19 Mayıs 2024 Pazar

'Ali Kırlangıçlı'nın akıbetini Hanefi Avcı biliyor'

729. Cumartesi Anneleri buluşmasında 26 yıl önce gözaltında kaybedilen Ali Kırlangıç'ın akıbeti soruldu.
Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şube binası önünde 729. buluşmasında 26 yıl önce gözaltında kaybedilen Ali Kırlangıç'ın akıbetini sordu. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme, HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu destek verdi.
 
Buluşmada basın açıklamasını yapan İkbal Eren, "Devlet; kayıp yakınlarının talep ve şikayetlerini iletmeleri sırasında meydana gelebilecek kötü muamele, korkutma, tehdit veya diğer müdahalelerin engellenmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür" dedi.
 
Eren, "Bizim adalet talebimize kulaklarını tıkayan savcılar, kayıp yakınlarının acılarını paylaşan, hakikat ve adalet taleplerine kayıtsız kalmayan kişilere de suç yaratma çabasındalar" dedi. Meşru adalet arayışımızı kriminalize etmeye çalışanlara seslenen Eren, "Uluslararası hukuka göre gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve hiçbir koşulda hoş görülemez. Her devlet, bu suçu önleme ve gerçekleşmesi halinde suçu ciddiyetine uygun bir biçimde cezalandırmakla yükümlüdür" diye belirtti.
 
7 MART 1993'TEN BERİ HABER ALINAMADI
 
Eren, Ali Kırlangıçlı'nın kaybedilme sürecini şöyle aktardı:
"Bursa İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesi 4. sınıf öğrencisi olan Ali Kırlangıçlı, 12 Eylül askeri darbesinin ardından 2 Ekim 1980 tarihinde tutuklandı. İstanbul'da askeri mahkemede yargılandı ve siyasi bir kararla idama mahkum edildi. 28 Mayıs 1990 tarihinde Bayrampaşa Kapalı Cezaevi'nden dört kişi ile birlikte firar edip yurtdışına çıktı. 1993 yılının başında Türkiye'ye döndü.
 
"6 Mart 1993 tarihinde İstanbul Kartal/Esentepe'de bir eve yapılan polis baskınında, sağ yakalanabilecek beş kişi taranarak öldürüldü. Aynı operasyon kapsamında, polisler Fatih'te bulunan bir eve de baskın yaparak evde bulunan beş kişiyi gözaltına aldı.
 
"Ali Kırlangıçlı 7 Mart 1993 tarihinde saat 11.00'e doğru İstanbul Fatih'teki bu eve gitti. Gittiği eve gece polis baskını yapıldığından ve halen evde kurulu olan polis karakolundan habersizdi.
 
"Bu tarihten sonra Ali Kırlangıçlı'dan bir daha haber alınamadı. Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 24 kişinin gözaltı kaydı yapıldı. Ancak Ali Kırlangıçlı'nın gözaltı kaydı yapılmadı ve gözaltına alındığı reddedildi."
 
HANEFİ AVCI YAZDIĞI KİTAPTA OPERASYONLARI KENDİSİNİN YÖNETTİĞİNİ SÖYLEDİ
 
Olaydan 17 yıl sonra dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı'nın Haliç'teki Simonlar adlı kitabında olayla ilgili bilgiler verdiğini hatırlatan Eren, Avcı'nın, 6 Mart 1993 tarihinde İstanbul'un değişik semtlerinde gerçekleşen operasyonları planlayan kişinin kendisi olduğunu belirttiğini ifade etti.
 
Eren, "Avcı, kitabında Kartal/Esentepe'deki ev baskınında altı kişinin öldürüldüğünü yazdı. Oysa tüm resmi belgelerde bu evde öldürülenlerin beş kişi olduğu yazılıydı. Kitapta öldürüldüğü söylenen altıncı kişi aynı operasyon kapsamında 'Fatih'te karakol kurulan eve giden Ali Kırlangıçlı mıydı?' sorumuz cevapsız kaldı" diye belirtti.
 
Eren, Ali Kırlangıçlı'nın akıbetinin açığa çıkartılmasını, sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için, savcıları göreve çağırdı.
 
'ALİ SAĞ OLABİLİR' UMUDUMUZ YAŞAMAKTADIR
 
Cumartesi Anneleri buluşmasına Ali Kırlangıçlı'nın ağabeyi İbrahim Kırlangıçlı bir mektup yolladı. Mektubu Ali Kırlangıçlı'nın aynı davadan yargılanan arkadaşı okudu. Kardeşinin üniversite 4. sınıfta okurken, 12 Eylül Cuntası döneminde, 2 Ekim 1980 tarihinde gözaltına alındığını ve Bursa Emniyeti'nde 45 gün işkenceli sorgudan geçirildikten sonra tutuklandığını aktaran Kırlangıçlı, 28 Mayıs 1990 tarihinde kardeşiyle birlikte 5 kişinin Bayrampaşa Kapalı Hapishanesi'nden firar ettiklerini kaydetti. Firar ettikten sonra yurtdışına çıkan kardeşinin, ülkeye döndükten kısa süre sonra, 6 Mart 1993 tarihli polis operasyonu doğrultusunda, 7 Mart 1993 günü saat 11.00 sıralarında Fatih'te gözaltına alındığını ifade eden Kırlangıçlı, mektubunu şöyle sürdürdü:
"Kardeşim Ali Kırlangıçlı'yı gözaltına alan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Ali'nin gözaltına alındığını kayıtlara geçirmedi ve bizleri bilgilendirmedi. Gözaltına alındığı haberini duyar duymaz, Avukatı Kemal Kırlangıç tarafından bu durum soruşturulmasına rağmen, hiçbir bilgi verilmedi, gözaltına alındığı bile kabul edilmedi. Kardeşim Ali Kırlangıçlı'nın gözaltına alınması ile ilgili tüm girişimlerimiz boşa çıkarıldı. Tam 26 yıldan bu yana kardeşimin durumu ile ilgili olarak içimiz kaygılarla doludur. Ali Kırlangıçlı'nın gözaltına alınmasından sonra ne yapıldığı bizlere açıklanmak zorundadır. O günden bu yana kendisinin ölü mü, canlı mı olduğu konusunda hiçbir haber alamadık. Tam 26 yıl oldu. Peki, kardeşime ne oldu? Kimi kimden sorayım? Ne ölüsünden, ne dirisinden haber alamadığımız kardeşim Ali'yi kimlere sorayım? Çalmadık kapı kalmadı ama cevap yok. Aradan 26 yıl geçmiş olsa da hala içimizde bir yerlerde, 'Ali sağ olabilir' umudumuz yaşamaktadır.
 
"Kardeşim Ali, devrim mücadelesinin isimsiz kahramanlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. Bir mezar taşı bile olmayan Kardeşim Ali'nin ismini ve siyasi kimliğini hiç kimse yok edemeyecektir. Kardeşim Ali, devrimci onuru ve kişiliğiyle ölümsüzleşmiştir. Aramızdan ayrılan tüm gözaltında kayıplar gibi, onların hepsi insan  güzeliydiler."