6 Mayıs 2024 Pazartesi

Türkiye Kadın Buluşması başladı

"İddiamız büyük: Kadın hareketi olarak her şeye rağmen bir arada durduğumuzu göstermek" diyen Kadınlar Birlikte Güçlü'nün Türkiye kadın buluşması başladı.
Kadınlar Birlikte Güçlü'nün (KBG), Fulya Sanat Merkezi'nde "Haklarımız, hayatlarımız, kazanımlarımız bizim" sloganıyla iki gün sürecek Türkiye Kadın Buluşması başladı.
 
164 kadın ve LGBTİ+ örgütünün çağrısıyla birçok ilden yüzlerce kadın bir araya geldi. Coşkunun yüksek olduğu salonda sık sık "Yaşasın kadın dayanışması", "Jin, jîyan azadî" sloganları atıldı.
 
HDP milletvekilleri Dilan Dirayet Taşdemir, Hüda Kaya, Züleyha Gülüm, Filiz Kerestecioğlu, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ve SKM Genel Sözcüsü Beycan Taşkıran'ın katıldığı etkinlik, Kadınlar Birlikte Güçlü adına Çağla Akdere ortak açıklamayı okudu.
 
Akdere, "Bugün buraya evde, işte, sokakta, bahçede, üniversitede, köyde, grev nöbetinde, meydanda, mecliste, mahallede, tezgâhta, masa başında, dernekte, kooperatifte yapmakta olduğumuz ne varsa bırakıp, coşkumuzu alıp geldik, hoş geldik!" dedi.
 
"Kar, kış, boran demeden çok uzak yollar aşıp geldik; çünkü hayatımız üzerinde hak iddia edenlere söyleyeceklerimiz, yeni rejimi kadın düşmanlığı üzerinden inşa eden AKP iktidarına karşı yapacaklarımız var: İtaat etmeyeceğiz!" diyen Akdere, kadınların evlere hapsolmayacağı belirtildi.
 
"Hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz! Haklarımızı kimselere vermeyeceğiz! Ve şimdi, bunların hepsini yapabilmek için hep beraber ilk adımı atıyoruz" diye kaydeden Akdere, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
 
"İddiamız büyük: Kadın hareketi olarak her şeye rağmen bir arada durduğumuzu göstermek niyetindeyiz. Sesimizi, sözümüzün kıymetini azaltmaya; çeşitli yollarla bizi düşmanlaştırmaya çalıştıkları bu dönemde bile Türkiye'de kadınların kadın hareketine, kurumlarına hala güvendiğini ve bizlerin yok sayıldığı bir kadın hareketinin ise hakiki olmadığını hatırlatacak büyüklükte ve çeşitlilikte bir buluşma gerçekleştiriyoruz. İşte bunu birlikte başardık.
 
"Hareketimiz gücünü dayanışmamızdan alıyor ve bizler bu güçle dünyayı yerinden oynatabileceğimizi biliyoruz. Bunu, Arjantin'den İran'a, İzlanda'dan Amerika'ya, Polonya'dan İspanya'ya yükselen kadın isyanlarıyla, kadınların özgürlükleri, bedenleri, emekleri, kimlikleri için hayatı durdurmasıyla tekrar gördük... Şimdi burada, birlikte, Türkiye'deki kadın hareketi olarak, bu gücü yeniden hissediyoruz."
 
Ardından imzacı kurumlar sahneye çıkarak imza metnini okudu. 
 
"Haklarımızdan, hayatlarımızdan, kazanımlarımızdan vazgeçmeye; daha fazlası için mücadeleden geri durmaya hiç niyetimiz yok" denilen açıklamada, bunun birlikte olunarak mümkün olacağı vurgulandı.
 
Farklı illerden, hayatlardan, deneyimlerden, kimliklerden, çevrelerden bir araya gelen kadınlar olarak "Gücümüzün, farklılıklarımızı unutmadan ortaklıklarımızı büyütmekten ve birlikte ses çıkartmaktan kaynaklandığını biliyoruz" diye belirtilen metinde, kadınların birlikte mücadele deneyimine sahip olduğu kaydedildi. Açıklamada, "Kıyafeti, boşanması, nasıl bir işte çalıştığı, konuştuğu dili, geldiği ülke veya mahalle, hangi saatte nerede, kiminle olduğu, bedeni, kimi sevdiği veya sevmediği, kime itiraz ettiği üzerinden bazı kadınları şiddeti 'daha hak eder' göstermenin aslında tüm kadınların zararına olduğunu yaşayarak öğrendik" diye ifade edildi.
 
Açıklamanın devamında şöyle denildi:
"Bizi biz yapan kazanımlarımız elimizden kayıp gittikçe, her gün yoksullaştıkça, kadınlara yönelik üretilen tek politika boşanmaları azaltmak oldukça, erkek şiddetine çözüm olarak yalnızca ‘ağır ceza' sunulup var olan cezalar dahi uygulanmadıkça, silahlar tüm sesleri bastırdıkça, istenen kalıba sığmayan herkese, her kimliğe karşı nefret meşrulaştırılıp sıradanlaştıkça, kadınların hayatları ‘ailenin bütünlüğü'ne feda edildikçe, kadın dayanışma derneklerinin yerini diyanete bağlı aile ve dini rehberlik büroları aldıkça, nafakadan 6284 sayılı yasanın sağladığı şiddeti önleyici mekanizmalara güvencemiz olan haklarımız tartışmaya açıldıkça, çocuk hamileliklerinin üzeri örtüldükçe, din-temelli kurumların gittikçe etkin hale geldiği, müfredatın eşitsizliği doğallaştırdığı eğitim sisteminde milyonlarca kız çocuğu okullardan açık öğretime kaydıkça, İstanbul Sözleşmesi'ne rağmen şiddet durumunda arabuluculuk dillendirilmeye başladıkça, kadın hareketinin içini boşaltma, ayrıştırma, değersizleştirme, altını oyma, itibarsızlaştırma çabaları fütursuzca arttıkça, biz kadınlar evde, sokakta, işte, okulda, pazarda, trafikte, toplu taşımada, hastanede, sette, her yerde şiddete, baskıya, sömürüye daha açık hale geldik, geliyoruz.
 
"Tüm bunlar yaşanırken, sesimizi çıkarabildiğimiz mecraların, tepkimizi ifade edebildiğimiz, birbirimizi duyabildiğimiz, haklarımızı talep edebildiğimiz alanların bir bir kapanışına seyirci kalmayı kabul etmiyoruz. Her şeye rağmen bulunduğumuz her yerde kadınlar ve LGBTİ+lar olarak birliktelik zeminlerini çoğaltmaya, sesimizi çıkarmaya, bir arada olmaya, birbirimizden güç almaya devam ediyoruz."
 
Kadın dayanışmasını daim kılmak ve birlikte neler yapılabileceğini konuşmak için bir araya geldiklerinin belirtildiği açıklamanın ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.