25 Kasım 2024 Pazartesi

Devrimin toplumsal savunma gücü: HPC

Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu bölgesinde HPC ve HPC-Jin toplumun her alanında çetelere ve işgal girişimlerine karşı toplum savunmasını güçlendirmek için oluşturuldu. Bu konuda somut adımlar atan HPC, halkların kardeşliğini ve özgürlüğünü savunmaya devam edeceklerini belirttiler.
Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu'nda komünlerin kuruluşu ile birlikte Toplumsal Savunma Gücü (HPC) de komünlere bağlı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Devrimin başlaması ile birlikte halk kendi güvenliğini almaya başlamıştı. Şimdi ise sivil halk, komünlerin kurulması ile birlikte örgütlü bir güce dönüştü.
 
Kuzey Suriye ve Rojava'nın bütün kantonlarında komünler ve mahalle meclislerine bağlı olarak çalışmalarını sürdüren HPC bazı bölgelerin DAİŞ çetelerinden özgürleştirilmesi hamlelerinde de aktif şekilde katılarak burada YPG savaşçılarına yardımcı oluyor. Kentlerde Asayiş güçleri ile birlikte koordineli çalışan HPC, genellikle komünlerin ve yaşam alanlarının güvenliğini sağlıyor. Mahallelerde HPC'ye olan ilgi yoğun. Gündüz kendi işyerlerinde çalışan HPC'liler akşamları ise toplumun güvenliği için konumlandıkları yerlerde  geziyor ve nöbet tutuyor.
 
Ayrıca HPC, kuruluşunun ardından gerçekleştirdiği konferas ile özgün bir örgütlenmeye giderek HPC-Jin'in kuruluşunu ilan etti. Kadınların yok sayıldığı bir toplumda bu adımın atılması ile birlikte kadınlar da geceleri kentin güvenliğini sağlamak nöbet tutuyor.
 
Kuzey Suriye'nin Qamişlo Kantonu'nda gerçekleştirilen meclis seçimlerinin ardından kent, Batı ve Doğu'ya bölündü. Kentin ikiye bölünmesi HPC güçlerinin de kendi arasından ikiye bölünmesine yol açtı. HPC'nin Batı bölgesinde yaklaşık 250, Doğu bölgesinde ise bu sayı 300'e yakın olduğu belirtiliyor. Köy komünlerinde ise bu sayı, 50 ve 100 arasında değişiyor.
 
Qamişlo Kantonu'nun Doğu ve Batı bölgelerinde toplanan HPC üyeleri burada belirledikleri noktalara giderek asayiş uygulaması gerçekleştiriyorlar. Bizde yolumuzu HPC'nin Doğu bölgesinde bulunan Şehit Muhaz noktasına gidiyoruz. Burada bizi HPC Qamişlo Doğu bölgesi sorumlularından Abdulvahap Hesen karşılıyor. Hızlıca kendi aralarındaki devriye gezilecek yerlerin belirlenmesi üzerine sohbet ediyorlar. Birkaç yerin belirlenmesi ardından aralarında HPC/ Kadın gücünün olduğu 30 kişi aynı anda araçlara binerek yola koyuluyorlar.
 
Aynı anda üç bölgeye dağılıyorlar. HPC Doğu bölgesi sorumlularından Abdulvahap Hesen, kentin stratejik bölgelerini tercih ettiklerini belirtiyor.
 
HPC'nin 5 yıllık bir geçmişinin olduğunu halkın imkanları ile kurulduğunu dile getiren Abdulvahap Hesen, "HPC komünlerde yer alan siviller tarafından kuruldu. HPC'nin içerisinde Kuzey Suriye'de yaşamını sürdüren Kürt, Arap, Süryani, Aşuri, Ermenilerin olduğu bütün halklar yerini alıyor. Bizim amacımızda bütün halkları Toplum Savunma Gücü (HPC) içerisinde yerlerini almalarıdır. Herkes kendi toprağını, sokağını, onurunu, komünü ve devrimini savunmak için HPC içerisinde yer almalıdır" diye belirtti.
 
HPC'nin sadece savunma değil, toplumsal yaşanan bütün durumlara müdahale ettiğini ifade eden Hesen, "Aile içerisinde ve komünlerde yaşanan kimi durumlarada müdahale ederek sorunların çözülmesi açısından önemli adımlar atıyoruz. Halkımızın huzurunu kaçıranları yakalayarak Asayiş güçlerine teslim ediyoruz" dedi.
 
