20 Nisan 2024 Cumartesi

Nikaragua'nın kaderini değiştiren 8 Mart - Pınar Gayıp

Zafere götüren süreci ilmek ilmek ören AMPRONAC, ülkeyi sarsan çok sayıda eyleme imza attı. Etkisi gittikçe yayılan bu eylemler sonucu artık halk kendisi örgütlenmeye başladı. Fakat bu eylemlerin en özgün olanı, şüphesiz ki Nora Astarga tarafından gerçekleştirilen General Perez Vega'nın cezalandırılmasıydı. Ülke gündemine bu haber bomba gibi düşerken, eyleme "karışan" bir kadın olduğu defalarca vurgulandı.
"En önemli başarımın devrimci militanlığa göz dikmek olduğunu anlıyorum"
 
Bu sözler, Nikaragua'da ilk kez Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kadınların "özel" yani kendi talepleriyle kutladıklarını anlatan kadın Sandinistlerden Lea Guida'ya ait. Aynı zamanda, Somoza diktatörlüğünden işkencecin altında yaşayan kadınların özgürlük mücadelesinin özeti.
 
41 yıl önce Nikaragua ajanslarına, Somoza diktatörlüğünün tecavüzcü ve işkenceci generallerinden olan ve aynı zamanda cinsel zaaflarıyla ün yapmış Perez Vega'nın öldürüldüğü haberi yayınlandı. Tarih, 8 Mart 1978'di...Bu eylem, o güne kadar Nikaragualı kadınların taleplerinden uzak, genellikle Nükleer karşıtı protestolarla kutlanan 8 Mart'ın seyrini ve ülkenin kaderini değiştirdi.
 
19 Temmuz 1979'da Nikaragua halkı Sandinist Ulusal Kurtuluş Ordusu (FSLN) önderliğinde Somoza diktatörlüğünü devirdiğinde en ön saflarda kadınlar yer alıyordu. Bu kadınlar arasında ülkesini işgal eden ABD'ye karşı direniş kıvılcımı çakan ve ulusal direnişi başlatan halk kahramanı Agusto Sandino'ya yoldaş olan kadınlar kadar, militan kadın geleneğini sürdüren ve dönüştüren genç kadınlar vardı.
 
FSLN'nin kadın militanları, bazen geri bazen ileri konumlarda, bazen de hükümet dairelerine sızarak Somoza'ya karşı yürütülen çetin mücadeleyi üstlendi. Üstelik bu kadın militanlar eylemleriyle özellikle annelerini ve kız kardeşlerini mücadele saflarına kazandırdı. Siyasetle uğraşan kadınların aşağılandığı, kadınlara en temel görev olarak "iyi bir anne, iyi bir eş ve iyi bir ev kadını" geleneksel rollerinin dayatıldığı Nikaragua'da, kadın Sandinistler tüm bu toplumsal dayatmaları alt üst etti ve Nikaragualı Kadınlar Birliği (AMPRONAC) kurdu.
 
AMPRONAC SOMOZA DİKTATÖRLÜĞÜNÜ SONA YAKLAŞTIRDI
 
1977 yılının sonbaharında, üçü FSLN militanı olan 25 üyesi ile tarih sahnesine çıkan AMPRONAC Nikaragua'nın temellerini sarstı. AMPRONAC, sömürgeci politikalar nedeniyle açlık, yoksulluk ve işsizlik sorunlarıyla boğuşan ve çoğunluğu tarım işçisi kadınlar arasında örgütlenmeye başladı. Sadece emekçi kadınlar değil, burjuva ve küçük burjuva pek çok kadın da aktif mücadelenin öznesi oldu. Somoza diktatörlüğünün özellikle gençler üzerindeki şiddeti kadınların örgütlenme sürecini hızlandırdı. Henüz 10 yaşına gelmeden Ulusal Muhafızlar tarafından katledilen çocuklar, öfkeyi artırdı. Ülkede yaşanan her türlü haksızlığa karşı eyleme başlayan AMPRONAC'ın yarattığı devrimci etki, dikta rejiminin sonunu yaklaştırıyordu. AMPRONAC, her alanda direnişteydi; 600 kişilik grev örgütlüyor, BM bürolarını işgal ediyor, ekonomik krize karşı ayaklanmalar düzenliyor, köylülerin "açlık" yürüyüşüne de destek veriyordu. "En iyi hediye özgür bir ülke" sloganıyla Anneler Günü'ne siyasi anlam katan AMPRONAC, yükselmekte olan kitle mücadelesinin hem itici gücü oldu hem de örgütlendi.
Zafere götüren süreci ilmek ilmek ören AMPRONAC, ülkeyi sarsan çok sayıda eyleme imza attı. Etkisi gittikçe yayılan bu eylemler sonucu artık halk kendisi örgütlenmeye başladı. Fakat bu eylemlerin en özgün olanı, şüphesiz ki Nora Astarga tarafından gerçekleştirilen General Perez Vega'nın cezalandırılmasıydı. Ülke gündemine bu haber bomba gibi düşerken eyleme "karışan" bir kadın olduğu defalarca vurgulandı.
 
