'19 Aralık katliamı insanlığa karşı suçtur, unutturmayacağız'
19 Aralık katliamının yoldönümünde, katliamın yaşandığı hapishanelerden biri olan Ümraniye Hapishanesi önünde açıklama yapan İHD İstanbul Şubesi, "19 Aralık insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Unutmadık, unutturmayacağız" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 2000 yılında 20 hapishane eşzamanlı olarak gerçekleştirilen ve 28 devrimci tutsağın katledildiği 19 Aralık katliamının yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı.
Katliamın gerçekleştiği hapishanelerden biri olan Ümraniye Hapishanesi önünde yapılan eylemde, "19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız" pankartının yanı sıra katledilen tutsakların fotoğrafları taşındı. "19 Aralık'ı unutma unutturma", "İnsanlık onuru işlenceyi yenecek" sloganları atıldı.
Açıklama yapan İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, 19 Aralık'ta başlayan ve dört gün boyunca süren katliam boyunca iş makineleri, ateşli silahlar, gaz bombaları, yanıcı kimyasal silahlar kullanılarak 20 hapishaneye aynı anda saldırı düzenlendiğini hatırlattı.
Silahsız tutsakların katledildiği bu katliamı devletin yetkililerinin sonuna kadar savunduğunu vurgulayan Yoleri, katliamı protesto için başlatılan açlık grevi ve ölüm oruçlarında yüzü aşkın kişinin yaşamını yitirdi, yapılan eylemlerde 3 bine yakın kişinin gözaltına alındığını hatırlattı.
Katliamda sağ kurtulan tutsakların da hücre tipi hapishanelere götürülürken ağır işkence ve tecride maruz kaldığını söyleyen Yoleri, ardından da isyan ve mala zarar verme iddiasıyla haklarında dava açıldığını söyledi.
KATLİAMIN İZLERİ SİLİNMEZ
Yoleri, şu bilgileri verdi: "Katliamın izleri silinecek gibi değildi ama hızla deliller karartılmaya çalışıldı. Katliam failleri ve sorumlular hakkında etkin soruşturma yürütülmedi, hatta korundular, terfi ettirildiler. Dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, bu katliamdaki rolü nedeniyle 2004 yılında 'Devlet Üstün Hizmet Madalyası'yla ödüllendirildi.
"Bayrampaşa Hapishanesi'yle ilgili ilk dava, Eyüp Cumhuriyet Savcılığı'nın 37 er ve 2 astsubay hakkında hazırladığı iddianameyle, Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tam 10 yıl sonra açılabildi.
"O dönem Bayrampaşa Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olan Zeki Bingöl, ifadesinde, operasyonun İstanbul Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş'un yazılı verdiği 'Tufan Harekât Emri'ne göre gerçekleştirildiğini söyledi ve aralarında üst düzey komutanların da olduğu 157 jandarmaya 'öldürme' ve 'öldürmeye teşebbüs' suçlamalarıyla, 2015 Mart'ında ikinci bir dava açıldı.
"'Gizli' ibareli harekat emirleri 14 yıl sonra mahkemeye gönderildiğinde görüldü ki; müdahale harekat emrinde; Adalet, İçişleri, Sağlık Bakanlıklarının, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Dairesi Başkanı Osman Özbek'in imzası var. Ve operasyon emri 12 Aralık'ta verilmiş. Bu tarih itibariyle Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı İstanbul Jandarma Komutanlığı emrine verilerek operasyon hazırlığı yapılmış, operasyona katılacak birimler yeni görev yerlerine sevk edilmiş, katliam ince ince planlanmış.
"Bunca bilgiye, bilirkişi raporlarına, tanık anlatımlarına, Adli Tıp raporlarına rağmen, açılan davaların Bayrampaşa hapishanesi dışında kalanları zamanaşımı ve beraat kararları ile kapatıldı.
"Ümraniye Cezaevinde dört tutuklu bir de uzman çavuşun öldürüldüğü operasyona ilişkin 267 askerin yargılandığı ve 15 yıl önce açılmış olan davada karar 3 Aralık günü yani 16 gün önce verildi. Anadolu adliyesinde görülen davada 8. Ağır Ceza Mahkemesi, müdahil avukatların tüm taleplerini reddettikten sonra kararı açıkladı. Mahkeme, sanıklardan beşi hakkında dava sürecinde hayatlarını kaybettikleri için davanın düşürülmesine karar verirken, geri kalan 262 sanık hakkında; 'kasten yaralama' ve 'işkence' suçlarından davanın zamanaşımından düşmesine, 'faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme' suçundan da 'aleyhlerine mahkumiyetlerine yeterli her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığı' gerekçesiyle beraat kararı vererek cezasızlık ayıbına bir yenisini ekledi.
"Operasyona katılan askerler hakkında Bayrampaşa davasının ise devam ettiğini belirterek, dosyanın zamanaşımı ile kapatılmaya çalışıldığına işaret etti.güvenlik güçleri hakkında açılan Bayrampaşa davası ise halen devam ediyor olmakla birlikte, dava gereksiz uzatılarak diğer dosyalar gibi bu dosyalar da zamanaşımına uğratılmaya çalışılıyor."
"Ancak hapishanelerde değişen bir şey olmadı" diyen Yoleri, hapishanelerde işken ve insanlık dışı uygulamaların sürdüğünü söyledi.
Yoleri, "Egemen zihniyet, cezaevlerini birer işkence merkezine dönüştürme gayretinde. Ancak mahpuslar yılmadan mücadele ediyor bu işkence ve hak gasplarına karşı" dedi.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin toplumsal bir sorun olduğunu ve çözümün sadece mahpuslara bırakılamayacağını vurgulayan Yoleri, şu talepleri sıraladı:
TALEPLER SIRALANDI
- Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri derhal durdurulmalı, yaşanan ihlaller etkin bir şekilde soruşturulmalı ve sorumlular yargı önüne çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır.
- Mahpusların eğitim ve sağlığa erişimi dahil tüm temel haklarını güvenceye kavuşturacak mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır.
- Tüm mahpusların insan onuruna saygı gösterilmelidir.
- Hiçbir mahpus tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır.
- Adalet Bakanlığı 45/1 nolu Genelge'yi, hiçbir mazeret ileri sürmeden derhal uygulamalıdır.
- Cezaevleri sivil izlemeye açık olmalıdır.
- Çocuk cezaevleri kapatılmalı, kadın cezaevleri mahpus ve kadın hakları gözetilerek yeniden düzenlenmelidir.
19 ARALIK İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇTUR
İnsan hakları savunucuları olarak, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine karşı durmaya ve tutsaklarla dayanışmaya devam edeceklerini belirten Yoleri, 19 Aralık katliamının insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunun altını çizdi. Yoleri, "Yargılama bu suç kapsamında yapılana, zamanaşımıyla desteklenen cezasızlık son bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız" diye belirtti.