18 Mayıs 2024 Cumartesi

Şaibeli komisyonda kadın örgütü temsilcilerinin sözleri kesildi

AKP'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararından 11 gün önce kurduğu "Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Meclis Araştırması Komisyonu" dinlemek için davet ettikleri kadın örgütlerinin eleştirilerine tahammül etmedi. Kadınların İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması ve kadına yönelik şiddetin önlenmemesi yönündeki eleştirileri karşısında mikrofonları kapatıldı, sözleri kesildi.

Erdoğan'ın kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesinden 11 gün önce kurulan "Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Meclis Araştırması Komisyonu" çalışmalarını iktidarı aklama faaliyetine dönüştürdü. Bugüne kadar kadına yönelik şiddeti savunan çok sayıda erkeğin katıldığı komisyon toplantısına 23 Haziran günü bazı kadın örgütleri davet edildi.

Komisyon toplantısına Mor Çatı aktivisti Gülsun Kanat, Anadolu'dan Yeryüzüne Sivil Toplum Kuruluşları Vakfı Başkanı Serpil Balat, Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Başkanı Hilal Gencay, Hazar Kültür Eğitim Dayanışma Derneği Başkanı Songül Ertem, KADER Temsilcisi Tuba Torun katıldı.

Komisyon toplantısında söz alan kadın örgütü temsilcilerinin sözlerini sık sık kesen AKP'li vekiller, eleştirileri "hakaret" diyerek engellemeye çalıştı, kadınlara parmak sallayarak tehditkar tutum içerisine girdi.

KANAT: TOPLUMSAL CİNSİYET AYRIMCILIĞI ŞİDDETE SEBEP OLUYOR
Komisyon toplantısına ilişkin ETHA'ya konuşan Mor Çatı aktivisti Gülsun Kanat, komisyonun İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılma kararı hakkında söz söylemeyip çalışmalarına devam etmesini eleştirdiklerini belirtti. Kanat, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının şiddete sebep olduğunu bir kez daha dile getirdiklerini kaydetti.

Komisyon çalışmalarının kadına yönelik şiddeti araştırma ve önleme amacı taşımadığına dikkat çeken Kanat, "İstanbul sözleşmesi yürürlükte olsa zaten böyle bir komisyona ihtiyaç olmayacaktı" dedi.

'SAVUNMA HALİNDE BİR KOMİSYONLA KARŞILAŞTIK'
Komisyon üyesi AKP'li vekillerin sürekli savunma halinde olduklarını belirten Kanat, yöneltilen eleştirileri dinlemediklerini, sık sık sözlerinin kesildiğini aktardı. Kanat, "Ben sunum yapmadan önce eleştirilerden dolayı vekiller arasında tartışma yaşandı. Söylediklerimiz dinlenmedi. Kendi yaptıklarını, yapmak istediklerini öne çıkaran, savunma halinde bir komisyonla karşılaştık" dedi.

Kanat, Mor Çatı adına ortak hazırladıkları metni okurken sık sık sesinin kapatıldığını, ardından AKP'li komisyon üyeleri tarafından söylediklerine karşı sözler kurulduğunu söyledi.

Mor Çatı adına komisyon toplantısında konuşan Kanat, komisyonun işleyişini eleştirdi, komisyonun temel muhatabının alanda çalışan kadın örgütleri olduğunu söyledi, konuyla ilgili herhangi bir çalışması/deneyimi olmayan, açıkça kadın düşmanı söylemler üreten kurumların davet edilmesinin gayri ciddi olduğunu vurguladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, devletin kadınları şiddete karşı korumakla yükümlü olduğu yönündeki kararını hatırlatan Kanat, kadına yönelik şiddetin cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığına dikkat çekti, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak gerektiğini vurguladı.

Kadına yönelik şiddet ve cinsel istismar suçlarında cezasızlığın norma dönüştürüldüğü eleştirisini yönelten Kanat, polisin kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden kadınlara yönelik şiddetini hatırlattı. Kanat, tüm bunlar yaşanırken İstanbul Sözleşmesi'nin kamuoyunda itibarsızlaştırmaya çalışılarak çıkılması kararının devletin kadına yönelik şiddetle mücadele kararlılığını sorgulattığına işaret etti.

