18 Mayıs 2024 Cumartesi

Eğitim-Sen: 38 yılda YÖK güçlendi, üniversite tükendi

YÖK'ün 38. yıldönümü dolayısıyla açıklama yapan Eğitim-Sen, üniversitelerde köklü bir değişime ihtiyaç olduğunu belirtti, "İlk adım YÖK'ün kaldırılmasıdır" dedi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 12 Eylül askeri darbenin ürünü olan YÖK'ün 38. kuruluş yılı dolayısıyla açıklama yaptı.

Açıklamada, "Bundan 38 yıl önce cuntacıların kurduğu YÖK, var olduğu günden bugüne, her siyasi iktidarın üniversiteleri dize getirmek için kullandığı en temel araç oldu. Ancak hiçbir dönemde üniversiteler, bugünkü durumuna düşürülmedi" denildi.

'SADECE İKTİDARIN MAKBUL GÖRDÜĞÜNÜ ÜRETMEK SERBEST'
Bugün Türkiye üniversitelerinde özgürce bilimsel bilgi, sanat ve felsefe üretmenin, hakikati aramanın yasak olduğu belirtilen açıklamada, "Bugün Türkiye üniversitelerinde serbest olan tek şey, siyasi iktidarca makbul görüleni üretmektir! Bugün Türkiye'de üniversiteden, akademiden, eleştirel ve özgür düşünceden bahsetmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir" diye kaydedildi.

Bunun nedenleri ise şöyle açıklandı:

-Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atanan rektörlerce yönetilen,

-Hukuku, akademik özgürlükleri yok sayan,

-Akademik özgürlüklere, iş güvencesine, barışa ve demokrasiye sahip çıkan akademisyenleri ihraç eden, emekliye zorlayan, işten atan,

-Araştırma görevlilerine işsiz kalmak dışında bir vaatte bulunmayan,

-Tez ve araştırma konularına müdahale eden,

-Öğrencilerini muhbirleştiren,

-Akademik üretimin kolektif bir emeğin ürünü olduğu gerçeğini ve dolayısıyla üniversitenin temel bileşenlerinden olan idari ve teknik personeli yok sayan,
bir kuruma üniversite denemez!

-Dekanların, kendilerini anabilim dalı başkanı ilan edip istediğini yaptığı,

-İdari kadrolara hülle yoluyla atamaların yapıldığı,

-Güvenlik soruşturmaları aracılığıyla yürütülen cadı avıyla, iktidarca makbul görülmeyen akademisyenlerin sözleşmelerinin yenilenmediği,

-İşten atılma ya da soruşturma geçirme korkusunun had safhaya çıktığı,

-Para ile tez ve makale yazdırmanın mübah sayıldığı,

-Akademik atama ve yükselme kriterlerinin sürekli değiştirildiği,

-Öğrencilerin, herhangi bir sosyal ya da kültürel bir etkinliği yapabilmesinin fiilen yasaklandığı."

Böyle bir ortamda akademinin var olamayacağını vurgulayan Eğitim-Sen, üniversitelerin ağır bir yıkıma maruz kaldığı, ciddi nitelik kaybı yaşandığı ifade edildi. Açıklamada, "Çünkü demokratik bir siyasal iklim olmadan akademik özgürlüklerin, düşünce ve ifade özgürlüğünün var olabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla da üniversitelerin gücü demokrasinin ve evrensel hukuk ilkelerinin yaşamdaki gücüyle doğru orantılıdır" denildi.

'İLK ADIM YÖK'ÜN KALDIRILMASIDIR'
Türkiye üniversitelerinde köklü bir dönüşüme ihtiyaç olduğuna işaret eden Eğitim-Sen, şunları belirtti: "Bunun ilk adımı ise YÖK'ün kaldırılmasından geçmektedir! Barış talep eden ya da sendikal faaliyetleri nedeniyle rektörlerin şimşeklerini üzerine çeken akademisyenleri, idari ve teknik personeli ihraç eden, haklarında her türlü nefret kampanyasını yürüten, cezaevlerine gönderen bir yönetim aklı ortadan kalkmalıdır. Talebimiz açık ve nettir! YÖK kaldırılmalı, ihraç edilen akademisyenlerin, idari ve teknik personelin kurumlarına geri dönme hakkı sağlanmalı ve itibarları iade edilmeli, üniversiteler demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin yaşam bulduğu kurumlar haline getirilmelidir! Siyasi iktidarın ve sermaye çevrelerinin çıkarlarına hizmet eden üniversite fikrinden vazgeçilmeli ve insan, toplum, doğa yararına üniversite fikri sahiplenilmelidir! Aksi halde bu yıkımın sürmesi ve daha ağır sonuçlar yaratması kaçınılmazdır!"