18 Mayıs 2024 Cumartesi

Cem Özdemir: Hiç kimse Türkiye'de güvende değil

Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Özdemir, Türkiye'de görev yapan iki Alman gazetecinin basın kartlarının uzatılmamasıyla ilgili olarak "Hiç kimse Türkiye'de güvende değil, ister Alman olsun isterse de olmasın" dedi.
Türkiye'de basın kartlarının süresi uzatılmayan Alman gazeteciler Jörg Brase ve Thomas Seibert'in Türkiye'den ayrılması Alman basınında tartışılıyor.
 
Türkiye'de basın kartlarının süresi uzatılmayan ZDF Televizyonunun İstanbul Bürosu Şefi Jörg Brase ve Tagesspiegel Gazetesinin Muhabiri Thomas Seibert önceki gün Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı. Alman Televizyonu NDR muhabiri Nadir Gülbeyaz'ın da basın kartı iptal edildi.
 
YEŞİLLER: HİÇ KİMSE TÜRKİYE'DE GÜVENDE DEĞİL
 
Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Özdemir, Türkiye'de görev yapan iki Alman gazetecinin basın kartlarının uzatılmamasıyla ilgili olarak "Hiç kimse Türkiye'de güvende değil, ister Alman olsun isterse de olmasın. Türkiye keyfi yönetime dayalı bir ülke" dedi. Cem Özdemir, "Erdoğan ülkedeki medyayı tek ses hale getirdi, görünen o ki şimdi sırada uluslararası basın var" diye konuştu.
 
Alman Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer da Ankara'nın tutumunu sert bir dille eleştirdi. Başbakan Angela Merkel'in halefi Kramp-Karrenbauer, "Türkiye'nin bu tutumuyla AB'den uzaklaştığını" vurgulayarak ve "Türkiye'nin AB'ye yakınlaşma ihtimalinin düşük olduğunu" belirtti. "Biz öteden beri Türkiye ile özel ortaklığı savunduk" diyen Kramp-Karrenbauer, "Ancak Türk yetkililerin bağımsız gazetecileri akredite etmemeleri ülkeyi bu süreçten uzaklaştırıyor" diye konuştu.
 
Kramp-Karrenbauer, "Bu yüzden şayet bu tutum devam ederse, Avrupa Birliği'nde bizim yukarıda tuttuğumuz değerleri hiçbir biçimde paylaşmadığını açık bir biçimde ortaya koyan bir ortakla bu sürecin devam ettirilmesinin anlamlı olup olmadığı üzerine konuşulmalıdır" dedi.
 
Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük grup olan Avrupa Halk Partisi'nin (EVP) lideri ve Avrupa Komisyonu başkanlığı için yarışan Manfred Weber de haftasonunda yaptığı açıklamada "durumun kabul edilmez" olduğunu belirtmişti. Weber, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bu durum Türkiye'nin AB'den uzaklaştığının göstergesi. Türkiye AB'ye uymuyor" diye kaydetti. Benzeri bir açıklama ise Köln-İstanbul Şehir Kardeşliği Geliştirme Derneği Başkanı Walter Kluth'dan geldi. Kluth, "Türkiye'de mevcut hükümetten rahatsız olan yüzde 50'yi de yalnız bırakmamalıyız. Ayrıca bu koşullar altında Türkiye'nin AB müzakere sürecine de son verilmemeli. Bağ koparılmamalı" dedi.
 
SEİFERT: MESLEKTAŞLARIMIZ CEZAEVİNDE
 
İstanbul'dan ayrılmadan önce açıklama yapan Brase, basın kartının süresinin neden uzatılmadığını bilmediğini dile getirdi. Brase, "En azından adli inceleme gerektirecek bir neden yok. Artık neredeyse hiç eleştirel haber yapılmıyor,en azından devlet medyasında. Görünüşe göre, şimdi de uluslararası medyada aynı şey yapılmaya çalışılıyor. Fakat bu planın işe yarayacağını düşünemiyorum"Benim bildiğim kadarıyla, Türkiye'deki mevcut basın yasasını da ihlal etmedim" diye konuştu.
 
Tagesspiegel gazetesinin muhabiri Seibert ise 1997 yılından beri Türkiye'de görev yapıyordu. Seibert, kartının uzatılmamasının "Yaptığı haberlerle bağlantılı olduğuna inanmıyorum. Bunun Batılı basın mensuplarına verilen bir mesajdır" dedi. Thomas Seibert, Türkiyeli gazetecilerin durumunun daha zor olduğuna dikkat çekti. Alman gazeteci "Türk meslektaşlarımızın burada yaşadıklarıyla karşılaştırıldığında bizim durumumuz bir lüks aslında. 130'dan fazla meslektaşımız yazdıkları veya paylaşımları nedeniyle cezaevinde bulunuyor. Jörg ve ben ise bugün uçağa biniyoruz. Arada çok büyük bir fark var, bunu açıkça söylemek gerekiyor. Ancak Türk hükümetinin ülke sınırlarının ötesinde de açıkça baskı oluşturmaya çalışması endişe verici" diye konuştu.
 
Alman televizyonu NDR'in Türkiye muhabiri Nadir Gülbeyaz'ın da basın kartı iptal edildi. Gülbeyaz, "Cumhurbaşkanlık sistemine geçişin ardından eleştirel yaklaşan gazetecilerin basın kartları iptal ediliyor. Bu bilinçli yapılan bir tercihdir. Ben Türkiye'deki insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü yanısıra azınlıkların durumu üzere haberler yapıyordum. Bu onları rahatsız etti" dedi.