26 Aralık 2024 Perşembe

ÇEVİRİ - Görevimiz bu çarka çomak sokmak

Yoksulların acısına kayıtsız kalmış ve hatta bu acıyı artıracak işler yapmış aynı devlet iktidarı biçimleri, artık yoksullar arasındaki hastalığın zenginler için de hakiki bir tehdit oluşturduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Şu an itibarıyla bir güvenlik duvarı yok. Ama bu güvenlik duvarı yakın zamanda inşa edilecek. Belki bir aşı şeklinde. Gücü olanlar, kalabalığı yararak tünelin sonuna doğru ilerleyecek ve eski oyun yeniden başlayacak: En zenginin hayatta kalması. 

İnsanlık kısa süreliğine hapsolmuşken dünya, bize iyileşme yeteneğinin emarelerini gösterdi. Hastalık ve zayiat anlarımızda bile dünyanın sahneye koyduğu gösteri karşısında müşterek nefesimizi merakla tutmaktan kendimizi alamıyoruz. Fakat tüm bunlara son verecek planlar hazırlanıyor. Örneğin şu son birkaç gün içinde, Hindistan'daki bir kaplan koruma alanının büyük kısmı, onlarca milyon Hindu ziyaretçiyi çeken dini toplantı (Kumbh Mela) için el değiştirme noktasına geldi. Assam'daki bir fil koruma alanı kömür madeni için ayrılıyor ve Arunaçel Pradeş'deki binlerce dönümlük el değmemiş Himalaya ormanı da yeni hidroelektrik barajının haznesi olarak suyla doldurulmak üzere işaretlendi. Bu esnada altta kalmak istemeyen ABD Başkanı Trump da ayda madenciliğe izin veren kararnameyi imzaladı

Tıpkı koronavirüsün insan vücuduna girmesi ve mevcut hastalıkları kötüleştirmesi gibi bu da ülkelere ve toplumların içine girerek yapısal zaafları ve hastalıkları kötüleştirdi. Adaletsizliği, mezhepçiliği, ırkçılığı, kastçı anlayışı ve hepsinin ötesinde de sınıf eşitsizliğini derinleştirdi. 

Yoksulların acısına kayıtsız kalmış ve hatta bu acıyı artıracak işler yapmış aynı devlet iktidarı biçimleri, artık yoksullar arasındaki hastalığın zenginler için de hakiki bir tehdit oluşturduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Şu an itibarıyla bir güvenlik duvarı yok. Ama bu güvenlik duvarı yakın zamanda inşa edilecek. Belki bir aşı şeklinde. Gücü olanlar, kalabalığı yararak tünelin sonuna doğru ilerleyecek ve eski oyun yeniden başlayacak: En zenginin hayatta kalması. Bunu Uluslararası İşçi Günü'nde, Chicago'daki Haymarket Katliamı'ndan ve işçilerin 8 saatlik çalışma günü mücadelesinden 131 yıl sonra yazıyorum. Bugün Hindistan'daki endüstri, işçi haklarından geriye kalanları ortadan kaldırmak ve 12 saatlik iş gününe izin verilmesini sağlamak için hükümete baskı yapıyor.

Tam da şu anda hepimiz tecritteyken, hızlıca satranç taşlarını oynatıyorlar. Koronavirüs otoriter devletler için hediye oldu. Bolivya, Filipinler, Hong Kong, Türkiye, Hindistan… Ülkeler birbiri ardına tecrit hamlelerini muhaliflerine karşı kullanmaya başladı. Hindistan’da hükümet karşıtı protestoların bilinen yüzleri, öğrenciler, aktivistler, akademisyenler ve avukatları yıllarca hapishanede tutabilecek zalimane bir anti-terör yasası uyarınca tutuklandı. Ve hükümetin Hindu milliyetçisi ajandasına hizmet edenler işledikleri suçlar ne kadar vahşi ve korkunç olursa olsun terfi ettirildi,  tebrik ve taltif edildi.

Pandemiler yeni değil. Fakat bu, Dijital Çağ'daki ilk salgın. Ulusal seviyedeki otoriter yönetim yanlılarının çıkarlarıyla uluslararası felaket kapitalistleri ve veri madencilerinin çıkarlarının yakınlaşmasına tanık oluyoruz. Burada Hindistan'da tüm bunlar hızla gerçekleşiyor. Facebook, Hindistan'ın en büyük cep telefonu ağı Jio'yla anlaşıp şirketi 400 milyonluk WhatsApp kullanıcı tabanına ortak etti. Bill Gates, her ne protokolü başladıysa, oradan elde edilecek karı toplarken sorun çıkmamasını umarak Başbakan Modi'ye övgüler yağdırıyor. Modi'nin tavsiyesi üzerine gözetim/sağlık uygulaması Arogya Setu'yu 60 milyondan fazla kişi indirdi bile. Uygulamayı indirmek devlet çalışanları için zorunlu hale getirildi. Devlet memurları ayrıca, kamu denetimine tabi tutulmayacak gizemli PM CARES Fonu'na bir günlük maaş bağışlamak zorunda bırakıldı.

Eğer pre-korona dönemde Gözetim Devletine doğru farkında olmadan ilerliyorsak, şimdi her şeyden -mahremiyetimizden, haysiyetimizden ve bağımsızlığımızdan- vazgeçmemizi isteyen süper gözetim devletinin kollarına doğru panik içinde koşarak kontrol edilmeye ve mikro yakınlıktan denetlenmeye müsaade ediyoruz. Tecritler kaldırıldıktan sonra da hemen harekete geçmezsek, sonsuza dek hapsedileceğiz.

Bu ilerleyişi nasıl etkisiz hale getireceğiz? Bizim görevimiz tam da bu.

* https://progressive.international/wire sitesinde 11 Mayıs'ta yayımlanan yazı Ata Türkoğlu tarafından Independent Türkçe için çevrildi.