Bakırhan: Kayyum garabeti artık bitirilmeli
DEM Parti'nin belediye eşbaşkanları ve il genel meclisi üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen buluşmasında söz alan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, siyasi tutsakların serbest bırakılması, kayyum uygulamasının son bulması istedi. Bakırhan, barış sürecinin yerel yönetimlerle güçleneceğini söyledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Diyarbakır'da bulunan ÇandAmed Kongre Merkezi'nde belediye eşbaşkanları ve il genel meclisi buluşması gerçekleştirdi. Toplantıya Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da katıldı.
Toplantının açılış konuşmasına DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan yaptı. Konuşmasına, yaşamını yitiren ve katledilen belediye eşbaşkanları ve siyasetçileri anarak anarak başlayan Bakırhan, siyasi tutsakları selamladı ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istedi. Önceki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı'nın iki gün önce şartlı tahliye talebinin reddedildiğini hatırlatan Bakırhan, buna "örgütten kopmadığı"nın gerekçe yapıldığını hatırlattı. "Evet, örgüt üyesidir, TTB'ye bağlı, partimizin üyesi. Başka bir üyeliği olmadı" diyen Bakırhan, Hapishane İdare Gözlem Kurulları'nın politik kararlar aldığına işaret ederek şunları söyledi: "Böylesi bir süreçte arkadaşlarımızı bilerek, isteyerek cezalandırmaları, infazlarını yakmalarını incelemek, araştırmak gerekiyor. Bu akıl tutulması kararlardan vazgeçilmesi gerekiyor. Bu intikamcı yaklaşımın kimseye faydası yok. Bu ülke halkın iradesini hapsettiği için hiçbir şey kazanamadı bugüne kadar. Barışı konuşuyoruz, tartışıyoruz, ama Selçuk Mızraklı 'örgütten ayrılmamış' diye kurul karar veriyor. Bu hatadan artık vazgeçilmeli, tekrar edilmemeli. Bu provokasyonlara geçit vermeyeceğiz."
'SÜREÇ, YEREL YÖNETİMLERLE GÜÇLENECEK'
Bakırhan, 27 Şubat'ta Abdullah Öcalan tarafından başlatıldığını belirttiği "barış ve demokratik toplum süreci"nin sorumluluğunun önemli bir kısmının yerel yönetimlerde olduğunu söyledi. "Barış demek aktif yerel yönetimler demektir. Barış sizin alanınızın büyümesi demektir. Barış demek seçilmişlerin yerine devlet memurlarının atanmaması demektir" diyen Bakırhan, belediyelerin süreci toplumsallaştırmada önemli bir rol taşıdığını ifade etti.
İller Bankası'nın bazı belediyelere destek sunduğunu, bazılarına da sunmadığını belirterek eşit şekilde yaklaşmadığını kaydeden Bakırhan, "Belediyeleri komün olarak değerlendireceğiz, halkın sorunlarını çözme merkezi haline getireceğiz. Halka net sözler verdik. Uyuşturucuyla mücadele edilecek, aç kimse kalmayacak, ulaşım parasını bulamadığı için kimse okulunu durdurmayacak, kimse gelire sahip olmadığı için okulunu bırakmayacak, kardeşlik olacak dedik. En başa yerel yöneticilerin tutuklanmadığı bir talebi ortaya koyuyoruz. Bu süreç tam da yerel yönetimlerin odağında olduğu için süreci izleyen, okuyan değil; hayata geçiren sorumluluk alan, toplumla buluşturan, toplumun soru işaretlerini gideren sizler olmalısınız. Sürecin asli yürütücüleri belediye eşbaşkanları arkadaşlarımızdır. Yeni dönemde bu süreci iradeyle, hevesle, coşkuyla karşılayacağımıza inanıyorum" diye ekledi.