Mor Çatı metninde şu ifadeler yer aldı: "İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilmek, sözleşmenin temelini oluşturan eşitlik değerini tartışma konusu yapmak, kamuoyunu ikna etmek için LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemi üretmek ve bu yolla ayrımcılığı ve şiddeti teşvik etmektir. Bu koşullar altında kadınlara yönelik erkek şiddetine karşı çözüm arayışına girmek gerçeklikten uzaktır."

Komisyon çalışmaları süresince kadınları geleneksel cinsiyet rollerine hapsetme amacı güdülen faaliyet yürütüldüğü eleştirisini yönelten Kanat, "Kadınların şiddete maruz kalmasının nedeni kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını söyleyen geleneksel cinsiyet rollerinin yarattığı ayrımcılık. Bunu reddederek şiddeti sonlandırmak imkansız. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına dair söz söylemeyen, bu kararın kadınların hayatı açısından hayati sonuçlarını vurgulamayan bir komisyon bizim için yok hükmündedir" diye konuştu.

Mor Çatı aktivisti Gülsun Kanat'ın eleştirilerini kaldıramayan AKP'li Yelda Erol Gökcan sözünü kesti, "hakaret" edildiğini iddia etti.

Uzun süre sözünü tamamlamasına izin verilmeyen Kanat, "İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz" diyerek konuşmasını sona erdirdi.

BALAT: 'KADIN' KELİMESİNDEN RAHATSIZ OLUYORLAR
Toplantıya katılan Anadolu'dan Yeryüzüne Sivil Toplum Kuruluşları Vakfı Başkanı Serpil Balat, kadına yönelik şiddeti genel şiddetten ayırmamak yönündeki söylemlere tepki gösterdi, kadınların özellikle en yakınlarındaki erkeklerin şiddetine maruz kaldığını anlattı, aile içinde kadına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğunu söyledi. AKP'yi eleştiren Balat, "Kadın ve erkeği her konuda ayrı kompartımanlara oturtan zihniyet, ne hikmetse kadın hakları, kadına şiddet, kadın cinayeti söz konusu olunca kadın kelimesinden rahatsız oluyor. Kadın ile erkeği hiçbir alanda insan olma paydasında eşit görmeyenler kadın öldürülürken eşitlemeyi uygun görüyorlar" diye konuştu.

Kadına yönelik şiddetin kadınlara karşı bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık olduğuna işaret eden Balat, "İster 28 Şubat döneminde yaşadığımız başörtüsü yasakları gibi kamu tarafından gelsin,
isterse özel yaşamda meydana gelsin tehdit, zorlama veya özgürlüğün rastgele bir biçimde kısıtlanması gibi eylemler kadına yönelik şiddet eylemidir" tanımı yaptı.

Ekonomik, psikolojik, duygusal şiddete de değinen Balat, basında yer alan kadın katliamı haberlerindeki dili eleştirdi. Balat, İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın çekilmesi kararını eleştirdi, İstanbul Sözleşmesine ilişkin iktidarın söylemlerinin sözleşmeyi maniple olarak nitelendirdi.

GENCAY: KADINLARI İLGİLENDİREN KONULARDA KADINLAR MUHATAP ALINMIYOR
Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği Başkanı Hilal Gencay da kadınları ilgilendiren konularda kadınların ve kadın örgütlerinin iktidar tarafından muhatap alınmaması eleştirisini yaptı, komisyon toplantısına çağrılmalarını şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi. Komisyonun göstermelik olduğunu söyleyen Gencay, İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı kararıyla çekilineceğinin ilan edilmesinden kısa bir süre önce kurulan komisyonun varlık amacının sorgulandığını kaydetti.