Kentin dışından gelen araçları kontrol ettiklerini ve ayrıca kentin dışından gelerek hırsızlık yapanlara karşı önlemler aldıklarını da dile getiren Hesen, "Toplumumuzu karalayacak eylemlere girişenlere, hırsızlık, taciz ve tecavüzlere karşı HPC-Jin güçlerimiz ile birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biz bütün toplumumuzun halkların kardeşliği içerisinde yaşamlarını sürdürmesini istiyoruz. Bunun sadece Qamişlo için değil, bütün halkların yaşadığı bölgeler için yapıyoruz" dedi.
 
HPC olarak şehitlerin bedel ödeyerek özgürleştirdikleri sokakları, mahalleleri, köyleri sonuna kadar koruyacaklarını ifade eden Hesen, bütün halklar toplumun güvenliği, huzuru ve özgürlüğü için HPC ve HPC-Jin içerisnde yer alarak mahallerlerini, sokaklarını koruyabilirler. Biz de HPC olarak bütün halklarımıza söz veriyoruz. Kimse toplumumuza yönelik saldırı içerisinde olamayacak. Halkımızı ve toplumumuzu savunmaya devam edeceğiz. Bütün halklara çağrımızdır: Kürt, Ermeni, Süryani, Asuri, Arap halkları topraklarına sahip çıksınlar, kentlerine sahip çıksınlar, kimsenin kendi topraklarına saldırmamaları için HPC içerisnde yerlerini alsınlar" şekinde konuştu.
 
AKP/Saray rejiminin Kuzey Suriye ve Rojava devrimine yönelik tehditlerine değinen HPC Şehit Muhaz noktası sorumlularından Feysal İbrahim, "Biz HPC olarak sokaklarımızda güvenliğimizi sağlayarak onların bütün tehditlerine karşı hazır olduğumuzu sürekli söylüyoruz. İstediği kadar tehdit etsin biz toplumumuzu savunmaya hazırız. Biz halkımızın fedaileriyiz. Halkımızı savunacağız, hiçbir gücün topraklarımıza girmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
 
HPC-Jin Qamişlo sorumlularından Zübeyde Eli, "Biz kadınlar olarak kadın devrimimizin ortaya çıkarttığı kimi haklardan kaynaklı bugün toplumsal savunmamızı yapıyoruz. Kadın Toplumsal Savunma Gücü olarak toplumun yarısı olan kadınlara sahip çıkarak, kadınların ve halklarımızın güvenliğini sağlamak için bugün buradayız" diye belirtti.
 
Herkesin gözünün Rojava ve Kuzey Suriye devriminde olduğunu ve bundan kaynaklı halkımıza yönelik kirli saldırılara karşı bugün burada toplumu savunmak için ğörevlerini yerine getirdiklerini söyleyen Eli, "Toplumsal savunmadan aldığı güç ile bugün kadınlar bir çok alanda yer alıyor ve rolünü oynuyor. Kadınların savunma alanlarında kendilerini savunmaları için HPC-Jin içerisinde yer almaları gerekiyor. Bugün kadınların kendi savunmalarını yapması aslında toplumun bütün kesimlerine bir cevap niteliği taşımaktadır. 'Kadın özgür olmasa toplum özgür olamaz' sözü burada kendisini birkez daha ortaya koymuştur" diye konuştu.
 
HPC-Jin olarak topraklarını işgal edilmesine karşı duracaklarını dile getiren Zübeyde Eli, "Biz topraklarımızı savunacağımıza dair şehitlerimize ve kadın yoldaşlarımıza söz verdik. Bu toprakların her karışında şehitlerin, kadınların emeği var biz bu toprakları çetelerden temizledik. Kadınları özgürleştirdik burayı kimseye bırakmayız. Biz bu topraklarda halkların kardeşliği ile yaşıyoruz. Bütün halklar burada eşit ve özgür şekilde yaşıyor, işgalciler bizim özgürlük içerisnde yaşamamızı istemedikleri için gözünü topraklarımıza dikmişler. Biz Süryani, Ermeni, Kürt, Arap ellerimizi birleştirmişiz ve pişman değiliz. Topraklarımıza kirli ellerini uzatanların ellerini kıracağız. Anneler olarak halkımız için canımızı feda edeceğiz. Kimsenin topraklarımıza kentimize girmesini istemiyoruz. Kanımızın son damlasına kadar işgalcilere karşı direniriz" diye belirtti.