3 Mayıs 2024 Cuma

Roboski'de yaşam mücadelesi de, adalet mücadelesi de sürüyor

Roboski'de çoğu çocuk 34 kişinin TSK'ya ait uçakların bombardımanı sonucu katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Roboski'de adalet mücadelesi de, yaşam mücadelesi de sürüyor.

Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 gecesi saat 21.39 ile 22.24 arasında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Irak sınırından 38 kişi ve en az 50 katır bombalarla hedef alındı. 19'u 18 yaşından küçük, 34 kişi yaşamını yitirdi.

Katledilenlerin bedenleri yanık ve parçalanmış haldeydi. Katliam yerine giden aileler, çocuklarının beden parçaları ile katırların parçalanmış etlerini bir birinden ayırmak zorunda kaldı. Köylüler, parçalanmış bedenleri battaniyelere sararak, kilometrelerce sırtlarında taşıdı.

O geceden, ertesi günün yarısına kadar katliam, hiç bir haber kanalında yer almadı. Ana akım medya, ertesi gün Genelkurmay başkanlığının resmi sitesinde yayımlanan duyuruya kadar, kör sağır ve dilsizi oynadı.

SAATLERCE YARDIM GİTMEDİ, KURTULANLAR DONARAK ÖLDÜ
Roboskililerin ardından bölgeye giden İHD ve beraberindeki heyet, incelemelerde bulundu. Yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda, "Hayatlarını kaybedenler mazot ve gıda maddeleri üzerinden sınır ticaretiyle uğraşıyordu. Sınır ticareti yıllardır karakolun bilgisi dahilinde yapılıyor. Özellikle son bir ayda karakol sınır ticaretine kolaylık ve müsamaha da tanıyordu" bilgisine yer verildi.Raporda ayrıca, uzun süre yardım gitmediği için katliamdan kurtulanların donarak yaşamını yitirdiği de belirtildi.

ERDOĞAN: TSK GÖREVİNİ SAMİMİ BİR ŞEKİLDE YAPMIŞTIR
Dönemin Başbakanı Erdoğan, katliamdan hemen sonra yaptığı ilk açıklamada, basına tepki gösterdi, TSK'ya teşekkür etti: "Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum."

Ardından ise "30-40 kişilik grup, katırlar, insanlar var. O yükseklikten bu Ahmet midir? Mehmet midir? Bilmek mümkün değil. TSK görevini samimi şekilde yapmıştır. Tazminatı da açıkladık. Ama birileri istismar ediyor. Allah aşkına tazminatsa tazminat... Bizim resmi tazminatımız ötesinde yaptık. İlla terör örgütünün istediğini mi söyleyeceğiz. Kusura bakmasınlar" diyerek, katliamı savundu.

Bir yıl sonra yaptığı açıklamada ise Erdoğan, "Uludere'yi bu kadar basite indirgemeyelim. Sonuçta terörist de sivildir. Biraz sabredelim ölen 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkama hamlesi olarak görüyorum. Uludere konusunda biz adım attık, Dersim yanlışına düşmek istemedik. Daha netice ortaya çıkmadan terör örgütü ve uzantıları kalkıyorlar bize 'illa özür dileyeceksin' diyorlar. Gerekirse özür dileriz" dedi.

'HER KÜRTAJ BİR ULUDERE'DİR'
Erdoğan, 2012 yılında AKP'nin kadın kolları kongresinde yaptığı konuşmada "Bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere ve medya mensuplarına sesleniyorum. Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz 'Uludere' diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere'dir" sözleriyle 34 kişinin katledilmesi ile kürtajı eş değer tuttu. Erdoğan'ın sözleri, kürtaj yasağına karşı çıkan kadınlardan büyük tepki gördü.

KURMAYLAR DA KATLİAMI SAVUNDU
AKP'nin diğer kurmayları da katliamı savundu, aklamaya çalıştı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Uludere bir operasyon kazasıdır" derken, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da "Uludere'de kasıt yok" dedi.

Katliamdan aylar sonra konuşan Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, sadece, "Yargı sürecini etkilememesi veya bu yönde bir algı doğurmaması için, bugüne kadar 'Uludere olayı' konusunda Bakanlık tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı" dedi.

Erdoğan, "çözüm süreci" döneminde, "Bu olayın failleri Ankara'nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak" dedi ancak, aradan geçen 8 yıla rağmen Roboski katliamında hala adalet sağlanmadı. İktidar ve yargı el ele failleri korudu ve akladı.

KATLEDENLER AKLANDI, KATLEDİLENLER TUTUKLANDI
Katliamın ardından, ailelerin ve Roboski halkının tepkilerine rağmen köye gelen İlçe Kaymakamı Naif Yavuz, bu öfkeden nasibini aldı. Yaşanan gerginlikte Yavuz'a saldırdıkları iddiasıyla yakınları katledilen 5 Roboskili, "Kasten öldürmeye teşebbüs" iddiasıyla tutuklandı.

