Demirtaş: Artık bitmiş bir AKP var, çözülme devam edecek
Bitmiş bir AKP'nin zorbalık yöntemleriyle ömrünü uzatmaya çalıştığını söyleyen Demirtaş, okuma tiyatrosuna uyarlanması ile gündeme oturan kitabı üzerinden "Devran dönüyor" diyerek göndermede bulundu.
Edirne F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu bulunan HDP'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yeni Yaşam'ın sorularını yanıtladı.
Geçtiğimiz haftalarda sağlık problemleri yaşayan Demirtaş, bu yönde yöneltilen soruya sağlık durumuna dikkat etmeye çalıştığını, 'dışarıdaki doktorlarının' son tetkik ve tahlil sonuçlarına dair önerileri ile ilaç tedavisinin sürdüğünü kaydetti. Demirtaş, "Fakat nihayetinde burası bir hapishane. Hapla, şurupla durumu idare etmeye çalışıyoruz. Moralimiz çok güçlüdür ama" diye belirtti.
Hakkındaki soruşturma ve kovuşturmalara dair bilgi veren Demirtaş, tamamı konuşmalarından ibaret olan 122 fezlekenin birleşip, sonuçlanarak 9 davaya, 20 de soruşturmaya ulaştığını ifade etti. Demirtaş, "Hepsi AKP'nin açık siyasi operasyonu sonucunda açılmıştır. Buradan bakınca aslında hakkımda tek bir dava var gibi de düşünülebilir, o da AKP'nin yürüttüğü intikam davasıdır" diye konuştu.
Demirtaş, ülkenin siyasi gündemine dair şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz buradan bakınca halk nezdinde, dış politikada, ekonomide bitmiş, tükenmiş bir AKP görüyoruz. Elindeki devlet gücünü zorbalık yöntemleriyle kullanarak ömrünü uzatmaya çalışan bir iktidar var. Korku ve tehdit iklimini diri tutarak kendilerini güçlü ve alternatifsiz gibi göstermeye çalışıyorlar. Fakat muhalefetin giderek güçlendiğini ve topluma umut vermeye başladığını düşünüyorum. Bu durum giderek hızlanacak ve AKP'deki çözülme daha da derinleşecektir. Siyasetin öncü güçleri biraz daha cesur ve kararlı muhalefet yürütebilseler AKP birkaç aya kalmaz yüzde 20'nin altına düşer. Ve ilk seçimde baraj sorunu yaşayan bir partiye dönüşür. Ben siyaset adına umutluyum, çünkü halk mücadeleden asla vazgeçmiyor. En azından potansiyel olarak bu böyledir. Açığa çıkması için de daha güçlü planlamaları hayata geçirmek gerekir. Bu da dediğim gibi, siyasi öncü güçlerin görevidir."
Gündemde öne çıkan Kanal İstanbul, Libya ve İdlib krizlerini de yorumlayan Demirtaş, "İktidar uzun süredir kendi içinde büyük krizler yaşıyor. Tek adam sistemi devletin tüm kurumlarını felç etmiş durumda, işleyen tek bir kamusal yapı yok artık. Tam bir akılsızlık, akıl tutulması hakim durumda. İç ve dış politikadaki tutarsızlıkları, savrulmaları, aptallıkları eleştirebilecek tek bir insan yok ki etrafında. Her şey tek adama bağlı artık. Dolayısıyla çıkış yolunu hiç kimse bilmiyor, bulamıyor. AKP'nin düzelme ihtimaline AKP'liler bile inanmadığından oradan ayrılıp yeni partiler kuruyorlar işte" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, geçmiş örneklerden farklı olarak HDP dışındaki diğer muhalefet partilerinin özellikle Libya'ya asker gönderme konusunda eleştirel bir yaklaşım sergilemeye başlaması konusunda ise, AKP'nin savaşı bir iç politika argümanı olarak kullandığının aslında bütün muhalefet tarafından bilindiğini vurguladı.
