18 Mayıs 2024 Cumartesi

Buldan: HDP onurlu yaşam isteyenlerin partisidir

Partisinin İstanbul 3. Olağan Kongresi'nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Buldan, "Kongremiz kararlılığımızın kanıtıdır. HDP, bu düzen böyle gitmez diyen adalet diye haykıran savaşa hayır, barış hemen şimdi diyen ve sömürüye karşı direnen hakça eşitçe onurlu bir yaşam isteyen herkesin partisidir" dedi.

Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin İstanbul 3. Olağan Kongresi'nde konuştu. Partilileri selamlayan "Bugün İstanbul il örgütümüzün 3'üncü olağan kongresini gerçekleştirirken bu salonda bizlerle birlikte olan halkımızın ne kadar büyük zorluklarla bin bir emekle, bin bir bedelle bu salona geldiklerini iyi biliyoruz. Selam olsun bugün burada bizimle olan tüm halkımıza, selam olsun bugün burada olan ancak yüreği Amed'de, Van'da, Mardin'de Hakkari'de olan ve ezilen halklarımızın yanında olan tüm yoldaşlarımıza" dedi.

'NE YAPARLARSA YAPSINLAR DÜŞMEDİ DÜŞMEYECEK'
Hiçbir zaman zülüm karşısında diz çökmediklerini söyleyen Buldan şöyle devam etti: "Bu salonda görüldüğü gibi büyük bir heyecan ve coşkuyla gerçekleştirdiğimiz kongremiz güçlendiğimizin, kararlılığımızın kanıtıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar HDP düşmedi düşmeyecek. Ne yaparlarsa yapsınlar bizler susmadık susmayacağız ne yaparlarsa yapsınlar diz çökmedik çökmeyeceğiz. Boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Biat etmedik etmeyeceğiz. HDP, bu düzen böyle gitmez diyen adalet diye haykıran savaşa hayır, barış hemen şimdi diyen ve sömürüye karşı direnen hakça eşitçe onurlu bir yaşam isteyen herkesin partisidir."

'HDP ÇOĞALMAYA DEVAM EDECEKTİR'
HDP'nin siyasi mücadelesi ülkenin her yerinde her bir köşesinde halkların umutkaynağı olmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Buldan, "HDP var olduğu sürece cesaret de mücadelede de zaferde var olacaktır bundan kimsenin şüphesi olmasın. HDP'nin mücadelesi Fırat gibi Dicle gibi Kızılırmak gibi Munzur gibi bu kadim topraklarda çoğalmaya ve akmaya devam edecektir. Çünkü bizler biliyoruz ki bu ülkenin geleceği bu ülkenin halklarının bir arada yaşaması ile mümkündür. Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle, Alevisiyle, Sünnisiyle mücadeleyle mümkün olacaktır. Bu ülkenin halklarının ortak mücadelesinin bu ülkenin barışını da geleceğini de yaratmaktır bundan da hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın" şeklinde konuştu.

'SAVAŞA KARŞI ÇIKAN TEK PARTİ HDP'DİR'
HDP'nin savaşa karşı çıkan tek parti olduğunu sözlerine ekleyen Buldan şöyle devam etti: "İşte bu ortak yaşamın birlikte yaşamanın esas gerekçesi ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında çıkan savaşlara karşı çıkmaktır. Bugün HDP savaşa karşı çıkan tek partidir şunu görüyoruz ki Afrin'le başlayan ile Kuzey Suriye ile devam eden savaş başladığında karşı çıkan ses çıkaran tek parti HDP olmuştur. Biz biliyoruz ki ölerek ve öldürerek değil yaşayarak ve yaşatarak her şey mümkündür. Afrin savaşında ve bugün Rojava savaşında Türkiye'nin oraya asker göndermesi, oraya işgal girişimi bu savaşı başlatması kabul edilebilir bir durum değildir.

Her şey müzakereyle ve siyasi adımlarla çözülebilecekken, oradaki insanları yerinden yurdundan etmek, orada yaşayan halkları başta Kürtleri ve oradaki tüm halkları topraklarından sürgün etmek, topraklarından göndermek hiç kimsenin haddine değildir buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Oradaki halklar kendi kararlarını kendileri verecekler. Oradaki halklar yeni bir anayasa ile geleceklerini garanti altına alacaklar. Oradaki halklar barış içinde, huzur içinde yaşıyor ve yaşarken oraya müdahale etmek, demografik yapıyı değiştirmek hiç kimsenin haddine değildir."
 
'KÜRTSÜZ BİR DÜNYA YARATMAK İSTİYORLAR'
İktidarın Kürtsüz bir dünya düşlediğini sözlerine ekleyen Buldan "Nerede bir Kürt varsa o Kürde nefes aldırmamak istiyorlar. Bunu hem içeride hem dışarıda yapıyorlar. Kuzey Suriye'ye de bunun için gittiklerini biliyoruz. Sandılar ki Suriye'ye gittikleri zaman tüm dünya onları destekleyecek. Sandılar ki Kürtler eski Kürtler, sandılar ki bu coğrafya eski coğrafya. Sandılar ki dünya geçen yüzyılki dünya. Sonuç ülkeyi bütün dünyadan tecrit altına soktular. Tıpkı İmralı'da Sayın Öcalan'a uyguladıkları tecrit gibi. Zaman zaman İmralı Adası'na Sayın Öcalan'la avukatları aracılığıyla görüşmeler gerçekleşmiş olsa da bugün Sayın Öcalan üzerinde mutlak bir tecrit olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

