TMMOB: 2008'de yapılması gereken otomatik yağmurlama sistemi yok
Kartalkaya otel katliamına ilişkin açıklama yapan TMMOB Bolu İKK, "Yaşanan can kayıplarının sorumluları denetim görevini yapmayan kurum ve kuruşlar ile kar hırsıyla güvenlik tedbirlerini almaktan imtina eden sermaye sahiplerinden başkası değildir" ifadelerini kullandı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bolu İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Kartalkaya Kayak Merkezi'nde Grand Kartal Otel'de çıkan ve 66 kişinin katledildiği yangına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"Kullanım amaçları ve şartları, genel risk içerikleri, yangın sırasında çalışanların ve konukların yapacakları işler ve yaşam güvenliği önlemleri göz önüne alındığında, oteller, diğer sınıf bina ve yapılardan ayrılır. Yangın güvenliği teknikleri ise, denetlenemez bir yangının başlamasını önlemek ve başladıktan sonra gelişimini ve etkilerini azaltmak için alınacak yöntemleri de kapsar" denilen açıklamada, binalarda yangının oluşmasının tamamen önlenemeyeceği ama can güvenliğinin korunması için gerekli önlemlerin alınmasıyla kayıpların en aza indirilebileceği vurgulandı.
'2008'DE YAPILMASI GEREKEN OTOMATİK YAĞMURLAMA SİSTEMİ YOK'
Başlangıç nedeninden bağımsız olarak Kartalkaya'da yangına ilişkin güvenlik önlemlerinin yeterince alınmadığının ortada olduğu ifade edilen açıklamada, çalışanlar hariç 237 kişinin konakladığı Grand Kartal Hotel'in kapasitesinin 161 oda ve 350 yataklı, binanın 26 yaşında olduğu kaydedildi.
Açıklama, şöyle devam etti: "Binaların yangından korunması hakkında yönetmeliğe göre otel 'mevcut bina' sınıfındadır ve yönetmeliğin 10. kısım hükümlerine tabidir (138. Madde ile 167. Maddeler arası). Mevcut binalarda yağmurlama sistemi zorunluluğu ile ilgili 165. Maddesinin (ç) bendinde; 'İkiden fazla katlı bir bina içerisindeki yatak sayısı 200'ü geçen otellerde, pansiyonlarda, misafirhanelerde' denilmektedir. Yani söz konusu 350 yataklı mevcut bina sınıfındaki otelde yangın çıktığında yayılımı engelleyen ve söndüren otomatik yağmurlama (Sprinkler) sistemi zorunluluğu bulunmaktadır. Otelin internet sitesindeki fotoğraflarda 2008 yılında yapılması gereken otomatik yağmurlama sisteminin yapılmadığı görülmektedir. Bu sistemin yapılmaması nedeniyle yangın hızlıca yayılmış ve can kayıpları yaşanmıştır. Ayrıca mevcut yönetmeliğin 10. kısmında belirtilen dolap sistemi, algılama ve uyarı sistemleri, kaçış yolları ve özelliklerine uyulup uyulmadığı bilinmemektedir. Ama yangından kurtulan yurttaşlarımızın beyanları dikkate alındığında algılama ve uyarı sistemlerinin çalışmadığı, kaçış yollarının tespit edilemediği anlaşılmaktadır."
'SORUMLUSU DENETİM YAPMAYANLAR VE KAR HIRSIYLA TEDBİR ALMAYANLARDIR'
Yangın ve yangın söndürme sistemlerinin projelendirilmesi alanında uzman mühendislerin hizmet verdiğine işaret edilen açıklamada, bu projelerin yönetmeliğe uygun olup olmadığının, uygulamanın da projeye göre yapılıp yapılmadığının disiplinli bir şekilde denetlenmesi gerektiği vurgulandı. Açıklama, şöyle devam etti: "Gel görelim ki, bugün yaşadığımız bu acı tablo gösteriyor ki, odalarımızın denetleme yetkisini bertaraf edenler, kulağını bilimin ve tekniğin gerçeklerine kapatıp, sermayenin ihtiyaçlarına cevap vermekten başka bir şey yapmamıştır. Yaşanan can kayıplarının sorumluları denetim görevini yapmayan kurum ve kuruşlar ile kar hırsıyla güvenlik tedbirlerini almaktan imtina eden sermaye sahiplerinden başkası değildir."
2013 yılında yayınlanan "İş Ekipmanlarının Kontrolünde Sağlık Güvenlik Şartları Yönetmeliği"nin yangın tesisatlarının periyodik kontrollerinin yılda 1 kez yapılmasını zorunlu kıldığı kaydedilen açıklamada, "İlgili tesisler bu yönetmelik kapsamındadır. Ayrıca elektrik tesisatları ve havalandırma tesisatları da aynı kapsamda yasal olarak kontrole tabii tutulmak zorundadır. Mevzuatın uygulanması ancak gerekli denetimlerle sağlanabileceğinden ülkemizdeki denetim eksiği bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır" denildi.
Bu ekipmanların kontrollerinden teknik müdürlüklerin sorumlu olduğu ifade edilen açıklamada, "İşletmelerde teknik müdür olarak çalışan personellerin ilgili meslek odasına kayıtlı olması, yürüttükleri işler ile gerekli yetki belgelerini almış olmaları sağlanmalı ve bu belgeler denetlenmelidir. Diğer taraftan işletmedeki bakım personellerinin yetkin olması gerekmekle birlikte, işletmedeki tüm teknik personelin de yetkinliği sağlanmalıdır. Mutfak tesisatı içerisinde yer alan davlumbaz filtrelerinin kontrolü ve temizliği, bacaların kontrolü ve temizliği, yangın oluşumu açısından önleyici yaklaşımlardır. Dolayısıyla can ve mal kaybının engellenmesi açısından bu kontrollerin yapılıyor ve denetleniyor olması son derece önemlidir" ifadeleri kullanıldı.
'ANCAK KAMUSAL DENETİM İLE BU FELAKETLER ÖNLENEBİLİR'
Açıklama, şöyle son buldu: "İlgili kurumlara, çağrımızı yineliyoruz, ancak yasal düzenlemeler ve kamusal denetim ile bu felaketler önlenebilir. Görevlerini yapmayan, birbirinden haberi olmayan, meslek odalarının raporlarını, bilim insanlarının söylediklerini kulak arkası eden bir siyasi anlayışla yönetilen kurumlar olduğu sürece insanlarımız hayatlarını kaybetmeye devam edecektir. Bizler bu ülkenin aydınlık yüzü mühendisleri mimarları olarak, başta kentimiz ve tüm ülkemizi yasa boğan bu acı olayın takipçisi olacağımızı, tüm sorumlular yargı nazarında gerekli cezayı alana kadar, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz."
TTB: İHMALİ VE SORUMLULUĞU OLANLAR CEZALANDIRILMALIDIR
Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yapılan açıklamada ise, "Türkiye'nin en önemli kayak merkezlerinden olan ve her kış döneminde onbinlerce insanı ağırlayan Kartalkaya'da herhangi bir itfaiye biriminin bulunmaması, Bolu-Kartalkaya yolunda buzlanma sorununun giderilmemesi kamu otoritesinin gerekli önlemleri tam anlamıyla almadığının göstergeleridir. Önlenebilir her ölümün birer cinayet olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Adli ve idari soruşturmalar sonucu ihmali ve sorumluluğu bulunanların en kısa sürede cezalandırılmalıdır. Türk Tabipleri Birliği ve Bolu-Düzce Tabip Odası olarak süreci yakından takip ettiğimizi belirtiyoruz" ifadeleri kullanıldı.