Fakat söz konusu Kürtler olunca bu savaş politikalarına 'devletin bekası' adı altında ses çıkarılmayıp, hatta payanda olunduğunu söyleyen Demirtaş, "Ama Libya gibi Türkiye iç politikasını doğrudan etkilemeyecek bir meselede muhalefet rahatlıkla savaş karşıtı olabiliyor. Bu ilkesiz bir yaklaşımdır. Savaşa karşı olmak, her yerde karşı olmayı gerektirir. Tabii bu arada AKP Libya meselesinde ne içeride ne de dışarıda umduğunu bulamayınca o hamle de boşa düşmüş oldu" dedi.
Demirtaş, AKP'nin muhalefetin bir araya gelmesini engellemeye yönelik politikalarına karşı HDP ve diğer muhalefet partilerinin atabileceği adımlar konusunda da önerilerde bulundu. Demirtaş, "HDP'nin, özellikle Türkiye'nin batısına kendini daha iyi ve açık anlatması gerekir. Bunu sürekli ve etkili bir şekilde yapabilirse muhalefetin HDP ile yan yana durması daha kolay olur. Muhalefetin de HDP ile iş birliğini daha açık, şeffaf ve cesurca yapabilmesi gerekir ki, AKP'nin saldırıları anlamsız hale gelebilsin. Yani hem HDP'ye hem de diğer muhalefete sorumluluk ve görev düşüyor kanımca" dedi.
HDP'nin bu ay içerisinde yapılacak kongresine yönelik soruya da yanıt veren Demirtaş, bu konuda şunları dile getirdi:
"Güçlü tartışmalar ve hazırlıklar yapılıyor. Bu kongre ile birlikte HDP'nin sıkıştırıldığı cendereden kurtulup siyaset sahnesine yeniden güçlü bir giriş yapma imkanı var. Eğer başarabilirse HDP, Türkiye siyasetine yön veren öncü güce de dönüşebilir. Bu çerçevede kendine güvenen, inanan, iddialı olan herkesin kongrede görev talep etmesi gerekir. Bu vesileyle şimdiden, hem görev almak hem de kongreye izleyici olarak katılmak için tüm halkımıza çağrı yapıyorum. Herkes elindeki tüm gücüyle HDP'ye sahip çıkmalıdır."
Kaleme aldığı 'Leylan' isimli son romanı raflardaki yerini alan Demirtaş, okuma tiyatrosuna uyarlanması ile gündeme oturan 'Devran' romanı üzerinden de AKP'ye göndermede bulundu.
'Devran, deyim yerindeyse ortalığı karıştırdı. Bu kitapta bizim göremediğimiz ne var ki, bu kadar korkuttu?' şeklinde yöneltilen soruya şu yanıtı verdi: "Siz her şeyi görüyorsunuz, göremeyen onlar, yani AKP iktidarı. 'Devran' dönüyor ve onlar bunu göremiyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok."
Demirtaş, yine Devran üzerinden Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığını yaptığı Gelecek Partisi'nden kendisine yönelik sarf edilen söylemlere ise, "Eski AKP alışkanlıklarından ve şımarıklıklarından henüz kurtulamamışlar demek ki. Yavaş yavaş da olsa siyaseti öğrenecekler. Daha çiçeği burnunda bir muhalefetler. Kime muhalefet edeceklerini henüz tam çözememişler. Umarım yakında çözerler" sözleriyle yanıt verdi.
Elazığ'da yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybedenler için taziyelerini iletip, yaralılara acil şifa dileyen Demirtaş, "Depremi önlemek mümkün değil tabii, ama yıkımı önlemek ya da yıkım olsa bile can kayıplarını önlemek mümkün. Ancak bu iktidarın zihniyetiyle hiçbir tedbir geliştirilemez. Çünkü doğayı ve insanı değil, rantı ve çıkarı merkeze alan ideolojiler depremden daha yıkıcıdır. AKP'nin 18 yıllık iktidarı boyunca ne ders çıkarıldı ne de tedbir alındı. Bir talan iktidarından başkaca ne beklenir ki" diye belirtti.