25 Nisan 2025 Cuma

Koçyiğit: Meclis'in rol üstlenmesine ve gerçekçi bir yasal zemin oluşturulmasına ihtiyaç var

Meclis'te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit, "Sürecin daha detaylı ilerlemesi için Meclis'in rol üstlenmesine ve sürecin gerçekçi bir yasal zemininin oluşturulmasına ihtiyaç var" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bugünün Enfal katliamının yıldönümü olduğuna dikkat çeken Koçyiğit, "3 yıla yayılan bir süre zarfında Saddam Hüseyin rejimi tarafından 7'den 70'e Kürtlerin kimyasal silahlar da dahil birçok insanlık dışı yöntemle katledildiği günün adı. Enfal Katliamında yaşamını yitiren bütün insanlarımızı saygı, sevgi, minnet ve rahmetle anıyorum" dedi. Bu katliamın da diğer pek çok katliam gibi cezasız bırakıldığına işaret eden Koçyiğit, TBMM'nin de Enfal katliamını resmen tanıması yönünde çağrı yaptı. Bugünün aynı zamanda KCK operasyonlarının yıldönümü olduğunu hatırlatan Koçyiğit, "O gün karanlık bir el devreye girmişti ve çözüm çabalarını KCK operasyonlarıyla sabote etmek istemişti. Bu sabotajda da başarılı olmuştu. Bugün yeniden çözümün ve diyaloğun gereğinin altını vurgulamak istiyorum" dedi.

DEM Parti olarak ülke halklarının eşit, özgür ve gerçek anlamda demokratik bir ülkede yaşaması için mücadele ettiklerini ifade eden Koçyiğit, "Bu mücadelenin en temel başlıklarından birisi de müzakeredir. Biz müzakereyi demokratik Türkiye'den, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü mücadelesinden ayrı görmüyoruz. Bu mücadele ve müzakere dinamiğini birlikte yürütmek gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'ERDOĞAN'LA GÖRÜŞMEDE SÜRECİN AKSAYAN YÖNLERİ ELE ALINDI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İmralı heyeti arasında yapılan görüşmenin, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nı yeni bir aşamaya taşıyan önemli bir eşik olduğunu söyleyen Koçyiğit, "Bu görüşmede sürecin aksayan, tıkanan yönleri ele alındı. Sürecin dinamiği niteliğindeki adımın İmralı tecridinin lağvedilmesi olduğu ve sayın Öcalan'ın hedeflediği çalışmaların yapılması için gereken koşulların sağlanmasının gerekliliği bu görüşmede yeniden teyit edilmiş oldu" dedi.

Bu gündemi çarpıtan yaklaşımlar olduğunu vurgulayan Koçyiğit, "Madem ki silahlar sussun, silahlar devreden çıksın ve şiddet son bulsun isteniyor, o zaman neden bunu yapacak en önemli aktör şu anda tecrit altında tutuluyor? Bunun önüne neden engel konuluyor? Ve çözümü ve barışı istemeyenin kim olduğunu, bütün bu tablo içerisinde kamuoyu nezdinde yeniden sormak istiyoruz. Şimdi bu tarihsel sorunu ve ülkenin sırtındaki en büyük yükü kaldırmaya beraber karar verdiysek, madem böyle bir yola girdiysek, madem herkesin çok büyük anlamlar yüklediği tarihsel bir eşikteysek, o zaman neden hala içtihattan ve usulden dem vuruluyor? Bunu gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz" ifadelerini kullandı.

'MECLİS'İN ROL ÜSTLENMESİNE İHTİYAÇ VAR'
Bütün tartışmalara, görüşmelere ve çağrıya rağmen Meclis'te bu gündeme ilişkin hiçbir adım atılmadığının altını çizen Koçyiğit, Meclis'in sessizliğinin kaygı verici olduğunu belirtti. Meclis'in inisiyatif alması gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, buna ilişkin İmralı heyetinin bu hafta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşerek, sürecin yasal meseleleri, ceza infaz hukuku ve diğer başlıklara dair görüş alışverişi yapacağını belirtti. "Sürecin daha detaylı ilerlemesi için Meclis'in rol üstlenmesine ve sürecin gerçekçi bir yasal zemininin oluşturulmasına ihtiyaç var" diyen Koçyiğit, Meclis'in hızla sürece müdahil olması gerektiğini dile getirdi.

