21 Kasım 2024 Perşembe

2024'ü kazanmak için

2024'ün girişinde apaçık görünen gerçeklik ve imkan zemini şudur: Önümüzdeki yerel seçim gündemi ve bu gündemin kendine özgü imkan yelpazesi var. Bu imkanlar eğer layıkıyla değerlendirilebilirse, 2024 Mart-Mayıs sürecini de kapsayan anlamlı ve elle tutulur kazanımlarının ilk basamağı olabilir, olacaktır. Mart-Mayıs sürecini politik ve örgütsel boyutlarıyla kapsamlı ve sistemli bir taktik plana somutlamak, kuvvetleri bu planın realize edilmesi için en etkin ve verimli biçimde teksif etmek ve yönetmek devrimci başarının temel koşuludur.

Geçen yılın biriktirdiği ve hazırladığı mücadele koşullarıyla yeni bir kavga yılını adımlıyoruz.

2023'ün iki ana siyasal konjonktür olarak gerçekleştiği söylenebilir. 6 Şubat depremi ve burjuva düzen seçimleri iki ana siyasal konjonktürü ve dolayısıyla sınıf mücadelesinin toplam koşullarını belirledi. Deprem konjonktürü, politik islamcı faşist şeflik rejiminin ve bir bütün olarak burjuva düzenin hegemonyasını esaslı biçimde sarstı. Deprem devlet-halk çelişkisini ve kopuşmasını boyutlandırdı. Emekçi sol hareketimizin değişik bölükleriyle etkinleştiği ve bir halk dayanışması siyaseti pratiğiyle öne çıktığı deprem konjonktürü ne yazık ki burjuva seçim konjonktürüyle tersine bir yön ve karakter kazandı.

2023 burjuva düzen seçimleri gerici-faşist hegemonyanın işçi sınıfı ve ezilenler üzerinde yeniden güç ve işlev kazandığı bir uğrak oldu. Emekçi sol hareketimizin büyük bölümü burjuva muhalefete yedeklenerek ezilenler için uğursuz bir rol oynadı. Politik bağımsızlığını ve varlık gerekçesini anlamsızlaştırdı. Politik islamcı faşist şefin yeniden seçim kazandığı düzen seçimlerinin ardından yeni bir politik iklim oluştu. Seçim zaferiyle saldırı inisiyatifini bir kez daha eline alan politik islamcı faşist şef, ekonomik ve siyasi terörünü yükseltti. Zam, vergi ve ücret politikasıyla işçi sınıfı ve yoksulları en sefil koşullara mahkum etti. Değişim umuduna sarılan ve burjuva muhalefete bel bağlayan on milyonlarca emekçi kendini daha ağır ekonomik ve politik koşullar içinde buldu.

2023 yılı boyunca politik islamcı faşist rejimle mücadele eden politik özneler, ezilen toplumsal sınıf ve kesimler, seçim uğrağının akabinde ağırlaşan ekonomik, siyasi ve toplumsal yaşam koşullarına karşı seslerini ve eylemlerini yeniden yükseltmeye başladı. Kötüleşen ve giderek daha çekilmez yaşam koşullarına karşı ve örgütlenme hakkı için işçi sınıfı bölükleri çeşitli direnişlerle faşizm ve sermayenin karşısına dikildi. Öğrenci gençlik, KYK yurtlarının ölüm ve intihar dayatan berbat koşullarına karşı binler olup protestoya durdu. Filistinli ulusal kurtuluş örgütlerinin devrimci savaş hamlesini soykırımla boğmak isteyen İsrail siyonizmine karşı halklarımız mazlum Filistin halkının yanında durdu. Kadınlar 'kutsal aile' ve biat isteyen şef tipi aile politikasına karşı 25 Kasım eylemleriyle en güçlü tepkisini gösterdi. Kürt halkımız faşizmin sömürgeci savaş, işgal ve İmralı mutlak tecridine dur demek için harekete geçti.

