23 Kasım 2024 Cumartesi

Antikapitalist genç kadın örgütü ZORA Viyana'da kuruluşunu ilan etti

Viyana'da kuruluşunu ilan eden ZORA'nın aktivistleri Yıldız ve Alexandria, "ZORA'nın amacı Viyana'daki tüm kadınlara bunların dışında örgütlenme cesareti vermek ve gerçek bir alternatif olarak kadın devrimi yolunu tanımalarını sağlamaktır. Kadınlar olarak sadece ataerkilliğe karşı değil, aynı zamanda kapitalizme ve emperyalizme karşı da birlikte mücadele ediyoruz" dedi. 

Almanya'da kurulup Avrupa'nın pek çok kentine yayılan antikapitalist genç kadın örgütü ZORA Viyana'da kuruluşunu ilan etti. Kendisini erkek egemenliğinden bağımsız kadın özgürlük mücadelesinin aktif bileşeni olarak tanımlayan örgüt aktivistleri Yıldız ve Alexandria, "Dünyanın dört bir yanındaki kadınların mücadeleleri bize ilham veriyor" dedi.

'TÜM İNSANLARIN HAKLARI İÇİN MÜCADELE ETMEK İSTİYORUZ'
ZORA genç kadın örgütü aktivistlerinden Yıldız ve Alexandria, ZORA'yı anlattı. "Kadınlar olarak sadece ataerkilliğe karşı değil, aynı zamanda kapitalizme ve emperyalizme karşı da birlikte mücadele ediyoruz" diyen Yıldız ve Alexandria, ZORA isminin Almanca konuşulan ülkelerde daha çok 1970'lerde Batı Almanya'da kurulan solcu bir kadın örgütü olan Kızıl ZORA ile bilindiğini söyledi. Genç kadınlar, "Bizden önceki kadınlar gibi biz de kendi haklarımız ve ezilen tüm insanların hakları için mücadele etmek istiyoruz" dedi. 

'KENDİMİZ İÇİN SAVAŞMAK ZORUNDAYIZ'
Kadına yönelik şiddetin münferit bir olay olmadığını, erkek egemen kapitalist sisteme içkin bir durum olduğunu kaydeden genç kadınlar şöyle devam etti: "Özgürlük ve kendi geleceğimiz hakkında karar verme haklarımız bölgesel, ulusal ve AB düzenlemeleri tarafından giderek daha fazla kısıtlanıyor. Kimse bizim için ayağa kalkmıyor, bu yüzden kendimiz için savaşmak zorundayız. Emperyal merkezlerdeki kadınlar olarak, yaşadığımız ülkelerin dünya çapındaki tüm kadınlar üzerinde de etkisi olduğunu biliyoruz. Özellikle Avrupa'dan gelen silah tedariği, militarizasyon ve yaptırımlar dünyanın her yerindeki kadınları tehlikeye atıyor. Bu nedenle sadece kendimiz için değil, tüm dünyadaki kadınlar için mücadele ediyoruz."

'YAŞAMAK İSTİYORUZ SLOGANIYLA SOKAĞA ÇIKIYORUZ'
Viyana'da kadınların son dönemde yaşadığı sorunlara da dikkat çeken genç kadınlar, "Viyana'da ve Avusturya genelinde kadına yönelik şiddet artıyor. Kadın cinayetleri ataerkil şiddetin en üst seviyesidir. Avusturya'da her ay ortalama üç kadın, çoğunlukla eski partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürülüyor. Bu da bizi Avrupa içinde kadın cinayetleri söz konusu olduğunda en üst sıraya yerleştiriyor. Bu yıl Avusturya'da 22 kadın erkekler tarafından katledildi. Bizden alınanlar kız
kardeşlerimiz, arkadaşlarımız ve komşularımızdır. Kısa bir süre önce bir kadın jinekolog bir erkek tarafından öldürüldü. Bu çok büyük bir kayıp, zira yaptığı çalışmalarla göçmen kadınlar tarafından büyük saygı görüyordu ve aynı zamanda Viyana'da Arapça konuşan az sayıdaki jinekologdan biriydi. Bu acımasız şiddet nedeniyle, konuya dikkat çekmek amacıyla 'Biz kadınlar yaşamak istiyoruz' sloganıyla sokaklara çıkıyoruz" dedi.

