18 Mayıs 2024 Cumartesi

Buldan: Bu ülke de İstanbul da Erdoğan'dan büyüktür

İstanbul'un Bahçelievler İlçesinde seçim bürosu açılışına katılan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Bu ülke Recep Tayyip Erdoğan'dan çok daha büyüktür. İstanbul Recep Tayyip Erdoğan'dan daha büyüktür. Bunun için sevgili arkadaşlar, belediye başkan adayı göstermediğimiz yerlerde, halkımız demokratik güç birliklerine oy vermelidir" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, seçim çalışmaları kapsamında iki günlük İstanbul turunu sürdürüyor. Dün Zeytinburnu ve GOP'ta açılışlara katılan Buldan, bugün Bahçelievler seçim programlarına katıldı.
 
Açlık grevlerine ve Leyla Güven'e destek verilen Bahçelievler'deki buluşmada, HDP'ye yönelik saldırılara da tepki gösterildi. Erdoğan'ın HDP yöneticilerine yönelik söylemlerine ve hedef göstermesine tepki gösteren Buldan, "Recep Bey vizontele olmuş her yerde bizim resimlerimizi ve videolarımızı gösteriyor" dedi.
 
Bahçelievler'deki seçim bürosu açılışında konuşan Buldan, "Biz seçim çalışmalarımızı Şırnak'tan, Cizre'den, Silopi'den, İdil'den, Roboski'den, Gever'den, Colemêrg'den başlattık. Bu seçim startımızı oralardan verirken tıpkı burada olduğu gibi sizin gibi halkımız da oldukça coşkulu ve moralliydi. Bugün burada da aynı coşku ve kararlılığı ve morali görüyoruz. Bu ne demek; bu kazandık, başardık demek. 31 Mart AKP'yi göndermek demek. Evet bu kararlı duruş, bu heyecan, bu coşku bizlere 31 Mart tarihinin başarısının bir göstergesidir" dedi.
 
'HALKIMIZ SEÇİMLERDE DESTAN YAZACAK'
 
Halkın sabırsızlıkla 31 Mart'ı beklediğini söyleyen Buldan, "Halkımız 31 Mart'ta AKP ve MHP'yi bu ülkede tabela partisi yapacak. Çünkü, AKP'nin 16 yıllık iktidar döneminin, bu ülkeye zulümden, acıdan başka halkımızı sefalete, açlığa, yoksulluğa götürmekten başka bir işe yaramadılar. Bugün İstanbul halkı da, burada yaşayan halklarımız da sefalet, yoksulluk, açlıkla mücadele ediyor. Çünkü onların (iktidar) yaptığı bir şey var, kendi yandaşlarını müteahitlerini ve ceplerini doldurmaktan başka bu ülkeye hiçbir şey yapmadılar. Aksine bu ülkede Kürtleri, ülkede yaşayan Alevi toplumunu, Ermenileri, Süryanileri, Arapları, kadınları hiçbir zaman görmediler. Her zaman inkar ettiler, her zaman yok saydılar. Ama biz de onlara en büyük dersi 31 Mart tarihinde vereceğiz" diye kaydetti.
 
Tayyip Erdoğan'ın mitinglerde kendilerinin videolarını gösltermesine değinen Buldan, "Gittiği her yerde, miting yaptığı her yerde, Recep Bey vizontele olmuş bizim resimlerimizi, videolarımızı kullanıyor. Her gittiği yerde, partimizin milletvekillerine ve biz eş genel başkanlara terörist diyor. Bugün kimin terörist olduğu, kimin bölücü olduğu, kimin bu ülkeyi böldüğü açık net ortadadır. Biz her zaman için barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana saf tuttuk. Bu ülkeyi bölen de, bölmek isteyen de, terörü terörizmi yaratan da sizin zihniyetinizdir" diye belirtti.
 
'TÜRKİYE AKP'YE MAHKUM DEĞİL'
 
Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sevgili halkımız İstanbul AKP'ye mecbur ve mahkum değildir. İşte öyle bir seçim yaşayacağız ki 31 Mart seçimlerinin sonuçları AKP ve küçük ortağı olan MHP'nin, artık bu ülkeyi yönetemeyecek duruma geldiklerinin bir göstergesi olacaktır. Çünkü artık halkımız ve toplum AKP'den bıktı. Ülkeyi açlığa, yoksulluğa mahkum eden bu anlayıştan bıktı. Halkımızı tanzim kuyruklarına mecbur bırakanlar esnafın evine ekmek götüremediği, soğanın, biberin, patlıcanın tek tek alındığı bir dönemi yaşattılar bize. Biz biliyoruz ki, bu ülke ancak ve ancak AKP gittiği zaman rahat bir nefes alacaktır. İşte bu nefesi 31 Mart tarihinde hep birlikte sağlayacağız. 
 
