Çocuk hakları için kentlerde eylem
Kentlerde, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yapılan eylemlerde, çocuklar için mücadelenin süreceği kaydedildi.
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla birçok kentte açıklamalar yapıldı.
DİYARBAKIR
Amed Çocuk Hakları Komisyonu Ağı, Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonunda gerçekleştirilen açıklamaya, çok sayıda avukat katıldı. Basın metnini okuyan Özlem Ender, "Bizler Diyarbakır'da bulunan çocuk kurumları olarak Amed Çocuk Hakları Komisyonu Ağı'nı kurduğumuzu ilan eder, çocuk hakları alanında yaşanan tüm ihlallere yönelik birlikte hareket edeceğimizi belirtiriz. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle ‘Amed Çocuk Hakları Ağı' olarak kuruluşumuzu ilan ediyoruz. Kürdistan'da çocuk hakları meselesini temel gündemine alacak ve kurumsal bir işleyişle yerelden genele bir etki yaratacak olan ağımızın başta BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde yer alan ilkeler olmak üzere Kürdistan'ın özel koşullarına uygun oluşturulacak ilkeler çerçevesinde çalışmalar yürüteceğimizi belirtmek isteriz. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü vesilesiyle, kendimiz dahil tüm kişi ve kurumları çocukların haklarının önündeki engellerin neler olduğu ve bu engelleri kaldırmak için kişisel ve kurumsal olarak neler yapabileceğimizi düşünmeye, bulmaya ve harekete geçmeye davet ediyoruz."
ÖHD AMED ÇOCUK HAKLARI KOMİSYONU KURULUŞUNU İLAN ETTİ
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu hem kuruluşunu deklere etti hem de 20 Kasım Çocuk Hakları Günü'ne dair açıklama yaptı. Dernek binasında gerçekleştirilen açıklamaya, ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter'in yanı sıra çok sayıda ÖHD üyesi avukat katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona, üzerinde Kürtçe ve Türkçe, "Kadın ve çocuk cinayetleri politiktir" pankartı asıldı. Açıklamadan önce komisyon üyesi avukat Zelal Karabulak Kürtçe bilgi verirken bir diğer komisyon üyesi avukat Büşra Eylül Özgültekin de açıklama metnini okudu.
Özgültekin, şu ifadeleri kaydetti: "Devletin cinsel şiddetin ortaya çıkmasına yol açan ve çocukların adalete erişimlerinin önünde engel olan politikaların önüne geçmesi gerekmektedir. Cinsel istismar mağduru çocuklar yönünden onarıcı adaleti tesis etmesi, çocukların başvuru mekanizmalarına kolay erişim sağlayabilmesi için yasal zemini oluşturması ve her aşamada cinsel şiddet mağduru çocuklarla temas edenlere dair bilinçlendirme çalışması yapması zaruridir. Tüm bu kategorik ihlal alanlarına dair Kürt Çocuk Hakları mücadelesini sahiplenmek büyütmek ve destekçisi olmak için ÖHD Amed Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu'nu bugün 20 Kasım Çocuk Hakları Günü'nde kurduğumuzu deklare ettik. Komisyon yaşam hakkı başta olmak üzere; bütün çocukların ulusal ve uluslararası mevzuatlardan kaynaklanan haklarını korumak, gözetmek ve kamu otoritelerinin çocukların haklarına erişimi hususunda yükümlülük ve sorumluluklarını denetlemek, kentteki bütün sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde çalışarak çocukların adalete erişimini kolaylaştırmak, çocuk katılımını öncelemek ve mevcut veya olası her türlü ihlalin önüne geçmek üzere kurulmuştur. Komisyon çalışmalarını yürütürken Birleşmiş Milletler Genel Çocuk Haklarına Dair sözleşmenin 4 temel ilkesini esas alacak, Türkiye'nin sözleşmeye koymuş olduğu çekinceleri kaldırmasına yönelik çalışmalar yapacaktır. Özelde Kürt çocukları genelde bütün dünya çocuklarının; adil, özgür ve eşit bir dünyada huzurla yaşaması idealine kavuşuncaya kadar hak mücadelemizi daha güçlü bir yerden sürdüreceğimizi bildiriyoruz."
