6 Mayıs 2024 Pazartesi

Beritan Asya: Rojava devrimi halkların iradesidir

AKP/Saray rejimi ve Erdoğan'ın Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgal tehditlerini değerlendiren SYPG Temsilcisi Beritan Asya, "Türkiye'de, Bakur Kürdistan'da kendisini devrimci, demokrat, ilerici olarak tanımlayan herkes bugün Rojava'ya yönelik gerçekleştirilmek istenen işgal saldırısına dur demelidir" dedi.
AKP/Saray rejimi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklama ile birkaç gün içerisinde askeri operasyon başlatacağını açıklamasının ardından gözler Kuzey ve Doğu Suriye'ye ve Rojava devrimine çevrildi. DSG'nin IŞİD çetelerinin son kalesi olan Hecin bölgesinin yüzde 50'sini özgürleştirdiğini açıkladığı saatlerde Erdoğan'ın yaptığı açıklama bölgede IŞİD'in yenilgisini istemediğini bir kez daha ortaya koydu.
 
Bölgede yaşanan gelişmeleri ve Erdoğan'ın Kuzey ve Doğu Suriye Rojava devrim topraklarına yönelik tahditlerini uzun yıllardır Rojava devriminin içerisinde yer alan Halkların Birlik ve Dayanışma Kurumu (SYPG) Temsilcisi Beritan Asya ETHA'ya değerlendirdi.
 
SYPG Temsilcisi Beritan Asya, "Saray rejiminin şefi Erdoğan, dün itibari ile Rojava ve Kuzey Suriye'ye yönelik bir işgal hareketi başlatacaklarını ilan etti. Bunu aslında malumun ilanı olarak ifade edebiliriz. Çünkü Rojava devriminin başladığı günden bugüne kadar AKP faşizmi ve saray diktatörlüğü sürekli olarak bu tehditleri yapıyordu ve yapmaya da devam ediyor. Rojava ve Kuzey Suriye'de Türk devletinin beslediği çetelerin zulmünün yok edilmesinin ardından bu sefer sahaya kendileri indi, Efrin işgalinde bunu gördük. Bunu emperyalistlerin işbirlikçi güçleri ile birlikte yaptılar. Efrin işgal saldırısı, DAİŞ çetelerinin ve Suriye'de ki diğer çetelerin bitmesine yakın bir süreçte başlatılan bir işgal hareketiydi. Dün Erdoğan tarafından yapılan işgal tehdidi aynı zamanda Dey ez Zor hamlesinde ki kazanımlarla DSG, YPG, YPJ güçlerinin daha da yükseldiği bir dönemdi. Ayrıca Hecin hamlesiyle birlikte IŞİD çetelerinin sona doğru ilerlediği bir süreçte bu açıklama yapıldı.
 
Erdoğan Kuzey ve Doğu Suriye'de bitmek üzere olan IŞİD çetelerine nefes aldırıyor diyen Asya, "Erdoğan'ın bu açıklamaları, planlamaları IŞİD'e nefes aldırmak. Beslediği çetelerinin bu topraklarda bitmesini istemiyor. Diğer taraftan da Erdoğan diktatörlüğü işgal hareketini başlatarak, Rojava'da ve Kuzey Suriye'de halkların birlikte yeni yaşam projesini yok etmeyi hedefliyor. Bu topraklar, bu devrim sayesinde Kürt, Arap, Süryani halklarının birliklerini gerçekleştirdi. Erdoğan halkların kardeşliğini ve birliğini yok etmeyi hedeflemektedir. Yapılan bu açıklama Rojava kadın devriminin kazanımlarını, Rojava gençliğini yok etmeye yönelik bir tehdittir. Bunun karşısında bizler SYPG olarak, bu devrimin güçleri ile birlikte devrimimizi savunacağımızı söylüyoruz."
 
Erdoğan İdlib gündemini değiştirmek için Rojava devrimine yönelik tehditlerini sürdürdüğünü kaydeden Beritan Asya, "Türk devletinin bir süredir Rojava sınırına kendi beslediği çetelerini getirdiği ve bu çetelerle birlikte Rojava'yı kuşatma hedefinde olduğunu biliyoruz. Kobanê, Gri Spi, Serêkaniyê, Nusaybin ve sonra ki hatta çetelerini yerleştirdi. Efrin işgalinden sonra İdlib süreci gündeme getirildi. İdlib üzerinden Türkiye ve Rusya anlaşması sağlanmıştı. İdlib'deki çetelerini ve orada ki konumunu daha da güçlendirmek için İdlib'i gündemden düşürmeye çalışıyor. Diğer yandan da uzun süreden beri hedefledikleri Rojava kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışıyor" diye belirtti.
 