'DOLMABAHÇE BU ÜLKE İÇİN ŞANSTI'
Çözüm sürecinde sorunların müzakere ve diyalogla çözülebileceğini ancak çözüm sürecinin 2015 yılında iktidar tarafından bozulduğunu ifade eden Budan sözlerini şöyle sürdürdü: "2013 yılında başlayan ve 2015 yılına kadar devam eden barış ve müzakere sürecinde herkes gördü ki bu ülkede müzakere ve diyalogla masa etrafında oturup bütün sorunlar hallolabilecekken, konuşarak, müzakere ederek her sorun çözülebilecekken 2015'te bütün görüşmeleri bitirip Dolmabahçe Mutabakatını yok sayıp Sayın Öcalan üzerindeki tecridi devam ettirerek kendi iktidarlarını ayakta tutmaya çalıştılar. Dolmabahçe Mutabakatı bu ülke için bir şanstı. Dolmabahçe Mutabakatı kabul edilmiş olsaydı yok sayılmasaydı, bugün ne Washington ne de Moskova'da ayrı bir mutabakat imzalanmak zorunda kalınmayacaktı."
 
'EL SIKIŞACAK TEK BİR KÜRT BULMAZSINIZ'
"Şunu çok açık olarak ifade etmek isterim ki Kürt halkının iradesini tanımayan, dikkate almayan hiçbir politikanın başarı şansı yoktur" diyen Buldan "Bu coğrafyada Kürtler olmadan hiçbir şekilde bir denge ve denklem artık kurulamaz. Herkesin bunu iyi bilmesi gerekir. Bu ülkeyi yönetenlerin de bunu iyi bilmesi gerekir. Bu gerçeği görmek yerine inkar ve imha politikalarında ısrar edenler sadece Türkiye'nin dışında değil Türkiye'nin içerde değil dışarıda da inkar ve imha politikasını sürdürmeye kararlı gözüküyorlar. Evet bugün Kürt halkına nefes almayı bile yasaklıyorlar Kürt'sen seçilemezsin, Kürt'sen sana adalet hukuk yok. Kürt'sen senin seçildiğin belediyeye hırsızları atarım. Kürt'sen senin iradeni gasp ederim Kürt'sen sana yaşam hakkı bile tanımam. İşte bugün Kürtlere reva gördükleri Kürt halkının önüne koydukları budur. İşte bunun için Diyarbakır'a, Van'a, Hakkari'ye ve bir çok ilçeye halkımızın iradesini gasp etmek üzere belediye eş başkanlarımızı görevden aldılar ve yerlerine hırsız kayyımları atadılar. Ama buradan sesleniyoruz. Yarın Diyarbakır meydanına, Hakkari meydanına, Van meydanına sandıkları kurun halkımız bir kez daha iradesine sahip çıkacak. Ve sizi bu sefer sadece kayyumlarla değil sizi iktidarınızla beraber sandığa gömmesini iyi bilecektir. Siz zannediyorsunuz ki bu halk eski halk. Kürtler eskiden bunlara göz yumardı. Ama artık Kürtler değişti. Yarın Kürtlerle el sıkışmak istediğiniz de tek bir Kürt bulamayacaksınız" diye konuştu.
 
'YASALARI GEÇERLİ KILIN'
HDP Eski Milletvekili Abdullah Zeydan'ın durumuna dikkat çeken Buldan, "İki gün önce Edirne cezaevinde eski vekilimiz sevgili Abdullah Zeydan yeni  çıkan yasa kapsamında tahliye olurken sarayın savcıları tahliye olan arkadaşımız hakkında yeni bir karar aldı ve çıkan tahliye kararını reddetti ve savcı tutukluluğunun devamına karar verdi. Çünkü Abdullah Zeydan bir Kürttü, çünkü Abdullah Zeydan HDP'li bir milletvekili onlar zannediyorlar ki Abdullah Zeydan bu karara çok üzüldü. Esas üzülmesi gereken sizlersiniz. Çünkü Abdullah Zeydan'ın hücre arkadaşı Selahattin Demirtaş'tır onun yoldaşı Figen Yüksekdağ'dır, onun yoldaşı Sebahat Tuncel'dir, onun yoldaşı Gültan Kışanaktır siz verdiğiniz kararlarla utanın bu bir hukuk garabetidir ve tarihe bir kara leke olarak geçmiştir. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Böyle bir ayrımcılık yapmayın. Yasalar kime ne şekilde işliyorsa bunu geçerli kılın."
 
'KADINLAR ÖZGÜRLÜĞÜN TEMİNATIDIR'
Türkiye halklarına dayanışma çağrısında bulunan Buldan şöyle devam etti: "Sevgili Türkiye halkları dayanışma için gün bugündür gün savaşa karşı çıkma günüdür. Gün kayyımlara zorbalığa karşı çıkma günüdür. Çok zor günlerden geçtiğimizi biliyoruz bu günlerde özellikle kadınların mücadelesi çok daha hayati bir önem taşımaktadır. Bu güne kadar elde edilen tüm kazanımlarda kadın mücadelesinin ve emeğinin önemli bir değeri vardır. Bu emek çok büyüktür. Kadınların özgürleşmediği bir ülkede özgürlük olmaz. Kadınların söz sahibi olmadığı bir ülkede demokrasi de olmaz. Kadının yok sayıldığı bir ülkede adalet de olmaz Kadınlar HDP'de başardığını siyasal alanda da başaracaktır. HDP de mücadele yürüten her bir kadın arkadaşım bu mücadele ile aynı zamanda barışın özgürlüğün adaletin ve eşitliğinde birer teminatıdır.