9 Kasım 2025 Pazar

SGDF: Eşitlik olmadan kardeşlik olmaz

"Eşitlik için gençlik ayağa, özgürlüğü kazanmaya" şiarıyla başlattığı kampanyasını Kadıköy'de düzenlediği eylemle sonlandıran SGDF, Türk halk gençliğine, Kürt ulusunun taleplerini sahiplenme, faşizme ve şovenizme karşı ortak mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), "Eşitlik için gençlik ayağa, özgürlüğü kazanmaya" şiarıyla eylül ayında başlattığı kampanyasını, Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği eylemle sonlandırdı. "Adil, demokratik barış için gençlik ayakta" pankartı açılan eylemde, "Eşitlik olmadan kardeşlik olmaz", "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük", "Eşitlik için gençlik ayağa" dövizleri taşındı.

Devrimci sosyalist gençlerin eylemine Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Murat Çepni, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Öğrenci Faaliyeti ve Sosyalistler Partisi (SOLDEP) de katıldı.

POLAT: ADİL, DEMOKRATİK BİR BARIŞ SOKAKLARDA MÜMKÜN
Söz alan SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, tarih boyunca ezilenlerin safında olduklarını belirtti. Polat, şöyle devam etti: "Tarih boyunca yaşamak için direnen kadınların yanında olduk. Tarih boyunca halklarını arayan, özgürlüğü ve kurtuluşu için mücadele eden işçi sınıfının yanında olduk. Bizler Rojava'da direnenlerin yanında olduk. Bizler bu sokaklarda Alevilerin inancı için, inanç özgürlüğü için direnen Alevilerin yanında olduk. Bizler sosyalist gençler olarak nerede bir ezilen halk varsa, nerede hakkını arayan varsa orada olduk. Bizler Gezi'de de sokaktaydık, 19 Mart'ta da sokaktaydık, bugün de sokaktayız. Çünkü bizler eşitlik isteyen adalet isteyen, özgürlük isteyen gençleriz. Ve bu sokaklar, bu abluka bizi durduramaz."

'BEKLEMEYECEĞİZ, DURMAYACAĞIZ, MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Kürt halkının taleplerini haykırmak, katledilen tüm kadınlar için adaleti sağlamak, daha dün Dilovası'nda katledilen kadın ve çocuk işçiler için, Meclis'te Kürtçe konuşması engellenen Barış Anneleri için sokaklarda olduklarını vurgulayan Polat, "Biz gençler adil, demokratik bir barışın safındayız. Biz bu barışın ancak bu sokaklarda mümkün olduğunu biliyoruz" dedi.

Kayyum politikalarının son bulması, Terörle Mücadele Kanununun kaldırılması, hasta tutsakların serbest bırakılması için sokaklarda olduklarını söyleyen Polat, "Biz seyirci kalmayacağız, beklemeyeceğiz, durmayacağız, alacağız, almak için sokaklarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Adil, demokratik bir barış mücadelesinin öznesiyiz, sahiplenicisi ve sürdürücüsüyüz. İşte tam da bu yüzden bu sokaklarda buluşmaya, bu sokaklarda gençliğin sözünü taşımaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'19 MART BİR POLİTİK SAFLAŞMA ANIDIR'
SGDF adına basın metnini okuyan Bahar Beytekin, 19 Mart ayaklanmasının gençliğin biriken öfkesinin dışavurduğu tarihsel bir eşik olduğuna işaret etti. Geleceksizliğe, yoksulluğa, baskı ve yasaklara karşı ayağa kalktıklarını söyleyen Beytekin, 19 Mart'ın yalnızca bir patlama değil, aynı zamanda bir politik saflaşma anı olduğunu kaydetti.