ANKARA
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu, şube binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı İHD Şube Başkanı Nuray Çevirmen okudu. 20 Kasım'ın, çocuğun insan haklarına saygı gösterilmesi, korunması ve geliştirilmesi konusunda miheng taşlarından biri olan Çocuk Haklarına dair Sözleşme'nin 35'inci yıldönümü olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Nuray Çevirmen, "Çocukların hak sahibi ve eşit yurttaşlar olduğunu; yetişkinlerin sorumlulukları ve devletin yükümlülükleri olduğunu hatırlamak için önemli! Bunun yanı sıra çocuğun insan haklarının bir güne sıkıştırılacak kelimeler değil, her zaman öncelik ve gündem olması gereken bir düşünce, yaklaşım ve hareket zemini olduğunu vurgulamak istiyoruz. Çıkış noktası insan haklarının çocuklar için özel gerektirdikleri olan ve en çok devlet tarafından kabul edilen insan hakları belgesi olma özelliğini taşıyan sözleşmeye, Türkiye de taraftır. Ancak yoğun bir şekilde yaşanan çocuk hakları ihlalleri nedeniyle, Türkiye'nin zaten zayıf olan çocuk hakları karnesi daha da düşüyor. Öyle ki nüfusun yaklaşık 1/3'ünü oluşturan çocuklar özelinde çok daha fazla yıkıcı etkileri olan sorun alanları büyüyor" dedi.
Son dönemlerde çocuklara yönelik şiddet ve istismarlar hızla yükselmek olduğunu belirten Nuray Çevirmen, kamuoyuna da yansıyan ve çok tepki çeken birkaç olayı sıraladı:
🔹"Tekirdağ Malkara'da 2 yaşındaki Sıla bebek cinsel istismara uğradı ve hayatını kaybetti.
🔹1 Kasım 2024 Tekirdağ Çerkezköy ilçesinde 9 aylık erkek bebeğe cinsel istismar. Anne ve babası tutuklandı.
🔹15 Kasım 2024 Tekirdağ'da 15 yaşlarında iki kız çocuğu başından tabancayla vurulmuş halde ölü bulundular. Olayın kaza sonucumu, intihar veya başka bir şey mi olduğu araştırılıyor.
🔹8 yaşında öldürülüp cenazesi bir dere yatağına bırakılan Narin'in hala kimin tarafından öldürüldüğünü bilmiyoruz."
Çevirmen çocuk haklarına yönelik talepleri ise şöyle sıraladı:
🔹"Çocuk Haklarına dair Sözleşme'nin 28 ve 29. maddeleri gereğince eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için gerekli her türlü alt yapının her bir çocuk için oluşturulmasını,
🔹Şiddete maruz bırakılan çocukların kolay erişebilecekleri destek ağlarının yaygınlaştırılmasını,
🔹Hapishanelerde kaç çocuk olduğunun açıklanmasını ve hapishanelerde bulunan çocukların derhal serbest bırakılmasını,
🔹Çalışan çocukların eğitim ve sağlığa ücretsiz erişimlerinin sağlanmasını,
🔹Çocuk istismarına evlilik yoluyla cezasızlık getiren yasa tasarısının yeniden gündeme alınmayacak biçimde iptal edildiğinin açıklanmasını,
🔹Medeni Kanun'da aile rızasıyla 17, mahkeme kararıyla 16 olan evlilik yaşının, koşulsuz şartsız olarak 18 yaş üzerine çekilmesini,
🔹Çocuklara karşı işlenen suçlarda çocukların yüksek yararının gözetilerek cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılmasını,
🔹Sözleşmenin 17, 29 ve 30. maddelerindeki çekinceleri kaldırarak çocuklara ana dilinde eğitim hakkının tanınmasını,
🔹Çocuk hakları örgütleri ile iş birliği yaparak, uygulanabilir bütüncül bir çocuk koruma politikası oluşturulmasını ve başta Çocuk Haklarına dair Sözleşme olmak üzere insan hakları belgeleri üzerine inşa edilen İstanbul Sözleşmesi'ne tekrar taraf olunmasını acilen talep ediyoruz. Türkiye'nin de imzacı olduğu, onayladığı, yürürlüğe koyduğu ama yükümlülüklerini yerine getirmediği Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin gerekliliklerini ısrarla ve inatla hatırlatmaya, talep etmeye devam ediyoruz."