ERDOĞAN GİRDİĞİ ÇIKMAZDAN KURTULMAK İSTİYOR
 
Çavuşoğlu'nun Amerika ziyareti ve yine Amerika temsilcilerinin Ankara ziyaretleri sonucunda bu işgal hareketi planları yapıldığını kaydeden Asya, "Efrin'den örnek verecek olursak, Efrin'de işgalci Türk devletinin yürüttüğü siyaset sonucunda kendi çeteleriyle birlikte bir çıkmaz içine girdiğini görüyoruz. İdlib, Bab, Azez, Cerablus hattında Rojava devrimine karşı beslediği, yetiştirdiği çetelerle yine iç çatışma içinde. Dün Azez ve Bab hattında kendi beslediği çetelerin iç çatışmaları oldu. Efrin'deki Çağın Direnişi de bugün Türk devleti ve çetelerine kayıplar verdirmeye devam ediyor. Toplamda Türk devleti Suriye politikasında bir çıkmaz içerisinde ve bu çıkmazdan kurtulabilmek için bir işgal hareketi daha gerçekleştirmek istiyor. Bunun karşısında Kuzey Suriye halklarının da örgütlü bir gücü vardır. Bu temelde kendi öz savunma mekanizmalarını kullanacakları gerçekliğinden söz edebiliriz" diye konuştu.
 
Saldırı tehdidine karşı seferberlik çağrısı yapıldığını, kendilerinin de bu çağrıyı büyüttüğünü ifade eden Asya, "Halkların Birlik ve Dayanışma Kurumu olarak, sosyalistler ve komünistler olarak bu seferberlik çağrısının destekçisi olduğumuzu belirtmek istiyorum. Rojava ve Kuzey Suriye halklarına, Kürt, Arap, Çerkes, Süryani ve kadın, erkek, genç, yaşlı … yani yediden yetmişe herkesi bu seferberlik çağrısına yanıt olması gerekiyor. Devrimimizi sokak sokak mevzi mevzi korumaya çağırıyoruz. Bu çağrı karşısında onurumuzu, yaşamlarımızı, kazanımlarımı, devrimimizi savunacağımızı belirtebilirim" dedi.
 
ROJAVA DEVRİMİ HALKLARIN İRADESİDİR
 
Saldırı ve tehditlere karşı Türkiye ve Kuzey Kürdistan halklarına çağrıda bulunan SYPG Temsilcisi Beritan Asya, "Bu işgal saldırısına karşı aynı zamanda çağrımız Türkiye ve Bakur Kürdistan halklarınadır. Bu saldırılar, bütün bölge halklarının birlikte yaşam projesini hedef alan bir işgal saldırısıdır. O yüzden halklar sokaklara çıkarak tepkisini ve öfkesini dile getirmeli ve bu işgali engellemeye yönelik hareket geliştirmelidir. Türkiye'de, Bakur Kürdistan'da kendisini devrimci, demokrat, ilerici olarak tanımlayan herkes bugün Rojava'ya yönelik gerçekleştirilmek istenen işgal saldırısına dur demelidir. Sokaklara dökülerek iradelerine sahip çıkmalıdırlar. Çünkü Rojava devrimi aynı zamanda Türkiye'de, Bakur Kürdistan'da, tüm bölgede yaşayan halkların iradesidir. Kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler büyük bir cevap vermelidirler" diye belirtti.
 
Rojava devriminin işçi, emekçi, kadın ve ezilen halkların devrimi olduğunu dile getiren Asya sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Türkiye'de kapitalistler tarafından işçilerin, emekçilerin, kadınların ve ezilen halkların mücadelelerine yönelik yok etme, sindirme politikalarından söz edebiliriz. Leyla Güven'in başlattığı açlık grevi ve bu açlık grevine karşı AKP'nin başlattığı saldırı dalgası ve aynı zamanda Fransa'da 'Sarı Yelekliler'in eylemini ele alacak olursak, 7'den 70'e işçi, emekçi, kadın, genç ve ezilen halkların başlattı isyan dalgası söz konusu. Bu isyan dalgasının diğer Avrupa ülkelerine de sıçradığını görüyoruz. AKP faşizmi, 'Sarı Yelekler'in isyanını Gezi direnişine benzeterek ve 2. Gezi direnişi korkusuyla Gezi direnişine katılanlara yönelik başlattığı gözaltı, tutuklama, soruşturma furyası gerçekliği var. Bu egemenlerin, ezilenlerin mücadelesinden ne kadar korktuğunun göstergesidir. Bütün dünya halklarına çağrımızdır Rojava'ya yapılmak istenen işgal saldırısına karşı tutum göstermelidirler. Bütün kentler, isyan alanlarına dönüştürülmelidir. Çünkü bugün Rojava devrimi bütün işçi, emekçi, kadın ve ezilen halkların devrimi, iradesidir. Her sokak, her kent, yaşamın bütün alanlarında fiili meşru eylem hattına dönüştürülmelidir" dedi.