24 Kasım 2024 Pazar

Cumartesi Anneleri: Fehmi Tosun'a ne oldu?

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1021. haftasında Diyarbakır'da 1995 yılında kaybedilen Fehmi Tosun'un akıbetini sordu. Diyarbakır'da yapılan eylemde de Fehmi Tosun'un hikayesi aktarılırken, eşi Hanım Tosun, "Eşimin mezarına çiçek bırakmaya hakkım yok mu? Haksızlığa karşı meydanlardaydım, meydanlarda kalmaya devam edeceğim" dedi.

Cumartesi Anneleri, 1021. hafta eyleminde bir kez daha Galatasaray Meydanını çevreleyen polis barikatları önünde yan yana geldi. Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ve karanfiller taşındı. Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını okuyan Sebla Arcan, Fehmi Tosun'un hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun'un Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Çavundur köyünde yaşadığını ve köylerinde yaşama olanağı yok edildiği için ailesiyle İstanbul'a göç ettiğini belirten Arcan, "Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar'daki evinde kahvaltı etti. Kahvaltı sonrası, iki arkadaş birlikte evden ayrıldı ve bir daha geri dönemedi" dedi.

Fehmi Tosun'un aynı günün akşamında silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı, beyaz Renault marka bir araçla evinin önüne getirildiğini belirten Arcan, "Bu kişilerle birlikte evin bahçesine doğru ilerlerken, kendisini gören eşi ve çocuklarına 'Beni öldürecekler!' diye bağırdı. Onlar yanına koşunca Fehmi Tosun zorla araca bindirilerek götürüldü" ifadelerini kullandı.

'POLİSLER, 'BİZİM YAPACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK' DEDİ'
Hanım Tosun'un hemen Avcılar karakoluna giderek eşinin kaçırıldığını bildirdiğini ve araç plakasını verdiğini aktaran Arcan, "Polisler, plakayı kontrol ettikten ve bazı telefon görüşmeleri yaptıktan sonra 'Bizim yapacağımız bir şey yok' diyerek olaya müdahale etmediler. Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği, tüm yasal yollara başvurarak, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak, Fehmi Tosun'un gözaltına alındığı inkar edildi ve kendisinden bir daha haber alınamadı" dedi.

'ZAMANAŞIMI KARARI VERİLDİ'
İç hukuktan sonuç alamayan ailenin AİHM'e başvurduğunu belirten Arcan, şöyle devam etti: "2003 yılında sonuçlanan davada, hükümet AİHM'e verdiği savunmada 'Hükümetimiz, Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir' dedi. AİHM'de Fehmi Tosun'un yaşam hakkı ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden AKP iktidarı Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi. Zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı."

Takipsizlik kararına yapılan itirazların da reddedildiğini aktaran Arcan, "Fehmi Tosun'un gözaltında kaybedilişinin 29.yılında, adli ve siyasi makamlara sesleniyoruz: Zamanaşımının arkasına saklanmayın, Fehmi Tosun'un akıbetiyle ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin" dedi.

DİYARBAKIR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubesi ve kayıp yakınları da, eylemlerinin 819. haftasında Fehmi Tosun'un akıbetini sordu. Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkındaki İnsan Hakları Anıtı önünde düzenlenen eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, Kürt sorununun çözümünün 1990'lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasıyla gerçekleşebileceğini vurguladı. Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın da aralarında olduğu bazı isimlerin yargılandığı JİTEM davasında beraat kararının onanmasına tepki gösteren Yılmaz, "Mücadeleyi sürdüreceğiz" dedi.

'GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ALDILAR'
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, "Kayıpların hikayesini herkes biliyor. Fehmi gözümün önünde gözaltına alındı. Aracın plakasını ben kendim aldım. Elimizde, İstanbul'da, kapımızın önünde alındı. Onlar faili meçhule gitmedi. Her sokakta devletin boğazına yapışacağız. 29 yıldır ben Galatasaray Meydanı'nda seslendim. Burada da sesleniyorum; failler bulunsun" dedi.

Tosun, şöyle devam etti: "Eşim suç işlemişse yargılansaydı. Ama yargısız infazı hak etmedi. Neden beni 5 yetim çocukla baş başa bıraktınız? Benim gözlerimin önünde eşim alındı. Eşim 'beni kaçırıyorlar yetişin' diye bağırdı. Ben beyaz Torosların insanları nasıl kaçırdığını biliyorum. Devlet demokrasi istiyorsa, Galatasaray Meydanı ve Koşuyolu Parkı'na baksın. Eşimin mezarına çiçek bırakmaya hakkım yok mu? Haksızlığa karşı meydanlardaydım, meydanlarda kalmaya devam edeceğim."

Fehmi Tosun'un hikayesini İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar Komisyonu üyesi Berfin Elçi okudu.

Açıklama, oturma eylemiyle son buldu.