27 Nisan 2024 Cumartesi

KESK: Koranvirüse karşı önlemlerin kapsamı acilen genişletilsin

Dünya genelinde binlerce insanın yaşamını yitirdi, Türkiye'de vaka sayısı 5'e yükselen koronavirüs salgınına ilişkin açıklama yapan KESK, önlemlerin kapsamının acilen genişletilmesi için çağrı yaptı. Milyonlarca emekçinin yetirince beslenemediği için risk grubunda olduğunu belirten KESK, ücretlerin düzenlenmesin, fatura gibi giderlerin devlet tarafından karşılanmasını istedi.

Çin'de ortaya çıkan ve dünyanın pek çok ülkesine hızlıca yayılan koronavirüs nedeniyle ölümler hızla artıyor. Türkiye'ye de ulaşan virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 5'e yükseldi.Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), koronavirüse karşı alınan önlemlerin kapsamının genişletilmesi için acil çağrı yaptı.

Dün Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı tarafından açıklanan ek tedbirlerle birlikte bugüne kadar koronavirüs tehdidine karşı alınan önlemlerin halkın sağlığı bakımından önemli bir adım olduğunu kaydeden KESK, iktidarın ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere bakanlıkların virüs Türkiye'ye gelmeden önce kreşlerin kapatılması, okulların tatil edilmesi, koronavirüs testi yapılan hastanelerin sayısının artırılması gibi tedbirlerin alınmasını küçümseyen tutumlarına son vermesinin, sürece daha ciddiyetle yaklaşarak tedbirleri arttırmasının da umut verici olduğunu belirtti.

İki günde vaka sayısının 5'e yükselmesinin, önlemlerin genişletilmesi gerektiğini gösterdiğini vurgulayan KESK, aksi durumda tehdidin boyunlanacağını söyledi. Sürecin daha şeffaf bir şekilde yürütülmesinin, kamuoyunu doğru bilgilendirilmesinin çok daha önemli hale geldiğinin altını çizdi.

'MİLYONLARCA İNSAN SAĞLIKLI, YETERLİ BESLENME İÇİN GEREKLİ GELİRDEN MAHRUM'
Uzmanların, işisel temizlik, hijyen, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için beslenmenin önemine dikkat çektiğini ifade eden KESK, "Ancak ne yazık ki açlık sınırının 2 bin beş yüz TL'ye dayandığı günümüz koşullarında başta dar gelirliler, asgari ücretliler, emekliler, işçilerin ve kamu emekçilerinin önemli bir bölümünü de içeren milyonlarca insanımız sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmek için gerekli gelirden mahrumdur" dedi.

Arka arkaya yapılan zamlarla hayat pahalılığının halkın sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmesinin önündeki en önemli engel olduğuna dikkat çeken KESK, milyonlarca insanın en temel besin maddelere yönelik harcamalarını en asgari seviyeye çekmek zorunda kaldığını kaydetti.

KESK, "Bu nedenle koronavirüsün tehdit ettiği en önemli risk grupları sadece kronik hastalıkları-rahatsızlıkları olanlardan, belirli yaşın üzerinde olanlardan ibaret değildir. En dezavantajlı gruplara sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmekten uzak açlık sınırı altında bir yaşama itilen milyonlarca dar gelirli, asgari ücretli, emekli, işçi ve kamu emekçisi de girmektedir" diye kaydetti.

Virüsten korunmak için kullanılması gereken sabun, kolonya, maske, dezenfekte edici maddelerin yanı sıra özellikle bakliyat ürünlerinin fiyatlarında anormal derecede artış yapıldığını, bir çok yerde el altından satış yapıldığını ifade eden KESK, özel sektörde pek çok işyerinde işçilere ücretsiz izin dayatıldığını, tazminatsız işten çıkarma tehditlerinin arttığına da işaret etti. KESK, virüs tehdidine yönelik önlemler kapsamında kreşlerin kapatılması üzerine buralarda sözleşmeli çalışanların işlerine son verilmesi gibi emek karşıtı uygulamalarda da artış yaşanmasının öngörüldüğünü söyledi.

KESK, bu gelişmeler kapsamında koronavirüs tehdidine karşı alınacak önemlerin kapsamının genişletilmesine ilişkin şu temel önerileri sıraladı:

1- Öncelikle tüm riskli-dezavantajlı kesimleri önlemlerin kapsamı genişletilmelidir. 