'KAPİTALİZM KOŞULLARI BİZİ ÖZELLİKLE ZORLUYOR'
Hükümetin birkaç açıklama dışında ciddi bir tepki göstermediğine ve liberal feministlerin de hükümete destek verdiğine dikkat çeken genç kadınlar, "Kadınların bedenleri hakkındaki kamusal tartışma bir kez daha tüm hızıyla devam ediyor ve biz kendi bedenimiz hakkında söz sahibi olamıyoruz. Viyana'da kadınları nesneleştirmeye çalışan bir eğilim var. Kadınların kendi geleceğini tayin edebilecek bir yaşam beklentisi, Viyana'daki kadınların özgür ve bağımsız bir yaşam sürmesini son derece kısıtlayan Avrupa'daki en uç cinsiyete dayalı ücret farkı nedeniyle de sık sık karartılıyor. Genç kadınlar olarak artan enflasyondan da muztaribiz. Gıda giderek daha pahalı hale gelirken, ücretlerimiz sabit kalıyor. Son dönemde regl ürünlerinin fiyatı da keskin bir şekilde arttı. Gündelik ürünler lüks haline geliyor. Kapitalizm koşullarının bizi özellikle zorladığını biliyoruz. Buna sağlık sigortası tarafından karşılanmayan kürtaj masrafları da dahil. Almanya'da olduğu gibi kürtaja izin verilmiyor, sadece belirli koşullar altında cezadan muaf tutuluyor. Bu aynı zamanda bedensel özerkliğin de kısıtlanması anlamına geliyor" ifadelerini kullandı. 

'FPÖ'DEN ÖNCE DE KADIN HAKLARI GİDEREK KISITLANIYORDU'
Genç kadınlar Yıldız ve Alexandria, şu ifadelerle devam etti: "FPÖ'nün seçim zaferinden önce de kadın hakları giderek daha fazla kısıtlanıyordu. Bunun bir örneği, 2018 FPÖ-ÖVP hükümetinin aile danışma merkezlerine ve diğer kadın tesislerine yönelik finansmanı kesme çabasıdır. Örneğin, öncelikle aile içi şiddetten etkilenen kadın ve çocuklarla ilgilenen aile yardım merkezinin bütçesi 1 milyon avroluk kesintiye uğradı. Politikacıların LGBTİ+ bayrağını açıkça çöpe attığı ve FPÖ politikacılarının cenazelerinde nasyonalsosyalist şarkıların açıkça söylendiği bir parti artık çoğunluğa sahip. FPÖ, cinsiyet rollerinin net bir şekilde ayrılmasını ve evdeki haklarımıza büyük kısıtlamalar getirilmesini talep ediyor. Aynı zamanda, politikaları yurt dışındaki kadınlara da zarar vermektedir, örneğin savaş bölgelerine daha fazla sınır dışı talep ederek ve AB sınırlarının genişletilmesini talep ederek."

'ZORA'NIN AMACI KADIN DEVRİMİ YOLUNU TANITMAK'
Viyana'da kadınların özgürleşmesi konusunda devrimci bir perspektifin eksikliğini hissettiklerini dile getiren genç kadınlar, "Gösteriler çoğu zaman liberal ve burjuva örgütler ve partiler tarafından yönlendiriliyor. ZORA'nın amacı Viyana'daki tüm kadınlara bunların dışında örgütlenme cesareti vermek ve gerçek bir alternatif olarak kadın devrimi yolunu tanımalarını sağlamaktır. Kadınlar olarak sadece ataerkilliğe karşı değil, aynı zamanda kapitalizme ve emperyalizme karşı da birlikte mücadele ediyoruz. Diğer ZORA gruplarıyla birlikte, enternasyonal dayanışmayı ve kendi cinsiyet kimliğimizi ve cinsel yönelimimizi özgürce ifade etmeyi savunuyoruz. Amacımıza ancak her kadın ataerkilliğin ve kapitalizmin baskısından kurtulduğunda ulaşacağız. Gazze'den Kürdistan'a, Filipinler'den Brezilya'ya… Çünkü ancak tüm kadınlar özgür olduğunda biz de özgür olacağız. Dünyanın dört bir yanındaki kadınların mücadeleleri bize ilham veriyor. Güney Amerika'da fiziksel olarak kendi geleceklerini tayin etmek için militan bir güçle mücadele eden kadınlar. Rojava'da her gün Türk faşizmine meydan okuyan kadınlar. Türkiye'de ve Bakur'da kadın cinayetlerine karşı mücadele etmek için on binler halinde sokaklara dökülen kadınlar. Tüm bu kadınlar bize umut veriyor. Onlara Viyana'dan dayanışma selamlarımızı gönderiyoruz" dedi.