3 Aralık 2024 Salı

Aynur Ege Dîcle yazdı | Bakur'dan Rojava'ya Kürt iradesine karşı saldırılar

Kuzey ve Doğu Suriye'deki belediye seçimleri başka herhangi bir ülke topraklarında yapıldığında çapı o ülke sınırları kadar olurken, söz konusu Kürtler, Kürdistan olduğunda tüm bölge politikasını etkilemektedir. Bu nedenle belediye seçimleri sadece bir belediye meclisi ve eşbaşkanının seçimi değil, esasen Kürt halkının iradesini ve özerk yapısını pekiştirmesidir. Demokratik halkçı karakterinin güçlendirilmesidir. Devrimin halka, halkın devrime yaslanmasıdır.

İnkarcı, ırkçı faşist rejim AKP-MHP faşist ittifakı aracılığıyla Kürt halkına dönük düşmanlığını her fırsatta gösteriyor. Türkiye/Bakurê Kürdistan seçim sonuçları ardından, Bakur'da halkın kazanımlarına dönük saldırıların en son halkası olarak Hakkari Belediyesine devletin valisi atandı. Kürt halkının iradesi bir kez daha yok sayıldı!

Rojava/Kuzey ve Doğu Suriye'de belediye seçimlerinin 11 Haziran'da yapılacağı açıklamasını, faşist Türk burjuva devletinin tehditleri ve 31 Mayıs'ta hava saldırıları takip etti.

Hatırlatmakta fayda var; Rojava'da belediye seçimleri ilk kez 2015 yılında yapıldı. Bu seçimler sonucunda belediye meclisleri oluşturuldu ve eşbaşkanlar seçildi. 2017'de ise komün ve şehir meclisi seçimleri yapıldı. Meclis temsiliyetine göre belediye eşbaşkanları seçildi. Sonraki yıllar işgal saldırıları ve savaşlarla geçti, yeniden seçimlerin yapılmasının koşulları oluşmadı. Nihayet geçtiğimiz aylarda önce Toplumsal Sözleşme hazırlıkları başlatıldı. Uzun zamana yayılan tartışmalar ardından kabul edilen sözleşme ile Özerk Yönetim sistemi yeniden düzenlendi.

Yeniden düzenleme yapılan alanlardan biri yerel yönetimler, yani Belediye Yönetim sistemi oldu. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yüksek Seçim Komiserliği yerel seçimlere ilişkin belirlenen tarihi ilkin 30 Mayıs olarak açıkladı. Söz konusu seçimlerde 3 milyondan fazla seçmenin oy kullanma hakkı olduğu belirtilmişti. Halkta ilgi ilk dönemde zayıfken ilerleyen günlerde bu ilgi ve ön seçim heyecanı dalga dalga gelişmeye başladı. Adaylar için ön seçimler yapıldı. Ancak hazırlıkların yetersizliği nedeniyle seçimler 11 Haziran'a ertelendi.

Seçimlere, bazıları aralarında ittifak kuran 30 siyasi partinin katılması bekleniyordu. PYD, Süryani Birlik Partisi, Demokratik Asuri Partisi, Suriye'nin Geleceği Partisi, Demokratik Yeşiller Partisi, Kürdistan Çağdaşlık Hareketi, Kürdistan Kardeşlik Partisi, Suriye Kürt Demokrat Sol Partisi, Kürdistan Emekçiler Birliği, Suriye Ulusal Demokratik İttifak Partisi bu partilerden bazılarıydı. Komünist Devrimci Hareket (TKŞ), seçimlere desteğini açıkladı. Nasıl bir belediyecilik tasavvur ettiğini bir deklarasyonla duyurdu ve PYD-Kongre Star adaylarını destekleyeceğini ilan etti.

