16 Kasım 2025 Pazar

Dersim'de doğa talanına, ranta karşı yan yana geldiler

Dersim'de doğa talanına, kutsal mekanların metalaştırılmasına karşı yan yana gelen çok sayıda kişi Dersim için mücadelenin süreceğini kaydetti. Yaşam alanlarını örgütlü mücadele ile koruyacaklarının altını çizen Dersimliler, dayanışma, omuz omuza mücadele çağrısı yaptı. 

Dersim'de doğa talanına, rant politikalarına karşı çok sayıda kişi bir araya geldi. Dersim Doğa Yaşam ve Çevre Platformunun çağrısıyla düzenlenen "Talana ve ranta geçit vermeyeceğiz. Biz kazanacağız, yaşam kazanacak" mitingi öncesi Sanat Sokağında buluşanlar, "Dersim'de talana geçit vermeyeceğiz", "Dersim'de barajlara hayır", "Dersim'de madenciliğe hayır", "Doğama, suyuma, toprağıma dokunma" ve Kurmanckî "Talana geçit vermiyoruz", "Kent bizim, toprak bizim, sahip çıkıyoruz", "Dersim sahipsiz değildir" pankartlarını açtı. 

'KUTSALIMA DOKUNMA'
Yürüyüş sırasında "Yerin altı, yerin üstünden daha zengindir", "Geyiksuyu'nda madene hayır", "Suyuma, toprağıma dokunma", "Kutsalıma dokunma" ve "Talan yasasına hayır" dövizleri taşınırken, "Direne direne kazanacağız", "Kayyuma geçit yok", "Direniş sürüyor, dayanışma büyüyor" ve "Dersim İliç olmayacak", "Doğaya, yaşama sahip çık", "Direne direne kazanacağız", "Dersim onurdur, onuruna sahip çık", "Dersim'de baraj istemiyoruz", "Talana geçit vermiyoruz", "Kent bizim toprak bizim sahip çıkıyoruz", "Kayyum gidecek biz geleceğiz", "Dersim sahipsiz değildir" sloganları atıldı, zılgıtlar, alkışlar yükseldi. 

'DERSİM'İ KİMSEYE TESLİM ETMEYECEĞİZ'
Seyit Rıza Meydanına kadar süren yürüyüşte halka yönelik konuşmalarda Dersim'de doğa talanına, rant politikalarına izin vermeyeceği kaydedildi. Yürüyüşün ardından mitingin tertip komitesi adına söz alan Doğukan Kudat, "Dersim'in dağlarını, suyunu, ormanını, yaşamını kimseye teslim etmeyeceğiz! Çocuklarımıza beton değil, zehir değil, yoksulluk değil, yaşanabilir bir gelecek bırakacağız" dedi.

'KUTSAL MEKANLARIMIZ METALAŞTIRILIYOR'
Dersim Doğa Yaşam ve Çevre Platformu tarafından hazırlanan metin Kürtçe ve Türkçe okundu. Kürtçe'nin Kurmancki (Zazaca) dilinde Zeynep Kılınç okurken, Türkçesini Yusuf Topçu okudu. Dersim'in yalnızca bir coğrafya değil, doğayla uyum içinde yaşamın, direnişin, karşı duruşun ve özgürleşmenin adı olduğu belirtilen açıklamada, Dersim'in geçmişte olduğu gibi bugün de kuşatma altında olduğu kaydedildi. "Uluslararası ve yerel sermaye politikaları, AKP-MHP koalisyonu eliyle yürütülen projeler ve 'kalkınma' adı altında dayatılan yağma planlarıyla Dersim alenen yok edilmek isteniyor. Yeraltı ve yerüstü varlıklarımız yok edilmek isteniyor. Dağlarımız vahşi madencilikle delik deşik edilmek, nadir toprak elementleri uluslararası sermayeye peşkeş çekilmek isteniyor. Derelerimiz HES'lerle kurutulmak, ormanlarımız yakılmak, meralarımız ve kutsal mekanlarımız yatırım alanı adıyla şirketlere açılmak isteniyor. Kısacası Dersim haritadan silinmek istiyor. Bu saldırılar yalnızca doğaya değil, halkın belleğine, kimliğine,geleceğine ve inancına yönelmiştir. Bu bir 'kalkınma' değil, açık bir ekolojik kıyım ve asimilasyon projesidir. Su kaynaklarımız ticarileştiriliyor, halkın yaşam hakkı şirketlerin kâr hırsına teslim ediliyor. Kutsal mekanlarımız 'mesire alanı' adı altında metalaştırılıyor, inancımızın taşı, suyu, sesi bile satılmak isteniyor. Av turizmi adı altında, bu topraklarda can bildiğimiz hayvanlar parası olanlara hedef gösterilip vahşice katlediliyor. Ve tüm bunların üstü 'ekoturizm, doğa turizmi' ve istihdam yalanlarıyla örtülüyor. Ama biz biliyoruz ki; yaşam alanlarımızı turizm veya istihdam değil, halkın örgütlü gücü ile koruyabiliriz" denildi. 

