11 Mart 2025 Salı

Diyarbakır'da imza günü: Tarihe düşülmüş önemli bir kayıt

Diyarbakır'da tutsak HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın Kobanê kumpas davasında yaptığı savunmalardan oluşan "Sınırsız Savunmalar" kitabı için imza etkinliği ve söyleşi düzenlendi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tutsak eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın Kobanê kumpas davasındaki savunmalarından oluşan ve Ceylan Yayınlarından çıkan "Sınırsız Savunmalar" kitabı için Diyarbakır'da imza günü ve söyleşi düzenlendi. Çand Amed Kongre Merkezi'nde gerçekleşen etkinliğe, Gülten Kışanak, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Yardımcısı Sezin Uçar, Barış Anneleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Sultan Yaray ve çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı.

'TUTSAK EDEREK FİKİRLERİMİZİ HAPSEDEMEZSİNİZ'
Moderatörlüğünü ESP Parti Meclisi (PM) üyesi Beycan Taşkıran'ın yaptığı söyleşide ilk olarak konuşan Gültan Kışanak, bir insanın fiziksel olarak tutsak edilerek fikir ve düşüncelerinin dört duvar arasına hapsedilemeyeceğini belirtti. Kışanak, "Bizi cezaevine koydular, hala siyasi rehine olarak cezaevinde tutulan arkadaşlarımız var. 30 yılını hapishanelerde geçirenler, hasta tutsaklar var. Kürt halkının 'Siyasi gücümdür' dediği sayın Öcalan İmralı'da rehin tutuluyor. Tutsakların fiziki olarak tutulmasının işe yaramadığını, halkın mücadelesinin, fikrinin, çözüm iradesinin hala dışarıda canlı bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Kayyumlara karşı halkın seçme ve seçilme hakkına, iradesine sahip çıkmak için ayakta olduğu bir gün. Demek ki o dört duvar bir işe yaramamış" ifadelerini kullandı.

'NE İÇERİDE NE DIŞARIDA FAŞİZME BOYUN EĞMEDİLER'
Kobanê davasının DAİŞ'e karşı yürütülen mücadeleye ve barış için halkla birlikte yol almaya dönük bir müdahale olduğunu söyleyen Kışanak, "Bugün Suriye Şam'da bir HTŞ yönetimi kurmaya çalışıyorlar. Tıpkı 100 yıl önce cetvellerle sınırların çizildiği, kralların atandığı gibi Şam'da bir yönetim oluşturmaya çalışıyorlar. Ama Kuzey ve Doğu Suriye'de kendi kendini yönetme deneyimi var ve bununla mücadele içindeler. Halkın iradesinin karşısında hiçbir kaba güç duramamıştır. Kobanê Davası'nın amacı bizler şahsında halkın mücadele azmini kırmaktı. Ama ne içerideki arkadaşlarımız bu faşizme boyun eğdi ne de dışarıda halkımız" diye belirtti.

'TARİHE DÜŞÜLMÜŞ ÖNEMLİ BİR KAYITTIR'
Kürt sorununun çözümü bağlamında yürütülen tartışmalara değinen Gültan Kışanak, şöyle devam etti: "Bugün yeniden çözümle ilgili bir imkan çıkabilir mi? Ortada bir çaba var ama bir taraftan da baskının daha da katmerlendiği, savaş ve kayyumların devam ettiği bir süreç var. Bu aslında halkın kafasını karıştırmaya yönelik bir durum. Bu yolu yürürken moral bozmak, gündemi değiştirmek, barışa, çözüme olan umutları sakatlamak ve böylece o yolun sonunda aslında demokratik kazanımların değil, bir boyun eğmenin çıkmasını arzulayan bir yaklaşım var. Onlar açısından nasıl hem bir süreç hem de olağanüstü baskı koşulları varsa; bizim açımızdan da barış, çözüm konusunda ısrar var. Bu mücadele bir şekilde tarihe not düşsün diye savunmalarımızı kitaplaştırdık. Figen başkanın kitabı da bu anlamda önemli bir kayıttır. Hem kumpasın ifşa edilmesi hem de ortak bir geleceği inşa etme açısından tarihe düşülmüş önemli kayıtlardır bunlar."