VAN
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Van İl Örgütü, Van Barosu önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, DEM Parti ve DBP Hakkari, Muş, Bitlis il ve ilçe yöneticileri, belediye eşbaşkanları ve meclis üyeleri, Barış Anneleri ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, Kürtçe ve Türkçe yazılı "Ji bo zarokan jiyaneke azad", "Çocuklarla birlikte değiştireceğiz", "Zarok, aştî, azadî" pankartı açıldı.
Basın açıklamasını İlhan Güney Okudu. savaş politikalarının bizzat hedefinde olan çocukların olduğunu belirten İlhan Günay, Kürdistan'da zırhlı araç çarpmalarıyla, yaşam alanlarına gelişigüzel bırakılmış olan savaş mühimmatlarının patlamasıyla beraber çocukların yaşamlarını yitirdiklerine dikkat çekti. İlhan Günay, "Faillerin çocuk düşmanı iktidar tarafından ‘cezasızlık zırhıyla' korunması ise çocukların hiçbir yerde ‘güvende' olmamaları sonucunu doğurmakta ve çocuklara karşı suçlara her geçen gün bir yenisinin eklenmesine sebep olmaktadır. 100 yıldır ulus devletin ‘ideolojik taşıyıcıları' kılınmak istenen çocuklar eğitim vasıtasıyla şekillendirilebilecek birer nesne olarak görülmekte, çocukların kendi yaşamlarının aktif birer öznesi olma halleri yok sayılmaktadır. Savaş politikalarının bizzat hedefinde olan çocuklar, Kürdistan'da zırhlı araç çarpmalarıyla, yaşam alanlarına gelişigüzel bırakılmış olan savaş mühimmatlarının patlamasıyla yaşamlarını yitirmektedir. Faillerin çocuk düşmanı iktidar tarafından ‘cezasızlık zırhıyla' korunması ise çocukların hiçbir yerde ‘güvende' olmamaları sonucunu doğurmakta ve çocuklara karşı suçlara her geçen gün bir yenisinin eklenmesine sebep olmaktadır" ifadelerini kullandı.
ADANA
İHD Adana Şubesi, dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD Adana Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Belgin Işık, Türkiye ve dünya genelindeki ihlallerin yanı sıra Adana'da yaşanan çocuk hakları sorunlarını paylaştı.
Türkiye'de Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen sorunlara çözüm getirilmediğini anlatan Işık, çocukların suça itilme ve suç mağduru olma oranlarının her yıl arttığına işaret etti.
Özellikle Adana'da çocukların, hırsızlık, gasp, tehdit, şantaj ve adam yaralama gibi suçlara itildiğini, cinsel istismar, sokakta çalıştırılma ve fiziksel şiddet gibi suçların mağduru olduklarını, tarım işçiliği, eğitimden mahrumiyet ve sağlıksız koşullarda çalıştırılma gibi ihmal ve istismar durumları yaşadıklarını paylaşan Işık, yoksulluğun çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi.
Çocuklar ve çocuk haklarına ilişkin düzenlemelerin günlük ihtiyaçlara göre değil çocuğun yüksek yararını esas alan bütünlüklü bir politika içinde ele alınması gerektiğine dikkat çeken Işık, "Çocuklar dahil hiç kimse renklerine, cinsiyetlerine, tabiiyetleri ve inançlarına göre farklı muameleye tabi tutulamaz. İşkence ve kötü muameleye maruz kalamaz. Yaşam hakları ellerinden alınamaz. Çocuklar hayatta kalmalı, özgürce yaşamalı ve gelişmelidir. Bunu sağlamak ise bizlerin ve tüm devletlerin görevidir" dedi.
İSKENDERUN
İHD İskenderun Şubesi Eşbaşkanı Ayten Kılınç da şube binası önünde yaptığı açıklamada, çocukların durumuna değinerek, devleti yükümlülük ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.