2024 yılına bir önceki yılın giderek ivmesi yükselen ve çapı büyüyen bütün bu mücadele dinamikleri ve gerçeklik tablosuyla girildi. Halklarımız ve emekçi sol hareketimiz için 2024 yeni ve zorlu bir mücadele yılı olacaktır. İşçi sınıfı ve halklarımızın politik islamcı faşist şeflik rejiminin ekonomik ve siyasi terörüne karşı hoşnutsuzluğu ve öfkesi sürüyor, gün geçtikçe de büyüyor. 2024 yılı devrimci olanak ve ideo-politik riskleriyle önümüze tamamlanmayı bekleyen açık uçlu bir politik zaman tablosu olarak dikiliyor. Bir bütün emekçi sol hareketimize ve devrimci sosyalistlere kendini politik olarak yeniden ve daha üst düzeyde üretmenin zaman ve imkanını tanıyor. O halde soruyu şöyle somutlayabiliriz: 2024'ü nasıl kazanabiliriz?

Hiç kuşku yok ki, 2024 yılını nasıl kazanabiliriz sorusuna farklı politik ve örgütsel ihtiyaçlar perspektifinden yanıtlar aranabilir ve verilebilir. Biz bu soruya cevabı, diğer tüm düzlemlerdeki politik perspektifleri dışta tutup, devrimci sosyalistlerin konumundan ve mücadelenin devrimci öncü ihtiyaçlarından bakarak bir somut perspektif sunmaya çalışacağız.

Lenin, Ne Yapmalı'da "Her koşul altında ve her an, siyasal savaşıma girişmekte ustalaşmış güçlü bir örgüt olmadan, sağlam ilkelerle aydınlanmış ve azimle yürütülen, taktik diye adlandırılmaya layık o sistemli eylem planından söz edilemez" vurgusu yapar ve örgüt ile taktik ilişkisini kesin ölçütlere bağlar. Aynı eserinde, bu ölçütlendirmeyi "sağlam bir biçimde kurulmuş ve etkin güçleri olan" bir örgütün uygulayacağı taktik ile böyle olmayan bir oluşumun hareket tarzının tamamen farklı olacağının altını çizer. Bir devrimci taktiğin asgari örgütsel yapı ve çerçevesini kalın çizgilerle konturlar.

Devrimci sosyalistlerin birleşik taktik kuvvet olma düzeyi ile bağımsız ve kendi başına taktik güç olma düzeyi arasında somut ölçülebilir fark olduğu açıktır. Keza ML komünistlerin değişik mücadele coğrafyalarındaki taktik güç düzeyleri de birbirinden farklı ve eşitsizdir. Dolayısıyla bu gerçek durum 'plan olarak taktik'in uygulanmasının önkoşuludur. Buradan ilerlersek; her şeyden önce 2024'ü kazanmak öncelikle imkan ve gerçeklik devrimci diyalektiğine yaslanan bir taktik politika serisiyle realize olabilir ancak. İmkan ve gerçeklik ilişkisinde gerçekliğin iki boyutunun somut ve yalın biçimde görülmesi gerekir. Birinci gerçeklik düzlemi, komünist öncünün örgütsel durumudur. İkinci gerçeklik düzlemi, ezilenlerin belirli politik koşullarla kuşatılmış durumudur.

