011, 2012 yıllarında kutlanan 1 Mayıs'ların haricinde Taksim meydanı yıllardır işçilere, emekçilere, kadınlara, LGBTİ+'lara, hak mücadelesi verenlere yasaklı. Yasağı yok sayanlar yıllardır Taksim meydanında 1 Mayıs'ı kutlamak için mücadele ediyor. Her yıl farklı kollardan alanlara akanlar polis saldırısına, işkenceli gözaltılara meydan okuyor. Mücadele edenlerin en önünde yer alan sosyalist genç kadınlar bu sene 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlayacak. 

'EMEĞİMİZİN VE BEDENİMİZİN SÖMÜRÜLMESİNE KARŞI ÇIKIYORUZ'
Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Koordinasyon üyesi Hivda Selen'le 2024 Taksim 1 Mayıs kararlarını, belirledikleri şiarı konuştuk. Makbul kadınlık dayatmasıyla evlere geri dönmek, evlenmek ya da "özgürlük" adı altında kadın bedeninin sömürülmesinin meşrulaştırılması cenderesine karşı "bu düzeni yıkacak biziz" dediklerinin altını çizen Selen, "Bu topraklarda yaşayan emek veren insanlığın, gençliğin yarısıyız. Emeğimiz ve bedenimiz sömürülüyor. Buna karşı çıkıyoruz, müsaade etmeyeceğiz" vurgusu yaptı. 

'DİRENENLERİN UMUDU BÜYÜTTÜĞÜ BİR TABLO SÖZ KONUSU'
2024 1 Mayıs'ına giderken bir dizi gelişmeyi değerlendirerek karar aldıklarını söyleyen Selen, "Türkiye ve Kürdistan'ın her yanında güçlü ve kitlesel bir 8 Mart geçirdik. Kadınların sokaklara hakları ve hayatları için aktıkları, mücadele ettikleri bir 8 Mart süreciydi. Aynı zamanda çok kitlesel Newrozlar geçirdik. 2024 yerel seçimlerinden sonra AKP-MHP ittifakının Kürt halkının iradesini gasp etme saldırısına karşı Van halkının, Türkiye ve Kürdistan halklarının direnişini gördük. Halkların, ezilenlerin, direnenlerin umudu büyüttüğü bir tablo söz konusu" hatırlatması yaptı.

'GENÇ KADINLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANIYOR'
Taksim'in, 1 Mayıs'ın kadınlar açısından ne ifade ettiğini ve önemine yoğunlaştıklarını belirten Selen, "Derinleşen bir yoksulluk krizi var; halklar, ezilenler, işçiler, gençler bu yoksulluk krizinden payına düşeni kat be kat alıyor. Bir kesimi de genç kadınlar. Yoksulluk krizini şöyle yaşıyor genç kadınlar. Örneğin ilk eğitiminden vazgeçilen genç kadınlar oluyor. Üniversiteye gitmek istiyor fakat onun masrafı karşılanamadığında eğitiminden vazgeçiliyor. Ya da nitelikli bir yurda ihtiyaç duyuyor ama o nitelikli yurda erişemediği için ya tarikat ve cemaat yurtlarında kalıyor ya da evine dönmek zorunda kalıyor. Çünkü ev tutmak artık bir hayal. Dolayısıyla aile evlerine dönen genç kadınlar bir yandan ailenin başındaki baba, abi gibi erkek egemen tarz ve yaklaşımlarla, kadınların hayatlarını baskılayan figürlerle karşı karşıya. Genç kadınların özgürlüğünün kısıtlandığı bir tablo  söz konusu" dedi. 

'GENÇ KADINLAR EVLİLİĞE ÖZENDİRİLİYOR'
Selen, "Özgürlük mücadelesi büyüdükçe erkek egemen politikalar gün be gün artmaya devam ediyor. İstanbul Sözleşmesinin feshinden bu yana kadınlar katledildi, üniversitelerde cinsiyetçiliğe maruz kaldı. Şüpheli genç kadın ölümleri artıyor. Aile evlerine dönüldüğünde de bu kadınlara hem erkek şiddet hem de emek sömürüsü, bakım emeğinin sömürüsü olarak dönüyor. Bunun yanı sıra üniversiteli kadınların çoğu hem okuyor hem çalışıyor. Çalışmaktan kaynaklı okula gidemiyor, okumak için çalışıyor. Dolayısıyla genç kadınların neredeyse işçileştiği bir tablodayız. İşsiz bir genç kadın gerçeği var. Bu toplam tabloda sürekli evlilik çağrıları yapılıyor, evliliğe özendirilmeye çalışılıyor. Evinde kalan, çocuğuna bakan bir makbul kadın profili çizilmeye çalışılıyor" ifadelerini kullandı. 

'GENÇ KADINLAR BEDENLERİNİ PAZARLAMAYA TEŞVİK EDİLİYOR'
Makbul kadın dayatmasına karşı çıkan ve özgürlüğü için tek başına ayakta  kalmaya çalışan kadınlara, "özgürlük" adı altında beden sömürüsünün dayatıldığı ve bunun da farklı şekillerde meşrulaştırılmaya çalışıldığının altını çizen Selen, şöyle devam etti: "Ayakları üzerinde durmak isteyen genç kadınlar yoksulluk cenderesi içinde bedenlerini çeşitli platformlar üzerinden pazarlamak, düzmece 'sevgililik' ilişkileriyle, para karşılığında erkekleri mutlu etmek gibi bir dizi meseleye teşvik ediliyor."

'ASIL SORUN YOKSULLUK KRİZİ'
İki uca sıkıştırılmış bu genç kadın profilinin kaynağının yoksulluk krizi olduğunun altını çizen Selen, "İki uca hapsedilmemek için 1 Mayıs'ın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. 1 Mayıs'a giderken, 'bu düzeni yıkacak biziz, 1 Mayıs'ta sokağa' şiarıyla çağrı yaptık. Bu topraklarda yaşayan, emek veren insanlığın, gençliğin yarısıyız. Emeğimiz ve bedenimiz sömürülüyor, buna karşı çıkıyoruz. Müsaade etmeyeceğiz" dedi. 

'GENÇ KADINLARI 1 MAYIS'TA SOKAĞA, TAKSİM'E ÇAĞIRIYORUZ'
Taksim'in direniş ve mücadele tarihine önemine sahip çıktıklarını anımsatan Selen, şu çağrıyla devam etti: "Tüm genç kadınları da emeklerinin gasbına, yoksulluğa, bedenlerimizin sömürüsüne karşı 1 Mayıs'ta sokağa, Taksim'e çağırıyoruz."