24 Kasım 2024 Pazar

AGİT: İktidarın seçim çalışması kutuplaştırma üzerine

AGİT Heyeti, seçim sürecine ilişkin açıkladığı ara raporunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim çalışmalarını sosyal medya tutuklamaları ve diğer adayları kutuplaştırıcı dille yaptığını belirtti. Ayrıca YSK ve RTÜK'ün tarafsız olmadığına dikkat çekti.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) heyeti, seçim sürecine ilişkin açıkladığı ara raporunda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın diğer adaylara yönelik dava açması ve 'terör' suçlaması yönelttiğini vurguladı.
 
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler sürecini izleyen AGİT heyeti, resmi olarak 24 Mayıs'ta görevine başladı. Büyükelçi Audrey Glover başkanlığındaki heyet, AGİT bünyesinde Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'ne (ODIHR) bağlı olarak görev yapıyor. Heyet, kampanya sürecine ilişkin ara rapor hazırlıyor.
 
Seçim tamamlandıktan 8 hafta sonra AGİT ilkeleri açısından süreçte neler yaşandığını ve düzeltilmesi gerekenlere ilişkin hükumete önerilerini içeren raporunu yayımlıyor.
 
YSK TARAFSIZ DEĞİL
 
AGİT heyeti, seçim sürecine dair hazırladığı ara raporunu Cuma günü internet sitesi aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı. AGİT heyeti, geçmiş dönemlerde yapılan halk oylaması ve seçim raporlarına ilişkin yaptığı basını toplantısını yapmaması ve Türkçe rapor yayınlamaması dikkat çekti.
 
CHP'nin, mühürsüz oy pusulası ve zarf gibi düzenlemelerden bazılarını iptal ettirmek üzere Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurduğu ancak ret yanıtı aldığı hatırlatıldı. YSK'nın ise seçim sürecine ilişkin yegane karar verici organ olduğu ve siyasi partiler veya seçmenler tarafından YSK kararları aleyhine yargıya başvurulamadığı vurgulandı.
 
ERDOĞAN'IN SEÇİM ÇALIŞMASI: TUTUKLAMALAR
 
Raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sıklıkla diğer adayları ve partileri terörizm destekleyicisi olarak işaret ettiği ifade edildi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Muharrem İnce aleyhine seçim kampanyası konuşması nedeniyle dava açtığı da kaydedildi.
 
AGİT heyetinin ara raporunda, seçim çalışmaları döneminde sosyal medya kullanıcılarıyla ilgili "İçişleri Bakanlığı'nın verileri itibariyle 28 Mayıs-11 Haziran tarihleri arasında 1199 sosyal medya kullanıcısı hakkında 'terör propagandası' yaptığı, nefret söylemi kullandığı, devletin bütünlüğü ve toplumsal bütünlük aleyhine olduğu" tespiti yapılırken; bu kişilerden 643'üne yasal işlem yapıldığı bilgisi aktarıldı.
 
RTÜK KAMUOYUNA AÇIK
 
Türkiye'deki medya ile ilgili "Hükümetle bağlantılı veya kamu ihalelerine bağımlı sahipleri olan kuruluşlar egemen" ifadesi kullanılırken havuz medyasının kutuplaşma siyasetine katkısı ve özgür basının kapatılarak gazetecilerin tutuklandığı da vurgulandı.
 
Raporda, "Anayasa'nın ifade özgürlüğü hakkını genel anlamda koruma altına aldığı ancak medya üzerinde Terörle Mücadele Yasası ve internet ortamına ilişkin yasal düzenlemelerle sınırlamalar olduğu" da vurgulandı. YSK'nın, "medyaya yaptırım uygulama gücünün ise yürürlükten kaldırıldığı" söylendi. Ayrıca Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), medya izleme raporlarının ise kamuya açık olmadığı da kaydedildi.