Tam da bu dönemde, faşist şef Erdoğan'dan Bahçeli'ye, Dışişleri Bakanına kadar ez cümle devlet erkanı koro halinde seçimleri hedef alan açıklamalar yaptı. Faşist şef "teröristan kurulmasına izin vermeyeceğiz" açıklamasıyla Kürt ulusunun herhangi bir statü kazanmasına düşmanlığını bir kez daha ilan etti. Emperyalist ABD de Kürt ulusunun statü kazanmasını engelleme amacıyla, "Kuzey Suriye'de koşulların seçimler için uygun olmadığı" yönünde açıklama yaptı.

Ardı ardına yapılan tehditleri, PYD'nin etkili isimlerinden seçimlerin yapılacağı yönlü kararlı açıklamalar takip etti. Fakat kısa bir süre sonra Kuzey ve Doğu Suriye Seçim Yüksek Komiserliği 11 Haziran'da yapılması düşünülen belediye seçimlerinin ağustos ayına ertelendiğini duyurdu. Özerk Yönetimden yapılan yazılı açıklamada, erteleme kararının "siyasi parti ve ittifakların talebi" ile "oylamanın tamamen demokratik bir şekilde gerçekleştirilmesi" amacıyla alındığı belirtildi.

KÜRTLER KARŞISINDA GERİCİ İTTİFAK
Faşist şeflik rejimi 31 Mart yerel seçimleri ardından Van halkının iradesine dönük saldırı yapmış halklarımızın birleşik mücadelesiyle geri adım atmak zorunda kalmıştı. Nihayet Hakkari Belediye eşbaşkanının önce gözaltına alınması ardından hapis cezası verilerek kayyum atanması, öncesi ve sonrası Kürdistan'da yaşanan gözaltılar, Amed'de ev infazı, savaş konseptinin yükselerek devam edeceğinin göstergesiydi. Bu konseptin bir ayağı da Rojava'ya dönük askeri işgal saldırılarıyla belediye seçimlerini yaptırmamak üzerine somutlandı.

ABD'nin Rojava'da Kürtlerle kurduğu ilişki hala askeri taktik düzeyindedir. Rojava Özerk Yönetimi ile resmi düzeyde politik ilişkiler söz konusu olduğunda mesafeli olduğunu hatırlatmak gerekir. Emperyalist ABD'nin de Kürtlerin statü taleplerine yaklaşımı bugüne kadar en fazlasından KDP çizgisinde işbirlikçi, bağımlı bir pozisyonda kabul ettiği/edeceği ortadadır. Güney Kürdistan Federe Yönetimi 2019 yılında halk iradesini açığa çıkarma amaçlı referandum yaptığında da aynı ABD referanduma karşı açıklamalar yapmıştı. Kürtlerin hangi biçimde olursa olsun statü kazanmasının, emperyalistlerin, bölge gerici devletlerinin çıkarlarıyla ters düştüğü açık. Rojava seçimlerine ilişkin açıklamaları da bu eksende okumak gerekir.

FAŞİZMİN SALDIRILARI KARŞISINDA HALK İRADESİNE YASLANMAK
Özerk yönetim işte bu politik ortamda, Rojava'da belediye seçimlerinin, seçime girecek partilerin hazırlıklarını tamamlayabilmeleri amacıyla ertelendiğini duyurdu. Elbette seçimlerin teknik hazırlığı, halkın etkin katılımı için yapılacak ön çalışmalar düşünüldüğünde, zamana ihtiyaç duyulması anlaşılır. Ancak bu ertelemeyi politik kuşatma saldırısından bağımsız ele almamak gerekir. Önümüzde hazırlıklar için yeterli zaman mevcut. Bu zamanı sadece teknik hazırlıklar için değil Kuzey ve Doğu Suriye halklarının işgal saldırıları karşısında devrimi savunma saflarında toparlamak için değerlendirebilmek önemli olacaktır.

