25 Kasım 2024 Pazartesi

24 yıldır kanayan yara: İbrahim Kartay'ın katili kim?

Cumartesi Anneleri'nin gözaltında kayıpların aydınlatılması için 698 haftadır sürdürdüğü oturma eyleminde bu hafta İbrahim Kartay için adalet istendi.
Gözaltında kayıplar ve faili meçhul cinayetlere dikkat çekmek amacıyla 698'inci kez düzenlenen oturma eyleminde "Türkiye'de binlerle ifade edilen, kayıp, faili meçhul ve yargısız infazların hiçbir şekilde bir tanesi aydınlatılmış değil" dendi. Galatasaray Meydanı'nda kayıplarının resimlerini taşıyan Cumartesi Anneleri, 24 yıl önce gerçekleşen bir vahşeti hatırlatarak, köy yakılması olayında kaybedilen İbrahim Kartay'ın akıbetinin açıklanması istendi.
 
Gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç yaptığı konuşmada, "Kaybettiğiniz, katlettiğiniz, akıbetinden hiç bir şekilde haber alamadığımız binlerce insanımız var. Bunlar bu ülkenin sınırları içinde oldu. Sizin üniformalı, yetkili, maaşlı cellatlarınız tarafından yapıldı bunlar. Bunları bizler biliyoruz, şahitleriyiz, sizler de çok iyi biliyorsunuz kim olduklarını. Ama ısrarla siz yüz yıldır katliamlarınızı devam ettiriyorsunuz. Bu katledilen insanların akıbetini siz gizliyorsunuz, kozmik odalarınızda saklıyorsunuz. O eli kanlı, ağzı kanlı cellatlarınızı koruyorsunuz. Yargı zırhıyla koruyorsunuz. Makam, mevki vererek ödüllendiriyorsunuz" dedi.
 
Karakoç sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz burada yıllardır feryat ediyoruz. Bu insanlara hak ettikleri adaletle muamele yapın diye. Bu insanların acılı ailelerinin yüreklerine su serpilsin diye. Dünyanın neresine giderseniz gidin, en vahşi, medeniyetten uzak toplumlara bile gidin ölünün anısına saygı vardır. Ama Türkiye'de binlerle ifade edilen, kayıp, faili meçhul ve yargısız infazların hiçbir şekilde bir tanesi aydınlatılmış değil."
 
Bu haftaki basın açıklaasını okuyan İkbal Eren ise "Yargı makamları zamanaşımı hükümlerini faillerin soruşturulmasını ve yargılanmasını önlemek için kullanmaya son versin. İbrahim Kartay dosyasında hakikati açığa çıkartacak, bu suçun tüm sorumlularını tespit ederek cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılsın" talebini dile getirdi.
 
Yetkililere seslenen Eren, şu soruları sordu: "Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan insanlarımıza ne oldu? Onların akıbetleriyle ilgili olarak açıklama yapma görevinizi neden yerine getirmiyorsunuz? Gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetini açığa çıkartacak etkili ve bağımsız soruşturma yapma görevini neden yerine getirmiyorsunuz? AİHM'de mahkumiyetle sonuçlanan davalarda bile iç hukukta neden sonuç alamıyoruz?" 698 haftadır sorularının karşılıksız bırakıldığını söyleyen Eren, "Çünkü devleti yönetenler Türkiye'nin bir hukuk devleti olmasını istemiyor" diye ekledi.
 
Eren, İbrahim Kartay'ın eşi Salime Çakır'ın "Eşimin akıbetini ömrümün sonuna kadar araştıracağım. Onun kemiklerini görmediğim sürece yaşadığına inanacağım ve hep arayacağım. Bu davamdan asla vazgeçmeyeceğim" sözlerini hatırlatarak "Onun kararlılığı bizim de kararlılığımızdır" dedi.
 
GERİDE DÖRT ÇOCUK BIRAKTI
 
Açıklamaya göre İbrahim Kartay'ın kaybedilmesi şu şekilde gelişti: 15 Ağustos 1994 günü askerler Diyarbakır Hani İlçesi'nin köylerine operasyon düzenledi. Sabah erken saatlerde etrafı sarılan köylerden biri de Hani'ye 19 km mesafede olan Gömeç Köyü'ydü. Gömeç'e giren yüzlerce asker köylüleri meydana topladı ve köyü boşaltmalarını söyledi. Köylülerin eşyalarını ve gıda maddelerini almalarına zaman vermeden evler yakılmaya başlandı. Köylülerin geçim kaynağı olan hayvanlar da silahla taranarak öldürüldü.
 
Evlerin ateşe verilmesiyle 29 yaşındaki İbrahim Kartay da ailesi ile birlikte köyü terk etmeye hazırlandı. 6 aylık hamile olan eşine, üç küçük çocuğunu da yanına alarak köyden uzaklaşmasını söyledi. Kendisi de henüz yanmayan evine yiyecek almak için girdi. Yanına bir miktar peynir, salça ve ekmek aldı ve ailesinin yanına gitmek için dışarı çıktı. Biraz yol almıştı ki, askerler tarafından fark edilerek gözaltına alındı.
 
Köy çıkışında eşini bekleyen Salime Çakır'a köylüler İbrahim'in gözaltına alındığı bilgisini verdi. Çocuklarıyla komşu köye sığınan Salime Çakır, eşinden haber alma umuduyla 10 gün bekledikten sonra kayınpederi ile birlikte Hani'ye giderek savcılığa başvurdu. Savcılıktan cevap alamayınca Hani Jandarma Karakolu'na gittiler. Karakolda baba Kadri Kartay'a "Senin oğlun, terörist ama biz onu serbest bıraktık, nerede olduğundan haberimiz yok" cevabı verildi. Bir süre daha oğlunun gelmesini bekleyen baba tekrar karakola gitti. Karakoldan kendisine ateş açıldı ve oğlunu bir daha sormaması için tehdit edildi.
 
Komşu köylerden bir kişi aileye gönderdiği haberde 8 gün İbrahim ile birlikte gözaltında tutulduğunu ve İbrahim'in kendisine "Aileme ve akrabalarıma haber ver, beni öldürecekler" dediği bilgisini ulaştırdı. Aile'nin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Gözaltına alınırken ve gözaltındayken insanlar tarafından görülmesine rağmen gözaltına alındığı inkar edilen İbrahim Kartay'dan bir daha haber alınamadı.