Bu kapsamda;

Temel tüketim maddelerine, özellikle gıda ürünlerine yapılan zamlar geri çekilmelidir.
Virüsten koruyucu ürün ve malzemelerin (maske, kolonya, sıvı sabun vb) başta dar gelirliler olmak üzere halka ücretsiz dağıtımı yapılmalıdır.
Koronavirüs tehdidini ceplerini doldurmanın, emekçilerin haklarını budamanın fırsatı haline getirenlere göz yumulmamalı, denetimler artırılmalıdır. Halkın sağlığı ile oynayanlara ve emek düşmanlarına en ağır cezalar verilmelidir.
Dar gelirlilerin, asgari ücretlilerin, emekliklerin, işçilerin, kamu emekçilerinin gelirleri insanca yaşamlarına yetecek bir seviyeye çekilmelidir.
Virüsten korunmak için önelcikle temizlik, hijyen ve ısınma koşullarının yerine getirilmesi gerektiği bilinmektedir. Bu nedenle tehlike ortadan kaldırılıncaya kadar tüm dar gelirli kesimlerin su, elektrik, doğalgaz ihtiyacı devlet tarafından karşılanmalıdır.

2- Yurttaşların toplu bulunduğu yerlerdeki önlemler artırılmalıdır.

Halkın, yurttaşların toplu bulunduğu yerlerde-mekânlarda, (AVM'ler, ulaşım araçları, terminaller, garlar, ulaşım vasıtalarının mola verdiği tesisler, ibadethaneler, adliyeler vb.) derhal yoğunluğu azaltıcı önemler alınmalıdır. Söz konusu yerlerde- mekânlarda hijyenin sağlanması başta olmak üzere virüsten koruyucu önlemler vakit kaybetmeksizin artırılmalıdır.
Söz konusu yerlerde çalışanlara yönelik olarak herhangi bir hak kaybına yol açmaksızın yarı zamanlı çalışma, vardiyalı çalışma gibi, ücretli izin gibi uygulamalar hayata geçirilmelidir.
Özellikle yaşlı vatandaşlarımızın, emeklilerimizin elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarının ödemelerini, maaş çekme ve para gönderme işlemelerini PTT'lere ve Bankalara giderek yaptığı bilinmektedir. Söz konusu vatandaşlarımızın en önemli risk grubunda olduğu gözetilerek durum normalleşinceye kadar fatura ödenmeleri ertelenmelidir.

3- Kamusal hizmetlerin etkin verilmesine ve kamu emekçilerini korumaya yönelik önlemler artırılmalıdır.

Bu kapsamda öncelikle;

Sağlık emekçilerinin virüsten korunmasına yönelik önemler artırılmalı, sağlık emekçilerinin eldiven ve maske gibi en çok ihtiyaç duyduğu eşyalara ulaşımı konusundaki sıkıntılar derhal ortadan kaldırılmalıdır.
Başta hastaneler ve sağlık kurumları olmak üzere tüm kamu kurumlarında hem vatandaşları hem de kamu personelinin korunması için acilen hijyenin sağlanmasına yönelik önemler alınarak kalıcı hale getirilmelidir. Hijyene yönelik tüm malzemeler kamu kurum ve kuruşları tarafından temin edilmelidir.
Tüm kamuda eşi ister kamuda ister özel sektörde çalışsın erkek-kadın ayrımı yapılmadan tüm kamu personelini kapsayan, dönüşümlü ücretli ebeveyn izni, herhangi bir hak kaybı yaşanmaksızın, hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir.

4- Vakaların yaşandığı İil ya da iller biran önce açıklanmalıdır.

Süreci şeffaflıkla yürüteceğini açıklayan Sağlık Bakanlığı'nın virüs testi pozitif çıkan kişilerin adını açıklamaması elbette ki kişisel güvenlik ve hasta hakları açısından anlaşılabilir bir durumdur. Ancak vakaların yaşandığı ilin ya da illerin açıklanmamasını anlamak mümkün değildir.

İktidarın, Sağlık Bakanlığı'nın 'halk paniğe kapılır' gerekçesi ile vakaların yaşandığı il ya da illeri açıklamadığı düşünülebilir. Oysa bu durumda tüm ülkenin paniğe kapılma ihtimalinin daha fazla artırıldığı görülmelidir. Nitekim şu ana kadar Dünyada virüsün görüldüğü tüm ülkelerin hükümetleri vakaların yaşandığı şehirleri, bölgeleri açıklamıştır. Söz konusu bölgeleri çevreleme, izole etme, kontrol altına alma gibi özel önemler aldığı bilinmektedir. Dolayısıyla ülkemizde de vakaların yaşandığı il ya da iller bir an önce açıklanmalı ve buralardaki koruyucu önlemleri artırmalıdır. 

5- Koronavirüs testi yapılabilen hastanelerin sayısı ülke genelinde hızla arttırılmalıdır.

Ne yazık ki tehlike kapımıza dayanıncaya kadar uzunca bir süre sadece Ankara'da Kovid-19 testi yapılabilmiştir. Testin yapılabilineceği illere, ilk vakanın görüldüğü günden itibaren İstanbul, Erzurum, Antalya, Bursa, İzmir, Kayseri, Malatya, Adana gibi iller eklenmiştir. Bütün vatandaşlarımızın virüs tehdidine karşı korunması için söz konusu testin tüm ülkede yapılabileceği hastanelerin sayısı hızlı bir şekilde artırılmalıdır.