'OMUZ OMUZA VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ'
Dersim için mücadelenin süreceğinin altı çizilen açıklamada şu çağrı yapıldı: "Doğa kazanacak, halk kazanacak! Ve buradan çağrımızı yineliyoruz: Tüm hak savunucularını, ekoloji örgütlerini, Dersimlileri ve Dersim dostlarını, doğayı, yaşamı ve geleceğimizi savunmak için omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Gelin, sesimizi birleştirelim! Doğanın, suyun, yaşamın sesini yükseltelim. Yaşamı savunmak, direnmek demektir. Dersim'in sesi susmayacak, doğa teslim alınamayacak. Munzur özgür akacak, halk kazanacak. Yaşasın Dersim'in direnişi. Yaşasın doğanın özgürlüğü. Yaşasın halkların dayanışması.

HATİMOĞULLARI: EY İKTİDAR DERSİM'DEN ELİNİ ÇEK
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, kapitalizmin göz dikmediği bir şeyin kalmadığını vurgulayarak, şunları dile getirdi: "AKP doğayı talan etmek için yasa çıkarıyorlar. Ağacımıza, toprağımıza, suyumuza göz dikmişler. Ormanlarımızı yakarak maden şirketlerine alan açıyorlar. AKP yandaşlarına alan açmaya devam ediyor. Bununla ilgili yasalar çıkararak leblebi gibi dağıtıyorlar. Bizler doğa talanına 'Hayır' dedik, demeye devam edeceğiz. Doğa talanı yasasının geri çekilmesi için anayasa mahkemesine başvuruda bulunduk. Bugünde aynı bilinçle buradayız. Bizler birleşe birleşe kazanacağız. Dersim 145 maden sahasıyla tehdit altında. Munzur tehdit altında. Kapitalizmin tehdidine karşı zılgıt ve alkışlarımızla 'Munzur özgür akacak' diyelim. Dersim'in inancına, doğasına, kültürüne kepçe vurmak istiyorlar. Bu kadim inancın önüne set çekmek istiyorlar. Dersim direnmeye devam ediyor. Ey iktidar, sermaye Dersim'den elini çek."

'İRADEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ'
Cevizlidere'nin 1938'de yakılıp, yıkıldığını; Geyiksuyu'n 1970'li yıllardan beri direndiğini hatırlatan Hatimoğulları, "Sekasur direnişine selam olsun. İktidar işçi, emekçi, kadınlar, insan, doğa hakkı için çıkarmıyor. Yasaları bile uygulamıyor. Tam tersi rant için yasa çıkarıyor. Depremin yarasını sarmak yerine sermaye için rezerv alanı ilan ederek, tarım alanlarına el koymaya çalışıyor. Ama halk direniyor. Samandağ'dan İstanbul'a halk direniyor. Dersim'de nasıl demografik yapısı değiştirilmek isteniyorsa, Samandağ'da, Defne'de de aynı yöntemi uyguluyorlar. Akbelen'de, Dersim'de, Cerattepe'de, Samandağ'da direnen direne kazanacağız. Kayyuma soruyoruz; maden şirketlerine tek kelime etmemişsin Dersimlileri kandıracağını mı sanıyorsun? Bizler bu anlayışa karşı çıkıyoruz. Bugün atanmış olan kayyım zaman kaybetmeksizin geri çekilmelidir. Dersim ve Ovacık Belediye başkanları halkın iradesidir. İrademize sahip çıkıyoruz" ifadelerini kullandı. 

'TALANA, RANTA, MADENE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Sürece işaret eden Hatimoğulları, "En büyük hedefimiz, barışı, adaleti, demokrasiyi tesis etmektir. Barışa en çok bizim ihtiyacımız var. Toprağı talan edilen, mezrası zorla boşaltılan, göçe mahkum edilen, çatışmanın, tankın, topun her türlü zalimliğini gören bizlerin, dünyanın barışa ihtiyacı var. Bizler barışta her zamankinden daha fazla sahip çıkacağız. Barış bizim için halkların, inançların, canlıların kendi rengiyle yaşaması demektir. Barış demek; diline, kültürüne, doğasına, inancına sahip çıkmak demektir. CHP'ye ve muhalefete yapılan baskılar son bulmalıdır. Birleşik mücadelemizi büyütmeliyiz. Kadınlar mitingin en önündeler. Kadınlar diyor ki; talana, ranta, madene izin vermeyeceğiz. Biz kazanacağız, hep beraber kazanacağız. Serkeftin" dedi.

DİRENEN KADINLAR: BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Doğa savunucuları adına konuşan kadınlar, Dersim'in inancına, doğasına, sahip çıkacağını söyledi. Sürüldüklerini, göçe zorlandıklarını ancak tekrar köylerine döndüklerini belirten kadınlar, "Toprağını satanlara, peşkeş çekenlere yazıklar olsun. Madenleri istemiyoruz. Bir daldık, bin dal olduk, boyun eğmeyeceğiz" dediler.