'KAYYUM KELİMESİ HAYATIMIZDAN ÇIKMALI'
Türkiye'de demokrasiden söz edilebilmesi için kayyum darbesinin son bulması gerektiğini söyleyen Bakırhan, belediye eşbaşkanlarının görevlerinin başına dönmesi, tutsakların özgürleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu taleplerin yerine getirilmesinin sürecin önünü açacağını vurgulayan Bakırhan, "Kayyum atanan belediyeler halkın seçilmiş iradesine tekrar teslim edilmelidir. Halkın seçmiş olduğu irade kenti yönetmelidir. Sadece Kürt illerinde değil, Türkiye'nin tamamında artık kayyum kelimesini duymak durumunda kalmayalım. Bu garabeti artık bitirelim" diyerek CHP'li belediyelere dönük saldırılara da tepki gösterdi.
Kayyum darbesiyle gasp edilen belediyelerde borçların biriktiğini, yolsuzluklar yaşandığını hatırlatan Bakırhan, şöyle konuştu: "Belediyelerimiz yıllarca borçlandırıldı. Şimdiye kadar kimse onlara, 'Borçlarınızı ödeyin' demedi. Sayıştay'ın tuttuğu raporların üzerinde kimse durmadı. Dünya kadar yolsuzluk olduğunu Sayıştay ortaya çıkardı. Biz alınca kayyumların çarçur ettiği borçları bir anda hatırladılar ve bizden tahsis etmeye çalıştılar."
'GENÇLERİ UYUŞTURUCUDAN UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORUZ'
Belediyelerin tüm baskı ve yasaklara rağmen hizmet ürettiğini belirten Bakırhan, DEM Partili belediyelerin kadın yaşam merkezleri, Alo Şiddet Hattı, jinkart, meslek kursları, kadın kent bostanları, gençler için merkezler, halk lokantaları, çocuklar için Zarokistanlar, film gösterimleri, spor okulları, engelliler için dair başkanlıkları, yoksul öğrenciler için burslar gibi çalışmalar yürüttüğünü hatırlattı. Gençleri uyuşturucudan uzaklaştırmak için çalışmalar yürüttüklerini de aktaran Bakırhan, önce halkın talebini alarak katılımcı bütçe modeliyle belediye bütçelerini oluşturduklarını anlattı.
'HALKIN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKARAK BU GÜNLERE GELDİK'
Çok sınırlı bir bütçeye sahip Digor Belediyesi'nin çalışmalarını ayrıca sıralayan Bakırhan, şunları söyledi: "Halkın değerlerine sahip çıktıkça var oluruz, büyürüz. Halkın değerlerine dayanmak, o değerlerle yürümek bizim için yol açıcıdır. Halkın değerlerine sahip çıkın, yoksulluğu da halkın değerlerine sahip çıkara aşarsanız. Eğer Edip Solmaz'dan bu günlere geldiysek işte bizi ayakta tutan bu değerlerdir. Dayanacağımız tek şey halkın kendisi ve değerleridir."
'ORTADOĞU'DA ÖNEMLİ BİR YERDE DURABİLİRİZ'
Ortadoğu'da çok ciddi gelişmeler yaşandığını, yeni bir dünya kurulduğunu belirten Bakırhan konuşmasını şöyle tamamladı: "Suriye'de, Rojava'da tarihi gelişmelere tanıklık ediyoruz. Belki de önümüzdeki yüz yıl Ortadoğu'da şimdi yazılıyor. Dolayısıyla yüz yılın belirleneceği bir aralıkta yöneticilik yapıyoruz, kentlerimizi yönetiyoruz. Bu aralıkta büyük riskler de olabilir, büyük kazanımlarda elde edebiliriz. Büyük kazanmak, riskleri bertaraf etmek biraz bizim elimizdedir. Değerlere sahip çıkarsak, örgütlenebilirsek, halkın gücünü yanımıza alabilirsek, Ortadoğu'da çok önemli bir yerde durabiliriz. Buna umudum tam. Kuzey ve Doğu Suriye'deki halklar bahçesinin nasıl var olduğuna şahitlik ediyoruz. Tam da burada yerel yönetimler çok önemlidir. Örgütlenme alanımız yerel yönetimlerdir. Dünden daha çetin bir mücadele içindeyiz. Bu süreci doğru yöneteceğiz. Doğru örgütleyeceğiz, doğru hizmet üreteceğiz ve inşallah büyük kazanacağız."