18 Mayıs 2024 Cumartesi

Diyarbakır'da iki günlük nöbet eylemi başladı

Aralarında HDP, DBP ve ESP yöneticilerinin de olduğu 150 kişi, tecridin kaldırılması için süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve hapishanelerdeki tutsaklara destek için HDP Diyarbakır İl Örgütü'nde iki günlük nöbet eylemine başladı.
HDP, DBP, ESP yönetici ve Barış Anneleri'nin de aralarında olduğu 150 kişi, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle sürdürülen açlık grevine destek için ve polis baskınlarına karşı HDP Diyarbakır İl Örgütü'nde iki günlük nöbet eylemine başladı.
 
HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ ile HDP yöneticileri Sevican Yaşar, Salih Cansever, İsmet Yıldız, Salih Tekin ve Bilal Özgezer, 3 Mart'tan beri, Van milletvekilleri Tayip Temel ve Murat Sarısaç ile parti üyeleri Abdulhalik Kurt ve Yusuf Ateş de 8 Mart'tan beri açlık grevi eylemini sürdürüyor.
 
Açlık grevinin yapıldığı Vedat Aydın Konferans Salonu'nda yapılan basın açıklaması yapıldı. 129 gündür açlık grevinde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in fotoğrafının bulunduğu ve "Tecrit kalksın, Leyla yaşasın" yazılı önlüklerin giyildiği açıklamadı, "Leyla Güven onurumuzdur" ve "Bijî berxwedana zindanan" sloganları atıldı.
 
'BİTEN HALKLAR DEĞİL, FAŞİST REJİMLER OLDU'
 
Açıklama yapan HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, Halepçe katliamının üzerinden 31 yıl geçtiğini hatırlatarak, "Kürt halkı 31 yıl önce de halk olmaktan kaynaklı faşist Baas rejimi tarafından katliama uğratıldı. Halepçe'de şehit olan bütün insanlarımızı saygıyla anıyoruz. 5 bin kişinin şehit edildiği Halepçe katliamında da amaç aynıydı. Soykırım ile bir halkı yok etmeyi düşünen Baas rejimi, Kürt halkını katliamdan geçirdi. Binlerce bedel ödendi ancak 31 yıl sonunda biten halklar değil, faşist rejimler oldu. Faşist rejimin ne hale geldiği gözler önündedir" dedi.
 
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevine katılanların sayısının bugün 5 bine ulaştığını hatırlatan Sarısaç, şunları söyledi: "Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanmak istenen tecrit Kürt halkının soykırımı ile sonuçlanmak istenen bir tecrittir. Bu tecrit Halepçe'den, Şeyh Sait, Seyid Rıza'dan sonra olduğu gibi, boşa çıkarılmaya mahkum bir tecrittir. AKP-MHP faşist hükümeti tarafından bu görmezden geliniyor. Halepçe katliamında olduğu gibi, halkların sorununa değil, kendilerinin beka sorununa kurban edilen bir durum var. Soykırım politikasının hiç bir şekilde başarıya ulaşmayacağını, bir an önce hatadan dönülmesi için açlık grevine girdik."
 
Eyleme yönelik saldırı ve tutuklamalara dikkat çeken Sarısaç, iktidarın kendi hukukuna dahi riayet etmediğini, demokratik tepkiye tahammül etmediğini söyledi. Sarısaç, "Hükümet ne yaparsa yapsın; bu tecrit halkımız tarafından hiç bir şekilde kabul edilmiyor. Bu onurlu mücadeleye sonuna kadar sahip çıkacağız" dedi.
 
'ZİNDANLARDAN CENAZELERİN ÇIKMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
 
Ne olursa olsun eylemlerini sürdüreceklerini vurgulayan Sarısaç, şöyle devam etti: "Bu baskılar ne insani ne hukuki bir yer tutmuyor. Yapılmak istenen bir halkın yok edilmek istenmesidir. Sayın Öcalan şahsında, bu soykırımı halk içerisine sirayet ettirmeye çalışıyorlar. Gerek AKP-MHP faşist blokuna gerek halkımıza; baskılar ve yıldırma politikaları nasıl olursa olsun, haklı ve onurlu davanın savunucusuyuz. Zindanlardan cenazelerin çıkmasına izin vermeyeceğiz. Bunu bütün dünyaya duyurmak için her türlü direniş içerisinde olacağız. Halkımız iki gün boyunca faşist saldırılara karşı, Kürt değerlerine saldırıları kınamak için ve yılmadığımızı göstermek için burada."
 
Sarısaç, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'i ve hapishanelerde açlık grevini sürdüren tutsakları selamları, "Talepleri taleplerimizdir, yerine getirilinceye kadar mücadele edeceğiz" dedi