3 Mayıs 2024 Cuma

Arzu Demir yazdı | Newroz hat!

İyi ki; Newroz hat. Kalbim aynen Afşar Timuçin'in "Seni Düşünen Türküsü", çok sevdiği bir şeyi bekleyen ve ona kavuşacağını bilen biri gibi şenlikli. 

Gerçekten de Newroz hat!

İstanbul'dan, Amed'den kilometrelerce uzakta Avrupa'nın gri ve sıkıcı bir kentinde Newroz'un geldiğini tüm benliğimde hissedebiliyorum. O özgürlük ateşinin alazı içimi ısıtıyor, yüzümü güldürüyor, umudumu tazeliyor.

İyi ki; Newroz hat.

Kalbim aynen Afşar Timuçin'in "Seni Düşünen Türküsü", çok sevdiği bir şeyi bekleyen ve ona kavuşacağını bilen biri gibi şenlikli. "Geldiğinde akasyalar/ Karlar gibi vuracak camlara/ Güller çıldıracak sevinçten/ Seni görebilmek için/ Pencereden sarkacak sardunyalar/ Ayva çiçekleri selam duracak/ Sapsarı bakışına..."

Elbette ki beklediğim/beklediğimiz özgürlük ve de huzur. Bu iki duyguyu hissettiğimiz o günlere bizi kavuşturacak olan her şey heyecan verici. Newroz da bu heyecan verici eylemlerin en renklisi ve en görkemlisi.

İnsanlık olarak Rosa Luxemburg'un tariflediği yol ayrımındayız; "Ya barbarlık, ya sosyalizm."

Koronavirüs salgını, kapitalizmin insanlığın baş belası olduğunu gözler önüne serdi. Yaşlı ve kronik hasta insanların "çöp nüfus" denilerek gibi ölüme terk edildiğini, "hepimiz aynı gemideyiz" yalanları altında işçi sınıfının her gün ölümle koyun koyuna çalıştırıldığını, "sosyal mesafe" adı altında dört duvar arasında yalnızlığa ve çaresizliğe mahkum edildiğimizi, emeklerimiz, bedenlerimiz gibi düşlerimizin de talan edildiğini hep birlikte yaşadık ve yaşıyoruz.

Bu insani yıkım hala orta yerde dururken, şimdi de Rusya ile ABD/AB/NATO'nun Ukrayna'daki savaşına tanıklık ediyoruz. Bu kez Avrupa sahasında yaşanan bu savaşta can kayıplarının sayısı her geçen gün artarken, yüz binlerce insan evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Bu göç dalgası sırasında da burjuva demokrasisinin ikiyüzlü, sahtekar yüzünü gördük elbette. "Hakiki" Ukraynalı olanlar AB ülkelerine geçti. Ancak Ukrayna'da yaşayan Afrikalılar, Asyalılar, Ortadoğulular bu savaşın ortasında da ayrımcılığa maruz kaldı. Bu ölüm ve burjuva ikizyüzlülüğe ek olarak bombaların yerle bir ettiği kentlerle birlikte bir tarih de yok oldu.

Kendi coğrafyamız ise kaynayan kazan. Türk devleti,  Güney Kürdistan'da, Rojava'da işgal saldırılarını durdurmuyor. Ortadoğu'da kadınların, hakların soluk aldığı bir vaha olan Rojava devrimini yok etmek istiyor. İşgal altındaki Efrîn ve Serêkaniye, tam bir suç merkezi. Özellikle kadınlara her türlü zulüm yapılıyor.

Başında durduğumuz bu tarihsel yol ayrımı bize, "Ya bu barbar düzen yok olacak ya da insanlık" diyor. 

Ancak umut var!

Emperyalist kapitalist sistem, savaşlarla, açlıkla, yoksullukla, yabancılaşma ile bizi teslim almaya çalışsa da umut var.

Örneğin, Türkiye ve Kürdistan'da kadınların 8 Mart isyanı umudumuza umut, öfkemize öfke kattı. Kadınlar, 8 Mart'ta bir kez daha sokakları isyan ve neşeleri ile ısıttı. Faşist şeflik rejimi, özellikle 8 Mart gece yürüyüşlerinde oluşan o herkese umut olan görkemli görüntülerin oluşmaması için İstanbul ve İzmir'de özel bir çaba sarf etti. Kadınları, Taksim'den tamamen uzaklaştıramayacağını bildiği için bölme taktiği izledi. Ancak başaramadı.

Örneğin, 2022 yılının ilk günlerinde başlayan ve devam eden işçi direnişleri. Bu direnişler içinde kadın işçilerin varlığı herkesin dikkatini sınıf hareketine daha çok yöneltti. 

Örneğin; Erdoğan'ın "Beğenmezlerse gitsinler" sözüne sağlık emekçilerinin verdiği grev yanıtı. 14-15 Mart günlerinde heme özlük hakları hem de halkın sağlık hakkı için yaptıkları greve katılım neredeyse yüzde 100 oldu.
 
Şimdi bu umut, Newroz'da daha da büyüyecek.

Bu yıl Newroz'un şiarı; Şimdi Kazanma Zamanı.

2022 Newrozu'nun ayırt edici özelliği hem Türkiye hem de Kuzey Kürdistan'da çok güçlü bir  birleşik mücadele ile sürecin örgütlenmesi. Doğuda Kürdistani İttifak Çalışması, batıda ise HDK'nin etrafında yer alan çok sayıda sol, sosyalist, devrimci örgüt ve parti tarafından Newroz kutlanacak.

Elbette Newroz'un kalbi Diyarbakır'da atacak. Sayın Abdullah Öcalan'ın mesajlarının halklarla buluştuğu 2012 ve 2013 Newrozları en kitlesel kutlamalar olarak tarihe geçmişti.

Şimdi o tarihselliği aşan bir katılım için çalışmalar devam ediyor. 
O zaman şimdiden Newrozumuz kutlu olsun!
Newroz pîroz be!