Son günlerde eğitim emekçilerinin büyük tepkisini toplayan Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı'nı Eğitim Sen'li Ayfer Koçak ve Hüseyin Özev anlattı. Koçak, tasarıda öğretmenliğin en temel sorunları görmezden gelinerek piyasacılığın körüklendiğine dikkat çekerken, Özev yasanın "Eşit işe eşit ücret" ilkesini ihlal ettiğini söyledi.

" />
    20 Mayıs 2024 Pazartesi

Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı: Eğitim piyasanın eline bırakılıyor

Son günlerde eğitim emekçilerinin büyük tepkisini toplayan Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı'nı Eğitim Sen'li Ayfer Koçak ve Hüseyin Özev anlattı. Koçak, tasarıda öğretmenliğin en temel sorunları görmezden gelinerek piyasacılığın körüklendiğine dikkat çekerken, Özev yasanın "Eşit işe eşit ücret" ilkesini ihlal ettiğini söyledi.

Yarın meclis genel kuruluna getirilmesi beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı, eğitim emekçilerinden büyük tepki topladı. Yasa tasarısının özel sektörde yer alan eğitim emekçilerini kapsamadığı, adaylık sınavını kaldırmasıyla torpil ve mülakat uygulamalarının önünü açtığı, öğretmenleri kariyer basamaklarına ayırarak rekabeti ve piyasacı bir anlayışı körüklediği ve eğitim emekçilerinden görüş alınmadan hazırlandığına yönelik birçok eleştiri, Eğitim Sen başta olmak üzere öğretmenlik mesleğinde yer alan pek çok emek örgütü tarafından dile getirildi. Yasa tasarısının geri çekilmesi için pek çok ilde eylemlerini sürdüren Eğitim Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Ayfer Koçak ve İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Özev, yasa tasarısının kapsamını ve yaratacağı sorunları anlattı.

'ÖĞRETMENLİK PİYASAYA BIRAKILDI'
Eğitim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Ayfer Koçak, Öğretmenlik Meslek Kanunu Yasa Tasarısı'yla özel okullarda ve dershanelerde çalışan öğretmenlerin tamamen piyasaya bırakıldığını belirterek, "Piyasa şartlarına göre nasıl yaparlarsa yapsınlar hali var" dedi.

Koçak ayrıca çıkarılacak bir meslek kanununun öğretmenlerin sorunlarıyla ilgili olması gerektiğine işaret etti ve geçen gün ataması yapılmadığı için intihara sürüklenen öğretmen Murat Kaya'yı hatırlattı. Koçak, 2017'de OHAL KHK'sıyla ihraç edildikten sonra kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren Eğitim Sen'li öğretmen Kazım Ünlü'nün 5 yıl sonra geçen hafta görevine iade edildiğine dikkat çekerek, bu şekilde ihraç edildikten sonra yaşamını yitirip yıllar geçtikten sonra görevine iade edilen onlarca meslektaşlarının olduğunu vurguladı. İktidarın bu en temel sorunları görmezden geldiğini ve hatta 35. maddeyle yeni ihraçların önünü açtığını kaydeden Koçak, bu koşullarda hazırlanan bir yasa tasarısını öğretmenlik meslek kanunu tasarısı olarak tanımlamanın mümkün olmadığını söyledi. Koçak, "Olsa olsa öğretmenleri piyasaya açmaya yönelik bir çalışma olarak tanımlamak mümkün" diyerek, bu yasa tasarısının bir diğer boyutunun da velileri ilgilendirdiğine işaret etti.

'ÖZEL SINIFLARIN ÖN HAZIRLIĞI'
"Öğretmenleri uzman, başöğretmen olarak sınıflara ayırdığınızda ve bunları ekonomik olarak farklılaştırdığınızda bu okullara kayıt olacak olan öğrenciler bu uzman, başöğretmen ya da diğer herhangi bir öğretmenin sınıfına girip girmemek konusunda nasıl bir tercih yapacak? Veliler neyin üzerinden bu tercihleri gerçekleştirecek? Okul idaresi neye göre bu tercihleri düzenleyecek? İşte en tehlikeli noktalardan birisi de burası" diyen Koçak, bu yasa tasarısını önümüzdeki dönemde okullarda özel sınıfların oluşturulmasının bir ön hazırlığı olarak görmek gerektiğine işaret etti.

Öğretmenlerin "uzman öğretmen", "başöğretmen" gibi sıfatlarla ayrıştırılmasının özel sınıfları getireceğini ve okullarda özelleştirmenin önünü açacağını kaydeden Koçak, yıllardır okullardaki kantinler üzerinden yürütülen özelleştirme politikasının sınıflara kadar ineceğine vurgu yaptı. Özelleştirmenin her zaman bir bütün halinde gerçekleşmediğini ifade eden Koçak, bu tehdide karşı öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin yanı sıra velilerin, öğrencilerin ve toplumun da bir bütün olarak ayakta durmak zorunda olduğunun altını çizdi.

ÖZEV: MESLEKİ DAYANIŞMA DUYGUSU YERİNE REKABETİ GETİRİYOR
Eğitim Sen 1 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Özev, AKP hükümetinin meclise taşıdığı yasa tasarısının bütün eğitim emekçileri tarafından eleştirdiğini dile getirerek, tasarının emekçilerin taleplerini karşılamaktan ziyade öğretmenler arasında statü farklılıklarına neden olduğunu belirtti. Uzman öğretmen, başöğretmen gibi nitelemelerin meslekteki dayanışma duygusunun yerine rekabeti getireceğine işaret eden Özev, yasanın geldiği andan itibaren okullarda ve veliler arasında önemli sorunlara yol açacağını kaydetti.

Özev, yasayla birlikte öğretmenlerin iş güvencesinin ortadan kalktığını dile getirdi ve yıllardır meslekte olan öğretmenlere dayatılacak olan çeşitli gayrimeşru uygulamalarla eğitim emekçilerinin pek çok psikolojik sorun yaşaması ihtimaline de dikkat çekti. Eğer bir meslek kanunu hazırlanacaksa Eğitim Sen gibi sendikaların görüşleri alınarak, bir tartışma ortamı sağlanarak ve öğretmenlerin hakları gözetilerek hazırlanması gerektiğine işaret eden Özev, "Tepeden, antidemokratik bir şekilde hazırlanan bu yasayı bizler kabul etmiyoruz" dedi. Özev, bu yasayı engellemek için bugün ülkenin dört bir yanında eylem yaptıklarını ve eylemlerine devam edeceklerini aktardı.

'EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET'
Yasa tasarısının bir başka handikabının da özel sektörde çalışan öğretmenlerle ilgili herhangi bir içerik taşımaması olduğunu kaydeden Özev, bir meslek kanununun bütün eğitim emekçilerini kapsaması gerektiğini vurguladı. Özev, tasarının uzman öğretmen ve başöğretmen uygulamalarıyla "Eşit işe eşit ücret" ilkesini ihlal ettiğinin altını çizerek, meslek kanununun taleplerini karşılamadığını ve karşılayacak bir kanun için AKP hükümetinin kendilerini dikkate alması gerektiğini söyledi. "Biz bu yasanın çıkmaması için elimizden gelen bütün eylem ve etkinlikleri yapacağız. Okullarda ve iş yerlerinde de bunları anlatacağız" diyen Özev, yasa tasarısının derhal geri çekilmesi ve eğitim emekçilerinin görüşleri dikkate alınarak yeni bir tasarı hazırlanması gerektiğini dile getirdi.