"Ayaklanma sürecinde biriken çelişkiler, gençliğin toplumsal öfkesini görünür kılarken; hareket içinde kendini gösteren ırkçı, milliyetçi ve şoven eğilimler, gençliğin devrimci yöneliminin önünde ciddi bir engel oluşturdu. Gençliğin öfkesinin gerçek hedefi, onu yoksulluğa ve geleceksizliğe mahkum eden sömürü düzeniyken; bu öfke, ırkçı, milliyetçi ve şoven ideolojilerin etkisiyle zaman zaman ezilenlere yönlendirilmeye çalışıldı. Gençlik, bir yandan düzenle hesaplaşmanın eşiğine gelirken, diğer yandan düzenin ideolojik sınırlarını aşmakta zorlandı" diyen Beytekin, bugün gençliğin görevinin, milliyetçiliğe, ırkçılığa ve şovenizme karşı antifaşist mücadeleyi yükseltmek olduğunu vurguladı.

'KÜRT HALKI İNKAR, İMHA VE ASİMİLASYON POLİTİKALARIYLA KARŞI KARŞIYA'
Kürt halkının inkar, imha ve asimilasyon politikalarıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Beytekin, "Kürt halkının dili, kimliği, kültürü ve siyasal temsiliyeti sistematik biçimde hedef alınmakta; belediyelerine kayyumlar atanmakta, temsilcileri tutsak edilmekte, hasta tutsaklar ölümün eşiğine gelinceye kadar tahliyeleri engellenmekte, idare gözlem kurulları ile keyfi infaz yakmalar sürmekte" ifadelerini kullandı.

'TERÖRLE MÜCADELE KANUNU KALDIRILSIN'
Kürt halkının varlık mücadelesinin Türkiye'de adalet ve özgürlük isteyen herkesin ortak mücadelesi olduğunu vurgulayan Beytekin, "Binlerce yurtseverin, sosyalistin, ileri-demokratın tutuklanmasına ve yıllara varan hapis cezaları almasına zemin olan Terörle Mücadele Kanununun kaldırılması aynı zamanda politik özgürlüğün kazanılması mücadelesinde önemlidir" dedi.

Söz, eylem, örgütlenme hakkı önündeki her türlü engelin kaldırılması için mücadeleyi yükselteceklerini belirten Beytekin, şöyle devam etti: "Valilik, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet işbirliğiyle üniversitelerde seminerler düzenleniyor, bildiriler dağıtılıyor, genelgelerle kampüslerde gençliğin isyanının ileriye sıçrayabilmesinin önüne geçilmek isteniyor. Bu bahaneyle kulüplerimiz kapatılıyor, eylemler polis-ÖGB-kayyum eliyle engelleniyor. Devrimciler, demokratlar, hak savunucuları, belediye başkanları, öğrenciler 'terör' bahanesiyle tutuklanıyor. Sokakta yolları kesiliyor, bursları kesiliyor, yurtlardan atılıyor. İşte bunlar TMK'nın yansımaları! TMK'nın kaldırılması için mücadeleyi büyütmeye devam ediyoruz."

'KÜRT  SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ HALKLARIN ORTAK DİRENİŞİNDE'
Halkların eşitliği sağlanmadan gençliğin de özgürleşemeyeceğini dile getiren Beytekin, şu ifadeleri kullandı: "Rejim bir yandan Kürt halkını inkar ederken diğer yandan Türk halk gençliğini milliyetçi bir ideolojiyle şekillendiriyor; öfkesini kendi yoksulluğunun sorumlusu olan sermaye ve iktidara değil, ezilen halklara yönlendirmesini istiyor. Bu, gençliğin bilincini zehirleyen ve halkların birlikte mücadelesini bölmeye çalışan bir politikanın ürünüdür. Kürt halkının ulusal demokratik hakları sadece Kürt halkının değil, tüm emekçilerin özgürlüğü için temel bir noktadır. Çünkü Türk ve Kürt emekçilerini aynı zincirlerle sömüren, aynı devlettir. Bu nedenle Kürt sorununun çözümü, burjuva reformlarla değil, Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak direnişi ve birleşik devrimiyle mümkündür."

