Adana'da kadın katliamına karşı yürüyüş: Susma, direnişi örgütle
Kadınları eve kapatmaya çalışan, "kadınlık vasfı" adı altında kadınları köleliği dayatan zihniyeti kabul etmediklerinin altını çizen Adanalı kadınlar, kadın katliamına, iktidarın kadın düşmanı politikalarına ve yargının cezasızlık politikalarına karşı yürüdü. Hakları ve yaşamları için sokakları terk etmeyeceklerini vurgulayan kadınlar, tüm kadınları örgütlü mücadeleye çağırdı.
Bir gün içinde beş kadının katledildiği Adana'da kadınlar bir kez daha sokaktaydı. "Bu ülkede kadın katliamı var" diyen Adana Kadın Platformu, Turgut Özal Bulvarından Duygu Cafe önüne yürüdü. "Artık yeter! Cani, sapık, psikopat değil devletin önlemediği erkek şiddeti! Hesap sormak için sokaklardayız!" pankartıyla yürüyen kadınlar sık sık, "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Susma, sinme, direnişi örgütle", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Jin, jiyan, azadi" sloganlarını haykırdı.
Basın metnini okuyan Zehra Aydın kadın katliamının sebebinin erkek egemen devlet ve onun katliamcı zihniyetini yaşatmayı kendine görev bilen iktidar olduğunu kaydetti. Aydın, "Bizleri eve kapatmaya çalışan, 'kadınlık vasfı' altında bize köleliği dayatan bu zihniyeti kabul etmiyoruz" dedi.
'ADALETE BİR ADIM YAKLAŞABİLİYORLAR'
Narin'e ne olduğunu sorarken İkbal ve Ayşenur'un vahşice öldürüldüğünü öğrendiklerini, onların isyanını haykırırken üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in Van gölü kıyısında cansız bedenine ulaşıldığı haberini aldıklarını söyleyen Aydın, "Kadınlar boşanmak istedikleri erkeklerce sokak ortasında vahşice öldürülüyor, genç kadınlar para kazanmak için gittikleri işyerlerinde şiddetin her biçimine maruz kalıyorlar. Umutsuzluğun, geleceksizliğin dayatıldığı kadınlar ve gençler intihara sürükleniyorlar. Boşanmak isteyen kadınlar fail eşleri tarafından çocukları öldürülerek 'cezalandırılıyor', toplum karşısında kusurlu gösterilmeye çalışılıyorlar. Hem çocuklarından hem yaşamlarından koparılan bu kadınlar, devletin hiçbir organında seslerini duyuramıyor ve ancak sosyal medyada kamuya mal olursa adalete bir adım yaklaşabiliyorlar" ifadelerini kullandı.
'SOKAKLARI TERK ETMİYORUZ'
Faillerin sistematik bir şekilde uyguladıkları şiddetin karşılığında adeta ödüllendirildiğini ve bu cezasızlık politikasından erkeklerin güç aldığının altını çizen Aydın, "Devlet katilleri, şiddet faillerini tutuklayıp kadınları yaşatan yasaları etkin işleteceğine hakkını arayan işçiyi, toprağını koruyan köylüyü, yaşam isteğini haykıran kadınları, gençleri işkenceyle gözaltına alıyor. Bununla kalmayıp sokak hayvanlarını acımasızca katleden yasaları yürürlüğe sokuyor. İktidar sokakta yaşayan canlıları katillerden, tecavüzcülerden daha tehlikeli görüyor. Bunu kabul etmiyoruz! Şiddeti körükleyen zihniyetten doğma yasların kaldırılması ve bizleri koruyan yasaların etkin şekilde uygulanması için isyanımızı, öfkemizi büyütüyor sokakları terk etmiyoruz" dedi.
'BÜTÜN KADINLARI MÜCADELEMİZİ BÜYÜTMEYE ÇAĞIRIYORUZ'
Aydın, şöyle devam etti: "Erkek şiddetine karşı önleyici ve caydırıcı politikaların yapılması için, İstanbul Sözleşmesi'ne dönülmesi ve Sözleşme'nin gereğinin yerine getirilmesi için, 6284 sayılı Kanun'un etkin bir şekilde uygulanması için, kadına yönelik ayrımcılığın her türlüsünün ortadan kaldırılması için, şiddetle mücadele konusunda, önleyici, koruyucu ve caydırıcı ulusal-uluslararası hukuk ve mevzuatı temel alan düzenlemelerin hayata geçirilmesi için, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik politikaların üretilmesi ve uygulanması için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Katledilen her kadının hesabını sormak, isyanımızı büyütmek için bütün kadınları mücadelemizi büyütmeye çağırıyoruz."