25 Kasım 2024 Pazartesi

'Akademide düşünce suçu diye bir olgu olamaz'

Barış Bildirisi'ne imza attıkları için bir yıl önce DEÜ'de sözleşmeleri yenilenmeyen 13 akademisyen için kurulan komisyon, bugüne kadar ifadelerine dahi başvurmadı. Rektörlük önüne siyah çelenk bırakan Eğitim Sen ve SES üyeleri "Akademide düşünce suçu diye bir olgu olamaz" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörlüğü, "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attıkları için 28 Haziran 2017 tarihinde sözleşmelerini yenilemediği 13 akademisyenin ifadelerine dahi başvurmadı. Bu süre zarfında 3 rektör değişikliği yaşayan üniversite, akademisyenler hakkında bugüne kadar herhangi bir araştırma ve inceleme yürütmedi. Akademisyenlerin durumlarının incelenmesi amacıyla kurulan 4 komisyon ve 12 soruşturmacı da akademisyenlerden henüz savunma istemedi. Bu süre içerisinde akademisyenlere destek veren Araştırma Görevlisi Özer Yersüren kadro düzenlemesinden yararlanma hakkını kaybederken, Araştırma Görevlisi Dilek Karabulut'un da sözleşmesi imzacı akademisyenlere destek verdiği gerekçesi ile yenilenmedi.
 
Akademisyenlerin işlerine iade edilmesi talebiyle Eğitim-Sen İzmir 3 Nolu Şubesi ve SES, DEÜ Rektörlüğü önüne bir kez daha siyah çelenk bıraktı. Çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün yanı sıra öğrencilerin de destek verdiği eylemde Eğitim-Sen İzmir 3 No'lu Şube Başkanı Kıyasettin Yasa basın açıklamasını okudu.
 
Çok sayıda OHAL kararnamesinin çıkarıldığını ifade eden Yasa, bu şekilde yüzlerce muhalif akademisyen ve üniversite çalışanının ihraç edildiğini hatırlattı. Bu akademisyenlerin önemli bir kısmının barış akademisyenlerinden olduğuna dikkat çeken Yasa, haklarında hiçbir adli hüküm olmamasına rağmen başarılı akademisyenlerin çeşitli yollarla cezalandırıldığını söyledi. Yasa, "Akademisyenleri KHK listelerine yazdırmayan üniversite yönetimleri çeşitli kınama cezalarıyla süreci sona erdirdi. Böyle akademisyenler haklarını arama yoluna gidebiliyorlar. DEÜ ise açığa almanın kendisini bir cezaya çevirdi. Bu durum Türkiye'de eşine rastlanmayan bir durumdur. Üniversiteler, akademik özerklik ve ifade özgürlüğü gibi evrensel değerlere sahip olmalıdır. Türkiye'de cari hukuk düzeninin suç görebileceği bir düşünce üniversiteler düzen açısından hiçbir anlam taşımamalıdır. Akademide hiçbir zaman düşünce suçu diye bir olgu olamaz" dedi.
 
'DÜŞÜNCELERİ AÇIKLAMAK SUÇ DEĞİLDİR'
 
Rektörlüğün son bir yılda hak ihlallerine devam ettiğini vurgulayan Yasa, DEÜ'de bu sürecin artık sona erdirilmesi gerektiğini söyledi. Yasa, şöyle devam etti: "Özlük haklarına saygı duyulmalı, liyakat ilkeleri tüm personel için geçerli olmalıdır. Soruşturma komisyonu değiştirilmeli ve soruşturma sonlandırılmalıdır. Arkadaşlarımız suçsuzdur, düşüncelerini açıklamak suç değildir. Kendilerini savunmak zorunda değillerdir, aksine biat kültürünün yaygınlaştığı, oto sansürün normalleştiği bu devirde bizler için gurur kaynağı olmuşlardır. Özer Yersüren'in kadrosu 33/a maddesine aktarılmalıdır, Dilek Karabulut'un sözleşmesi yenilenmelidir. Tüm arkadaşlarımız işlerinin başına dönmelidir. Bizler, öğrencileri ve hastaları adına da bu taleplerimizi dile getiriyoruz."