TARİHİNİ DEĞİŞTİREN BİR KADIN: NORA ASTARGA
 
Küçük burjuva bir aileye mensup Nora Astarga, FSLN ile tanıştıktan bir süre sonra siyasal olarak gerilemesine neden olan evliliğini sona erdirdi. Kocasını terk ettiğinde "Bütün dünyam başıma yıkıldı sandım" diyen Nora, devrim mücadelesiyle kurduğu ilişkisini değerlendirdi ve kendisini devrime adadı. Ülkenin en büyük inşaat firmalarından birinde personel şefiydi ve işi, onun Somoza diktatörlüğünün bakanlarıyla ve ulusal muhafızlarıyla görüşmesini sağlıyordu. Nora Astraga bu sayede işkenceci Perez Vega ile tanıştı. Eylem planını yoldaşlarına anlatan Nora; ulusal muhafızların arasına sızarak bir yıl boyunca yakın temas kurdu, Perez Vega hakkında bilgi topladı. İşin zorluğu bir yana, işkencecilere karşı iyi davranmak zorunda kalan Nora, Perez Vega'nın tüm zaaflarını öğrendi. Edindiği bilgiler arasında, bu generalin tutsaklara işkence yaparken hakkında haber almak isteyen eşlerine yönelik cinsel saldırılar da vardı. Plana göre Perez Vega'yı kaçıracak ve hapishanedeki yoldaşların serbest bırakılması istenecekti.
 
Eylem öncesi FSLN tarafından Nora, bu eyleme katılmanın her şeyi feda etmek anlamına geldiği konusunda uyarıldı ve tekrar düşünmesi istendi. Ancak eylemini tamamlayan Nora, yıllar sonra verdiği kararı şöyle tanımladı; idealizmden uzak, olgun bir karar.
 
Eylem günü, 8 Mart 1978'de ve bir öğleden sonraydı. Generali evine çağıran Nora, artık iyi tanıdığı Perez Vega'nın tecavüz tehlikesine karşı hızlı ve soğukkanlı davrandı. Perez Vega'nın silahlarına el koyan Nora, hızla yoldaşlarını çağırdı. Şimdi sıra Generali evden çıkarabilmek için koruması olan şoförünü uzaklaştırmaktı. Nora, bu işi de ustalıkla başardı. Bu esnada Sandinistler planın dışına çıkarak işkenceci Generel Perez Vega'yı cezalandırdı.
 
Nora Astarga, Nikaragua tarihinde özel bir anlam taşıyan bu eylemle Somoza diktatörlüğüne karşı 8 Mart'ta kadınlar için önemli bir zafer kazandı. Nora, eyleminin ardından önce yeraltına çekildi, daha sonra gerilla saflarına katıldı. Eylemi gerçekleştirdiğinde iki çocuk annesi olan Nora, zaferden sonra özel başsavcı olarak halk mahkemelerinde 7500 üzerinde eski muhafız ve Somoza'nın adamlarını yargıladı.
 
Nikaragualı kadınların ayaklanma sürecine derin etkileri vardır. Tecavüz işkencesine maruz kalan, yoldaşlarının, çocuklarının, ailelerinin katliamlarına tanıklık eden kadınlar, yüz yüze kaldıkları bedelleri cesaret ve inançla göğüsledi!
 
14 yaşında Sandinistlere katılan ve mücadeleye gerilla olarak devam eden Ana Julia Guido'nun, "ölümleri bizi etkiliyor, silahları kapmamız gerektiğine inandırıyor" sözleri, aslında yaşananların özeti.
 
Devrimin yapıcılarından olan AMPRONAC, kadınları örgütlemek ve mücadelenin aktif üyesi yapmak için çok çalıştı. Zaferden sonra ise kadınları yeniden inşa ve değişim sürecine katmak amacıyla mücadele etti. Devrimden sonra adını, sokak ortasında ulusal muhafızlarca katledilen FLSN'nin ilk kadın savaşçısı anısına değiştirdi. Onun unutulmayacağını ispatlamak için AMPRONAC, Luisa Amanda Espinosa Nikaragualı Kadınlar Birliği ismini aldı. Ve bu kadınlar devrim uğruna yaşamlarını gözlerini kırpmadan verirken, direnişleriyle kendi tarihlerini yazdılar...
 
Kaynak:
Mageret Randall-Sandino'nun Kızları
Eduardo Galeona-Latin Amerika'nın Kesik Damarları