2024'ü kazanmak her halükarda 'plan olarak taktik'lerin konusudur. Devrimci sosyalistler verili örgütsel gerçekliklerini ancak ve yalnızca politik mücadelenin çok yönlü ihtiyaçlarını öncülük konumundan yanıtlayarak aşabilir ve anlamlı bir taktik güç olarak gelişebilir. Bu, bütün devrimci partilerin de gelişme yoludur. Her yeni siyasal konjonktür gibi, 2024 politik zamansallığı da çeşitli devrimci imkanlarla önümüze seriliyor. 2024'ün imkan yelpazesinde devrimci gelişme için tutunup yaslanacağımız imkanları seçip almak ve bunları bir taktik plana somutlamak ve bu planı en yüksek düzeyde uygulayabilmek devrimci başarıyı getirecektir. 2024'ün girişinde apaçık görünen gerçeklik ve imkan zemini şudur: Önümüzdeki yerel seçim gündemi ve bu gündemin kendine özgü imkan yelpazesi var. Bu imkanlar eğer layıkıyla değerlendirilebilirse, 2024 Mart-Mayıs sürecini de kapsayan anlamlı ve elle tutulur kazanımlarının ilk basamağı olabilir, olacaktır. Mart-Mayıs sürecini politik ve örgütsel boyutlarıyla kapsamlı ve sistemli bir taktik plana somutlamak, kuvvetleri bu planın realize edilmesi için en etkin ve verimli biçimde teksif etmek ve yönetmek devrimci başarının temel koşuludur.

Devrimci sosyalistler, imkanları en iyi ve verimli şekilde değerlendirme misyonu ve sorumluluğuyla hareket etmelidir. Yerel seçimler kelimenin tam anlamıyla devrimci siyasetin yerelleşmesinin bütün imkan ve araçlarını önümüze sermektedir. Ezilen ve yoksul kitlelerle yeni anlamlı ve sıkı bağlar kurmak tümüyle mümkündür. Bunun bütün koşulları vardır ve her gün daha elverişli hale gelmektedir. Devrimci sosyalistler, yerelleşme, halklaşma, kitleselleşme ve bütün bunların somut karşılığı olarak örgütsel gelişim ve büyüme çizgisinden yürüyerek 2024'ü öncü olarak kazanabilir. Yerel seçimler, yerelleşmenin örgütsel taktik planı olarak kavranmalıdır. Emekçi kitlelerle gerçek ilişkilerin kurulacağı yerel seçimler kesiti, öncünün kitlelerle birlikte politika yaptığı ve dolayısıyla öncü-kitle kaynaşmasının sağlandığı bir süreç olarak özel olarak örgütlenmelidir. Kuşkusuz yerel iktidar mevzileri kazanmak yerel seçim çalışmasının temel hedefidir. Bu hedeflerin kazanılması başlı başına bir yerelleşme politikası ve başarısını somutlayacaktır.

Yerel politika ve yerelleşmenin politik ve toplumsal temaları çok iyi belirlenmelidir. Örneğin, düzen çürümesi ve onun bir boyutu olarak toplumsal çürüme emekçi sınıflara uyuşturucu ve mafya gerçekliği olarak yansıyor. Yerelleşme stratejisinde gerçek ve yakıcı olan bu konu atlanarak emekçilerle anlamlı bir ilişki ve kaynaşma sağlanamaz. Emekçi semtlerde varlığını güçlü bir halk istemi olarak duyuran uyuşturucu, mafyalaştırma ve yozlaştırma karşıtı bilinç, politik ve örgütsel gelişim zeminimizdir. Diğer yandan deprem konusu bir başka yerelleşme ve örgütlü politikanın imkanlarının biriktiği konu olarak geniş kitleleri kapsamaktadır. Bu konuda geçen yılın biriktirdiği bütün edinimlere yaslanarak, kitlelerin taleplerini örgütlemek ve kitlerle birlikte talepleri yükseltmek, kitle içerisinde devrimci sosyalistleri maddi bir varlık haline getirebilir, getirecektir.

Devrimci sosyalistler, 2024'ü kazanmanın örgütsel taktik planını muhakkak öncünün verili düzey ve kapasitesini yükseltecek özel bir planlama ve hedefli çalışma konusu haline getirmelidir. Yeni güçler devşirmek ve partileştirmek, yitirilmiş mevzi ve alanları geri kazanmak, politik ve yaratıcı çalışma tarzını kazanmak ve yükseltmek, öncünün taktik güç ve kapasitesini büyütmek, her bakımdan nitelik kazanmak... 2024'ü öncü ve emekçi kitleler adına kazanmak için görev başına!

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 5 Ocak tarihli 149. sayı başyazısı.