21 Aralık 2024 Cumartesi

Mustafa Öner yazdı | Devrimci yaşamda iddia, kararlılık, bilinç ilişkisi

Teorik bilinç düzeyini, marksist birikimini artıran bir devrimci özne, bilinçlendikçe eksiklerini, zaaflarını ve zayıf yanlarını daha erken fark eder. Ve bunlardan kendine görev çıkartır. Teorik birikimini artırmayı, ideolojik bakımdan kendini yenilemeyi ve örgütlü-partili mücadeleyle bütünleşmeyi gerçekten isteyip görev edinenler daha hızlı gelişip yol alırlar. Bu özelliklerle donanan devrimciler genel olarak zor koşullarda ve zorluklar karşısında daha dirençli bir pratik sergilerler. Bunları küçümseyen ve önemsemeyenlerin devrimci ömürleri kısa sürer.

Konu devrimcilik olduğunda; iddialı olmak, ideallere bağlılık, kararlılık, istek, ısrar, kolektif yaşamın içselleştirilmesi/yaşam biçimine dönüştürülmesi, ideolojik sağlamlılık, donanım ve sosyalist bilinç, militan devrimciliği şekillendiren ve devrimci niteliğin düzeyinin yükseltilmesini belirleyen temel etmenlerdir. Bu etmenlerin birbiri arasında diyalektik ilişki vardır, kurulması gerekir. Devrimciliğin sağlamlaşmasını belirleyen bu temel ögelerin toplamı, devrimci kişiliklerin olgunlaşarak, çelik kıvamında şekillenmesini sağlar.

İddiası güçlü ideolojik bakımdan gelişkin-donanımlı devrimci kişilik ancak böyle kazanılabilir. Devrimciliğin sağlamlık düzeyini belirleyen bu temel etkenleri kendinde bir araya getirmek demek, aynı zamanda burjuva devletin örgütlü devrimci yaşamdan kopuşma ve sıradanlaştırma saldırılarına karşı politik ve ideolojik barikat oluşturmak demektir.

Teorik bilinç düzeyini-marksist birikimini artıran bir devrimci özne bilinçlendikçe eksiklerini, zaaflarını ve zayıf yanlarını -bireyci tutum savunmacı değilse- daha erken fark eder. Ve bunlardan kendine görev çıkartır. Hemen her devrimci, kolektif yaşamında görmüş, tanık olmuş veya duymuştur. Teorik birikimini artırmayı, ideolojik bakımdan kendini yenilemeyi ve örgütlü-partili mücadeleyle bütünleşmeyi gerçekten isteyip görev edinenler daha hızlı gelişip yol alırlar. Bu özelliklerle donanan devrimciler genel olarak zor koşullarda ve zorluklar karşısında daha dirençli bir pratik sergilerler, sergilemişlerdir. Tersine bunları küçümseyen ve önemsemeyenlerin devrimci ömürleri kısa sürer, sürmüştür.

Teorik, ideolojik donanım, kolektif yaşam bilinci de partili yaşamla bütünleşme iddiasında olan devrimciler için önem arzeder. Yeterli bir teoriden, bilinçten yoksun pratik koşuşturma, önünü net görmede zorlanır bir süre sonra; tıkanma, bocalama ve yorgunluk başlar. Devrimciler hayattan öğrendiklerini kitaptan edindikleri bilgiyle birleştiremezlerse gerektiği gibi gelişip olgunlaşarak kendilerinde direngen partili bir kişilik yaratmada zorlanırlar. Yüzeysel, kitabi, ezberci ve parçalı kulaktan dolma bilgilerle edinilen bilinç, iddiayı, kararlılığı geliştirip güçlendiremez. Zor zamanlara göre kendini hazırlamaya yetmez.

Teori, bilinç, iddia, kararlılık ilişkisi üzerine, "Teori pratiğin vazgeçilmez ve bağımsız bir uğrağıdır. Kim ki sosyalist olarak güçlü eylemler yapmak istiyorsa güçlü bir teoriye sahip olmalıdır" demiş H. Heinz Holz. Marksizm bir eylem kılavuzu olduğundan ne kadar güçlü, derinlikli kavranırsa devrimci faaliyette bir o kadar verimli, sonuç alıcı olur. Devrimciler de, bu eylemler içerisinde kendilerini tanır, bulur, gelişip şekillenir. Karşı devrimin estirdiği/estireceği politik ve ideolojik saldırılarına da ancak bu şekilde karşı konulabilir.

Devrim ve sosyalizm tutkunlarının işi dünyayı yorumlamanın yanı sıra değiştirmek olduğundan, işleri kolay değildir. Türkiye ve Kürdistan'da devrimciler, Marksist Leninist komünistler dişe diş, burjuva devlet zoruna karşı devrimci zorla karşı koyarak mücadele yürütmekte. Mücadelenin sert- çatışmalı hali, devrimcileri sınayarak şekillendirmekte.

Bu mücadelenin ritmine uyum sağlayamayanlar da çıkar. Yorgunluklar, yalpalamalar, geri düşüşler, yılgınlıklar en fazla zor koşullar altında yürütülen mücadele süreçlerinde görülür. Bu bir yere kadar anlaşılırdır. Burada saflarda bu olumsuzlukların görülmesinin nedenleri üzerinde durmalıyız. Karamsarlıkların, yarı yolda kalmaların, zor karşısında direnç gösterilememenin nedenlerini, sorumlusunu tek başına dış etkenlerde aramak nesnel olmaz. İşin kolayına kaçmak olacağı gibi yanıltıcı da olur. Dış etkenlerin, koşulların rolünü, etkisini yadsımadan asıl dikkatleri içe çevirmek daha fazla devrimci sonuçlar çıkartmayı sağlar. Bu yöntem, eksik kalanların, varsa yanlış giden şeylerin açığa çıkarılmasını sağlar. İşin teorik, ideolojik, örgütsel eğitim ve benzeri boyutuna bir kez daha bakılmasına vesile olur.