'ROJAVA DEVRİMİ'Nİ SAVUNMAK GEREKİYOR'
Kobanê davasının Kürt özgürlük hareketiyle sosyalist hareketin birliğine dönük bir saldırı olduğunu vurgulayan ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, "O yüzden Figen başkan birleşik mücadeleyi savundu. Kürt hareketiyle solun hareketinin birliğini anlattı. Ortadoğu'daki zorlu koşullarda kadın özgürlükçü devrimi savunmak gerekiyor. Orada çeşitli halkların bir arada birlikte yaşıyor olmaları bakımından da tek örnek. Çeşitli uluslardan, inançlardan halkların kendi öz örgütlenmelerini kurduğu bir yönetim. Ortadoğu'nun gerici muhafazakar yapısı içinde yıldız gibi parlayan bir devrim" denildi.

Rojava Devrimi'nin boğulmak istendiğine işaret eden Uçar, "1 Ekim'den bu yana başlayan süreçte de bu hesaplanıyor. Filistin'de 7 Ekim'den bu yana başlayan Ortadoğu'daki gelişmeler, İran'ın harekete geçecek olması, Rojhilat'ta Rojava benzeri bir mekanizmanın kurulma imkanı… Bu tür koşullar, bu devrimi daha çok savunmamız gerektiğini söylüyor. Rojava Devrimi boğulursa gerçekten nefes almakta zorlanacağız. Bunu anlatmamız gerekir. Tüm kazanımlarımız bu süreçlerle yok sayılmaya çalışılıyor. Ciddi bir tasfiye süreci içindeyiz. Dolayısıyla buna karşı gelebilmek, işgale karşı gelebilmek, barış talebini bu biçimde ilişkilendirebilmek gerekiyor" dedi.

'ÇÖZÜMÜ BATIDA EMEKÇİLERE ANLATMAK GEREKİYOR'
PKK lideri Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmelere işaret eden Uçar, "Sayın Öcalan'ın da dediği gibi tecrit hala devam ediyor, koşullar sağlanmış değil. Ama 2 görüşmenin sağlanmış olması bile son derece önemli. Bunu batıda emekçilere anlatmak gerekiyor. Batıda işçilerin, emekçilerin, tüm toplumsal kesimlerin bu mücadeleyi büyütmesi gerekiyor. Bunu tek başına Kürtlerin sorumluluğunda görmüyoruz. Bu anlamda çözümü batıya anlatabilmek ve toplumsal tüm mücadeleyle buluşturmak istiyoruz. Sürecin bize yüklediği rol, misyonun en azında sürecin risklerini görmek, buna hazırlık olmak ve toplumsal mücadeleyi yükseltmek olduğunu düşünüyoruz" dedi.

TUTSAKLARLA DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Yüksekdağ'ın savunmalarından alıntılar yapan Uçar, "'Zulmün gözlerinin içine bakmaya geldim' diyerek, yargılayanları ve Türkiye'nin hukuk sistemini teşhir etti. 'Bir sosyalist olarak Kürt halkının 'havar' çığlığını duymamazlık edemezdim. Bu yanan ateşi söndürmesem de bu ateşte yanmak gerekir'sözüyle emekçi sol hareketin Kürt sorununa mesafeli yaklaşan kesimlerine seslendi, birleşik devrim fikrini savundu" ifadelerini kullandı.

Figen Yüksekdağ ve diğer politik tutsaklar üzerinde süren tecride de dikkat çeken Uçar, buna rağmen tutsakların karamsarlığa düşmeden mücadelenin ihtiyaçlarına yanıt olmaya çalıştıklarını vurguladı. Uçar, politik tutsakların dirençlerini büyütmenin önemine işaret ederek, 34 ESP üyesinin de aralarında olduğu tutsaklarla dayanışma çağrısı yaptı.

Söyleşinin ardından Gültan Kışanak ve Sezin Uçar, katılımcıların kitaplarını imzaladı.