'GENÇLİK MİLİTARİST BİR ÇİZGİDE ÖRGÜTLENMEYE ÇALIŞILIYOR'
Emperyalist savaş politikalarının Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmeye devam ettiğine işaret eden Beytekin, "Bugün emperyalist savaş politikaları Ortadoğu'yu kan gölüne çevirmeye ve yeniden dizayn etmeye devam ediyor. Türkiye, bu süreçte emperyalist hayallerinin peşinde, bölgede alacağı pay için savaş baronluğu rolünü üstlenmiş durumda. Savaş sanayisine yönelik özel liseler açılıyor, İHA-SİHA üretimi eğitimle iç içe geçiriliyor, gençlik militarist bir çizgide örgütlenmeye çalışılıyor. Gençliğin tarihsel görevi bu düzene su taşımak değil, ona karşı mücadele etmektir. Emperyalist ve sömürgeci savaşlara, işgallere, baskı politikalarına ve halkların birbirine düşman edilmesine karşı; adil ve demokratik bir barışın, eşitliğin ve özgürlüğün öznesi gençlik olmalıdır. 19 Mart'ta sokağa çıkan gençliğin adalet ve özgürlük talebi, Kürt halkının eşitlik talebiyle birleştiğinde gerçek anlamına kavuşacaktır" dedi.

'ŞOVENİZME VE SOSYAL ŞOVENİZME KARŞI HALKLARIN EŞİTLİĞİNİ BÜYÜTELİM'
Beytekin, gençliğin karşı karşıya olduğu görevleri şu şekilde sıraladı:
🔹"Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesiyle dayanışmayı büyütmek,
🔹Anadilde eğitim hakkını savunmak,
🔹Kayyum rejimine ve Kürt halkının siyasal iradesine yönelik saldırılara karşı çıkmak,
🔹Rojava'ya dönük işgal ve tehditlerin son bulmasını savunmak,
🔹Terörle Mücadele Kanununun kaldırılmasını ve politik tutsakların serbest bırakılmasını talep etmek,
🔹Üniversitelerde, liselerde ve işyerlerinde şovenizme karşı mücadeleyi büyütmek."

Son olarak gençliğe çağrıda bulunan Beytekin, "Şovenizme ve sosyal şovenizme karşı, halkların eşitliğini ve birleşik mücadelesini büyütme zamanı gelmiştir. Biz, 'eşitlik için gençlik ayağa, özgürlüğünü kazanmaya' çağrısını büyütmeye, mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

ÇEPNİ: ÇÖZÜM, EMEKÇİLERİN YAN YANA GELMESİYLE MÜMKÜN
ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, gençliğin her dönemde buz kıran rolü oynadığını vurgulayarak, "Gençlik şunu söylüyor: 'Bugün savaş politikalarında Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edenler, sermayenin ta kendisidir. Yani sebeptir bunlar sebep.' Gençlik, sorumlulara karşı, bizzat sebebin kendisine karşı bayrak açıyor. Kürt sorununun çözümsüzlüğünden yana olanlar savaş baronlarıdır. Karına kar katanlardır. Bir tek canını kaybetmeyenlerdir. En küçük bedeli ödemeyenlerdir. Ve bunlar karşımıza vatan, millet, din, iman, edebiyat ile çıkıyorlar. Utanmadan çıkıyorlar. Yoksul halkımızı şovenizmle zehirliyorlar" dedi.

Çepni, şöyle devam etti: "Kürt sorununun demokratik çözümü mümkündür. Fakat bu sadece Kürt halkının sorunu değildir. Başta onurlu Türk halkının sorunudur. Biz ayağa kalkmadan, bu sömürüye dur demeden, bu savaş baronlarının karşısına dikilmeden, biz tarafız demeden, biz bu sorunun parçasıyız demeden çözümün gerçekleşmesi mümkün değildir. Biz, bu anlamda tüm emekçilere, tüm ezilenlere çağrı yapıyoruz. Emekçi çözüm mümkündür. Çözüm, emekçilerin yan yana gelmesiyle mümkündür."

Eylemde söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Öğrenci Faaliyeti ve SOLDEP de, şovenizme ve faşizme karşı gençliğin rolüne işaret ederek, birleşik mücadeleyi sürdürme çağrısı yaptı.

Eylem boyunca, "Eşitlik için gençlik ayağa", "TMK kaldırılsın", "Eşitlik olmadan, kardeşlik olmaz", "Kahrolsun faşizm, yaşasın halkların ortak mücadelesi", "Jin, jiyan, azadî", "Biji berxwedana ciwanan", "Eşitlik, kardeşlik, Kürt ulusuna özgürlük", "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm", "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.