Eleştirileri kaldıramayan AKP'li vekiller Gencay'ın sözünü kesti, konuşmasını tamamlamasına bir süre izin vermedi. Gencay müdahale ederek konuşmasına devam etti. İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddeti önlemek için birçok çözüm yolu sunduğunu hatırlatan Gencay, erkek şiddetinin kadınları eşit görmeyen erkek egemen sistemden kaynaklandığını vurguladı.
İstanbul Sözleşmesini anlatan Gencay, kendilerinden önce komisyon toplantısına katılarak arabuluculuk, uzlaşma, şiddete karşı koruma kararları için delil veya belge aranması, aile hukukuyla ilgili tüm duruşmaların gizli yapılması, boşanmanın zorlaştırılması gibi önerilerin ne kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekti.

Sözleşmeden çekilme kararının ardından "Morardınız mı?", nafaka hakkını sınırlandırmaya çalışan grupların "Nafaka cinayet sebebidir" şeklindeki paylaşımlarını hatırlatan Gencay, bunlarla ilgili hiçbir hukuki işlem yapılmadığını söyledi. AKP'li vekiller bu sözlerin ardından bir kez daha "hakaret" edildiğini söyleyerek Gencay'ın sözünü kesti.

'SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLME KARARINDAN GERİ DÖNÜLSÜN'
Konuşmasına devam eden Gencay, kadına yönelik şiddetin kaynağının toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu vurguladı, "İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilme kararından derhal geri dönülmesini, sözleşmenin bağımsız kadın örgütlerinin katılımıyla eksiksiz bir şekilde uygulanmasını ve Türkiye'nin evrensel insan haklarına bağlı demokratik bir hukuk devleti çizgisine en kısa zamanda dönmesini temenni ediyoruz" diye konuştu.

ERTEM: SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEK İZAHI ZOR BİR DURUM
Hazar Kültür Eğitim Dayanışma Derneği Başkanı Songül Ertem de yaşanan kadın katliamlarına örnekler verdi, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmiş olmamız izahı zor bir durumdur" dedi. İstanbul Sözleşmesi'nin ardından 6284 sayılı kanun, Medeni Kanun, CEDAW, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hedef alındığını belirten Ertem, bu yasaların kadına yönelik şiddeti önlemek bakımından önemine değindi.

Ailenin değil kadınların korunması gerektiğini söyleyen Ertem, erkekten yana mahkeme kararlarını da eleştirdi.

KERESTECİOĞLU: KOMİSYON BİR TÜR KAMUFLAJ
Komisyon çalışmalarını ETHA'ya değerlendiren HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, komisyonun İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararından 11 gün önce kurulmasının şaibeli olduğunu söyledi. Komisyonun kurulma kararının meclisteki tüm partiler tarafından alındığını fakat o zaman sözleşmeden çekilme kararının bilinmediğini söyleyen Kerestecioğlu, "Komisyonun bir tür kamuflaj olduğunu anladık" dedi.

İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasına ilişkin geçmiş dönemlerde yürütülen alt komisyon çalışmasını hatırlatan Kerestecioğlu, 1,5 yıl süren çalışmanın ardından raporunun yazılmadığını ve yayınlanmadığını söyledi.

Komisyon çalışmalarına katılanlarla eşit rollere sahip olabilmek için müzakere edilmesi gerektiğini belirten Kerestecioğlu, AKP'nin 20 yıllık iktidarı süresince alınmayan önlemlerin tartışılabilmesi gerektiğini söyledi.

Komisyona en tepedekilerin bakanların, Barolar Birliği Başkanı'nın getirilmesini eleştiren Kerestecioğlu, "Bunlar sahada olan insanlar değil. Bakanlar geldi neler yaptıklarını ve ne kadar iyi yaptıklarını anlattılar. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının üstüne makyaj yapmaya çalışıyorlar. Sahada olan insanların dinlenmesi gerekiyordu. Biz de kendi çağırdığımız kadın örgütlerini dinlemek ve onları yalnız bırakmamak için oradayız" diye konuştu.

Komisyon toplantısına gelerek eleştirilerini dile getiren kadın örgütlerinin mobbinge maruz kaldığını söyleyen Kerestecioğlu, "Kendi düşüncelerinde olmayan insanların eleştirilerine tahammülleri yok" dedi.