İddiası güçlü, inançlı, kararlı devrimcilerin ve Marksist Leninist komünistlerin, proletaryanın ve ezilenlerin çıkarlarından başka bir çıkarı olmaz. Bu nedenledir ki bütün yaşamlarını, ilişkilerini, işlerini ve aile bağlarını mücadelenin çıkarlarına bağlı bir şekilde düzenlerler. İddiası güçlü, ne yapması ve yapılması noktasında kafası açık örgütlü, partili mücadeleyi özümsemiş bir devrimci özne, hiçbir gerekçeyle mücadelenin çıkarlarını ötelemez, yerine kişisel çıkarlarını koymaz, konulmasını mazur görmez.

Sınıf mücadelesinin ihtiyaçlarıyla bu bakış açısına göre ilişki kuran, konumlanmasını yapan devrimciler, karşı devrimin her türlü şiddetini göğüsleyerek bir şekilde etkisizleştirmeyi başarır. Tam da böylesi dönemlerde ideallere bağlılık, cesaret ve umut, devrimciler için daha fazla anlam kazanır. Ne yaptığını, ne yapması gerektiğini bilen bir devrimci bilinç ve bakış açısı umudu büyütüp çoğaltacağı gibi, umutla devrimcinin eylemine, mücadelesine güç katar, ivme kazandırır. Bu nedenledir ki, mücadelenin her aşamasında, özellikle de zor koşullarda; imkan ve olanakların kısıtlı olduğu zamanlarda umut devrimcilerin elinde daima en güçlü silah, direnç kaynağı olmuştur. Umut, iddiayı, cesareti diri tutar. En zor zamanlarda umudun ve cesaretin, devrimcilerin en güçlü dayanağı olmasındaki sır burada yatar.

Devrimciler yol insanlarıdır. Çıktıkları yolun kolay yürünemeyeceğinin, engebelerle dolu olduğunun farkındadırlar. Yürürken edindikleri, edinecekleri bilinçle, iddialarını güçlendirerek engelleri aşabilirler. Yol insanları, devrimciler için mücadele aynı zamanda sürekli kendini yenileyerek arınma süreçleridir. Arınma olmadan, iddia, kararlılık, cesaret ve umut; ataklık besinsiz kalır, zayıflar, iddia yitimi başlar.

Bu dönemde öncünün, devrimci politik öznelerin ve sınıf mücadelesinin saflarında Çernişevski'nin "Nasıl Yapmalı" kitabında yarattığı Rahmatov'ların çoğaltılmasına olan ihtiyaç daha fazla. Rahmatov mücadelenin en sert, en çatışmalı süreçlerine göre kendini hazırlar. Yaptığı bu politik ve ideolojik hazırlık, nerede ne yapması gerektiğini bilmesini sağlar. Yolundan şaşmamasını, tereddüt etmemesini sağlayacak bilinç açıklığına sahiptir Rahmatov.

Devrim, sosyalizm ve özgürlük mücadelesi yürütenler burjuva kapitalist sistemden ve onun koruyucusu devletinden daha güçlüdür. Çünkü davaları haklı ve meşrudur. Güçlerini de haklılıklarından ve mücadelenin meşruluğundan almaktadırlar.

Zoru ancak devrimci zor çözer. Devrimciler bu zorun gereklerine göre kendilerini yetiştirip hazırlarlar. Hazırlık, devrimci zorun ihtiyaçlarını karşılayacak tüm enstrümanları kapsar. Bunları gerektiği yerde ve gerektiği zamanda devreye sokacak olan ise, iddialarını, kararlılıklarını ve cesaretlerini, Marksist Leninist bilinçle, birikimle ve ideolojik donanımla bileyenler ve besleyen devrimciler ve komünistler olacaktır.

Geçici de olsa, sert rüzgarların estiği, fırtınalı zamanlar yaşanmakta. Mücadele bu zor koşullarda inatla, ısrarla, dişe diş sürdürülmekte. "Yaşamak için sertleşmek gerekliydi. O korkunç, fırtınalı yıllarda, ancak gerçekten çelik gibi sertleşenler her şeye dayanabilmiştir..." Çelik Böyle Setleşti kitabının ön sözünde bu şekilde tarif eder fırtınalı zor koşullara yenik düşmeyen devrimcileri.

"Bizce en iyisi ayağa kalkmak yeter artık demektir/ Vazgeçmemek için kırıntısında bile yaşamın/ karşı çıkmaktır var gücümüzle acıyı doğuranlara/ Yaşanır hale getirmektir/ Dünyayı bütün insanlığa." B. Brecht bu dizeleriyle çağrı yapar devrimcilere. Brecht'in bu çağrısı gün içinde; bu topraklarda -Türkiye ve Kürdistan'da- mücadele eden devrimciler, sosyalist yurtseverler ve devrimci komünistler için geçerlidir.

İddia, kararlılık, cesaret, ısrar ve bunları besleyecek olan bilinç arasındaki ilişkiyi doğru kuran devrimciler ancak bu çağrıyı karşılıksız bırakmaz...