8 Ocak 2012'de katliama ilişkin soruşturma açıldı, ardı sırada "gizlilik kararı" getirildi. Ertesi gün çoğunluğunu AKP milletvekillerinin oluşturduğu, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Uludere Alt Komisyonu kuruldu. Komisyon, 6 Mart 2013'te açıkladığı raporda, "olayın kasten yapıldığına yönelik herhangi bir delil elde edilememiştir" dedi.

Raporun açıklanmasından kısa bir süre sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, "Ölenler arasında PKK'lılar var" şeklinde açıklama yaptı. Roboskili aileler buna ilişkin suç duyurusunda bulundu ancak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Gerekçe de hazırdı, Özel'in açıklamasının, "…bir fikir açıklaması tarzında olduğu ve bunun suç teşkil etmediği…"

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 2013 yılının Haziran ayında Roboski katliamı dosyasına ilişkin "taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan "görevsizlik kararı" verdi, dosya Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderildi.

Genelkurmay Askeri Savcılığı, 7 Ocak 2014'te dosyada şüpheli olarak adları geçen Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral İlhan Bölük, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Yıldırım Güvenç, 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanı Albay Aygün Eker, 2. Ordu Harekat Kurmay Başkanı Tuğgeneral Halil Erkek ve 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Kuğu hakkında "kovuşturmaya yer olmadığı" yönünde karar verdi.

Bu kararın gerekçesinde ise "Gerek şüphelilerin gerekse olayda görev yapan diğer TSK personelinin, TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görevin gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri" denildi.

Roboskili ailelerin, "takipsizlik" kararına yaptığı başvuru da reddedildi.

Katliamın yıl dönümlerinde eylem yapan aileler, jandarmanın saldırısına uğradı. 500. günde katliamın yaşandığı yere gitmek istedikleri için "sınır ihlali yaptıkları" yaptıkları gerekçesi ile 110 kişiye 3 biner lira ceza kesildi, haklarında dava açıldı.

Ailelere adalet mücadelesinden vazgeçmeleri için tazminat verilmek istendi. Aileler, "Kan parası değil, katillerin cezalandırılmasını istiyoruz" diyerek tazminatı reddetti.

Ailelerin kurdukları Roboskî İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği (ROBOSKİ-DER) AKP iktidarı tarafından KHK ile kapatıldı. Dernek Başkanı olan Veli Encü bir süre sonra tutuklandı.

7 Haziran'da HDP Milletvekili seçilen, katliamda 11 yakınını yitiren Ferhat Encü hakkında, Uludere Kaymakamı Naif Yavuz'a linç girişiminde bulunduğu iddiasıyla "ağırlaştırılmış ömür boyu hapis" istemiyle dava açıldı. Encü'nün dosyası 2015 yılında ayrıldı, dokunulmazlığı kaldırılarak tutuklandı.

ÖNCE AYM SONRA AİHM DOSYAYI REDDETTİ
Roboskili aileler, yargı 2014 yılında bini aşkın avukat ile birlikte Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Ancak AYM, 53 başvurucudan 3'ünün avukatlarının vekaletnamelerini bir kaç gün geciktirmesinden dolayı, "eksik evrak" gerekçesiyle 26 Şubat 2016'da başvuruyu reddetti.

Dosya bu kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşındı. AİHM, 2 yıl boyunca beklettiği dosyayı, başvuru süresini geçtiği gerekçesi ile reddetti.

Avukatlar, Adalet Bakanlığı'na başvuru yaparak, Askeri Savcılığın takipsizlik kararına verilen onayın Yargıtay'dan kaldırılmasını istedi. Bakanlıktan henüz bu karara yanıt verilmedi.

ALBAYRAK'IN SÖZLERİ ÜZERİNE SORUŞTURMANIN YENİDEN AÇILMASI TALEP EDİLDİ
Ancak, 15 Temmuz Darbe girişiminin ardından Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklama üzerine avukatlar, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaptı. Albayrak'ın "Bir Uludere konusunu, bir 24 Kasım 'uçak' konusunun da tekrar inceleneceğini düşünüyorum" sözlerinin "yeni delil" oluşturduğuna dikkat çeken avukatlar, soruşturmanın yeniden açılmasını istedi. Ancak, savcılık "yetkisizlik" vererek dosyayı yeniden Uludere Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi.

Roboski dosyası 6 aydır hala incelenmeyi bekliyor.

Roboski için adalet mücadelesi sürerken, dosyanın avukatlarından olan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi katledildi.

5 YIL SONRA YİNE KATLİAM
Adaletin sağlanmadığı Roboski'de katliamlar da sürdü. Adalet mücadelesi sürdüren Roboskili aileler, baskı, gözaltı ve tutuklamaların yanı sıra bir de koruculuk dayatmaları ile karşı karşıya kaldı.

Yaşam mücadelesini sürdüren Roboskililer sınır ticareti yapmaya devam etti. Topçu ateşinin hedefi olan Roboskililerden 18 yaşındaki Yılmaz Encü ile Vedat Encü de 29 Mayıs 2016'da katledildi.

Roboski'de adalet mücadelesi de yaşam mücadelesi de devam ediyor...

8 yıldır her hafta çocuklarının mezarı başında bir araya gelen Roboskili aileler, adalet mücadelesini sürdürüyor.