İmralı'da tecridin devam ettiğine işaret eden Koçyiğit, "Sayın Öcalan'la heyet dışında bir görüşme trafiği oluşmuş değil. Aile ile sınırlı bir görüşme oldu. Onun dışında heyetle sınırlı bir görüşme trafiği yürüyor. Bu, kabul edilebilir değil. Tecridin tamamen kaldırılması ve bu sürecin ilerletilebilmesi için sayın Öcalan'ın özgür yaşam ve çalışma koşullarının derhal ve hızla oluşturulması gerekiyor. İmralı heyeti dışındaki heyetlerin de adaya gitmesi gerekiyor" dedi.

'HAKSIZ YERE TUTUKLAMALAR DERHAL SON BULMALI'
Haksız yere tutuklamaların derhal sonlandırılması gerektiğinin altını çizen Koçyiğit, şöyle devam etti: "Gezi ve Kobanê gibi kumpas davalarının hızla ortadan kaldırılması, AYM ve AİHM kararlarının hemen uygulanması gerekiyor. Yine cezaevlerinde bugün ölümle burun buruna gelmiş hasta mahpusların amasız fakatsız derhal salıverilmesi gerekiyor. Onların en azından bu andan itibaren sağlıkları ve yaşam hakları için tahliye edilmeleri gerektiğini ifade edelim. Yine siyasi tutsaklara yönelik ayrımcı infaz hukukunun hızla gözden geçirilmesi gerekiyor. Kuyu tipi, Y ve S tipi cezaevlerinin lağvedilmesi, tek kişilik hücrelerin ve tecrit sisteminin terk edilmesi gerekiyor. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nda da vardı. İfade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin de hızla kaldırılması gerekiyor. Demokratik değerlerin özüne saldırmayacak şekilde herkesin görüşlerini ve düşüncelerini tartışabileceği, protesto hakkını kullanabileceği özgür ve demokratik bir Türkiye'ye ihtiyaç var. Bunun koşullarını oluşturmak bizzat hükümetin sorumluluğundadır."

'GENÇLER SUSMAK İSTEMİYOR'
Ülkenin sorunlarının bununla sınırlı olmadığını belirten Koçyiğit, "proje okulları" adı altında Milli Eğitim Bakanlığı'nın muhalif öğretmenleri açığa alarak ve sürgün ederek yerine kendi siyasi kadrolarını yerleştirdiğine işaret etti. "Milli Eğitim Bakanı da YÖK de eğitim sistemini AKP'nin ideolojik yaklaşımına göre şekillendirmek ve bu ideolojik bakış açısına göre yeni bir genç kuşak ve toplum inşa etmek istiyor. Bunun için kendi düşüncesinde olmayan herkesi bu süreçlerin dışına iten bir yaklaşım sergilediler" diyen Koçyiğit, lise öğrencilerinin öğretmenlerinin sürgün edilmesine karşı muazzam bir direniş sergilediğini vurguladı.

"Bu gençler susmak istemiyor. Bu gençler demokratik bir ülke istiyor, özgür ve eleştirel bir ortamda eğitim almak istiyor. Bilimsel düşünceye göre bir eğitim sistemi talep ediyorlar. Ama ne yazık ki bütün bunlardan uzak bir yaklaşım benimseyen bir Milli Eğitim Bakanı var" ifadelerini kullanan Koçyiğit, DEM Parti olarak lise öğrencilerinin yanında olduklarının altını çizdi ve proje okullarındaki atamaların geri çekilmesi çağrısı yaptı.

'İKLİM KANUNU SERMAYE LEHİNEDİR'
Meclis'e getirilecek İklim Kanunu'na dikkat çeken Koçyiğit, "Buna iklim yasası demek, iklimi ve doğayı koruyan bir yasa demek mümkün değil. Tam anlamıyla AKP iktidarının, sermayenin lehine yaptığı bir düzenlemedir. Ticari saiklerle hazırlandığını imzacı olan AKP'li vekiller de bizzat itiraf etti. Bu yasaya sonuna kadar muhalefet edeceğiz ve geçmemesi için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz" ifadelerini kullandı.

'NORMAL DOĞUM KADINLARIN KARARIDIR'
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koçyiğit, bir futbol maçında futbolcuların sahaya "Normal olan normal doğumdur" pankartıyla çıkmasına ilişkin soruya, "Bu konu, erkeklerin ya da spor sahalarına inmiş kişilerin karar vereceği bir şey değil. Bu, kadınların kararıdır. En nihayetinde kadınlar kendi bedenleriyle ilgili kararları vereceklerdir" dedi.