3 Kasım 2024 Pazar

Makbule Özer için İzmir'de eylem

Makbule Özer hakkında verilen yeniden tutuklama kararına tepki gösteren İzmir Kadın Platformu, bu kararın hasta tutsakların ölüme terk edildiğinin örneklerinden olduğunu belirtti ve derhal vazgeçilmesini istedi.

Yüzde 60 engelli raporu bulunan ve çok sayıda hastalığı olan 81 yaşındaki Makbule Özer'in yeniden tutsak edilmesi İzmir'de protesto edildi. Adli Tıp Kurumu'nun "hapishanede kalabilir" raporuna tepki gösteren İzmir Kadın Platformu, Alsancak'ta bulunan Sevinç Pastanesi önünde bir araya geldi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi ve Hasta Mahpuslar Platformu'nun Kadın Komisyonlarının yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütü ve siyasi partinin katıldığı eylemde "Makbule Özer için adalet" yazılı pankartın taşındığı açıklamada sık sık, "Makbule Özer tutuklanamaz", "Jin, jiyan, azadî", "Kadın tutsaklar onurumuzdur" ve "Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz" sloganları atıldı.

'MAHPUSLARIN HAPİSHANEDE ÖLÜME TERK EDİLDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR'
Basın metnini okuyan Ruken Emektar, Özer'in yargılanma ve tutsaklık sürecini hatırlattı. Ağır hastalıkları nedeniyle hapishanede kalamayacağı yönünde bağımsız uzman raporlarını, Özer'in hayatını tek başına idame ettiremeyeceği ve ATK'na dahi tekerlekli sandalyeyle götürüldüğünü anımsatan Emektar, "Makbule Özer hakkında, 11 Kasım 2023 tarihinde yeniden yapılan değerlendirme sonrasında, sağlık sorunlarında herhangi bir değişiklik olmadığı kurul raporuna yansımasına rağmen 'R (rehabilitasyon) tipi cezaevi şartlarında kalmasının uygun olduğu'na dair karar verilmiştir. Bir önceki raporda ATK 3. İhtisas Kurulu yaptığı tetkikler sonrası verdiği rapora, 'Tedavisiz kalması kemik kırığı riski yaratmaktadır. Yaşı dikkate alındığında uzun vadede risk oluşturabilir' notu düşülmüştü. Raporunun devamında Makbule Özer'in, hapishanede banyodayken kayarak düştüğü ve sağ el parmağında kırık oluştuğu tespitine yer vermişti. ATK'nin Özer'in yaşı ve hastalıkları artmasına rağmen böylesi bir rapor hazırlanmış olması ATK'nin kararları ile mahpusların hapishanelerde ölüme terk edildiğini göstermektedir. Bu durumun tıbbi, hukuki ve vicdani açıdan ayrı ayrı ağır sorumluluğu bulunmaktadır ve evrensel hekimlik değerleriyle bağdaşmamaktadır" dedi.

'BÜTÜN HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER YAŞAM HAKKININ SAĞLANMASINA BAĞLIDIR'
R tipi hapishanelerin Türkiye'de sadece İzmir ve Elazığ illerinde bulunduğunu paylaşan Emektar, "Hak ihlallerinin yoğun olduğu, mahpusların sağlık hakkı başta olmak üzere hiçbir hakkına erişemediği, mahpusların rehabilite edilmediği aksine hapishaneye konulduktan sonra hastalıklarının daha da ilerlediği R tipi hapishanelerinden birine gönderilmesi Özer'in en başta yaşam hakkının riske atıldığı açıkça görülmektedir. Yaşam hakkı, bütün hak ve özgürlüklerin temelini oluşturması bakımından belirleyici nitelik taşımaktadır. İnsan haklarının ilki olan yaşam hakkı ve bu hakka saygı, bütün diğer hakların gerçekleşebilmesi için vazgeçilmez temeli oluşturmaktadır. Bireyin diğer bütün haklarını ve özgürlüklerini kullanabilmesi yaşama hakkının sağlanmasına bağlıdır" ifadelerini kullandı.

'HASTA MAHPUSLARI DERHAL SERBEST BIRAKIN'
Emektar, Özer'in tutsaklığının hukuka aykırı olduğunu kaydetti ve devam etti: "Makbule Özer, pazartesi günü hapishaneye girecektir. Bir an önce bu hukuksuzluğa dur denilmelidir. Makbule Özer hakkında verilen bu karardan dönülmesi ve hasta mahpusların bir an önce serbest bırakılması konusunda yetkili makamlara çağrıda bulunuyoruz. Tüm hak savunucularının bu ihlale dur demek için harekete geçmelerini talep ediyoruz. Hapishanelerdeki ölümleri durdurun, hasta mahpusları derhal serbest bırakın."

Açıklama sloganlarla sona erdi.