Yine belediye seçimlerinin meşruluğunu, devrime dönük her türlü tehdidin gayrimeşru olduğunu bölge ve dünya halklarına anlatmak gerekir. Bugün Suriye'nin bütünlüğünden bahseden AKP-MHP faşist blokunun Suriye ve Kuzey Doğu Suriye topraklarındaki işgalci pozisyonunu, buralarda işlenen her türlü hukuksuzluğu, katliamı dünya emekçi halklarına anlatmak için fırsata dönüştürmek gerekir. Bunlar için diplomasi yollarından, politik hamlelere, yaygın propaganda alanlarına kadar bir dizi mücadele yöntem ve araç devrim lehine kullanılmalıdır.

KÜRT ULUSU VARLIK HAKKINI MÜCADELE VE DİRENİŞ İLE KAZANDI 
Türk burjuva devleti, Rojava, dahası Kürtlerin kazanımları söz konusu olduğunda kurduğu her cümlede "sözde" kelimesine yer vermesi inkarcı politikanın ta kendisidir. Rojava seçimleri söz konusu olduğunda bu argümanın kullanımı yine on yıllardır inkar edilen Kürt ulusunun mücadeleyle kazandığı varlık hakkını yok sayan inkarcı, ırkçı, faşist politikaların tezahürüdür.

Kürtler on yıllardır başta gerilla mücadelesinden halk serhildanlarına, fiili meşru mücadeleye kadar çeşitli mücadele biçim ve araçlarıyla yürüttüğü mücadele ile varlık hakkını kazandı. Bundan sonra da tüm haklarını mücadele ve ödenen yüksek bedeller pahasına kazanacaktır.

Kuzey ve Doğu Suriye'deki belediye seçimleri başka herhangi bir ülke topraklarında yapıldığında çapı o ülke sınırları kadar olurken, söz konusu Kürtler, Kürdistan olduğunda tüm bölge politikasını etkilemektedir. Bu nedenle, belediye seçimleri sadece bir belediye meclisi ve eşbaşkanının seçimi değil, esasen Kürt halkının iradesini ve özerk yapısını pekiştirmesidir. Demokratik halkçı karakterinin güçlendirilmesidir. Devrimin halka, halkın devrime yaslanmasıdır. Kürt ve Arap halklarının ittifakı Kuzey ve Doğu Suriye özerk yapısının temel dayanaklarındandır. Yerel seçimler bu anlamda da güven tazelemenin, sorumluluk almanın bir ifadesi olacaktır. Ne Bakur'da ne Rojava'da belediye seçimleri sadece yol, su, elektrik meselesi değildir. Sömürgeci, işgalci, inkarcı politikalara karşı yerelden itirazdır.

Dahası, Rojava ve Kuzey Doğu Suriye halkları 11 yıldır, El Nusra, DAİŞ ve Türk devletinin saldırıları karşısında topraklarını savunma kararlılığından vazgeçmediği gibi bu topraklarda eşit ve özgür bir yaşam kurmak, bu yaşamda kendi geleceğiyle ilgili karar vermek istiyor. Belediye seçimleri işte bunun bir parçasıdır.

Sömürgeciler, işgalciler, emperyalistler işte bu nedenle, Kürt ulusunun statü eksenli kazanımları, Arap, Süryani, Asuri, Ermeni yani tüm Rojava halklarının ortak iradesi karşısında yek vücut oluyor.

Bu durumu değiştirmenin yolu, Özerk Yönetim ve politik kuvvetlerin ağustos ayına ertelenen seçimlere en yüksek halk katılımını sağlanmasından, bütün koşulları sonuna kadar zorlamasından geçiyor. Kobanê zaferinde olduğu gibi, dört parça Kürdistan halkları, Türkiye ve bölge halkları bu seçimlerin yapılması için sorumluluk üstlenmelidir. Bakur'da kayyum saldırılarına, Rojava'da seçimleri engellemek için savaşı, işgali dayatan sömürgeciliğe karşı mücadele kararlılığı yükseltilmelidir.