24 Nisan 2024 Çarşamba

Sağlık emekçileri Gündoğdu Meydanı'nda buluştu

Sağlık emekçileri hakları için Gündoğdu Meydanı'nda bir araya geldi. "Ceza yönetmeliği"ne karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.

İzmir Sağlık Platformu'nun çağrısıyla Türkiye ve Kürdistan'ın bir çok ilinden İzmir'e gelen sağlık emekçileri "Ceza yönetmeliğini kabul etmiyoruz" şiarıyla İzmir  Konak Gündoğdu Meydanı'nda miting düzenledi.

"Yeter Fahrettin bizi kahrettin", "Sağlıkta performans ölüm demektir" yazılı dövizlerin öne çıktığı mitingde hayatını kaybeden sağlık emekçileri anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, zor bir dönemden geçtiklerini ve  iyi yönetilemeyen pandeminin, uzamış dördüncü pikinde, her gün 200 e yakın insanı önlenebilir bir hastalıktan kaybettiklerini belirtti. Çamlı, Türkiye'nin tarihinin en büyük ekonomik ve siyasal krizlerinden birini yaşadığının altını çizdi.

'POLİTİKALARIN BEDELİNE AĞIR FATURALAR ÖDEYEREK GÖRDÜK'
Yirmi yıl önce uygulamaya sokulan "Sağlıkta dönüşüm programı"nı hatırlatan Çamlı, "Sağlık bir insan hakkı olmaktan çıkarılıp bir ticari faaliyet haline getirilmiştir. Sağlık  artık  alınıp satılan bir meta olmuştur. Sağlık kuruluşlarını işletmeye, hastaları müşteriye, sağlık emekçilerini ücretli köleye dönüştüren Sağlıkta Dönüşüm Programı ile gelinen aşamada  sağlık sistemi her basamakta ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Pandemi sürecinde Sağlıkta Dönüşüm Politikalarının toplum sağlığı açısından nasıl bir felakete yol açabileceğini acı faturalar ödeyerek gördük" dedi.

'KRONİK HASTA VE GEBE HEKİMLERE İZİN VERİLMEDi'
Çamlı, pandeminin başından beri tüm sağlık çalışanları gibi özveri ile yaşamlarını riske atarak hizmet vermeye çalışan aile sağlığı merkezi çalışanları kötü yönetilen bir pandeminin yükünü taşıdığını ve tükendiğini kaydetti. Çamlı, uygunsuz fiziki koşullarda işlerini yapmaya zorlanan Aile Sağlığı Merkezi emekçilerinin pandemide korunmadığına dikkat çekti ve ekledi: "Kişisel koruyucu ekipmanlarını bile kendileri sağlamak zorunda kaldılar. Esnek çalışma modeli tüm kamu personelinde uygulanırken aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına uygulanmadı. Aile hekimleri arasında kronik hastalığı olanlar ve gebelere idari izin verilmedi. Salgında hasta oldular. Aile hekimleri Covid-19'a yakalanınca maaşları kesildi. Kaybettiğimiz onlarca arkadaşımız oldu. Onları saygıyla anıyoruz. Ama hala covid meslek hastalığı sayılmadı. Zaman zaman alkışlandılar. Ek ödeme müjdeleri verildi.  Ama bunlar ya gerçekleşmedi ya da şarta bağlı komik ve adaletsiz ödemeler ile karşılaştılar."

'YAPILAN DÜZENLEME ADALETSİZDİR'
Geçen günlerde TBMM'de gündeme gelen "sağlık bütçesi" görüşmelerine işaret eden Çamlı, tüm sağlık emekçilerini eşitlikle kapsamayan ve kamuda görev yapan hekimlerin dışındaki hekim ve sağlık emekçilerini görmeyen bir düzenleme olduğunu belirtti. Çamlı, "Üniversiteler, aile sağlığı merkezlerindeki ve BAĞ-KUR, SSK'lı hekimlerle birlikte diğer tüm sağlık çalışanlarını kapsam dışında bırakan, emekli hekimler arasındaki eşitsizliği derinleştiren bu düzenleme adaletsizdir. Hekimi, hemşiresi, temizlik işçisiyle sağlık bir ekip işidir. Sağlık hizmetleri kolektif bir emeğin sonucunda sunulmaktadır. Sağlık emekçilerinin her biri yaptıkları işler bakımından kritik önemdedir" diye konuştu.

'SAĞLIK EMEKÇİLERİYLE DALGA GEÇİLDİ'
Çamlı, sağlık emekçilerinin de ekonomik krizin etkilerini yoğun olarak hissettiklerini belirten Çamlı, tüm sağlık emekçilerine insanca yaşayacak emekliliğe yansıyan temel bir ücret talep ettiklerini vurguladı. Çamlı, iktidarın iş barışını bozan, adaletsiz  ve ayrıştırıcı uygulamalarını kabul etmediklerini belirtti. Çamlı, şu ifadeleri kullandı: "Aile Sağlığı Merkezi çalışanları yıllar boyu yaşadıkları tüm hak kayıplarına, artan iş yüklerine ve yaşadıkları motivasyon kaybı ve tükenmişliklere rağmen işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışarak, sabırla beklediler. Uzun zamandır masada olan,önceki dönemlerde yaşanan hak kayıplarını gidereceği vaat edilen, aile hekimliği ödeme ve sözleşme yönetmeliği, 30 Haziran tarihinde yayınlandı. Özlük haklarının düzeltileceği, maddi kayıplarının giderileceği, çalışma koşullarının iyileştirecek ve Türkiye'deki birinci basamak hizmetini daha etkin ve kaliteli bir seviyeye ulaşmasını sağlayacak yönetmeliği beklerken aile sağlığı merkezi çalışanları emeklerinin hiçe sayıldığı, iş güvencelerinin ellerinden alındığı 'ceza yönetmeliği' olmanın ötesine geçemeyen yönetmelikle karşı karşıya kaldılar. Beklenti ve taleplerinin karşılanması bir yana, bir öncekinden daha da kötü bir düzenleme yapılmış, adeta sağlık emekçileriyle dalga geçilmişti."

'MÜCADELEMİZ SÜRECEK'
Çamlı, iş güvencesini tamamen ortadan kaldıran, ücretleri, kazanılmış hakları gasp eden, görüş ve düşünce açıklama özgürlüğüne yasak getiren "ceza yönetmeliğine" karşı  mücadelelerinin süreceğini vurguladı.

Mitingte söz alan kurum temsilcileri ise ortak mücadelenin önemine dikkat çekti. 6 Aralık günü yapılacak iş bırakma eylemine çağrı yaptı.