"Bugün partimize her yerde saldırıyorlar. Görüyorusunuz ve tanık oluyorusunuz. Milletvekillerimize, parti il binalarımıza, ilçe teşkilatlarımıza hergün saldırılar gerçekleşiyor. Bunun son örneğini Diyarbakır'da yaşadık. Orada açlık grevine giren milletvekili arkadaşlarımız vardı. Ancak Amed il binamıza silahlarla girdiler, kapılarını, pencerelerini kırdılar. Açlık grevine giren arkadaşlarımızın niçin açlık grevine girdiklerini sormaları gerekirken, onlar zorbalıkla parti binamıza girdiler. Sevgili Leyla Güven'in tam 123 gündür bedenini açlık grevine koyduğunu hükümet görmezden geliyor. Ancak halkımız biliyor, herkes biliyor ki, Leyla Güven de Tayip Temel de Murat Sarısaç da, Dersim Dağ, Sebahat Tuncel, Selma Irmak, Avrupadaki arkadaşlarımız da tek bir taleple, bedenlerini açlık grevine yatırdılar. Bu ülkede uygulanan tecridin, İmralı'da cezaevinde Sayın Öcalan'a uygulanan tecridin bir an önce kaldırılması için bunu yaptılar. İmralı cezaevinde 3 yıldan fazladır tecrit uygulanıyor. Ve arkadaşlarımız bedenlerini açlığa yatırırken bu talebin dikkate alınmasını gerektiğini söylüyor ve ifade ediyorlar. Tecrit bir insanlık suçudur. Cezaevinde olan her kimse tutuklu da olsa hükümlüde olsa bu ülkenin çıkarmış olduğu yasalardan, herkesin faydalanma ve kullanma hakkı vardır.
 
"O yüzden Sayın Öcalan'ın ailesi ve avukatları ile görüşme yapması en doğal hakkıdır. Adalet Bakanlığı bu hakkı, bu hukuku engellerken kendi çıkarmış olduğu yasaları da hiçe saymaktadır. Ama biz biliyoruz ki tecridi de Türkiye'de yaşayan barış yanlıları, özgürlüklerden ve demokrasiden yana olanlar kıracaktır. Tecrit mutlaka kalkmalıdır. Bu ülkenin adaletini ayaklar altına alan, demokrasisini askıya alan, bir arada yaşamı hiçe sayan, insanları yok sayan ve halkları inkar eden bu anlayışın birgün mutlaka ve mutlaka adalet önünde hesap vereceğinden kimsenin kuşkusu olmasın."
 
'TOPLUMSAL BARIŞ AKP'YA RAĞMEN GELECEK'
 
Toplumsal barışın AKP'ye rağmen geleceğini vurgulayan Buldan, "Halklarımızın gücü bu ülkedeki barışı sağlamaya yetecek. İşte onun için 31 Mart tarihi hepimiz için önemlidir. Bu ülke Recep Tayyip Erdoğan'dan çok daha büyüktür. İstanbul Recep Tayyip Erdoğan'dan daha büyüktür. Bunun için sevgili arkadaşlar, belediye başkan adayı göstermediğimiz yerlerde, halkımız demokratik güç birliklerine oy vermelidir. Ancak belediye meclis üyeliklerinde yine mührünü HDP altına vurmalıdır. Çünkü belediyelerde, meclis üyeleriyle birlikte temsiliyetimizi sağlayacağız" dedi.
 
Buldan, "Kadın arkadaşlarım, sevgili yoldaşlarımız, sizlere büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünü belirtmek isterim. Taksim Meydanı'nda yürüyen kadınlara gaz sıkan bir anlayışa karşı her daim var olduğunu gösteren siz kadınların 31 Mart'ta da bu görev ve sorumlulukla, bu bilinçle hareket edeceğinize inanıyorum. Sandıkları korumak kadınlarımızın, gençlerimizin asli görevi olmalıdır. Kadınlar ellerini sandıklara koyarsa AKP hırsızlık yapmaktan çekinecektir. Çünkü o sandıkların üzerinde kadınların elleri olacaktır" diye konuştu.